2024 GÜRCİSTAN SEÇİMLERİ: İÇ SİYASİ GERİLİMLER VE RUSYA İLE BATI’NIN ETKİSİ

upa-admin 10 Kasım 2024 171 Okunma 0
2024 GÜRCİSTAN SEÇİMLERİ: İÇ SİYASİ GERİLİMLER VE RUSYA İLE BATI’NIN ETKİSİ

Giriş

Gürcistan’da 26 Ekim 2024 tarihinde yapılan parlamento seçimleri, bölge ve dünya gündemini etkilemiştir. Seçim sonuçlarına göre, iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi oyların % 53,93’ünü alarak zaferini ilan etmiştir. Ancak muhalefet partileri ve bazı sivil toplum kuruluşları, seçimlerde Rusya eliyle hile yapıldığını iddia ederek sonuçları kabul etmemiş ve protesto gösterileri düzenlemiştir. Seçimlerin ardından muhalifler başkent Tiflis’teki protestolarda yeniden seçimlerin yapılmasını talep etmekte ve seçimlerin uluslararası gözetim altında yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunmaktadır.

Seçim sonuçlarına ilişkin ülke içerisinde tartışmalar devam ederken, Batı’dan ve Rusya’dan da seçimlere ilişkin tepkiler gelmekte ve belirsizlik durumu devam etmektedir. Rusya, üçüncü bir ülkenin Gürcistan’ın iradesine karışmaması gerektiğini savunurken, Batı’dan ise seçimlerin adil ve şeffaf bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini belirten açıklamalar mevcuttur. Bu makalede, Gürcistan seçimlerinin sonuçları, muhalefet ve iktidarın tepkileri, Batı ve Rusya’nın seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmeleri ile Rusya’nın Gürcistan üzerindeki etkisi ve geleceğe yönelik tahminler ele alınacaktır.

Gürcistan Meclisi Yapısı ve İşleyişi

Gürcistan, tek meclisli bir yasama organına sahiptir ve bu kurum Gürcistan Parlamentosu olarak adlandırılır. Yerel dilde “Sakartvelos Parlamenti” olarak bilinen parlamento, 150 üyeden oluşur ve bu üyeler, 4 yıllık bir dönem için halk tarafından seçilir. 2024 yılından itibaren, Gürcistan’da parlamenter seçimler orantılı temsil sistemi ile yapılmaktadır. Bu sistem, ittifakları yasaklayan, kapalı liste ve % 5 seçim barajı ile tek seçim bölgesinden seçilen üyelerden oluşmaktadır. Yeni sistemin amacı, Gürcistan’da demokratik süreçlerin güçlendirilmesi ve siyasi istikrarın sağlanmasıdır.

Gürcistan Parlamentosu, ülkenin merkezi yasama yetkisini elinde bulundurur. Bununla birlikte, Acara ve Abhazya özerk cumhuriyetlerinin parlamentoları, merkezi yetkilerin bir kısmını sınırlar. Parlamento, yasama faaliyetlerini yürütmekle, hükümeti denetlemekle ve ülkenin iç ve dış politikalarını şekillendirmekle görevlidir. Son dönemlerde Gürcistan Parlamentosu’nda çeşitli tartışmalı yasa tasarıları gündeme gelmiştir. Özellikle “Yabancı Etkinin Şeffaflığı” adlı yasa tasarısı büyük protestolara neden olmuştur. Bu tasarı, bütçelerinin % 20’sinden fazlasını yurt dışından alan sivil toplum ve medya kuruluşlarının “yabancı ajan” olarak kaydolmalarını zorunlu kılmaktadır. Muhalefet partileri ve sivil toplum örgütleri, bu yasanın demokratik hakları kısıtlayacağı endişesiyle karşı çıkmışlardır.

Genel olarak, Gürcistan Parlamentosu, ülkenin siyasi geleceğinde önemli bir rol oynamaktadır. Yasama süreçlerini yürütürken halkın taleplerine ve uluslararası toplumun beklentilerine dikkat etmektedir. Gürcistan’ın Avrupa Birliği ve NATO ile entegrasyon süreci, Parlamento’nun gündeminde önemli bir yer tutmaktadır.

Gürcistan’da Yer Alan Siyasi Partiler

Bu sene gerçekleştirilen ve hâlâ tartışması devam eden genel seçimlere geçmeden önce Gürcistan’da yer alan ve siyaset bilimi literatürümüzde çok az bir yeri kaplayan Gürcistan siyasi partilerini ve partilerin ideolojilerine ilişkin bilgileri paylaşmak istiyorum.

Gürcistan’daki siyasi partiler, genellikle ülkenin Avrupa Birliği ve NATO ile entegrasyonunu destekleyenler ve Rusya ile daha yakın ilişkiler kurmayı hedefleyenler olarak iki ana gruba ayrılmaktadır. Bu da, ülkenin dış müdahale ve etkiye açık olduğunun en önemli göstergesidir. Partiler koalisyon temelinde oluşmakta ve “AB ve NATO yanlısı veya Rusya destekçisi” olarak lanse edilen siyasetçiler tarafından politika üretmektedirler. Halk, seçim dönemlerinde partilerin izledikleri kampanyalardan ziyade siyasetçilerin benimsedikleri ilkeler üzerinden partileri değerlendiriyorlar. Örneğin, bir parti liderinin Ukrayna Savaşı’na ilişkin yaptığı bir söyleşiye göre Batı yanlısı ya da Rus destekçisi olduğuna yönelik kıstaslar yapılmaktadır. Bu nedenle, siyasi partilerin programında yer alan ideolojik ilkeler genel hatlarıyla yüzeysel kalmaktadır.

Ana hatlarıyla Gürcistan seçim sisteminde yer alan siyasi partiler ve partilerin siyasi eğilimleri şunlardır:

Gürcü Rüyası (Georgian Dream): Merkez sağda yer alan muhafazakâr ve milliyetçi politikalar izleyen siyasi bir partidir. Rusya ile daha yakın ilişkiler kurmayı hedeflemekte ve bu doğrultuda siyasi program ve misyon yürütmektedir. Partinin şu anki Genel Başkanı ve ülkenin de Başbakanı olan Irakli Kobakhidze’dir. Parti, 2012 yılında milyarder işadamı ve Kremlin ile iyi ilişkileri bulunan oligark Bidzina İvanishvili tarafından kurulmuştur. Parti, aynı yıl gerçekleştirilen seçimlerde Gürcü Rüyası olarak adlandırılan bir koalisyonun parçası olarak sahneye çıkmıştır. Koalisyon, hem Batı yanlısı liberal, hem de NATO karşıtı milliyetçi partileri içermekteydi. Batı yanlısı gruplar daha çok Avrupa Birliği’ne girmeyi hedeflerken, NATO karşıtı milliyetçi grup ise özellikle Rusya ile siyasi, ekonomik ve askeri iş birliği konusunda siyasi fikirlere sahiptiler. Daha sonra Gürcü Rüyası bu iki grubun sentezinden oluşan daha çok merkez sağ çizgisinde siyaset yürütmeye başladı. Gürcü Rüyası, 2016, 2020 ve son olarak 2024 genel seçimlerini kazandıktan sonra şu an için Gürcistan’ın en güçlü siyasi partisi olarak meclisteki yerini almaktadır.

Birleşik Ulusal Hareket (United National Movement): Liberal muhafazakâr çizgide politika yapan siyasi bir partidir. Batı yanlısı politikalarıyla tanınmaktadır. Tina Bokuchava partinin Genel Başkanı olarak görev yaparken, partinin onursal başkanı, görevi kötüye kullanmak ve muhalefet milletvekilinin ağır şekilde yaralanmasını organize etmek suçundan hapishanede bulunan Mikhail Saakashvili’dir. 2001 yılında Saakashvili ve Vano Merabişvili tarafından kurulan partinin programında Avrupa Birliği ile entegrasyon ve NATO’ya üye olma misyonu bulunmaktadır. Muhalefet pozisyonunda yer alan partinin şu an için tek motivasyonu 2004’ten 2013 yılına kadar iki dönem üst üste Cumhurbaşkanı olarak görev yapan kurucu lideri Saakashvili’nin özgürlüğüdür. Partinin önden giden üyeleri Saakashvili’nin özgürlüğü ile birlikte Gürcistan’ında özgürleşeceğine inanmaktadırlar.

Güçlü Gürcistan (Strong Georgia): Merkez solda ve liberal çizgide yer alan parti ekonomik reformlar ve yolsuzluklarla mücadele politikaları izlemektedir. Geçtiğimiz Temmuz ayında Gürcistan’daki reformcu hareketlerle birlikte koalisyon şeklinde kurulan partinin lideri Mamuka Khazaradze’dir. Avrupa Birliği yanlısı olarak tanınan Khazaradze’nin siyaseti genellikle Batı liberal değerleriyle uyuşmaktadır. İlk seçimde % 8,81 oy alarak 13 milletvekili çıkaran parti, kendisini destekleyenler adına gelecek için umut vermektedir.

Değişim Koalisyonu (Change Coalition): 2024 genel seçimlerinden önce kurulan bir diğer merkez sağda yer alan liberal bir koalisyondur. Koalisyonda Rusya karşıtı Ahali, Girchi, Daha Fazla Özgürlük, Droa ve Cumhuriyetçi partiler ile Gelecek İçin Aktivistler hareketi yer almaktadır. Sosyal adalet, demokratik reformlar ve ekonomik refah üzerinden politika programını hazırlayan parti, Nika Gvaramia’nın liderliğine seçimlere katılmaktadır. İlk seçiminde % 11,03 oy alarak 17 milletvekili çıkaran parti, özellikle Gürcü gençlerin ilgisini çekmekte ve gelecekte iktidar olma adına iyimser bir şekilde umuda sahiptir.

Gürcistan İçin Gakharia (For Georgia): 2019-21 tarihleri arasında görev yapan eski Gürcistan Başbakanı Giorgi Gakharia tarafından kurulan Gürcistan’daki siyasi bir partidir. Görev ayrıldıktan sonra ekonomik kalkınma ve yolsuzlukla mücadele mottosuyla 2021 tarihinde partisini kuran Gakharia kendisni sosyal demokrat olarak tanıtmaktadır. Genellikle siyasi yelpazenin merkez ila merkez solunda yer alan partinin ideolojisinde sosyal liberalizm, yolsuzluk karşıtlığı, reformizm ve teknokrasiye dayalı misyonlar var.

26 Ekim 2024’de Gerçekleşen Seçim Sonucu

2024 yılı Gürcistan parlamento seçimlerinde, iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi % 53,93 oy alarak galip geldi. Bu sonuçla birlikte, Gürcü Rüyası Partisi meclisteki 150 koltuktan 89’unu elde etti. Muhalefet partileri ise toplamda 61 milletvekili çıkardı. Muhalefet partileri arasında Değişim Koalisyonu % 11,03 oy alarak 17 milletvekili, Gürcistan’ı Kurtarmak İçin Birlik % 10,16 oy alarak 15 milletvekili, Güçlü Gürcistan % 8,81 oy alarak 13 milletvekili ve Gakharia Gürcistan İçin % 7,77 oy alarak 10 milletvekili kazandı.

2020 yılı parlamento seçimlerinde ise Gürcü Rüyası Partisi % 48,22 oy alarak galip gelmişti. Bu sonuçla birlikte, Gürcü Rüyası Partisi meclisteki 150 koltuktan 90’ını elde etmişti. Muhalefet partileri ise toplamda 60 milletvekili çıkarmıştı. Muhalefet partileri arasında Birleşik Ulusal Hareket % 27,18 oy alarak 36 milletvekili, Avrupa Gürcistan Partisi % 3,79 oy alarak 5 milletvekili, Lelo % 3,15 oy alarak 4 milletvekili ve diğer partiler % 17,66 oy alarak 15 milletvekili kazanmıştı.

2024 seçim sonuçları, Gürcü Rüyası partisinin bir önceki seçimlere göre oy oranında artış yaşadığını ve meclisteki çoğunluğunu koruduğunu göstermektedir. Muhalefet partileri ise oy oranlarını ve milletvekili sayılarını artırarak mecliste daha güçlü bir temsil elde etmişlerdir. Bu durum, Gürcistan’da siyasi rekabetin arttığını ve muhalefetin güçlendiğini göstermektedir. 2024 seçim sonuçları, Gürcü Rüyası partisinin bir önceki seçimlere göre oy oranında yükseldiğini göstermektedir. Muhalefet partileri ise oy oranlarını ve milletvekili sayılarını korumaktadır. Bu durum, Gürcistan’da siyasi rekabetin geliştiğini gösterse de devlet otoritesinin zayıf olduğu ve kurumsal devlet yapısını tamamlayamayan Gürcistan’da seçimlere ilişkin siyasi tartışmalar ve belirsizlik hâkimiyetini koruyor.

Seçim Sonuçlarına Muhalefetten Gelen Tepkiler

İktidardaki Gürcü Rüyası partisinin zaferi ilan etmesiyle birlikte, muhalefet partileri seçim sonuçlarına sert tepki gösterdi ve geniş çaplı protestolar düzenledi. Seçim sonuçlarına Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili başta olmakta üzere diğer tüm muhalefet partileri itiraz etti. Zurabişvili, X hesabından ilk sonuçlar gelir gelmez kendi zaferini ilan eden gönderiler paylaştı. Muhalefet destekli kanallar oy sayımında ezici bir üstünlükle muhalefet partilerinin seçimi önde götürdüklerini iddia ederken, benzer şekilde iktidar partisi ve Başbakan Irakli Kobakhidze de X hesabından yapılan paylaşımlarda Gürcü Rüyası partisinin önde olduğunu ve seçimi kazanacaklarını belirtti. Bu iki iddialı kesimin oy sayımının bitiminde de durumu benzerdi. Muhalefet kanalları ile iktidarı destekleyen haber ajansları oy sayımının bittiğini ve kendilerinin seçimi kazandığını beyan ediyorlardı. Tiflis sokaklarından gelen görüntüler de hem muhalefet, hem de iktidar yanlıları seçim zaferini kutluyorlardı.

Resmi kurumdan yapılan açıklamalar sonrası iktidarın seçimi kazandığı sonucu ilan edilince, muhalefet, seçimlerde hile yapıldığını iddia ederek protesto gösterileri düzenledi. Zurabişvili, seçim sonuçlarını kabul etmediklerini ve Avrupa’ya katılım yolunda Rusya eliyle gerçekleşen siyasi bir operasyonla halkın iradesinin çalındığını belirterek destekçilerinden sokaklara çıkıp protesto çağrıları yaptı. Protesto çağrıları sonrası Tiflis’te yüz binlerce kişi sokaklara döküldü ve seçimlerin yeniden yapılmasını talep ettiler. Muhalefet liderleri, seçimlerin uluslararası gözetim altında yeniden düzenlenmesi gerektiğini savundu ve talepleri karşılanana kadar protestolarını sürdüreceklerini belirtti. Muhalefet liderlerinden Giorgi Vaşadze de seçimlerde Rusların hileyle Gürcü halkının kaderiyle oynadıklarını ve seçimlerin yeniden yapılması gerektiğini savundu.

Seçim sürecinde Rus ajanların eliyle ciddi usulsüzlükler yapıldığını iddia eden birçok muhalifler, özellikle kırsal bölgelerde oy satın alma ve seçmenleri tehdit etme gibi yöntemlerin kullanıldığını iddia ettiler.  Bir başka muhalif lider Tina Bokuchava, seçim sürecinde oyların çalındığını iddia ederek bu durumu “anayasal darbe” olarak nitelendirdi. Değişim Koalisyonu partisi içerisinde yer alan Lelo Koalisyon lideri Japaridze de seçimlerin gayrimeşru olduğunu savunarak, Gürcü Rüyası’nın Rusya’nın yardımıyla oylara hile karıştırarak zafer kazandığını belirtip: “Gayrimeşru seçimleri kabul etmeyeceğiz, gayrimeşru bir parlamentoyu tanımayacağız ve gerçek haklarımı alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Birleşik Ulusal Hareket Koalisyonu liderlerinden Giorgi Vashadze ise Batı’dan destek isteyerek bu seçimi tanımamalarını ve yeni bir seçim yapma adına Rusların yaptıkları hileler kanıtlayacaklarını beyan etti.

Batı’dan Gelen Tepkiler

Batılı ülkeler, seçimlerde usulsüzlük iddialarının soruşturulmasını talep ederken ABD ve Avrupa Birliği, seçimlerin tam olarak soruşturulması çağrısında bulundu. Avrupa Birliği (AB), Gürcistan’daki seçim sonuçlarına yönelik ciddi endişelerini dile getirdi. AB yetkilileri, seçim sürecinde yaşanan usulsüzlük iddialarının derhal soruşturulması gerektiğini vurguladı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Gürcistan’daki seçimlerin demokratik standartlara uygun olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek, “Gürcistan’da demokratik süreçlerin korunması ve güçlendirilmesi için uluslararası toplumun desteği önemlidir” şeklinde konuştu.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de benzer şekilde Gürcistan’daki seçim sonuçlarına yönelik endişelerini dile getirdi ve seçim sürecinde özellikle Rus ajanlarının eliyle yaşanan usulsüzlük iddialarının araştırılması çağrısında bulundu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gürcistan’ın siyasi liderlerini hukukun üstünlüğüne saygı göstermeye ve temel özgürlükleri korumaya davet etti. Blinken, “Gürcistan’daki seçim sürecindeki eksikliklerin giderilmesi ve demokratik süreçlerin güçlendirilmesi için birlikte çalışmalıyız” dedi.

Rusya’nın Gürcistan’daki Seçimlere Dair Yaklaşımları

Tiflis’te muhalefetin protestoları devam ederken, Moskova’da ise genel olarak Batılı siyasetçilerin hayal kırıklığına dair memnuniyet hakimdi. Muhalif liderlerinin seçimde Ruslar eliyle usulsüzlük iddialarına yönelik olarak Moskova, bu iddiaları yalanlarken, üçüncü bir ülkenin Gürcistan’ın kaderiyle oynamaması konusunda uyardı. Moskova seçim sonrası Tiflis’te yaşanan protesto ve Rus karşıtlığını yakından takip ediyor. Özellikle Rusya aleyhine yapılan karşıt politikalarda Abazhya ve Güney Osetya’nın özgürlüğüne yönelik siyasi söylemleri hassasiyetle inceliyorlar.

Rus politika uzmanlarına göre 26 Ekim’de gerçekleştirilen seçim AB ile Rusya arasında, başka bir deyişle savaş ve barış arasında gerçekleşen bir seçimdi. Ruslar iktidar partisi Gürcü Rüyası’nın zaferi sonrası Gürcistan’ın Batı yolunu terk edip Moskova nüfuz alanına döndüğünü düşünüyorlar. Rus uzmanlara göre muhalefet liderleri ile devlet başkanı Zurabişvili, Gürcistan’ı Rusya’nın karşısına ikinci bir Ukrayna’ya dönüştürmeye çalışırken, iktidar partisinin Tiflis’in dış politika hedeflerine Rusya ile doğrudan çatışmadan ve Gürcistan’ı AB ve ABD’nin bir aracı haline getirmeden ulaşabileceğine inanıyorlar.

Rusya’nın Gürcistan’ın tercihine ilişkin vizyonu, iktidar partisinin Kremlin ile sürdürdüğü diyalog ile doğrudan ilişkili. Ruslar Gürcistan’ı Batı ile temasını koparıp Rusya’nın güney hattında yeni bir çatışma alanının oluşmasını engellemek adına Tiflis’i bağımsız ya da Rusya’nın çıkarlarına dönük bir politikanın işlevsel gelmesini istiyorlar. Bu doğrultuda da Gürcistan anayasasının 78. maddesinde yer alan “Gürcistan’ın gelecekte AB ve NATO’ya tam entegrasyonu için anayasal organların mümkün olan tüm önlemleri alması” ifadesinin kaldırılması adına çalışmalar yürütüyorlar. Anayasada yer alan bu madde gereğince siyasi partiler kendi programlarını Batılı ülkelerle diplomatik ilişkileri geliştirme vizyonuyla şekillendirirken doğal olarak Rusya’yı karşı cepheye koyup potansiyel düşman konumuna getiriyorlar. Bu nedenle Kremlin anayasada yer alan bu maddeden rahatsızlık duyarak Batı’nın bu bölgedeki varlığını azaltma adına çalışmalar yürütüldüğü görülmektedir. Bu bağlamda Rusya, Gürcistan’da iktidar partisinin zaferini, Brüksel ve Washington’un pozisyonlarını zayıflatmak için olmasa bile bir fırsat, Tiflis ile Moskova arasındaki ilişkileri normalleştirmeye yönelik bir adım olarak görüyor.

Rusya’nın Gürcistan Üzerindeki Etkisi ve Bölgedeki Politikası

Rusya’nın Gürcistan üzerindeki etkisi, 19. yüzyıldan bu yana süregelen, tarihsel, politik, ekonomik ve askeri bir ilişkiyi ifade etmektedir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Gürcistan bağımsızlığını kazanmış olsa da Rusya’nın bu ülke üzerindeki etkisi ve stratejik çıkarları, hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde önemli bir konu olmuştur.

Gürcistan, tarihi boyunca birçok kez dış güçlerin etkisi altında kalmıştır. Hiçbir zaman güçlü bir imparatorluk kuramayan Gürcüler, genel olarak diğer imparatorlukların altında kendini idame ettirmeyi yeğlemiştir. 19. yüzyılda ise, Rusya, Gürcistan’ı imparatorluk sınırları içine dahil etti ve 1921’de Sovyetler Birliği’nin bir parçası olana kadar, Rus egemenliği altında kaldı. Bu dönem içerisinde özellikle Ortodoks Kilisesi üzerinden Ruslar Gürcistan’ı kültürel anlamda etkilemeye çalışmıştır. Sovyetler Birliğinin yıkılmasına kadar geçen süre boyunca iki devlet arasında siyasi ilişkiler gelişmiştir. Özellikle Gori, Tiflis doğumlu Sovyet Komünist lider Stalin önemli bir siyasi sembol olmuştur. Stalin’in Gürcistan’a özel imtiyazlı politikaları Moskova-Tiflis arasındaki diplomatik ilişkiyi geliştirmiştir.

Günümüzde, Gürcistan ve Rusya arasındaki ilişkiler, belirli bir mesafeye rağmen devam etmektedir. Gürcistan, Batı ile ilişkilerini güçlendirmeye ve Rusya’nın bölgedeki etkisini sınırlamaya çalışırken, Rusya bu çabaları engellemeye yönelik çeşitli stratejiler izlemektedir. Son yıllarda, Gürcistan’ın iç siyasetinde de önemli gelişmeler yaşanmış ve bazı siyasi liderler, Rusya ile daha yakın ilişkiler kurulması gerektiğini savunmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Gürcistan bağımsızlığını ilan etse de, diğer dağılan ülkeler gibi Moskova ile siyasi ilişkilerini dondurmadı. Ancak Tiflis ülkenin geleceğini Batı’da görmekteydi. Bu bağlamda Gürcistan ekonomik ve askeri anlamda kendini koruma altına alma adına AB ve NATO ile diplomatik yakınlaşmaya girdi. Yeltsin döneminde bu diplomatik ilişkilere karşılık Rusya’nın herhangi bir tepkisi olmasa da, 2000 yılında göreve başlayan mevcut devlet başkanı Putin sonrası Gürcistan’ın Batı’yla yakınlaşması Moskova açısından bir tehdit olarak algılanmaktadır. Özellikle Gürcistan’ın Batı’yla yakınlaşma adına NATO ile ilk ciddi toplantıların yapıldığı dönemde Rusya’nın tepkilerine neden oldu ve bu tepkiler 2008 yılında savaş boyutuna kadar geldi.

2008 yılında yaşanan çatışmanın temelleri bağımsızlık sonrası Gürcistan’daki iç siyasi istikrarsızlık, 2003 yılında gerçekleşen Gül Devrimi ve ayrılıkçı hareketlerin siyasi mücadelesiyle doğrudan ilişkilidir. Ukrayna Savaşı’ndaki nedenlere benzer şekilde Moskova, Abhazya ve Güney Osetya’daki Rus nüfuz alanının Batılı güçler eliyle asimile edilmeye çalıştığını iddia etmektedir. 2008 yılında gerçekleşen ve Rusya’nın kazanımlarıyla çıkılan savaş sonrası, Ruslar, Güney Osetya ve Abhazya bölgelerini de facto olarak ele geçirmiştir. Rusya’nın bu bölgedeki varlığını arttırması ile iki özerk bölgenin bağımsızlıklarını tanımasının ardından Gürcistan’ın Batıyla yakınlaşma çabalarının zora girdiğini belirtmeliyiz.

Bugün Gürcistan’ın Rusya tehdidine karşı Batı’yla entegrasyon çalışmaları ülkenin dış politikasının merkezinde yer alan hayati öneme sahip bir siyasi stratejidir. Gürcistan, NATO ve Avrupa Birliği’ne üyelik hedefleri doğrultusunda birçok reform gerçekleştirmekte ve bu hedeflerine ulaşmak için Batılı ülkelerle stratejik ortaklıklar kurmaktadır. Ancak bu Batı yanlısı duruş, Rusya tarafından tehdit olarak algılanmaktadır. Rusya, Gürcistan’ın Batı ile yakınlaşmasının bölgedeki nüfuzunu zayıflatacağını ve güvenliği için tehlike oluşturacağını düşünmektedir. Gürcistan’ın NATO üyeliği, Rusya için kırmızı bir hat teşkil etmekte, Rusya’nın Karadeniz’deki askeri varlığına ve Güney Kafkasya’daki stratejik çıkarlarına zarar vermektedir.

Rusya, Gürcistan’a yönelik ekonomik baskılarını da artırmıştır. Gürcistan, Rusya’nın enerji kaynaklarına bağımlı bir ülke olmakla birlikte, Rusya’nın Gürcistan’a yönelik enerji sevkiyatları ve ticaret engellemeleri, ülkenin ekonomik istikrarını tehdit etmiştir. Rusya, Gürcistan’a yönelik enerji ambargoları ve gıda ürünleri gibi ticari yaptırımlar uygulayarak, Gürcistan’ı zor bir ekonomik duruma sokmuştur. Öte yandan, Gürcistan, enerji çeşitliliği sağlamak amacıyla Batı ile enerji projelerine katılmakta ve Rusya’nın enerji pazarındaki egemenliğini kırmaya çalışmaktadır. Bu durum, Rusya ile Gürcistan arasındaki ekonomik ilişkileri de karmaşık hale getirmektedir. Bölgedeki dengeler, yalnızca Gürcistan ve Rusya arasında değil, aynı zamanda Batı ve Rusya arasındaki ilişkilerle de doğrudan bağlantılıdır. Rusya, Gürcistan üzerindeki etkisini sürdürmek için askeri, ekonomik ve diplomatik yolları kullanmaktadır. Diğer yandan, Gürcistan, Batı ile ilişkilerini derinleştirme çabalarını devam ettirmekte ve bu süreçte Rusya’nın direncini aşmaya çalışmaktadır.

Sonuç

Gürcistan’ın 2024 parlamento seçimleri, yalnızca ülkenin iç siyaseti açısından değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası düzeyde de derin etkiler yaratabilecek önemli bir dönüm noktasını işaret etmektedir. Seçim sonuçlarının ardından ortaya çıkan siyasi belirsizlik, Gürcistan’ın demokratik sürecinin ve kurumlarının ne denli zayıf bir noktada olduğunu gösterirken, ülkenin geleceği konusunda çeşitli tahminler ve senaryoların gelişmesine neden olmuştur.

İlk olarak, seçim sonuçları, Gürcistan’ın iç politik arenasındaki kutuplaşmanın ve siyasi rekabetin giderek arttığını gösteriyor. İktidarda olan Gürcü Rüyası’nın zaferi, parti içindeki denetim gücünü pekiştirse de, muhalefetin güçlenmesi ve halkın büyük kısmının seçim sonuçlarına duyduğu güvensizlik, siyasi istikrarsızlık riskini gözler önüne sermektedir. Öyle ki, seçim sonuçlarına yönelik itirazlar, protestolar ve uluslararası gözlemcilerin çağrıları, demokratik süreçlerin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha vurgulamıştır. Bu durum, Gürcistan’ın demokratik olgunluğunu sorgulayan bir tablo çizmekte, aynı zamanda bölgedeki stratejik dengenin sağlanması için gerekli olan siyasi bütünlüğün ne denli kırılgan olduğunu göstermektedir.

Gürcistan’daki iç siyasi kriz, aynı zamanda ülkenin dış politikasını da doğrudan etkilemektedir. Ülkenin Batı ile entegrasyon arayışındaki kararlılığı, Rusya’nın bölgedeki nüfuz alanını tehdit etmekte ve Moskova’nın buna karşılık olarak daha agresif bir politikayı benimsemesine yol açmaktadır. Gürcistan’ın NATO ve Avrupa Birliği ile yakınlaşma hedefleri, Rusya tarafından büyük bir tehdit olarak algılanmakta ve bu durum, Gürcistan’ı Batı ile ilişkilerinde daha fazla baskı altında bırakmaktadır. Öte yandan, Gürcü Rüyası’nın yönetimi, Batı ile işbirliği sürdürürken, aynı zamanda Rusya ile denge kurma çabalarını sürdürmekte ve bu da Gürcistan’ın dış politikada iki yönlü bir strateji izlemesine yol açmaktadır. Ancak, seçim sonuçları sonrası ortaya çıkan siyasi belirsizlik, bu stratejinin uzun vadede başarılı olup olmayacağı konusunda büyük bir soru işareti yaratmaktadır.

Bu bağlamda, Gürcistan’ın geleceği, yalnızca iç siyasetle değil, aynı zamanda bölgesel güç dinamikleriyle de şekillenecektir. Gürcistan, hem Batı, hem de Rusya arasındaki ince dengeyi koruma çabalarını sürdürse de, bu denge giderek daha zor bir hâl almaktadır. Rusya’nın Gürcistan’a yönelik daha fazla müdahale ve ekonomik baskılar uygulayarak ülkenin Batı ile olan ilişkilerini zayıflatmaya yönelik stratejileri, Gürcistan’ı dışarıdan gelen baskılarla karşı karşıya bırakmaktadır. Aynı zamanda, Batı’nın Gürcistan’a verdiği destek, ülkenin siyasi istikrarı açısından önemli bir faktör olmasına rağmen, Batı’nın Gürcistan’a yönelik uzun vadeli stratejileri de hala belirsizliğini korumaktadır.

Gürcistan’ın içindeki siyasi kutuplaşmanın derinleşmesi ve dışarıdan gelen baskılar, gelecekteki seçim süreçlerinin ve demokratik reformların ne kadar sürdürülebilir olacağı konusunda ciddi soruları gündeme getirmektedir. Siyasi krizlerin ve reform süreçlerinin, Gürcistan’ın Avrupa ile entegrasyon yolunda yaşadığı zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin geleceği, yalnızca iç siyasetteki denetim ve adaletin sağlanmasıyla değil, aynı zamanda bölgesel ilişkilerdeki dengelerin ne şekilde şekilleneceğiyle de doğrudan ilintilidir. Bu bağlamda, Gürcistan’ın Batı ile olan entegrasyon çabaları, Rusya’nın stratejik çıkarları ve uluslararası toplumun desteği, ülkenin gelecekteki siyasi istikrarı için belirleyici faktörler olacaktır. Gürcistan’ın yöneldiği bu belirsiz yolda, demokratik değerlerin korunması ve kurumsal reformların etkin bir şekilde uygulanması, ülkenin yalnızca iç barışını değil, aynı zamanda bölgesel güvenliğini de güvence altına alacak kritik öneme sahiptir.

Sonuç olarak, Gürcistan’ın siyasi geleceği, sadece iç politikasındaki gelişmelere değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası ilişkilerdeki dengeye de bağlıdır. Bu dengeyi sağlamada başarılı olup olmayacağı, hem Gürcistan’ın halkının demokratik taleplerine duyduğu yanıtla hem de ülkenin dış politikasındaki atacağı adımlarla doğrudan ilişkilidir. Gelecek, siyasi istikrarın pekiştirilmesi ve demokratik değerlerin hayata geçirilmesi noktasında, hem içerdeki hem de dışarıdaki güçlerin etkileri altında şekillenecektir.

Sadık ARPACI

Rusya Uzmanı

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.