Zafer: “Savaşta kazanılan başarı, yengi”, “Bir yarışma veya uğraşıda çaba harcayarak elde edilen başarı”.
Giriş
Zafer Partisi’nin kuruluş süreci ve politikaları; milliyetçilik kuramları, göç ve siyaset, popülizm, aşırı sağ gibi başlıklar çerçevesinde değerlendirilebilecek nüveler barındırmaktadır. Bununla birlikte, bu yazıda akademik bir incelemeye ve kuramsal bir tartışmaya yer verilmeyecektir. Bu değerlendirme, Ümit Özdağ’ın siyasal geçmişi ve Zafer Partisi’nin 14-28 Mayıs 2023 genel seçimlerindeki yaklaşımları üzerine eğilen özet bir gözlem yazısı niteliğindedir.
Ümit Özdağ ve MHP İlişkisi
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 3 Mart 1961 tarihinde babası subay Muzaffer Özdağ’ın görevli bulunduğu Japonya-Tokyo’da dünyaya gelmiştir. Özdağ; aile bağlantıları, akademik çalışmaları ve siyasal görevleriyle milliyetçi siyasette önemli bir tanınırlığa sahiptir. Özdağ, Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) 19 Kasım 2006 tarihli sekizinci olağan kongresi öncesi Genel Başkanlığa aday olduğunu açıklamıştır. Öte yandan, kongreden kısa bir süre önce parti yönetimi tarafından ihraç edilmesi nedeniyle adaylık süreci kuvveden fiile geçmemiştir. İlerleyen süreçte partisine dönme imkânı yakalayan Özdağ, 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde MHP’nin Gaziantep birinci sıra milletvekili adayı olmuş ve parlamentoda temsil imkânı yakalamıştır. 1 Kasım 2015 genel seçimlerinden kısa bir süre sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı görevine getirilen Özdağ, parti içi kongre çağrısında bulunmasını takiben 2016 yılının Şubat ayında bu görevinden istifa etmiştir. Özdağ, 2016 yılı Nisan ayında MHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklamış, ancak parti genel merkezi ile muhalif lider adaylarının mahkemelik olduğu tartışmalı bir sürecin sonunda partisinden ihraç edilmiştir .
Özdağ’ın MHP’li yılları
İYİ Parti’li Yıllar
Özdağ, MHP’deki olaylı kongre sürecinde ön plana çıkan muhalif liderlerden Meral Akşener ve Koray Aydın ile birlikte 25 Ekim 2017 tarihinde İYİ Parti’yi kurmuştur. Partide Genel Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen Özdağ, 24 Haziran 2018 seçimlerinde İYİ Parti İstanbul milletvekili seçilmiştir. Özdağ, İYİ Parti’nin göç politikalarında öne çıkan isim olmuştur. Türkiye’nin hedef olduğu göç hareketlerini bir bekâ sorunu olarak ele alan Özdağ, bu dönemde hazırlamış olduğu yayınlar ve gerçekleştirmiş olduğu etkinliklerle kamuoyunun dikkatini göç meselesi üzerine çekmiştir. Özdağ, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya yönelik söylemleri nedeniyle partisinden ihraç edilmiştir. Mahkeme kararıyla İYİ Parti’ye geri dönen Özdağ, 2021 yılı Mart ayında partisinden istifa etmiştir.
Zafer Partisi Dönemi
İYİ Parti’den istifası sonrası yeni parti kurma hazırlıklarına başlayan Özdağ, Ayyıldız Hareketi adıyla giriştiği oluşumla partisinin temellerini atmıştır. Özdağ, 26 Ağustos 2021 tarihinde kurulan Zafer Partisi’nin Kurucu Genel Başkanı olmuştur. Partinin kuruluş tarihi olarak seçilen 26 Ağustos, Türk tarihinde sembolik bir öneme sahip olmasıyla dikkat çekmiştir. Parti amblemi ise ay ve yıldız şeklinde tasarlanan bir meşale ile ön plana çıkmıştır. Parti programı ve kuruluş manifestosunda göç meselesi, ülkenin öncelikli siyasal gündemi olarak değerlendirilmiştir. Parti kuruluş manifestosunda yer verilen; “…İstiklal Harbimizin üzerinden 100 sene geçtiği bugünler yine ülkemize emperyalizm saldırmaktadır. 100 sene önce Anadolu’da Türk Milletinin hukukuna son vermek için kiralık Yunan ordusunu kullanan emperyalizm bu kez kavimler göçü benzeri bir stratejik göç mühendisliği ile Türkiye’ye sürdüğü milyonlarca sığınmacı ve kaçak ile saldırmaktadır…” ifadesi, Zafer Partisi’nin göç meselesini ulusal güvenlik bağlamında ele aldığını gösteren önemli örnekler arasında yer almıştır. Milliyetçi kimliği ve göç karşıtı politikalarıyla ön plana çıkan Zafer Partisi’nin ilk seçim tecrübesi, 14 Mayıs 2023 tarihli Cumhurbaşkanlığı ve 28. dönem parlamento seçimleri olmuştur.
Zafer Partisi Resmi Logosu
ATA İttifakı ve Seçim Süreci
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş ve seçim sistemindeki değişiklikler ile birlikte, ülke geneli seçim barajının % 7’ye düşmesi gibi etmenler çerçevesinde, siyasal partiler ittifak politikalarına öncelik vermiştir. Hazine yardımından faydalanmak için % 3’lük oy oranının gerekliliği, ittifakları besleyen bir diğer önemli faktör olmuştur. ATA İttifakı, Zafer Partisi öncülüğünde 11 Mart 2023 tarihinde resmiyet kazanmıştır. İttifak, Cumhurbaşkanı adayı olarak ülkücü camianın tanınırlık sahibi isimlerinden MHP eski milletvekili Sinan Oğan’ı belirlemiştir. İttifak, Zafer Partisi politikalarına benzer biçimde seçim sürecinde de; terörle mücadele, ulusal güvenlik ve göç meselesine öncelik vermiştir. İttifak ve Sinan Oğan, Türkiye’deki tüm düzensiz göçmenlerin ve “sığınmacıların” bir yıl içerisinde geri gönderilecekleri vaadinde bulunmuştur. Oğan, duruma atfettiği önemi vurgulamak amacıyla Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde imzalayacağı ilk kararnamenin geri gönderme odaklı olacağı beyanında bulunmuştur. Tersine beyin göçü politikaları da ittifakın önem verdiği konu başlıkları arasında yer almıştır. Zafer Partisi, 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde % 2,23 oranına ulaşırken, 1.216.399 oy almıştır. ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan ise elde etmiş olduğu % 5,17’lik oy oranı ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalmasında kritik bir role sahip olmuştur. 14 Mayıs seçimlerini takiben ATA İttifakı dağılmış, ittifakın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, ikinci tur seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleme kararı almıştır . Öte yandan, ittifakın en önemli paydaşı Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Kemal Kılıçdaroğlu, 7 maddelik bir protokol üzerinde uzlaşı sağlamış ve Ümit Özdağ, ilgili protokol çerçevesinde Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu lehine bir pozisyon benimsemiştir.
Protokolde yer alan maddeler şunlar olmuştur ;
- Anayasamızın ilk 4 maddesi ve 66. madde de yer alan Türk Vatandaşlığı konusundaki tanımı ve içeriği korunacaktır.
- 1924 yılında kurulan milli-üniter-laik devletten asla taviz verilmeyecektir. Bu değerlere bağlı kalınacaktır.
- Başta Suriyeliler olmak üzere tüm sığınmacılar ve kaçaklar en geç 1 yıl içerisinde ülkelerine geri gönderilecektir.
- Devletin varlığı ve bütünlüğünü hedef alan başta FETÖ, PKK, IŞİD olmak üzere bütün terör örgütleri ile etkin ve kararlı mücadele edilecektir. Terörle mücadele çerçevesinde, terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine devlet görevlileri ataması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edilecektir. Terörle müzakere değil, mücadele edilecektir. Türkiye’nin milli ve üniter devlet yapısını hedef alan hiçbir siyasi ve hukuki düzenlemeye izin verilmeyecektir.
- Devletin bütün birimlerinde yapılacak görevlendirmelerde sadakat değil, liyakatin esas alınması sağlanacaktır.
- Bütün yolsuzluklar ile hukuk çerçevesinde çok etkin bir şekilde mücadele edilecektir.
- Devletin vatandaşına karşı şeffaf olunması ve açık davranması konularında tam mutabakata varılmıştır.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundan önce üzerinde uzlaştıkları 7 maddelik protokol metnine imza atıyor.
Genel Değerlendirme
Zafer Partisi, girmiş olduğu ilk seçim itibariyle “arafta” bir netice elde etmiştir. Öyle ki parti, yakalamış olduğu % 2,23’lük oy oranı ile ülke geneli seçim barajını aşamadığı gibi hazine yardımından da istifade edememiştir. Öte yandan, ittifakın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın elde ettiği oy oranının, Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci tura kalmasındaki rolü ittifak adına bir başarı olarak ele alınabilecektir. İkinci tura kalan adaylarca, ikna edilmesi gereken en önemli iki aktörün Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan olarak görülmesi, partinin ve politikalarının kamuoyunda daha güçlü bir şekilde tartışılması sonucunu doğurmuştur.
Zafer Partisi’nin başta göç karşıtı politikaları olmak üzere belirlemiş olduğu kırmızı çizgilerin CHP tarafından kabul edilmesi, aşırılık eleştirileri ile karşılaşan partinin, merkez siyaset nazarındaki meşruiyetini güçlendiren etmenler arasında yer almıştır. Zira partinin kuruluş manifestosunda da dile getirilen partiye yönelik “ırkçılık eleştirileri”, geliştirilen bu ittifakla nispeten geri plana itilmiştir. Zafer Partisi’nin ulus devlet konusundaki hassasiyetlerini, kendisini ulus devlet kurucusu olarak tanımlayan CHP’ye bir protokolle kabul ettirmiş olması, partinin moral gücünü arttıran bir diğer faktördür. Seçimlerin ikinci turunun da neticelenmesini takiben CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın CHP Genel Merkezi’nde bir görüşme gerçekleştirmesi, ittifakın ilerleyen dönemlerde de devam edebileceğine yönelik bir sinyal olarak yorumlanmıştır. Bu durum ilerleyen süreçte ittifak içi dengeler ve İYİ Parti’nin ittifaktaki konumu bağlamında tartışma doğurabilecek bir nitelik taşımaktadır.
Seçimlerin ikinci turuna giderken CHP ve Zafer Partisi’nin imzalamış olduğu ittifak protokolünün dördüncü maddesinde yer alan ve kamuoyunda “kayyum maddesi” olarak nitelendirilen koşulun, Kürt seçmenlerin desteğini olumsuz etkilediği düşünülmektedir. Bilhassa Kürt seçmenlerin yoğunlaştığı bölgelerde seçimlerin ikinci turuna katılımın nispeten düşük kaldığı gözlemlenmektedir. Bu durum, farklı çalışmalarda tüm yönleriyle analiz edilmesi gereken ipuçları barındırmaktadır. Öte yandan, bu sonuçlar, iki parti arasındaki ittifak ilişkisinin devamının, muhalif bloktaki esnek dengeleri köklü bir şekilde değiştirebilme potansiyeli taşıdığına işaret etmektedir. Zafer Partisi’nin ittifak ortaklığı aynı anda hem CHP-İYİ Parti, hem de CHP-HDP ilişkilerini etkileyebilecek zorlu bir tercih konumundadır. İttifakın devamı, CHP’nin kırsaldaki ve büyükşehirlerin çeperlerindeki milliyetçi kesimlere ulaşmasında kolaylaştırıcı bir unsur olabileceği gibi, özellikle Kürt seçmenlerin yoğun biçimde yaşadığı büyükşehirlerde CHP/Millet İttifakı adaylarına güç kaybettirebilme potansiyeli taşımaktadır. İttifakın devamının CHP’nin göç politikalarını da şahinleştirecek bir niteliğe sahip olması, CHP’nin geleneksel ulus devlet hassasiyeti yüksek kanadı ile sosyal demokrat çizgisi arasındaki hararetli ilişkiyi de kristalize edebilecektir. Tartışılan zorluklara karşın merkez siyasal aktörlerle tesis edilecek ve güçlendirilecek iş birliklerinin, Zafer Partisi’nin muhalif kamuoyundaki “saygınlığını/meşruiyetini” yükseltebileceğini belirtmek mümkündür. Hazine yardımı elde edemeyen partinin yaklaşan yerel seçimlerde ulaşabileceği kazanımlar, partinin siyasal hayatta müstakil bir milliyetçi alternatif teşkil etmesinde kritik bir önemi haizdir.
Ahmet CEYLAN & İsa USLU