TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR DÖNEME Mİ GİRİLİYOR?

upa-admin 19 Temmuz 2023 976 Okunma 0
TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR DÖNEME Mİ GİRİLİYOR?

Giriş

Tarihsel perspektiften bakıldığında, 2000’li yıllar sonrasında olumlu bir ivme kazanan Türkiye-Rusya ilişkileri, son günlerde yeni bir döneme girip girmeyeceği yönünde tartışma konusu olmuş durumdadır. Bu tartışma konularının tekrar gündeme gelmesinde etkili olan birtakım gelişmeler yer almıştır. Bunların en başında Tahıl Koridoru Anlaşması’nın yenilenmemesi ve Ankara’nın Finlandiya ve İsveç kararı bulunmaktadır.

Son Dönem İkili İlişkiler 

Türkiye ve Rusya arasındaki ikili ilişkiler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bağlamında şekillenmeye devam etmektedir. Türkiye-Rusya ilişkileri, iki liderin iktidara gelişinin eş zamana denk gelmesi ve iki liderin de Batı’ya yönelik yaklaşımlarının benzer bir tutum oluşturması, iyi komşuluk geliştirilmesine yönelik niyet ve uluslararası konjonktürün yöneltmesi vesilesiyle yakınlık göstermiştir. Bu yakınlaşma başta ekonomi, siyasi ve askeri olmak üzere birçok konuda iki ülkeye de artı değer kazandırmıştır.

Öylesine yakın bir ilişki süreci yaşayan Türkiye ve Rusya, zaman zaman Batı karşıtı olmakla itham edilmiştir. Dahası bu yakınlık 24 Kasım 2015 tarihinde meydana gelen Rus jetinin düşürülmesi hususunda bile cereyan ederek; belki de büyük sonuçlara neden olacak hadise, iki liderin sıkı ilişkisi neticesinde sorunsuz bir şekilde atlatılmıştır. Böylesi kriz dönemlerini de sorunsuz şekilde atlatmayı başaran Türkiye ve Rusya, birkaç aydır ufak çaplı bir krizin eşiğinde gibi gözükmektedir. Yukarıda da bahsi geçen hususlardan ötürü, Rusya’nın Türkiye’ye dönük yaklaşımında yeni dönemde bazı farklılıklar olabileceği düşünülmektedir.

Tahıl Koridoru Anlaşması ve Güncel Meseleler

Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’ya yönelik işgal girişimi, uluslararası anlamda büyük tepkilere neden olmuştur. Sadece siyasi ya da askeri sonuçlar doğurmayan bu savaş, ekonomik ve gıda krizini de tetiklemiştir. Türkiye’nin diplomasi zaferi olarak görülen Tahıl Koridoru Anlaşması, doğabilecek gıda krizini önlemeye dönük atılmış en önemli ve en etkili adım olmuştur. 1 Ağustos 2022 tarihinde ilk geminin hareketinden itibaren bu anlaşma kapsamında binden fazla geminin geçtiği ve tonlarca tahılın gerekli lokasyonlara iletildiği bilinmektedir. Böylelikle Türkiye’nin girişimi küresel bir gıda krizinin önüne geçmiş gözükmektedir. 17 Temmuz 2023 tarihi itibariyle ikinci uzatması sona eren anlaşmanın üçüncüye uzatılması konusuna Rusya sıcak bakmamaktadır. Bu noktada, Rusya’nın iddiası, bu anlaşmanın küresel gıda krizinden ziyade Avrupa’nın gıda güvenliğini sağlayan bir duruma dönüştüğü yönündedir. Koridordan geçen tahılın yüzde 40’ının Avrupa’ya, yüzde 30’unun Asya’ya, yüzde 13’ünün Türkiye’ye, yüzde 12’sinin Afrika’ya ve yüzde 5’in ise Ortadoğu’ya taşınmış olduğu bilgisi de göz önünde bulundurulursa, Rusya’nın bu konuda haksız olduğunu söylemek yersiz olacaktır.

Rusya’nın üçüncü kez tahıl anlaşmasını uzatmaya yönelik gönülsüzlüğünde Türkiye faktörü ne kadar etkili olabilecek bunu zaman gösterecektir. Fakat Erdoğan’ın Putin ile benzer frekanslarda buluşabilmesi, yeni bir anlaşmanın da masaya gelebileceği beklentilerini yükseltmektedir. Fakat bu beklentinin gerçekleşebilmesi için konjonktürün birtakım kırılmalara uğraması gerekmektedir. Kırılımdan kasıt ise, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Finlandiya ve İsveç ile genişleme sürecini hızlandırmaya çalışmasına dönük Türkiye’nin yaklaşımıdır. NATO’nun Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasından itibaren Finlandiya ve İsveç’i bünyesine dahil etmesine yönelik direnç gösteren NATO ülkesi olan Türkiye olmuştur. Üç ülke arasında belirlenen mutabakata göre yön verilen süreçte, Finlandiya’nın gerekli şartları sağladığı belirlenmiş ve bu ülke Türkiye’nin onayıyla NATO’ya dahil olabilmiştir. Ancak İsveç için durum çok çetrefilli olmuş ve süreç uzadıkça uzamıştır. Bu noktada İsveç’in şartları yerine getirmekte yetersiz kaldığını söylemek mümkündür. Özellikle Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta gerçekleşen NATO Zirvesi’nden evvel Kurban Bayramı’nda İsveç’te Kuran-ı Kerim’in yakılması, dikkate değer olumsuz bir gelişme olmuştur. Nitekim sürece hem Türkiye, hem de İslam coğrafyası sert tepki göstermiştir. Süreç içerisinde Putin ise, Rusya’da böyle bir şeyin yapılamayacağını belirterek, Türkiye’ye yumuşak mesajlar vermeye ve İsveç’e karşı dolaylı yoldan cephe almasını işlemiştir. Kuran-ı Kerim yakma hadisesi İsveç’in NATO üyeliği konusunda işini zorlaştıracağı düşüncesi, Vilnius Zirvesi ile son bulmuştur. Türkiye, İsveç’in NATO üyeliğine müsaade etmiş ve son kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) bırakmıştır. Bu gelişmeye Rusya’nın yaklaşımı Türkiye ile Rusya arasında devam eden ilişkilerin şekillenmesinde büyük rol oynayacaktır.

Değerlendirme  

Türkiye-Rusya ilişkilerinin iyi bir ivme yakaladığı son 20 yıllık süreç, yeni bir döneme doğru evrilebilme noktasında kritik bir kırılma aşaması yaşamaktadır. Türkiye’nin NATO üyeliği konusunda önce Finlandiya’ya, daha sonrasında da İsveç’e yeşil ışık yakması, Ukrayna’nın da sürece dahil edilmesi konusunda irade beyanı Rusya’nın tepkisine neden olabilir ve sarsılmaz görülen ikili ilişkiler değişen konjonktürde ters düşebilir. Türkiye’nin seçimlerden sonra özellikle Batı’ya ve Avrupa Birliği’ne (AB) göz kırpması, geleneksel Batıcılık politikasına döneceği ve Rusya’ya karşı bir tavır takınacağı hususunda beklenti doğurmuştur. Bu da, Rusya’nın ilerleyen süreçte Türkiye’ye karşı mesafeli olmasını beraberinde getirebilir.

Türkiye’nin NATO’ya yeni üyelerin katılımına onay vermesi Rusya’nın beklentilerinin tersine işlediği söylenebilir. Fakat Rusya tarafının İsveç’in üyeliği için TBMM’den onay çıkmayacağını ümit eder tarzda bir yaklaşım içerisinde olması, kısa vadede Rusya’nın Türkiye ile ilişkilerine zarar vermez bir durumu göstermektedir. Yine Ağustos ayı içerisinde Putin’in Türkiye’ye ziyaret düzenleyeceği beklentileri, var olan ya da oluşabilecek sorunların çözümlenebilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Putin’in Türkiye’ye gideceği yönünde resmi bir açıklamada bulunmayan Moskova, süreci elimine etmeye ve kısmen de diplomatik mesajlar vererek Türkiye’nin hareket alanını kontrol altına almaya çalıştığı da söylenebilir.

Kapak fotoğrafı: https://www.fpri.org/article/2021/04/cooperation-competition-and-compartmentalization-russian-turkish-relations-and-their-implications-for-the-west/

Hüseyin YELTİN

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.