MACARİSTAN VE TÜRKİYE: POPÜLİZM KARŞISINDA MUHALEFETİN AĞIR YENİLGİLERİ

upa-admin 05 Haziran 2023 440 Okunma 0
MACARİSTAN VE TÜRKİYE: POPÜLİZM KARŞISINDA MUHALEFETİN AĞIR YENİLGİLERİ

Macaristan ve Türkiye, Rusya’yla birlikte popülist siyasetin Avrupa’daki üç önemli örnek ülkesinden biri. Ayrıca Macaristan’daki Orban iktidarı, tıpkı Türkiye’deki Erdoğan rejimi gibi sağ popülist bir siyaset anlayışına sahip. Her iki ülkedeki iktidar-muhalefet ilişkileri de birbirine benzer. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri ne yazık ki bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Şöyle ki, geçen sene yapılan seçimde Macar muhalefeti Orban karşısında güç birliğine gitti. 6’lı masanın bir benzeri orada da vardı. Ancak seçimi yine de Orban’ın sağ koalisyonu kazandı. Üstelik rakibi Peter Marki-Zav’a 18 puan fark atarak.

Gelecekte yapılacak Türk seçimlerinin geçmişteki kopyası gibiydi Macar seçimleri. İki ülke ve iki seçim arasındaki benzerlikler en azından dört noktada inkar edilemez bir kesinliğe işaret etmektedir. Bu benzerlikler üzerinden nerede ve neyin hatalı gittiği meselesini irdeleyelim.

(1) Macar seçimlerinde pek çok kamuoyu şirketi muhalefeti önde gösteriyordu. Bu verilere bakarak Orban’ın gideceğini düşünen yorumcu sayısı azımsanmayacak düzeye ulaşmıştı. Ama tersi oldu. Benzeri bir çuvallama hali 14 Mayıs örneğinde de karşımıza çıktı. Yapılan anketlerin ortalamasına bakıldığında Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı geçiyordu. Hatta birkaç ünlü firma seçimlerin ilk turda Kılıçdaroğlu lehine sonuçlanacağını iddia etti.

(2) İkinci sonuç, popüler aday meselesiyle ilgili. Budapeşte Macaristan’ın en kalabalık şehri. Belediye muhalefetin elinde. Belediye başkanı Gergely Karacsony muhalefetin ortak adayı olan Peter Marki-Zav’a göre çok daha popüler bir adaydı. Popüler aday yerine Zav ile seçime gidildi ve seçim kaybedildi. Bu durum, Türkiye’deki tartışmalar bakımından da önemli. Çünkü muhalefet bloku halka daha fazla karşılık bulan İmamoğlu ve Yavaş yerine daha az beğeni toplayan Kılıçdaroğlu ile seçime girmeyi tercih etti. Sonuç herkesin malumu.

(3) Diğer bir önemli benzerlik merkez-çevre karşıtlığı üzerinden formüle edilebilir. Türkiye’de olduğu gibi Macaristan’da da iktidar taşrada ve küçük kentlerde, muhalefet ise büyük kentlerde güçlü. Bu bağlamda, iktidar ile muhalefet arasındaki siyasal bölünme bir yanıyla da siyasal sosyolojik bir bölünme. Kentli orta ve üst sınıflar ülkenin yönetilme biçiminden rahatsız. Ama sayısal çoğunlukları durumu değiştirmeye yetmiyor.

(4) Macaristan muhalefeti parlamenter sistem önerisi ve Orban karşıtlığı üzerinden bir seçim kampanyası yürüttü. Türk muhalefeti ise binlerce sayfalık sıkıcı bir ortak mutabakat metnini temel izlek olarak kabul etti. En azından görünüşte parlamenter sistem hedefini esas alan pozitif bir kampanya ön plana çıktı. Ama kalp işaretleri ve gülücüklerle seçmene ulaşmaya çalışan bu pozitifliğin arkasındaki temel motivasyon unsuru şüphesiz ki Erdoğan’dı. Seçmen kitlesi Erdoğan gitsin de yerine ne gelirse gelsin motivasyonuyla hareket etti. Yükselen beklentiler karşısında sonuç büyük bir hüsrandı. Bu arada birinci turdan ikinci tura geçerken yeni kampanya dilinin negatifleştiği ve kaba milliyetçiliğe göz kırpıldığına da tanıklık ettik. Seçimin kazanan tarafları, yani Orban ve Erdoğan ise sağ koalisyonu genişleten manevralar yaptı. Ayrıca her iki lider için de ortak söylem ulus-devlet çıkarlarını ön plana çıkaran sağ popülist bir dildi. Bu söylem başarılı oldu.

Sonuç olarak şunu diyebiliriz: Yerel seçim başarısı kendiliğinden bir şekilde genel seçim başarısına yol açmıyor. Ayrıca sağ popülist bir lideri sandıkta yenmek için tercihen sağcı, ayrıca her halükarda mücadele ettiğiniz iktidar kadar popüler ve popülist bir karizmatik lidere ihtiyacınız var. Elinizde karizmatik lider yoksa başarı şansınız da yok. Macar muhalefetini takip eden Türk muhalefeti ne yazık ki bu genellemenin en son kanıtı oldu.

Kapak Fotoğrafı: Aydınlık 

Doç. Dr. Armağan ÖZTÜRK

Artvin Çoruh Üniversitesi

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.