2025 AFGANİSTAN-PAKİSTAN SINIR ÇATIŞMASI VE ATEŞKESİ: BÖLGESEL GERİLİMDEN GEÇİCİ SÜKUNETE

upa-admin 21 Ekim 2025 2.307 Okunma 0
2025 AFGANİSTAN-PAKİSTAN SINIR ÇATIŞMASI VE ATEŞKESİ: BÖLGESEL GERİLİMDEN GEÇİCİ SÜKUNETE

Giriş

Afganistan ile Pakistan arasındaki ilişkiler, tarih boyunca sınır anlaşmazlıkları, güvenlik endişeleri, etnik kimlikler ve bölgesel güç mücadeleleri nedeniyle istikrarsız bir seyir izlemiştir. 2025 yılı, bu gerginliğin en şiddetli yansımalarından birine sahne olmuştur. Mart ayından itibaren tırmanan sınır çatışmaları, Ekim 2025’te onlarca can kaybına neden olmuş ve bölgesel istikrarı ciddi biçimde tehdit etmiştir. Ancak aynı ay içinde Katar ve Türkiye’nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes anlaşması, taraflara kısa süreli bir nefes aldırmıştır. Bu makale, söz konusu çatışmanın nedenlerini, gelişimini, ateşkes sürecini ve bölgesel yansımalarını incelemektedir.

Çatışmanın Arka Planı

Pakistan ile Afganistan arasındaki gerilim yeni değildir. 1893 tarihli Durand Hattı, iki ülke arasındaki tarihsel sınır anlaşmazlığının temelini oluşturur. Afganistan, bu sınırın etnik olarak Peştun nüfusu böldüğünü savunarak hiçbir zaman tam anlamıyla tanımamıştır. Pakistan ise hattı uluslararası sınır olarak kabul eder.

2021’de Taliban’ın Afganistan’da yeniden iktidara gelmesi, Pakistan tarafından başlangıçta stratejik bir kazanım olarak görülse de, bu beklenti kısa sürede yerini hayal kırıklığına bırakmıştır. Taliban yönetiminin, Pakistan’da faaliyet gösteren Tahrik-i Taliban Pakistan (TTP) adlı militan gruba yönelik adım atmaması, ilişkilerin hızla bozulmasına neden olmuştur. TTP, 2023’ten itibaren Pakistan güvenlik güçlerine yönelik saldırılarını artırmış; bu saldırıların Afganistan’dan planlandığı iddiaları iki ülkeyi karşı karşıya getirmiştir.

2025 Çatışmalarının Başlangıcı

2025’in ilk aylarından itibaren sınır bölgelerinde gerginlikler tırmanmaya başlamıştır. Mart ayında Torkham ve Chaman sınır geçitlerinde çıkan çatışmalar, çok sayıda askerin ölümüne yol açmıştır. Pakistan tarafı, Afganistan’dan gelen militanların saldırılar düzenlediğini; Taliban yönetimi ise Pakistan Ordusu’nun sınırı ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

En şiddetli çatışmalar ise Ekim 2025’te yaşanmıştır. Pakistan Hava Kuvvetleri’nin Afganistan’ın Khost ve Paktika vilayetlerinde TTP hedeflerini vurduğu iddia edilmiş, buna karşılık Afganistan sınır birlikleri Pakistan’ın Kurram ve Chaman bölgelerini top atışına tutmuştur. Bu çatışmalarda en az 80 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştır. Alınan haberlere göre ölenlerin çoğu sivil halktan oluşmaktadır. Bu olay, iki ülke arasındaki son on yılın en kanlı sınır çatışması olarak kayıtlara geçmiştir.

Uluslararası Tepkiler ve Arabuluculuk Çabaları

Çatışmaların hızla yayılması üzerine Birleşmiş Milletler, Katar, Türkiye ve Çin devreye girmiştir. Özellikle Katar, her iki tarafla da diplomatik kanallara sahip olması nedeniyle arabuluculukta kilit rol oynamıştır. Türkiye de NATO sonrası dönemde hem İslam dünyasında hem de Asya bölgesinde itibarlı bir aktör olarak sürece destek vermiştir. 11 Ekim 2025’te, Doha’da yapılan gizli görüşmeler sonucu taraflar, “sınır boyunca askeri operasyonların durdurulması” ve “ortak güvenlik komitesi kurulması” konusunda uzlaşmıştır. Bu anlaşma, medyada “AfPak Ateşkesi” olarak anılmıştır.

Ateşkesin Maddeleri ve Kırılgan Yapısı

AP News ve AlJazeera kaynaklarına göre ateşkesin temel maddeleri şunlardır:

  1. Taraflar sınır hattında yeni askeri operasyon başlatmayacaktır.
  2. Mülteci dönüşleri ve sınır güvenliği konularında ortak koordinasyon komitesi kurulacaktır.
  3. Pakistan, Afganistan’daki TTP hedeflerine yönelik tek taraflı hava saldırılarını durduracaktır.
  4. Afganistan, topraklarının Pakistan’a karşı saldırı amacıyla kullanılmaması için gerekli önlemleri alacaktır.

Ancak uzmanlar, bu anlaşmanın uzun ömürlü olacağına dair şüphelerini dile getirmiştir. Çünkü iki ülke arasındaki güven eksikliği, TTP’nin silahlı varlığı ve ekonomik kriz gibi unsurlar, ateşkesin sürdürülebilirliğini zayıflatmaktadır.

Mülteci Krizi ve Toplumsal Etkiler

Çatışmaların bir diğer boyutu da mülteci meselesidir. 2025 itibarıyla Pakistan’da yaklaşık 1,4 milyon kayıtlı Afgan mülteci yaşamaktadır. Pakistan hükümeti, bu mültecilerin “geçici statüsünü” iptal ederek sınır dışı etme sürecini hızlandırmıştır. Birleşmiş Milletler ve insan hakları örgütleri, bu uygulamayı “insani bir kriz” olarak nitelendirmiştir. Binlerce Afgan kadın aktivist ve gazeteci, geri gönderilmeleri hâlinde Taliban yönetimi tarafından hedef alınabileceklerini dile getirmiştir. Bu gelişme, iki ülke halkı arasında tarihsel dostluk bağlarını da zedelemekte; toplumsal önyargı ve güvensizlikleri körüklemektedir.

Bölgesel Yansımalar ve Jeopolitik Etkiler

Afganistan–Pakistan hattındaki çatışma, yalnızca iki ülkenin meselesi değildir.

  • Hindistan, Afganistan’daki gelişmeleri yakından izlemekte ve Pakistan’ın bölgesel etkisini sınırlamak istemektedir.
  • Çin, hem Afganistan’ın yeniden inşasında hem de Pakistan’daki “Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru” (CPEC) projesinde istikrarı hayati görmektedir.
  • İran ve Rusya ise, ABD sonrası dönemde Taliban ile teması sürdürerek bölgedeki güç dengesini şekillendirmeye çalışmaktadır.

Dolayısıyla, Afganistan-Pakistan gerilimi, Asya’da yeni bir güvenlik hattı oluşturmaktadır.

Sonuç ve Değerlendirme

2025 Afganistan–Pakistan çatışması, iki ülke arasındaki tarihsel güvensizliğin ne kadar derin olduğunu bir kez daha göstermiştir. Katar ve Türkiye’nin girişimiyle sağlanan ateşkes, geçici bir rahatlama sunsa da, yapısal sorunları çözmekten uzaktır. Çatışmanın temel nedenleri olan TTP tehdidi, Durand Hattı anlaşmazlığı, mülteci politikaları ve ekonomik istikrarsızlık, uzun vadeli çözüm gerektirmektedir.

Kalıcı barışın sağlanabilmesi için:

  • Ortak güvenlik mekanizmaları kurulmalı,
  • Ekonomik iş birliği teşvik edilmeli,
  • Mülteci politikalarında insani yaklaşım benimsenmeli,
  • Uluslararası toplum, bölgesel diyalogu desteklemelidir.

Aksi takdirde, 2025’te imzalanan ateşkes sadece bir “ara dönem sessizliği” olarak kalacak; bölgede yeni bir çatışma dalgası kaçınılmaz olacaktır.

Oğuzhan MANİOĞLU

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.