HAZAR’IN JEOSİYASETİNDE İRAN FAKTÖRÜ

upa-admin 07 Ağustos 2014 5.661 Okunma 1
HAZAR’IN JEOSİYASETİNDE İRAN FAKTÖRÜ

Bölgenin büyük devleti, anti-Amerikan, anti-Atlantik, kıta tipi ülke olan İran İslam Cumhuriyeti jeopolitik açıdan aktif olarak bölgede nüfuzunu artırmaya gayret ediyor. İran’ın tüm Hazar devletleri tarafından eşit paylaşımı temelinde Hazar’ın ve onun kaynaklarının ortak kullanımı hakkında anlaşmaya varmaya can atması, ona sadece 18`inci yüzyılın başlangıcında olduğu duruma dönmek için izin vermekle yetinmez, hatta onun Hazar’da sanal değil, gerçek varlığını daha da pekiştire ve meşrulaştırabilir. Dikkate alırsak ki, İran’ın arazisi yeni bağımsız Hazar devletler için jeopolitik açıdan lider halkalardan biridir, o zaman Batı’nın Tahran’ı Hazar projelerinden uzaklaştırabilme ihtimali azdır. Büyük Orta Doğu’da NATO`nun Güney`den Doğu’ya doğru ilerlemesine karşı duran tek gerçek güç işte İran’dır.

Genel olarak ise İran’ın eski Sovyetlerden olan Güney Kafkasya’nın “denetimde tutulması” projesi Tahran’ın dış politikasında daha kapsamlı amaçların bir bölümünü oluşturuyor. İran’a “dost” olan jeopolitik alanın oluşturulmasının temeli olarak İslam devrimi ilkelerinin ideolojik ihracı İran diplomasisi için itici motif oldu. Eski Sovyetlerden olan Orta Asya gibi, Güney Kafkasya da bu kavramda özel bir yere sahiptir.

Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, İran’ı stratejik ve ekonomik açıdan önemli bölgeye çıkışından mahrum etme gücünde olan Batı yanlısı güçlerin etkisinin güçlenmesine yol verilmemesi Tahran için çok büyük önem taşımaktadır. İran’da böyle düşünüyorlar ki, bu durumda ülkenin milli çıkarlarına tehlike doğurduğundan, Batı’nın önde gelen devletlerinin adımları önlenmelidir.

Buna karşılık Güney Kafkasya’da nüfuzunu artırmakla İran kendisinin bölgenin büyük devleti statüsünü güçlendirmek imkanı elde edebilir ki, bu da yine aynı Batı`yı uluslararası alanda bu ülkenin konumu ile hesaplaşmaya zorlar. Kendisinin Kafkasya politikasında Tahran esasen Batı’ya karşı duran gerçek güç olarak Rusya’ya güveniyor, bu arada ise Ermenistan`la yeterince yoğun siyasi ve ekonomik ilişkiler kuruyor.

Hazar bölgesinde uluslararası işbirliğini, aynı zamanda onun enerji ve biyolojik kaynaklarının işletilmesi alanında işbirliğini desteklemekle İran tarafı burada herhangi bölge dışı  ülkelerin askeri katılımına karşı kararlılıkla tavır sergiliyor.

Genel olarak ise Rusya gibi, İran da son on yıllar boyunca birbirini takip etmiş Bill Clinton, oğul Bush ve Obama yönetimleri tarafından artmakta olan baskıyı kendi üzerinde duymakta devam ediyor. Bu ise genel olarak Hazar bölgesine ait bazı temel konularda, öncelikle Batı’nın bu bölgede jeopolitik açıdan üstünlüğüne yol verilmemesi konusunda bu iki ülkenin konumlarının birbirine yaklaşmasına neden oluyor.

İran’ın kendi nükleer programını gerçekleştirmeye can atması ise Batı’nın, öncelikle ABD`nin ve İsrail’in orantısız tepkisine neden olabilir. Bu ise Büyük Orta Doğu’da askeri-siyasi durumu kökünden değişebilir, diğer Hazar ülkeler dışında, hem İran’ın kendisi, hem de Rusya için derin jeopolitik sonuçlara yol açabilir. Bununla birlikte, Hazar bölgesinde olayların başka gelişme seçenekleri de istisna değildir.

Nigar DÜNYAMALIYEVA (PhD)

Newtimes.az

One Comment »

  1. tarık 16 Ekim 2014 at 12:33 - Reply

    hocam kusura bakmayın ama böyle saçma bir makale yazılmaz. Literatüre ne kazandırdı gibi bir şey sormayacağım zaten ama her cümlede bir anlam boşluğu var. Sağdan soldan kopyalayarak makale yazılmaz.
    Eğer zamanı değilse oturun kitap okuyun, sonra yazmayı deneyin.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.