TRUMP VE STARMER ARASINDAKİ “SOĞUKLUK” NEREYE KADAR?

upa-admin 31 Ocak 2025 74 Okunma 0
TRUMP VE STARMER ARASINDAKİ “SOĞUKLUK” NEREYE KADAR?

Temmuz 2024 seçimlerini kazanarak Birleşik Krallık Başbakanlık koltuğuna oturan Keir Starmer’ın bizzat kendisinin olmasa bile lideri olduğu partinin mensuplarının Donald Trump’a yaklaşımları, ABD seçimlerini Trump kazandığı taktirde Birleşik Krallık-ABD ilişkilerinin iyi seyretmeyeceği konusunda kaygılara sebebiyet vermişti. Üstelik İşçi Partililer arasında ABD seçimlerinde Trump’ın rakibi Kamala Harris’i açıkça destekleyenlerin olması bu kaygıları arttırmıştı.

ABD Başkanlık seçimlerini kazanan Trump’ın göreve başlama törenine Keir Starmer’ı davet etmemiş olması adeta kaygıları haklı çıkaran bir gelişme oldu. Starmer’ın törene davet edilmemiş olmayı “mesele” etmiyor olduğunu göstermeye çalışan Britanya kaynaklı açıklama ve yorumlar ise, aslında ortada bir “mesele” olduğunu işaret ediyor gibiydi. Gerçi törene Avrupa’nın tüm liderleri davet edilmiş değildi, ama davetli listesinde Britanya siyasetinde muhalefetin meşhur yüzü Nigel Farage yer alıyordu. Britanya Başbakanı’nın davet edilmediği törene muhalif lider Nigel Farage’nın davet edilmesi ile Trump-Starmer arasındaki “soğukluk” ilan edilmiş oldu; hatta iki devlet arasındaki ilişkileri “yumuşatma” görevinin Farage’a verilebileceği yolundaki yorumların yapılmış olması da oldukça dikkat çekiyordu.

Britanya’dan gelen haberler böylesine bir görevin Farage’a verilmesine pek de gerek kalmadığını gösteriyor; zira Starmer hükümeti bu “soğuk” havayı yumuşatma gayretine girmiş gibi. Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı, iki devlet arasındaki ilişkilerin “özel olduğuna” atıf yaparak, Avrupa’da bir savaşın, Ortadoğu’da kırılgan bir ateşkesin, uluslararası politikada “İran gibi aktörlerin” olduğu koşullarda iki devlet arasındaki ilişkilerin “kötüleşmesinin” mümkün olamayacağına işaret ederken, Trump ve Starmer’ın önümüzdeki günlerde bir araya geleceği haberleri geldi.

İki lider bir araya gelirse, gündemlerini  oluşturacak konuları tahmin etmek zor değil. Rusya-Ukrayna Savaşı, Ortadoğu sorunu, NATO ve savunma harcamaları, Çin ile ilişkiler ve iklim değişikliği ile küresel mücadelenin geleceği gündemi oluşturacak.

Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Starmer’ın kararlı bir Ukrayna destekçisi olduğu açık ve Starmer, bu kararlılığını tüm AB üyesi devletlerde de görmek istiyor. Trump’ın ise Ukrayna’ya destek anlamında böylesine bir kararlılığı yok; Trump, taraflardan herhangi birine destek vermekten öte, savaşın bir an önce sonlandırılmasına odaklanmış durumda. Trump’ın savaşın sonlandırılması amacıyla Rusya’ya yönelik yaptırımları arttırma sinyalleri veriyor olması, en azından bu aşamada Rusya-Ukrayna Savaşı üzerinden Trump-Starmer ilişkilerinin gerginleşmesine sebep olacak bir nedenin olmadığı varsayımında bulunmaya imkân tanıyor.

Ancak Trump-Starmer ilişkilerini gerecek bir unsur Trump’ın NATO üyelerinin savunma harcamalarını arttırması gerektiğinde ısrar ediyor olmasıdır. Britanya ekonomisinde yaşanan sorunlar nedeniyle, İşçi Partisi hükümetinin savunma harcamalarını arttırmakla birlikte, Trump’ın talep ettiği düzeyi (GSYİH’nın % 5’i) karşılamayacağı tahmin ediliyor.

Trump-Starmer ilişkilerinde gerginliğe sebep olacak bir diğer unsur ise Çin. Trump, Çin’i Batı için en büyük “tehdit” olarak görürken, Starmer’ın Çin ile ilişkileri geliştirme girişimleri dikkatlerden kaçmıyor. Starmer hükümetinin Çin ile ilişkileri iyileştirme girişimleri ülkenin ekonomik sorunlarına biraz olsun çare üretmek çabası olarak okunuyor olsa da, ABD’de bu girişimler ABD’ye “sonuç üretmeyecek bir gözdağı” verme çabası olarak okunuyor.

Hâl böyle iken ilişkileri gerecek diğer bir önemli faktör devreye giriyor; Trump’ın dış ticaret politikası. Trump’ın ithalatta vergileri artırma niyeti, temel ihracat pazarı ABD olan ülkelerde kaygı yaratırken, bu kaygının en büyük ticaret ortağı ABD olan Birleşik Krallık’ta yoğun hissedilmesi şaşırtıcı değil.

Trump-Starmer arasında gerginlik yaratma potansiyeli açık olan bu konular arasında iklim değişikliği ile mücadele meselesinin yeri ise kuvvetle muhtemel sınırlı kalacak gibi. Trump’ın iklim değişikliği şüphecisi/inkârcısı olduğu, Starmer’ın ise Trump Başkanlığının iklim değişikliği ile mücadeleyi olumsuz etkileyeceğini düşündüğü biliniyor. Ancak her iki lider için de iklim değişikliği meselesinin  çok öncelikli  bir konu olduğuna dair hiçbir belirti bulunmuyor.

Trump’dan gelen son açıklamalar ise, Trump-Starmer arasındaki “soğukluğun” siyasi fikirlerdeki farklılıklardan kaynaklandığı onaylıyor; ancak iki liderin birbirlerine yönelik mesajları bu farklılıkların “iyi ilişkileri” engellememesi gerektiğini düşündüklerini gösteriyor.

Doç. Dr. Dilek YİĞİT

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.