UKRAYNA KRİZİ BAĞLAMINDA NATO’NUN GENİŞLEME PLANLARI

upa-admin 26 Nisan 2014 2.236 Okunma 0
UKRAYNA KRİZİ BAĞLAMINDA NATO’NUN GENİŞLEME PLANLARI

1-2 Nisan 2014 tarihlerinde Brüksel’de Kuzey Atlantik askeri alyansa üye ülkelerin Dışişleri Bakanlarının görüşmesi yapıldı. Toplantının ilk gününün sonuçlarına göre, teşkilatın temsilcileri Ukrayna krizi bağlamında NATO üyesi ülkelerin savunma kapasitesini güçlendirme kararı aldılar. Ayrıca, alyans üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları Rusya ile askeri ve sivil alanda pratik işbirliğini tamamen durdurma konusunda anlaşmışlardır ve Ukrayna’nın savunma kapasitesinin artırılmasına yönelik önlemlere start verdiler. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen bildirdi ki, alyans Ukrayna’da mobil eğitim ekipleri yerleştirmeye hazırdır. “İTAR-TASS”ın Ukrayna Dışişleri Bakanı görevini yürüten Andrey Deşiç`e dayanarak verdiği bilgiye göre, NATO eğitimcilerinin ilk grubu artık bir sonraki hafta ülkeye geleceklerdir. Bunun yanı sıra, NATO Ukrayna`ya, ülkenin dış yardıma, aynı şekilde teknik desteğe ihtiyaçlarını değerlendirmek için uzmanlar gönderiyor (Bkz.: МИД Украины: безопасность в стране будет обсуждаться в рамках комиссии Украина-НАТО / “Информационное телеграфное агентство России”, 31 Mart 2014).

Fakat, alyans üyesi ülkelerin temsilcilerinin Brüksel’deki görüşmesinde Rusya sınırlarına yakın bulunan NATO üyesi ülkelere ek askeri kontenjanların gönderilmesi konusunda karar alınmadı. Böyle görüş kendi topraklarında NATO`nun daimi üslerinin kurulmasına çalışan Polonya’nın ve Baltık ülkelerin temsilcilerini hayal kırıklığına uğrattı.

Toplantının ikinci gününde ise 15 ülke – ABD, Polonya, İngiltere, Romanya, Estonya, Letonya, Slovakya, Danimarka, Norveç, Macaristan, Kanada, Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Ukrayna ve Litvanya temsilcileri NATO’nun genişleme politikasını, ayrıca teşkilatın başarısı ve gelişme perspektiflerini ele aldılar. Tartışmada söz konusu özellikle o oldu ki, alyans kendi genişleme politikasından vazgeçmiyor ve istenilen Avrupa ülkesini, eğer bu ülke buna hazırdırsa, gerekli kriterlere uygun gelirse ve tüm üye ülkeler için ortak olan değerleri – özgürlük, demokrasi ve güvenliği kabul ederse, üyeliğine kabul etmeye hazırdır.

Birçok Batılı ülkelerin, özellikle de alyans üyelerinin siyasi çevrelerinde böyle düşünüyorlar ki, NATO’nun Doğu’ya doğru genişlemesi Avrupa’da istikrarın sağlanması ve orada demokrasinin yayılmasına zemin oluşturmuştur. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry NATO ülkelerinin Dışişleri Bakanlarının Brüksel’de yapılan oturumundaki konuşmasında beyan etti ki, “NATO tarafından gerçekleştirilen açık kapı politikası çok sayıda ülkenin alyansa dahil olmalarına sadece zemin yaratmadı: o tüm dünyada güvenliğin ve refahın güçlendirilmesi için yeni fırsatlar açarak Avrupa’da demokrasinin, gelişmenin ve istikrarın yayılmasına neden oldu” (Bkz.: Джон Керри: “Двери НАТО открыты для любой европейской страны” / “Голос Америки”, 1 Nisan 2014).

NATO üyesi ülkelerin Brüksel’deki iki günlük toplantısında tartışmaya çıkarılan meseleler Ukrayna krizi ile NATO’nun genişleme politikası arasında ilişkinin olmasını bir kez daha teyit ediyor. Böyle bir ilişkinin olması (veya olmaması) meselesi son zamanlarda Batı uzman çevrelerinde geniş ele alınmıştır. Bu tartışmalarda temel görüş ayrılığı NATO’nun Doğu’ya genişlemesinin etkinliğine dair görüşle ilgilidir.

Muhafazakar politikacı ve yorumcu sayılan Pat Buchanan “Amerika’nın Sesi”ne verdiği röportajda bildiriyor: “Amerika ve Avrupa NATO’yu Rusya’nın “arka bahçesine getirerek” büyük hata yaptılar. Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyesi olmalarının hep aleyhine oldum. NATO için bu ülkelerin üye olarak kabul edilmesi hiçbir fayda vermez… “Soğuk Savaş” bittikten, Sovyet birlikleri Doğu’ya doğru çekildikten sonra NATO Rusya sınırlarına doğru ilerlememeliydi… ” (Bkz.: Михаил Гуткин, Виктория Купчинецкая. Расширение НАТО и аннексия Крыма – есть ли связь? / “Голос Америки”, 3 Nisan 2014).

Başkan George W. Bush yönetiminde ABD`nin Milli Güvenlik Konseyi’nin Rusya üzerine geçmiş başdanışmanı Thomas Graham “Amerika’nın Sesi”ne röportajında Gürcistan ve Ukrayna’nın alyansa üye olmaları perspektifinden konuşurken bildiriyor: “bana göre, son yıllarda, NATO Doğu’ya doğru genişlemesine sınırlama koymaktan vazgeçtiği bir dönemde yanlış yapıldı… bu Rusya için çok hassas bir konudur, ki, durumu tamamen farklı mecraya yöneltebilir. Ben hep düşündüm ki, Baltık ülkelerin NATO’ya üye olmalarından sonra, bu ülkelerden Polonya’ya ve daha sonra Balkanlalara kadar set oluşturarak Kuzey Atlantik alyans kendi genişlemesine son vermeliydi” (Bkz.: Михаил Гуткин, Виктория Купчинецкая. Расширение НАТО и аннексия Крыма – есть ли связь? / “Голос Америки”, 3 Nisan 2014).

Fakat Batılı uzmanların büyük bölümü teşkilatın genişlemesini destekliyorlar. Bu görüş Ukrayna krizi bağlamında daha da güçlünmüktedir.

ABD`nin NATO eski diplomatik temsilcisi, şu anda Chicago Uluslararası İlişkiler Konseyi`nin Başkanı olan İvo Daalder`e göre “Rusya’nın egemen bir devletin ülkesine sadece müdahalesi değil, hatta onun bir bölümünü işgal etmesinden sonra, NATO alyans üyelerinin güvenliğini güçlendirmek için önemli adımlar atmaktan imtina etmemelidir. İşte bu nedenle, bugün Amerikan askeri güçlerinin sürekli yerdeğişmesinin amaca uygunluğunu tartışıyoruz. Buna alternatif olarak, Polonya’da ve Baltık ülkelerde geçici olarak üslerin yerleştirilmesi ve savunma kapasitelerinin artırılması için her türlü desteğin gösterilmesidir” (Bkz.: Михаил Гуткин, Виктория Купчинецкая. Расширение НАТО и аннексия Крыма – есть ли связь? / “Голос Америки”, 3 Nisan 2014).

Ronald Reagan ve Bill Clinton yönetiminin eski üst düzey çalışanı Steven Sestanoviç “Amerika’nın Sesi” nin Rusya hizmetine verdiği röportajda bildiriyor ki, ” eğer NATO Doğu’ya doğru genişlemeseydi Doğu Avrupa’da telaş ve hatta panik şimdikinden daha fazla olurdu… Sanıyorum, NATO`nun dev bir alyans kısmında varlığı durumun istikrara kavuşmasına yardım ediyor” (Bkz.: “Максимализм” во внешней политике США / “Голос Америки”, 28 Mart 2014).

Alyansın son dönemdeki etkinlikleri Ukrayna’yı savunmak sloganı altında, Moskova’nın faaliyetine cevap olarak gerçekleştiğinden, bu etkinlikler, Batı’nın ifade ettiği görüşe göre, krizin ortadan kaldırılmasına değil, mantıksal yaklaşımda, aksine diğer post – Sovyet ülkelerinde de yeni çatışmaların ortaya çıkmasına revaç verebilir. NATO’nun Ukrayna’nın katılımıyla askeri tatbikatlarının yoğunlaşması, Rusya’nın aslında saldırgan olarak kabul edildiği şartlar altında, şüphesiz, hem bölgede, hem de Batı – Rusya ilişkilerinde gerilimi güçlendirecek.

Mevcut jeopolitik durumda NATO’nun Doğu’ya doğru yeniden genişleme olasılığını da dışlamak olmaz. Bu durumda yeni askeri karşıdurmaların ortaya çıkması ihtimalleri daha da artıyor. Çok büyük olasılıkla, işte yeni çatışmaların ortaya çıkabilmesi tehlikesinin varlığı alyansın yeni genişleme planlarını etkileyerek bu planların gerçekleşmesinin önünde bir çeşit set yaratmış oluyor.

Dünyada yaşananların, özellikle de küresel siyasi süreçlerin karşılıklı ilişkide olduğu ve koşullandığını esas alırsak Ukrayna krizini ve bununla ilgili derinleşmektə olan Batı – Rusya çatışmasını, NATO’nun Doğu’ya genişlemesi bağlamında gözden geçirmek mümkündür.

Bedel AHMEDOV (PhD)

Sosyolog

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.