21. YÜZYIL: YENİ DIŞ POLİTİKA VE DİPLOMASİYE DOĞRU

upa-admin 28 Mart 2014 3.084 Okunma 0
21. YÜZYIL: YENİ DIŞ POLİTİKA VE DİPLOMASİYE DOĞRU

Çağdaş tarihsel aşamada uluslararası ilişkiler sisteminin değişmesi gerekliliği hakkında çok konuşuluyor. Dünyada meydana gelen olayların yanında bu, normal görünüyor. Ancak bu sürecin dış politika hattında hangi faktörleri gündeme getirmesi meselesi hala açık kalıyor. “Düşünce kuruluşları”, analistler ve uzmanlar bu sorunla ilgili kendi görüşlerini ifade ediyorlar. Büyük devletlerin siyasi – diplomatik çevrelerinde de aktif tartışmalar gidiyor. Konunun birçok açıdan Azerbaycan için de ilginç olabileceğini düşünüyoruz.

Küresel Jeosiyaset ve Liderlik Hırsları: Çelişkili Durum

21. yüzyılda dünyanın jeopolitik dengesinin hangi oranda değişeceği hakkında net öngörüde bulunmak çok zordur. Uzmanların yaptıkları analiz gösteriyor ki, şu anda küresel çapta birbiriyle karşılıklı ilişkide olan karmaşık süreçler yaşanıyor. Eğer 1991-2000’li yılların başlarını ABD başta olmak üzere Batı’nın jeopolitik, ekonomik ve fikir liderliği aşaması olarak nitelendirmek mümkünse, 2003-2010 yıllarında farklı manzara oluştu. Bu dönemde Batı’nın liderliği zayıfladı, Amerika’nın etki imkanlarının sınırlı olduğu anlaşıldı, liderliğe iddialı devletler kendini göstermeye başladı (Çin, Rusya, Hindistan vb.). Fakat bu değişiklik dünyanın yönetimi felsefesi ve biçiminde bir değişiklik yapmadı (Bkz.: Федор Лукьянов. Россия: внешняя политика в мире будущего / “Стратегия XXI века”, Ocak 2014).

Böyle bir durum küresel jeosiyasette çelişki oluşturdu. Devletlerarası ilişkilerin yönetiminin etkili mekanizmasına şimdilik rastlanmadı. Aynı zamanda, yeni koşullar dış politikada ve diplomaside değişikliklerin yapılması talebini öne sürüyor. Artık bununla ilgili büyük devletlerin “düşünce kuruluşları” analizler yapıyorlar (Bkz.: örn., “Стратегия XXI века” / Совет по внешней и оборонной политики, Ocak 2014).

Mecazi ifadeyle, küresel ölçekte “karışık”, “karmaşık” ve “dolaşık” durumun oluşması nedenleri olarak birkaç faktörü gösteriyorlar. Birincisi, ABD önceki seviyede dünya liderliği işlevini yerine getiremiyor. Onun 2003 yılından itibaren dış politikada uğradığı mağlubiyetler argüman olarak getiriyorlar. Irak, Afganistan ve son yıllarda Suriye örnek olarak gösteriliyor.

İkincisi, jeopolitik ortamda liderlik iddiasında bulunan birkaç devlet meydana geldi. Onların arasında Çin ve Rusya’nın adı daha çok çekiliyor. Bunlarla birlikte, Hindistan, Brezilya ve Türkiye’nin etki olanaklarının arttığını söylüyorlar. Sonuçta, jeosiyasette birbiriyle çatışan çıkarlar mücadelesi keskinleşmiş oluyor. Özellikle, Çin ve Amerika’nın rekabeti daha geniş çapta kendini göstermektedir. Çok sayıda güçlerin aktif faaliyet gösterdiği jeopolitik ortam, tabii ki, 21. yüzyıldaki tablodan farklı bir gerçeklik ortaya koyuyor.

Üçüncüsü, yeni oluşan küresel jeopolitik durumda küresel yönetim hayli zorlaşıyor. Çünkü artık klasik siyaset ve diplomasi yeterli olmuyor. Genel olarak “yönetim” kavramının içeriğinin yenilenmesi ihtiyacı doğuyor. Mesele şu ki, tek liderlik modelinden farklı olarak çok sayıda güçlerin etki yaptığı ortamın yönetimi tamamen başka kriterlere dayanmalıdır. İnsanlık şimdilik bu verimli düzenleme şartlarını bulamadı.

Dördüncüsü, uluslararası kuruluşlar küresel çapta etkili faaliyet gösteremiyorlar. Onlar hala “soğuk savaş” döneminin yöntemlerini kullanıyor. İlginçtir ki, bu kurumların kullandığı mekanizmaları güncellemek girişimleri şimdilik hiçbir sonuç vermiyor. Bizce, dünya siyasi ortamının önündeki en önemli mesele bundan ibarettir. Çünkü, bir yandan, sanki herkes anlıyor ki, artık önceki ilişkiler sistemi fayda vermiyor, diğer yandan ise, ortak sonuca varmak mümkün olmuyor. Sebep nedir?

Düşünüyoruz ki, Batı, Rusya ve Çin analistlerinin bilerek veya bilmeyerek öne çekmedikleri husus vardır. Bu, işte büyük devletlerin liderlik hırslarının aşırı nitelik taşımasıdır. Analistlerin yaptıkları analizlerin içeriği, orada belirtilen strateji ve amaçların yüzeysel analizi dahi gösteriyor ki, Batı, Rusya, Çin ve diğerleri öncelikle kendi işine gelen uluslararası ilişkileri düzenleme sistemi yaratmaya çalışıyorlar. Onların birbirine güveni yok olmuştur. Yeri gelmişken, bu özelliği uzmanlar kendileri de vurguluyorlar.

Dış Politika: Yeni Dönem mi Başlıyor?

Bunlara rağmen, büyük devletler yeni siyasi – diplomatik yöntemler aramaya başlamışlardır. Bu alanda yeniliğin gerekliliği artık fark ediliyor (Bkz.: Артем Кобзев. Внешняя политика: вызовы на будущее / “Россия в глобальной политике”, 20 Şubat 2014). Bu bağlamda analistlerin vurguladığı faktörler arasında bilimsel – teknik ve teknolojik yenilikler özel bir yere sahiptir. İtiraf etmek gerekir ki, yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinin diplomasiye güçlü etkisini analiz etmek çok günceldir. Bu nokta aslında bütün jeopolitik ortama yeni dinamik veriyor.

Meselenin özü şudur ki, bilginin büyük rol oynadığı aşamada dış politikanın ve diplomatik faaliyetin düzenlenmesi biraz farklı şartlara dayanmalıdır. Onlar modern çağın ihtiyaçlarına cevap vermelidirler. Bu anlamda hatta Rusya gibi güçlü devletin sahip olduğu geleneksel diplomatik araçların yeterli olmadığı hakkında fikir ifade ediliyor (Bkz.: önceki kaynağa). Diplomatların küresel karşılıklı bağımlılık ortamında faaliyet gösterdiği bu bağlılıkta ayrıca vurgulanıyor. Büyükelçi Andrey Kolosovski düşünüyor ki, artık siyasi – diplomatik alan için de İnternet “verimli güce” dönüşmüştür (Bkz.: Андрей Колосовский: Современные технологии: как России не отстать слишком сильно? / Совет по внешней и оборонной политике, 21 Ocak 2014).

Bir yandan, dünya çapında devletlerin politikalarının birbirine etkisinin artması, diğer yandan ise, bu süreçte bilgi teknolojilerinin ön sıraya çıkması yeni yöntemlerin uygulanmasını gerektiriyor. Aynı şekilde, hazırlıklı profesyonellerin varlığı önem taşıyor. A. Kolosovski’ye göre, Moskova şimdilik bu seviyede kadroya sahip değildir. Dolayısıyla devletin yurtdışında olumlu imajının oluşturulması işinde belli eksiklikler kendini gösteriyor. Bu mesele ise modern dış politikada yer alıyor.

Burada ilginç hususlardan biri şu ki, uzmanlar dış politikada, mecazi ifadeyle, “sosyal yöntemlerin” kullanımının öneminin arttığını vurguluyorlar. Onun belirtisi ise “sert güç”le “yumuşak güç”ün düzgün oranının bulunmasıdır. Somut ifade edersek, söz konusu askeri yöntemlerden ziyade, bilgi etkilerinin artırılmasıdır. Örneğin, dış politikada kamuoyu liderleri ile çalışmak yeteneği özel önem arz etmeye başladı. Buradan şöyle bir formül üretiyorlar: devlet devletle, toplum toplumla, sosyal ağlar sosyal ağlarla, medya medyayla çalışmalıdır!

Şüphe yok ki, yukarıda vurgulanan yöntemle diplomatik faaliyet göstermek ve genel olarak dış politikayı düzenlemek kolay bir süreç değildir. Bunun için ülkenin sistemli gelişim hattı bulunmalıdır. Çağdaş bilgi ve iletişim teknolojilerini siyasi alanda verimli kullanma mekanizmaları oluşturulmalıdır. Kısa ifade edilirse – modern diplomasi bilgilerin etkin kullanımına dayalı kurulmalıdır.

Eğer dış politikayı yukarıda vurgulanan ilkeler üzerinde kurmak mümkün olsa, devletin ve toplumun kültürel gücü uluslararası düzlemde kendini göstermiş oluyor. Geleneksel olarak “yumuşak güç” olarak nitelendirilen bu faktör şu anda siyasi literatürde modadadır. Burada genel kategorileri kullanma yerine, taktik kararlar sağlayan yönteme başvurmak daha etkilidir. Çünkü ülkenin uluslararası alanda olumlu imajının oluşturulması söz konusuysa, iş adamları, dini kurum, medya, STK’lar vb. birbirinin faaliyetini eşleştirerek çalışmalıdırlar. Günümüzde başarılı dış politikanın önemli şartlarından biri şudur.

Bütün bunlar modern dış politikanın ve diplomasinin ciddi yenilikler arifesinde olduğunu onaylar. Aslında bütün toplumun bu süreçte katılımı meselesi gündeme gelir. Analistler mecazi olarak ifade ediyorlar ki, “şimdi dış politika giderek daha fazla ölçüde sıradan vatandaşlara hitap ediyor” (Bkz.: Артем Кобзев. Gösterilen makalesi). Demek, toplumun tüm kesimleri ile diyalog kurmak diplomatik etkinlikte de ayrıca yer tutmalıdır. İnsanlık bütün olarak diyalog felsefesine hazır mı?

Leyla MAMMADALIYEVA

Kaynak: Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.