4 ŞUBAT ATİNA MİTİNGİ VE MAKEDONYA İSMİ KAVGASI

upa-admin 06 Şubat 2018 2.485 Okunma 0
4 ŞUBAT ATİNA MİTİNGİ VE MAKEDONYA İSMİ KAVGASI

“Selanik sınıfın en güzel kızı gibiydi, herkes onu istiyordu ama kimse tam manasıyla elde edemiyordu.”

Bir süre önce sosyal medya kanallarından Twitter’da gördüğüm bu paylaşım, beni hem güldürmüş, hem de düşündürmüştü… Öyle ki, içinde derin bir Selanik sevgisi olan ve hemen her yıl bu güzel şehri ziyaret eden birisi olarak, gerçekten de bu övgüye layık gördüğüm bir şehirdir Selanik… Tarihi ve doğal güzelliğinin yanına bir de tarihe nam salmış ve adını ölümsüzleştirmiş Makedonyalılar olarak adlandırdığımız Büyük İskender ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün[1] köklerinin bu bölgeden olması, var olan sevgimi iyiden iyiye artıran etkenlerdendir.

Selanik’in Makedonya bölgesinin başkenti olduğunu göz önünde bulundurarak başlığımıza dönecek olursak, uzunca bir süredir devam eden ve üzerine sayılamayacak derece çok makale, kitap ve değerlendirme yazılan Makedonya’nın ismi sorunu, son zamanlarda yine gündemi meşgul eder oldu. Geçen hafta sonu (4 Şubat Pazar) Atina’nın meşhur Syntagma Meydanı’nda toplanan yüzbinlerce Yunan, hep bir ağızdan “Makedonya Yunanistandır” diye bağırdı. Bilindiği üzere, eski Yugoslav Cumhuriyetlerinden Üsküp başkentli Makedonya (FYROM), gerek isim hakkı, gerekse antik Makedonya ve Makedonya’nın milli kahramanları üzerinden yürüttüğü siyaset nedeniyle Yunanistan’ın tepkisini yıllardır çekmektedir.

Gerek tarihsel, gerekse etnik manada baktığımızda, Makedonya’nın da, Büyük İskender ve atalarının da Helen orijinli olduğunu görürüz. Tarihsel Makedonya’nın sadece kuzey kısmında hüküm süren bugünkü Makedonya (FYROM) ise, ne etnik, ne de tarihsel manada bu saydığımız değerlerle bir bağa sahip değildir. Makedonya coğrafyasının sadece bir kısmına sahip olmakla bu değerleri içselleştirmek, kelimenin tam manasıyla “tarihsel vizyonsuzluk ve çapsızlık” olarak adlandırılabilir.

Yunanistan’ın gerek isim, gerekse de etnik ve tarihsel bağ iddiası, olaya tarihsel ve tarafsız gözle bakan hemen herkesin rahat bir şekilde anlayabileceği ve değerlendirebileceği bir nesnelliktedir. Yunan halkını bu noktada gereksiz endişe taşımak ve fevri olmakla suçlamak haksız bir duruştur. Nitekim Makedonya (FYROM) başkenti Üsküp sokaklarını gezdiğinizde, hemen her köşeden fırlayan devasa Büyük İskender ve II. Filip heykelleri, şayet önlem alınmazsa, Makedonya (FYROM) tarafından bu kültürün sahiplenileceği anlamını taşımaktadır. Bu noktada uyanık olan Yunanistan ise, işi en baştan sıkı tutmuş; 1991 yılından beri Makedonya’nın tek bu isimle anılmasını engellemiş ve FYROM (Eski Yugoslavya Makedonya Cumhuriyeti) ismini kullanmasını istemiştir. Başta AB, NATO ve BM olmak üzere pek çok devlet FYROM şeklinde tanırken, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülke ise siyasi sebeplerden dolayı Makedonya Cumhuriyeti ismi ile tanımışlardır.

Son zamanlarda siyasi açıdan iyice dar bir alana sıkışan Makedonya (FYROM), yeniden Yunanistan ile pazarlık masasına oturmak istediğini açıkça belli etmiştir. Yunanistan’ın uzunca bir süredir NATO ve AB üyeliğini veto etmesinin tek gerekçesinin bu isim sorunu olduğunu bilen bu ülke, şimdi bu sorundan kurtuluş yolları aramaktadır. Yunanistan’da 4 Şubat 2018 Pazar günü Atina’nın meşhur Syntagma (Anayasa) Meydanı’nda toplanan ve hemen hepsi farklı siyasi partilerden ve görüşlerden gelen Yunanların ortak sözü, “Makedonya Yunandır, Yunan kalacak” olmuştur. Üstelik sadece Atina’nın yerel halkı değil, başta Adalar olmak üzere tüm Yunanistan’dan yüzlerce insan Atina’ya Syntagma Meydanı’na sırf bu miting için akmıştır. Yunan halkı için milli ve manevi bir mesele olan bu husus, şüphesiz konuya tarafsız gözle bakan kişilerce de Yunanistan lehine değerlendirilecek bir konudur. Dünya tarihi ve medeniyetinin arka planında önemli bir yere sahip olan Büyük İskender ve Makedon kültürünün günümüz Yunanistan’ı ile bağları ortada iken, bu adını andığımız kişi ve devletlerden yüzlerce yıl sonra bölgeye gelmiş olan Slav kökenli bir grubun kendisine 19. yüzyılın siyasi çalkantısında milliyetçilik akımının bir gereği olarak Makedon adını vermesi, tarihsel manada Makedonyalı olduğu anlamına gelmemektedir.

Yunanistanlı dostlarımın bu konuda güzel bir benzetmesi vardır. Şöyle derler; Mustafa Kemal Atatürk nerede doğdu? Selanik’te, peki Mustafa Kemal Atatürk Selanik’te doğdu ve Selanik bugün Yunanistan toprağı diye onu Yunan ilan edebilir miyiz? Yunan tarihinin bir parçasıdır ve bizim tarihsel misyonumuzdur diyebilir miyiz? Tabii ki hayır. Mustafa Kemal Atatürk nasıl ki Türk ve Türk tarihinin bir parçası olup, Yunan tarihinin bir yerinde değil ise, bugün Makedon topraklarının bir kısmında yaşayan Slav halkının da Büyük İskender ve Makedon geçmiş ile bir bağı bulunmamaktadır.

Tarihsel ve etnik olayları salt günümüz siyasi olaylarına bağlayıp tarafgirlikle değerlendirdiğimizde, ortaya bu gibi akıl almaz ve içinden çıkılmaz olaylar zinciri doğmaktadır. Yunan halkı geçmişte olduğu gibi ve 4 Şubat’ta Atina’da olduğu gibi bugünden sonra da Makedonya ismine ve Büyük İskender’e sahip çıkacaktır. Bu durum, sadece siyasi bir isim kavgası değil, tarihsel bir mirasın bunu hak etmeyen bir varis tarafından talan edilmesinin de önüne geçme kavgasıdır.

 

Ali İzzet KEÇECİ

 

 

[1] Falih Rıfkı Atay, Çankaya adlı eserinde Atatürk  için “Son Makedonyalı” demektedir.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.