Giriş
Dünyanın en büyük 19 ekonomisi ile Avrupa Birliği (AB) ve Afrika Birliği’ni bir araya getiren G20’nin Liderler Zirvesi, Pazartesi günü Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde başladı. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın ev sahipliğinde yapılan Zirve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımı ile gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında, “Gazze’de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre ‘felaket’ düzeyine ulaşmıştır.” ifadelerine yer verdi.
Erdoğan ve Lula
Zirve kapsamında üç farklı oturum gerçekleşecektir. İlk oturum Sosyal Kapsayıcılık ile Açlık ve Yoksullukla Mücadele, ikinci oturum Küresel Yönetişim Kurumlarının Reformu ve Son oturum ise Sürdürebilir Kalkınma ve Enerji başlığı ile düzenlenmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan, Zirvede Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yan yana oturdu.
Ana Temalar
G20 Liderler Zirvesi kapsamında “Sosyal Kapsayıcılık ile Açlık ve Yoksullukla Mücadele” oturumunda konuşmasında her 10 kişiden birinin açlıkla mücadele ettiği dünyada Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşılmadığı ve gayretlerin ise beklenen şekilde gerçekleştirmediğini dile getirmiştir. Erdoğan, Brezilya dönem başkanlığının “Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak” kurma seferberliğini, sadece stratejik bir girişim değil, ahlaki bir sorumluluk olarak da gördüklerini dile getirdi. Yoksullukla mücadele kapsamında sosyal güvenlik ağının gelişmesinde ve sosyal destek programlarının hedef kitleye ulaşmasına yönelik çalışmalara devam edileceğini de bir kez daha vurguladı.
2015 dönem başkanlığında ön plana çıkan G20 Gıda Güvenliği ve Sürdürebilirlik Gıda Sistemleri Eylem Planının küresel düzeyde bir etki yarattığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevre kirliliğini önlemek ve tasarruf etmeyi amaçlayan “Sıfır Atık Projesi“nin etkisine değindi.
G20 Liderler Zirvesinin en önemli gelişmelerinden biri de MIKTA liderlerinin yekpare bir duruş sergilemesi olmuştur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya arasındaki gayri resmî istişare ve eşgüdüm platformu MIKTA’nın liderleriyle bir araya geldi. Adil bir dünya ve sürdürülebilir bir gezegen inşa etmek için Türkiye’nin 2015’ten bu yana milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardımda bulunan ülkelerden biri olduğunun altını çizen Erdoğan, özellikle iç savaş sonrasında çatışma bölgelerinden kaçarak ülkemize sığınan yaklaşık 4 milyon göçmene ev sahipliği yaptığının da altını çizmiştir. Daha kapsayıcı, eşitlikçi ve adil bir dünya düzeninin gerekliliğini vurgularken, sloganlaşan “Dünya 5’ten büyüktür” ifadesini yeniden vurgulamıştır.
Erdoğan, ayrıca, uluslararası sistemin daha katılımcı, dengeli ve adil bir şekilde işlemesi gerektiğini, uluslararası örgütlerin özellikle BM’nin acil reforma ihtiyacı olduğu bir kez daha vurgulamıştır. 1945 yılında 51 üyesi bulunan bu BM örgütünün günümüzde 193 üyesi bulunmaktadır. İki kutuplu yapısal düzende devlet odaklı dış politika paradigmasının hâkim olduğu bir dönemde tanımlanan BM’nin görev tanımının günümüzde geçerliliğini yitirdiğini, sadece 5 daimi üyenin çıkarlarını önceleyen ve bu 5 ülkeye hizmet eden elitist bir yapıya dönüştüğünü bir kez daha altını çizmiştir. Uluslararası örgütlerin yapısal reformlar, kurumların işleyişindeki değişiklikler, kaynak yönetimi, diplomatik çözümler, önerilerin daha işlevli hale getirilmesi ve uluslararası hukukun güçlendirilmesi gibi alanlarda atılacak adımlar değişimin habercisi olacağını vurgulamıştır.
G20 Zirvesi, küresel adalet, sürdürebilirlik, kalkınma ve yoksulluğa Karşı birliktelik gibi ortak sorunların çözümüne yönelik önemli başlıkları içermesi yönünde dikkat çekmiştir. Özellikle, Zirve, 14 aydır devam eden İsrail-Filistin çatışmasında Gazze halkına yönelik devam eden insanlık dışı eylemlerin son bulmasına yönelik bir çağrı platformu olmuştur. Erdoğan, Batılı güçlerin desteğiyle İsrail’in bölgemizde estirdiği devlet terörünün insani maliyetinin her geçen gün arttığını belirterek, “bu devam eden zulme sessiz kalanları tarih affetmeyecektir” şeklinde konuşmuştur. Uluslararası sistemin sıcak çatışmalara sahne olduğu, devletler arası kutuplaşma veya ittifak ağlarının daha belirgin olduğu yeni dünya düzeninde uluslararası hukuk işlevsiz hale gelmiştir. Artan insan hakları ihlalleri karşısında birlik olma ruhu, adil ve kalıcı barışa yönelik çağrılar hız kazanmıştır. Savaş insanlar üzerinden gıda, barınma ve açlık gibi ağır sonuçlar doğururken, komşu ülkeler üzerinde kitlesel göç sorunlarını doğurmaktadır. Türkiye’nin göçmenlere yönelik kucaklayıcı girişimleri bu kapsamda örnek bir ülke olmasında sağlamaktadır. Bu kapsamda diğer ülkelerin daha duyarlı olması yönünde önemli çağrılara hizmet eden bu zirve, bir değişimin umudu olmuştur. Barışa giden yolu tıkayacak ve savaşı körükleyecek adımların bir an önce son bulmasına yönelik önemli söylemlerin yapıldığı bir zirve olmuştur.
G20 Liderler Zirvesi’ne katılan İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Ukrayna ve Ortadoğu’daki krizler devam ettiği sürece açlık ve yoksulluk sorunlarını çözmenin çok uzağında olduklarını, Rusya-Ukrayna Savaşı devam ettiği süreci Ukrayna’ya yönelik desteklerini devam ettireceklerini dile getirmiştir. Meloni, ABD’nin Ukrayna’ya yönelik askeri alandaki desteğini onayladığını ve bunun Rusya’nın katıldığı G20 arifesinde benzeri görülmemiş saldırganlığına bir yanıtıdır ifadelerinde bulundu.
G20 Zirvesi tüm ülkelerin ortak sorunlar (common goods) çerçevesinde ele aldığı konu başlıklarından meydana gelmiştir. Bu konular içerisinde en çok dikkat çeken ise iklim değişikliği konusu olmuştur. Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, iklim değişikliğiyle mücadelenin güçlendirilmesi için BM bünyesinde farklı aktörleri, süreçleri ve mekanizmaları bir araya getirecek İklim Değişikliği Konseyi kurulması önerisinde bulundu. Küresel kuzey ülkelerinin iklim sorunlarına daha fazla neden olduğu, sorumluluklardan kaçındığını dile getirmiş ve küresel sorunların çözümüne yönelik pasif bir duruş sergilediklerini ifade etmiştir. İklim krizi ile mücadele etme yönünde gerekli altyapının inşa edilmesi ve finanse edilmesi noktasında gelişmiş ülkelere yönelik daha fazla desteğin beklendiği aşikârdır.
Sonuç
Zirvenin en önemli başlıklarından biri ise uluslararası kurumların iflasına yönelik yapılan tanımlama olmuştur. İki büyük savaşın gölgesinde düzenlenen bu zirve barışın inşasına yönelik önemli rol oynayan ulusüstü kuruluşların pasif duruşuna dikkat çekmiştir. 2019 yılında küresel sorundan biri olarak tanımlanan Covid-19 döneminde de kurumların başarısızlığı ile karşı karşıya kalınmıştır.
Bu kapsamda, G-20 Zirvesi temsil edilmeyen ülkelerin temsiliyetini arttırma, mazlumların sesini daha fazla duyurmaya, savaşın sürekliliğine hizmet eden güçlerin daha fazla kınandığı, küresel sorunların daha fazla vurgulandığı önemli bir platform olmuştur.
Dr. Seda Gözde TOKATLI