LİBYA’DA İSTİKRAR ARAYIŞLARI VE DEMOKRASİ DENEYİMİ

upa-admin 19 Ocak 2020 14.161 Okunma 0
LİBYA’DA İSTİKRAR ARAYIŞLARI VE DEMOKRASİ DENEYİMİ

Giriş

“Demokrasi” terimi, köken olarak Antik Yunan dönemine kadar uzanmaktadır. Bu terim, etimolojik olarak demos (halk) ve kratos (yönetim-egemenlik) iki kelimenin birleşmesinden meydana gelmektedir. Bu temelde, demokrasi kavramına ilişkin yapılan tanımlamaya bakıldığında ise; “Halkın halk tarafından yönetilmesi, egemenliğin millete veya halka ait olmasıdır” olarak tanımlayabilir. Bu yönetim şeklinin geçmişine bakıldığında, M.Ö. 450’ye kadar uzandığı görülmektedir. Bu kadar köklü bir tarihe sahip olan demokrasi[1], 21. yüzyılda Birleşmiş Milletler’e üye olan 195 ülke içerisinde de yüzde 60 oranında yaygınlık sağlamıştır. Geriye kalan ülkelerin ise diktatörlük benzeri yönetimlerle idare edildiği görülmektedir. Bu ülke yönetimlerin ağırlıklı olarak Ortadoğu ve Afrika ülkeleri içerisinde uygulandığı görülmüştür.[2] Aralık 2010’da Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri içerisinde yaşanan halk hareketlerinin yaşanmasının temelinde, bu bölgedeki devletlerin halkların diktatörlük yönetimleri altında uzun yıllar yaşamaları gösterilebilir. Bu devletlerden bir tanesi de Libya’ydı.

Bu çalışmanın temel amacı, 2011 yılından sonra Libya’da yaşanan demokrasi denemelerinin özelliklerini ortaya koymaktır. Bu temelde, bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Libya’nın genel özelliklerine değinilecektir. Bu özelliklerden bahsederken, ülkenin sınırlarından, yüzölçümünden, nüfusundan, nüfusun etnik yapısından, ülke’deki dini yapıdan, ülkede konuşunla dillerden, ülkenin ekonomisinden ve ülkenin üye olduğu bölgesel ve uluslararası kuruluşlardan bahsedilecektir. İkinci bölümde ise, Libya’nın kısa tarihi aktarılacaktır. Üçüncü ve son bölümde ise, 2011’den sonra Libya’da yaşanan çatışmaların yanında demokrasi adımları da aktarılmaya çalışılacaktır.

Libya Hakkında Genel Bilgiler

Libya devleti veya Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi, 1.759.540 kilometrekarelik (km2’lik) bir yüzölçümüne sahip olan ve doğusunda Mısır, batısında Tunus ve Cezayir, kuzeyinde Akdeniz, güneyinde Çad ve Nijer ve de güneydoğusunda ise Sudan ile çevrili bir Kuzey Afrika ülkesidir.[3] Bu sınırlar içinde, Libya’nın nüfusu, Dünya Bankası’nın (World Bank) 2018 yılı verilerine göre, 6.678.567’dir.[4] Worldometres’in verileri ışığında bu ülke’nin nüfusu 2019’da 6.577.542 olarak belirtilirken, 2020’de ise ülke nüfusunun 6.871.292 olacağı tahmin edilmektedir.[5]

Merkezi İstihbarat Teşkilatı (Central Intelligence Agency- CIA) tarafından yayınlanan veriler dâhilinde, 2018 yılı tahminlerine göre, ülkedeki nüfusun yaş aralığı dikkate alındığında, şu şekilde sınırlandırıldığı görülmüştür: % 25,53’ü 0-14 yaş, % 16,81’i 15-24 yaş, % 47,47’si 25-54 yaş, % 5,77’si 55-64 yaş ve % 4,43’ü ise 65 yaş ve üstü. Ülkedeki etnik dağılıma bakıldığında, yüzde 97 oranında Arap ve Berberi ve de geriye kalan yüzde üçü de Yunanlılar, İtalyanlar, Maltalılar, Mısırlılar, Pakistanlılar, Türkler, Hindistanlılar ve Tunuslular oluşturmaktadır.[6] Bu dağılım içerisindeki dinsel sınırlandırma da yüzde 97 oranında İslamiyet, yüzde 2,5 oranında Hıristiyanlık ve geri kalan kısmın da diğerleri şeklinde tasnif edildiği görülmüştür. Tüm bunların yanında, bu ülkede konuşulan diller ise Arapça, Berberice, İngilizce ve İtalyanca konuşulmaktadır.[7]

Libya, sahip olduğu yüzölçümü ile Afrika kıtasındaki ülkeler içinde en geniş sınırlara sahip olan ülkelerden birisi olarak kabul görmektedir. Topraklarının yüzde 95’i çöl ya da kurak alan olan Libya, üç bölgeden oluşmaktadır: Fizan, Trablus ve Sirenaik. Örneğin, Sirenaik bölgesinde, yaklaşık 880 metre yüksekliğe sahip olan ve ülkenin Akdeniz’e olan kıyı şeridine paralel bir şekilde uzan (Cebel-ül-Ahdar) yani “Yeşil Dağı Yaylası” bulunmaktadır. Bir diğer bölge olan Trablus ise, ortalama 650 metre yüksekliğe sahip olmakla birlikte, verimli toprakların ve irili ufaklı vahaların yer aldığı bölgedir. Bu bölgenin en yüksek yeri ise Nefusa Dağı’dır. Ayrıca, Sahra Çölü de Libya topraklarının büyük bölümünü kaplamaktadır.[8] Libya’nın bu fiziki durumu, ülkedeki iklimi de etkilemektedir. Örneğin, ülkenin kıyı bölgesinde Akdeniz ikliminin etkisi varken, geriye kalan topraklarda ise çöl iklimi etkilidir.[9]

Libya’da bulunan zengin petrol yatakları ve demir ve alüminyum gibi yeraltı kaynaklarının yanında[10], ülkenin kıyı kesiminde de tahıl, zeytin, mısır, türün, gibi tarım ürünleri yetiştirilmektedir.[11] Libya’da kullanılan para birimi ise Libya Dinarı’dır.[12] Libya ekonomisine baktığımız vakit; Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund-IMF) verilerine göre, Libya’nın gayrisafi yurtiçi hâsılası (GSYİH) 2018’de 40,95 milyar dolar ve 2019’da 33,02 milyar dolardır. Ekonomik durumun bu ülke için 2020’de 34.08 milyar dolar ve 2021’de ise 35 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir.[13] Bunun yanında, IMF’ye göre, kişi başına düşen GSYİH, 2018’de 6.29 bin dolar ve 2019’da 5.02 bin dolardır. Bu değerlerin 2020’de 5.13 bin dolar ve 2021’de 5.22 bin dolar olacağı tahmin edilmektedir.[14] Ayrıca, Birleşmiş Milletler’in (BM-United Nations) Libya’ya ilişkin ekonomik verilerinde 2018’de tarım, endüstri ve hizmet sektörlerinin ülke ekonomisine bürüt katma değerinin yüzdelerini şu şekilde sıralanmaktadır: 0.9, 67,1 ve 32. Bunun yanında, BM tarafından bu ülkedeki bu üç sektördeki istihdam edilenlerin yüzdelik sıralaması ise 2018 yılına göre tarımda 11,2, endüstride 25,4 ve hizmette 63,4 olarak belirtilmiştir. Öyle ki, BM tarafından yayınlanan bu verilerde ülkedeki işsizlik oranı 2018’de yüzde 15,7’dir.[15]

Libya’nın ekonomisine baktığımızda; OEC (The Observatory of Economic Complexity) verilerine göre, 2017 yılında toplam ihracatının 16,1 milyar dolar olduğu görülmektedir. Bu miktar içerisinde yer alan ilk 10 ülke/devlet ise şunlardır: İtalya, İspanya, Almanya, ABD, Çin, Birleşik Krallık (İngiltere), Yunanistan, Güney Kore, Hollanda ve Avusturya şeklinde sıralanmaktadır.[16] Bunun yanında, OEC’nin 2017 yılı verilerine göre, Libya’nın toplam ithalatı 8,07 milyar dolardır. Bu ithalatın içindeki ilk on ülke ise İtalya, Çin, Türkiye, İspanya, Tunus, Mısır, Almanya, Yunanistan, Kıbrıs ve Güney Kore şeklinde sıralanmaktadır.[17]

Tüm bunların yanı sıra, Libya, Arap Ligi (AL), Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Afrika Birliği (AU), Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), Arap Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu (AFESD), Arap Mağrip Birliği (AMU), Arap Afrika Kalkınma Bankası (ABEDA), Arap Para Fonu (AMF), Uluslararası Para Fonu (IMF), Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD), Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi (ICRM), Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), Uluslararası Telekomünikasyon Örgütü (ITU), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD), Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Dünya Gümrük Örgütü (WCO), Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Interpol, Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA), Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), Uluslararası Ticaret Odası (ICC), OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği) gibi bazı bölgesel ve uluslararası kuruluşlara üyedir.[18]

Sonuç olarak, Libya, kapladığı alan itibariyle büyük bir coğrafyaya sahip olmasına rağmen, ülke içerisinde yalnızca 6,7 milyonluk bir nüfus barındırmaktadır. Ülkedeki nüfus anlamında etnik dağılımda, Arapların ve Berberilerin ağırlığı mevcuttur. Bunun yanında, bu çoğunluk, ülkede kabul gören dini inanışı da etkilemektedir. Aynı zamanda, ülkede farklı dillerin konuşulduğu görülmektedir. Ülkenin fiziki yapısının ülkenin iklime de tesir ettiği görülmüştür. Libya, yeraltı kaynakları noktasında petrol gibi önemli bir kaynağa sahiptir ve ekonomik olarak Libya’nın önemli miktarda geliri ve bu konuda büyük potansiteli vardır. Ancak bu gelirin ülke nüfusuna oranla kişi başına yansıması noktasında şimdilik miktarın az olduğu görülmüştür. Ayrıca ülkenin bölgesel ve uluslararası kuruluşlara üyeliği mevcuttur. Bir sonraki bölümde, Libya’nın tarihine tarihini değinilecektir.

Antik Yunan Döneminden Arap Baharı’na Kadar Libya

Libya tarihine bakıldığında, ülkedeki yerleşim yerlerinin kuruluş tarihinin Antik dönemlere kadar uzandığı görülmüştür. Örneğin, bu kentlerden bir tanesi olan Trablus, Fenikeliler tarafından ticaret maksadıyla kurulmuştur. Bu şehir, milattan önce 5. yüzyılda Karataca tarafından ele geçirilmiştir. Libya’daki bulunan diğer kentlerden bir tanesi olan Bingazi ise, milattan önce 630’da Yunanlılar tarafından bölgede kurulan Antik Siren şehrinin kurulması ile ortaya çıkmıştır. Libya’nın milattan önce dönemlere uzan tarihinden günümüze kadar Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Hz. Ömer döneminde İslam Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu gibi egemen güçlerin yönetimi altına girdiği görülmüştür.[19] Bunun yanında, Libya, 1911’den 1943’e kadar İtalya’nın işgali altında kalmıştır. Ancak sonrasında bölgenin İngilizlerin ve Fransızların kontrolüne geçmiştir.[20]

1950’li yıllara gelindiğinde ise, Libya’da bağımsızlık nidalarının dillendirilmeye başlanmıştır. Bu temelde, Seyyid İdris Es-Senusi’nin İngilizler ile Fransızlar arasında imzalamış olduğu anlaşma sonrasında Bingazi’de bağımsızlığını ilan ettiği ve 7 Ekim 1951’de Birleşik Libya Kralı unvanı ile ülkenin başına geçtiği hatırlanmalıdır. Sonrasında, 27 Kasım 1951’de bu bağımsızlığın Birleşmiş Milletler’de de kabul edilmesi ile, Libya, Kuzey Afrika’da bağımsızlığını elde eden ilk devlet olmuştur. 1960’lı yıllarda ise, Albay Muammer Kaddafi ve arkadaşları tarafından Libya’nın geleceğini ilerleyen zamanlarda etkileyecek olan Devrim Komitesi Konseyi’nin küçük bir yapılanması oluşturuldu. Bu yapılanmanın Libya Ordusu içerisinde giderek etkisini arttırmasını fırsatını Kaddafi, 1 Eylül 1969’da Libya Kralı Seydi İdris’i iktidardan düşürerek başa geçmiş[21] ve 42 yıl Libya’yı tek başına ve demir yumrukla yönetmiştir.[22]

Erbakan ve Kaddafi

Aralık 2010’da, Tunus’ta Muhammed Buazizi isimli bir gencin tezgâhına zabıtalarca el konulması sonrasında bu gencin kendisini yakması ile Tunus’ta halk tarafından protesto gösterilerinin yapıldığı görülmüştür.[23] Her ne kadar Tunus’ta yaşananlar başta bir ülkede yaşanan iç sorunlar şeklinde görülmese de, bu gösterilerin zamanla domino etkisi göstererek başta Libya olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki bütün devletleri etkisi altına alacak şekilde yayılma gösterdiği anlaşılmıştır.[24] Bu bölgelerde yaşanan halk hareketlerine “Arap Ayaklanması”, “Arap Devrimleri” veya “Arap Kışı” şeklinde farklı adlandırmalar yapılmasına rağmen, yaygın olarak “Arap Baharı” teriminin kabul gördüğü anlaşılmaktadır.[25] Bu halk hareketlerinin “Ekmek, Onur ve Hürriyet”  ve “Düzen Yıkılsın” sloganları altında[26]  ve tarih, sosyo-ekonomik, ordu, işsizlik ve tek aileli yönetimler şeklinde sıralanan nedenlerle ve bilgi ve iletişim araçları etkisiyle ortaya çıktığı görülmüştür.[27]

Libya’daki halk hareketleri Şubat 2011’de başlamıştır. Bu hareketlerin ilk kıvılcımı, Kaddafi rejimine karşı birisi olan Fethi Terbil’in Bingazi’de tutuklanması ile yaşanmıştır. Bu tutuklanma sonrasında, ülkede yaşanan gösterilere Kaddafi yönetiminin de sert bir şekilde karşılık vermesiyle ülkede can kayıpları yaşanmıştır. Ülke içerisinde şiddet olaylarının giderek artmasının yankıları, uluslararası alanda da etki uyandırmıştır. Bu gelişme neticesinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Libya’daki sivillerin korunması amacıyla “uçuşa yasak” bölge ilan ettiği 1970 sayılı kararı[28] ve yine Libya’daki sivillerin korunmasına ilişkin olarak hava ve denizden müdahalenin yapılmasını içeren 1973 sayılı[29] kararı aldığı görülmüştür.[30] Ancak Libya’da yaşanan sorunun çözümü noktasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının dikkate alınacağı tahmin edilirken, 19 Mart 2011’de Fransa, İtalya ve İngiltere gibi devletlerin koalisyonu ile Libya’ya hava saldırısının yapıldığı görülmüştür. Kısa süre sonra da, Libya’ya başlatılan bu girişim NATO’ya devredilmiştir.[31] Takvimler 20 Ekim 2011 tarihini gösterdiği vakit, Kaddafi, Libya’daki muhalif unsurlar tarafından ele geçirilmiş ve sonrasında da bu gruplar tarafından öldürülmüştür. Sadece Şubat-Ekim 2011 tarihleri arasında Libya’daki iç savaşın bilançosuna bakıldığında, yaklaşık 30.000 insan ölmüştür [32].

Özetle, Libya’nın tarihine bakıldığında, bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkması 1950’lere dayanmasına rağmen, bölgeye ilişkin devletlerin hâkimiyet mücadelesine bakıldığında Libya’nın tarihi sanıldığından çok daha eski dönemlere uzanmaktadır.  1951’de Libya’nın bağımsız bir devlet olması sonrasında ülke içerisinde yönetimi ele geçirmek adına yapılan girişimler sonrasında 1969’da iktidarı ele geçiren Muammer Kaddafi, 2011 yılına kadar ülkeyi yönetmiştir. 2011’de ülkede yaşanan halk hareketlerine Kaddafi’nin şiddet kullanması sonrasında yaşanan iç savaşı önlemek adına BMGK tarafından kararlar alınmasına rağmen, önce Fransa, İngiltere ve İtalya gibi devletlerin oluşturduğu ve sonrasında da NATO’nun devreye girmesi sonucu yapılan operasyonlarla, Kaddafi’nin Ekim 2011’de öldürülmesi neticesinde Libya’daki 42 yıllık yönetim sona ermiştir. Bu çalışmanın sonraki bölümünde, Kaddafi sonrasında Libya’da yaşananlar ele alınmaya çalışılacaktır.

Ortadoğu’da Çatışmaların Ortasında Demokrasi Aramak: Libya

Libya’da 42 yıldır süren Kaddafi yönetiminin son ermesinin, Libya’da herşeyin yoluna girdiği anlamına gelmemesi gerekir. Kaddafi döneminde, Libya’da Adalet Bakanı görevini yürüten ve sonrasında muhaliflerin safına geçen Mustafa Abdülcelil’in Başkanlığında ülkenin tüm kentlerinden gelen temsilcilerin oluşturduğu Ulusal Geçiş Konseyi’nin ülkeyi yönettiği görülmüştür. Bu Konsey eliyle ülkeyi yönetme yetkisi Mahmud Cibril’in Başkanlık yaptığı geçici hükümete verilmiştir. Ancak 23 Elim 2011’de Cibril’in istifa etmesi sonrasında, 31 Ekim 2011’de Abdurrahim El-Kib’in Başbakanlığında yeni bir hükümet kuruldu. Abdurrahim El-Kib tarafından ülkenin yeni seçimlere hazırlanması için imkânların oluşturulmaya çalışıldığı ancak bu temelde 19 Haziran 2012’de yapılması planlanan seçimlerin teknik aksaklıklar nedeniyle uzadığı görülmüştür.[33]

Libya’da ilk demokrasi adımları 7 Temmuz 2012’de yapılan parlamento seçimleri için atılmıştır. Libya’da yaklaşık 2,9 milyon kayıtlı seçmenden 1,8 milyonun oy kullandığı bu seçimlerde, irili ufaklı 150 siyasal parti ve binlerce aday bağımsız olarak 200 üyeli Halk Meclisi’nde yer almak için yarışmışlardır. Bu seçimlerde Mahmud Cibril’in liderliğini yapmış olduğu liberal eğilimli Ulusal Güçler İttifakı büyük başarı kazanmıştır.[34] Libya’da bayram havasında gerçekleştirilen bu seçim sürecinden sonra Geçici Ulusal Konsey’in yetkilerini Geçici Ulusal Kongre’ye bıraktığı görülmüştür. Ancak 11 Eylül 2012’de ABD’nin Bingazi Başkonsolosluğu’na ve sonrasında ABD’nin Libya Büyükelçisi’ne yapılan saldırılar, Libya’nın ileride dönemlerdeki durumunu değiştirecekti. Başbakan Mustafa A.G. Abuşagur, kabinesinin Kongre’den onay alamaması sonrasında 7 Ekim 2012’de görevinden alınmış ve onun yerine Başbakan olarak Ali Zeydan seçilmiştir. Ali Zeydan ise bu görevi 11 Mart 2014’e kadar yapmış ve sonrasında Kongre tarafından görevden alınmasıyla yerine Abdullah el Sani geçmiştir.[35]

Yaklaşık 2 ay sonra, yani 16 Mayıs 2014 tarihinde, General Halife Hafter’e bağlı kuvvetler, Libya’nın ikinci büyük şehri olarak gösterilen Bingazi’de bazı milis gruplara karşı kapsamlı bir operasyon başlatmıştır. Hafter’e bağlı kuvvetlerin Ensar el-Şeria’yı [36] hedef alması Libya kamuoyunda “Libya’nın Şeferi” biçiminde alınacaktır. Ancak Hafter’in bu girişime Başbakan Abdullah el Sani tarafından tepki gösterilmiştir. Öyle ki, el Sani, “Hafter’in Genelkurmay Başkanlığı’nın emir-komuta zinciri dışında hareket ettiğini, operasyonun illegal olduğunu ve gereğinin yapılacağı” şeklinde bir açıklama yapmıştır. Hafter’in bu operasyon girişimine karşı ikinci tepki de Libya Müftüsü Sadık el-Gıryani tarafından “Libyalı devrimcilerden devrimlerine sahip çıkmaları” şeklinde ortaya konulmuştur. Ardından, Libya Cumhurbaşkanı Nuri Ebu Suheymen tarafından da “Bu operasyon bir darbe girişimidir ve tamamen illegaldir. Meclis, Hükümet ve Genelkurmay Başkanlığı hep birlikte bu darbe girişimi karşısında gereğini yapacaktır.” biçiminde açıklaması yapılarak, Hafter’e tepki göstermiştir.

Tüm bu tepkilere karşılık olarak Hafter ise, 18 Mayıs 2014’te ekran karşısında çıkarak yapılan bu operasyonun bir darbe girişimi ve hatta demokratik rejime karşı yapılmadığı belirtilmiştir. Aynı gün, Libya’nın Başkenti Trablus’ta bulunan Parlamento binasının silahlı gruplar tarafından basılmıştır. Her ne kadar bu operasyonun kim tarafından yapıldığı tespit edilememişse de, Zintan’daki Parlamento karşıtı grupların Hafter ile anlaşması sonrasında bu operasyonun yapıldığı iddia edilmektedir. Bunların yanında, Trablus’ta çeşitli çatışmaların yaşanması halkın tedirgin olması neden olmuştur. Öyle ki, Başbakan el Sani hükümetinde yer alan Başbakan Yardımcısı, Adalet Bakanı ve Kültür Bakanı gibi hükümet yetkililerine karşı suikast düzenlemiş ve Sağlık Bakanlığı Müsteşarı da kaçırılmıştır. Bir gün sonra, Tobruk’ta Libya Ordu Birlikleri ile Libya Özel Kuvvetleri’nin Halife Hafter’in saflarına katıldıkları görülmüştür. Sonrasında ise, Libya Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan ve İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalarda, Hafter’in saflarına katıldıkları duyurulmuştur. Ancak Libya İçişleri Bakanı tarafından Bakanlığın bu açıklamasının yalanlandığı görülmüştür. Bu dönemde Hafter’e destek mesajları ileten bir diğer isim ise ülkedeki liberal görüşün önde gelen temsilcilerinden Cuma el-Gamati’dir. Tüm bunlara karşılık olarak, 22 Mayıs 2014’te Libya’da hükümeti kurmakla görevlendirilen Başbakan Ahmet Maitik, “siyasetin askerileştirilmesinin zararlarına vurgu yaparak, sorunun ulusal diyalogla çözülmesi gerektiğini” belirtmiş ve “devrimci milislerin sorunun değil, çözümün bir parçası olduğunu” bir ifade kullanıldığı gözlenmiştir. Bunun yanında, Libya Cumhurbaşkanı Nuri Ebu Suheymen tarafından sahip olduğu Başkomutanlık unvanı ile isyancı askerin Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından tutuklanması yönünde talimat verdiği görülmüştür.[37]

Haziran 2014’te ise Libya’da Temsilciler Meclisi üyelerinin seçilmesi için seçim yapılmıştır. Öyle ki, oluşturulması planlanan bu meclis, Milli Genel Kongre’nin yerine geçecektir. Ancak ülkede yaşanan çatışma ve şiddet olaylarının ülkenin bazı bölgelerinde devam etmesi nedeniyle bazı bölgelere sandıkların koyulamadığı görülmüştür. Bu nedenle, bu seçime katılımın düşük miktarda olduğu gözlenmiştir. Bu dönem, ayrıca Libya’nın diğer bölgelerinde de seçimlerin ve meclislerin oluşturulduğu görülmüştür. Örneğin, Libya’nın başkenti Trablus’ta Genel Halk Kongresi bulunurken, Tobruk’ta Temsilciler Meclisi bulunmaktadır.[38]

Çatışmaların ve hükümet boşluğunun sürdüğü Libya’da, cihatçı grupların ve kabilelerin oluşturmuş olduğu milisler ve DAEŞ bağlantılı bazı grupların bu süreçte ülkede yayıldıkları görülmüştür. Örneğin, DAEŞ (IŞİD), 2014 ve 2015 yıllarında Libya’daki Derna ve Sirte kentlerini kontrol altına almıştır. Ancak 2015’te, Birleşmiş Milletler örgütünün taraflar arasında yapılan arabuluculuk neticesinde, Libya’da Ulusal Birlik Komitesi’nin kurulması noktasında uzlaşmanın gerçekleştirildiği görülmüştür. Bu girişim ile Libya’da Başkanlar Konseyi oluşturulmuş ve bu Konseyin Başkanı ve Başbakan Fayiz es-Serrac liderliğinde yeni hükümet 2016’da Libya’da göreve başlamıştır. Ancak Serrac yönetimindeki bu hükümete karşı tepkilerin de ülkede sürdüğü görülmüştür. Öyle ki, Libya’da, Genel Halk Kongresi ve Temsilciler Meclisi gibi farklı bölgelerde oluşturulan yönetimleri de hesaba kattığımız vakit, Batılı ülkelerin ve uluslararası toplumun destek verdiği Ulusal Uzlaşı Hükümeti’nin de içerisinde bulunduğu üç farklı hükümet bulunmaktadır. Bu yeni hükümete Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin destek verdiği Tobruk’taki Halife Hafter hükümeti de karşıdır. Bu hükümetin ilk başarısı, 2016 son aylarında DAEŞ’in kontrolündeki Sirte bölgesini geri almasıyla olmuştur. Bunun yanında, Halife Gveyl’in yönetimine eski Trablus hükümeti ve Libya Şafağı Grubu gibi oluşumlar destek verirken, Halife Hafter de Tobruk’taki iktidarını sağlamlaştırmak için çalışmaktadır. Bunların yanında, Libya’da Ensar el Şeria’nın yönetiminin ağır kayıplar vermesi sonrasında hükümeti feshetmiştir.[39]

Ulusal Uzlaşı Hükümeti Başkanı Fayiz es-Serrac tarafından Temmuz 2017’de yapılan açıklama sonrasında 2018 yılının Mart ayında Libya’da yapılması planlanan Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerin 10 Aralık 2018 tarihine amaçlanıyordu.[40] Ancak seçimlerin 2019’un ilkbaharında yapılması için ertelemenin yapıldığı görülmüştür.[41] 2019 yılında da Libya’da çatışmalar sürmüştür. Ancak, yakın zaman önce, Hafter’in Türkiye ve Rusya tarafından Libya’da ateşkes yapılmasına ilişkin çağrılarını kabul ettiği not edilmiştir.[42]

Özetle, Libya’da 2012’den günümüze kadar demokratikleşme noktasında adımların atıldığı görülmüştür. Ancak bu adımların ülkenin içerisinde faaliyet yürüten Hafter gibi gruplar tarafından bütün bölgelerde etkili olamadığı görülmüştür. Öyle ki, her grup kendi bölgesinde kendi iktidarının oluşturmuş gibi görünmektedir ve Libya üç bölgeye ayrılmış durumdadır.

Sonuç

Libya’da Şubat 2011’de başlayan olaylar, NATO’nun müdahalesi sonrasında Ekim 2011’de Kaddafi’nin öldürülmesi ile sona ermiştir. Kaddafi’nin bertaraf edilmesi, ülke içerisinde yaşanan karmaşanın sonunu getirmemiştir. Öyle ki, ülkede 2012’de başlayan demokratikleşme noktasında adımlar atılmaya çalışılmasına rağmen, başa gelen yöneticilerin kısa 1-2 yıl aralığında görevde kaldığı görülmüştür. Bunun yanında, ülkenin farklı bölgelerinde farklı yönetim tarzlarının oluşturulduğu görülmüştür. Bu görüntüsü ile, Libya, parçalanmış bir devlet görünümündedir. Sonuç olarak, Libya’da bulunun bölgelerdeki idarelerin birbirleri ile olan mücadeleleri, ülkenin içinde bulunduğu karmaşık durumu daha da arttırmasının yanında, demokratik adımların da ülkeye tam olarak nüfuz etmemesine neden olmaktadır. Bu nedenle, bu ülke halkının dirliği ve birliği için Türkiye ve Rusya liderliğinde bir uzlaşı yapılması şarttır.

Serdar ÇUKUR

 

Dipnotlar

[1] Ali İmran Köşker (20.05.2019), “Demokrasi Nedir? Çeşitleri, Kökeni ve Tarihsel Gelişimi”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://www.ilimvemedeniyet.com/demokrasi-nedir-cesitleri-kokeni-ve-tarihsel-gelisimi.html.

[2] A24 (21.07.2016), “Dünyada kaç ülke var, yönetim biçimleri ve özellikleri ne?”,  Erişim Adresi: (15.12.2019) https://www.a24.com.tr/dunyada-kac-ulke-var-yonetim-bicimleri-ve-ozellikleri-ne-haberi-40069802h.html?h=48.

[3] Coğrafya Dünyası (tarih yok-t.y), “Libya”, Erişim Adresi: (15.12.2019) http://www.cografya.gen.tr/siyasi/devletler/libya.htm.

[4] World Bank (t.y), “Libya”, Erişim Adresi: (15.12.2019)https://data.worldbank.org/country/libya.

[5] Worldometres.info (t.y), “Libya Population”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://www.worldometers.info/world-population/libya-population/.

[6] CIA (t.y), “Africa: Libya”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/ly.html.

[7] İNSAMER (t.y), “Libya”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://insamer.com/tr/libya_986.htm.

[8] Coğrafya Dünyası, t.y, adı geçen link.

[9] İNSAMER, t.y, adı geçen link.

[10] CIA, t.y, adı geçen link.

[11] Bilgiustam. (t.y), “Libya”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://www.bilgiustam.com/libya-ulkeler-cografyasi/.

[12] İNSAMER , t.y, adı geçen link.

[13] IMF (t.y), “GDP, Current Prices”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://www.imf.org/external/datamapper/NGDPD@WEO/LBY.

[14] IMF (t.y), “GDP Per Capita, Current Prices”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://www.imf.org/external/datamapper/NGDPDPC@WEO/LBY.

[15] UNDATA (t.y), “Libya: Economic Indicators”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://data.un.org/en/iso/ly.html.

[16] The Observatory of Economic Complexity (OEC) (t.y), “Libya: ihracat”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://oec.world/tr/profile/country/lby/#%C4%B0hracat.

[17] OEC (t.y), “Libya: İthalat”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://oec.world/tr/profile/country/lby/#%C4%B0thalat.

[18] Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı (t.y), “Libya”, Erişim Adresi: (15.12.2019) http://www.mfa.gov.tr/libya-kunyesi.tr.mfa.

[19] Nurettin Ceviz (2011), “Libya Tarihine Kısa Bir Bakış”, Ortadoğu Analiz, 3 (27), ss. 81-83.

[20] Cantürk Caner ve Betül Şengül (2018), “Devrimler, Kaos ve İstikrar Arayışları İçinde Libya: Tarihsel ve Yapısal Bir Analiz”, Uluslararası Afro- Avrasya Araştırmaları Dergisi, 6, ss. 47-48.

[21] Şükrü Çıldır (30.09.2016), “1969 Libya Askeri Darbesi”, ORSAM, Erişim Adresi: (16.12.2019) https://orsam.org.tr//d_hbanaliz/15_sukrucildir.pdf.

[22] Caner ve Şengül, 2018, a.g.e., ss. 55-61.

[23] Seyfettin Gürsel (2013), “Dönemin Bilançosu”, Türk Dış Politikası: Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar (Cilt 3: 2001-2012), Baskın Oran (Ed.) , İstanbul: İletişim Yayınları, s. 51.

[24] a.g.e., s. 51.

[25] Burhanettin Duran ve Nurullah Ardıç (2014), “Arap Baharı”, Uluslararası İlişkilere Giriş: Tarih, Teori, Kavram ve Konular, Şaban Kardaş ve Ali Balcı (Eds.), İstanbul, Küre Yayınları, s. 456.

[26] Gürsel, a.g.e., s. 51.

[27] Duran ve Ardıç, 2014, a.g.e., ss. 457-462.

[28] United Nations (26.02.2011), “S/RES/1970 (2011)”, Erişim Adresi: (22.12.2019) https://www.undocs.org/S/RES/1970%20(2011).

[29] United Nations (17.03.2011), “S/RES/1973 (2011)”, Erişim Adresi: (22.12.2019) https://www.undocs.org/S/RES/1973%20(2011).

[30] Çağatay Oğuzhan Aytoğu (2016), “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararları Doğrultusunda İnsani Müdahale”, (Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: İstanbul Ticaret Üniversitesi), ss. 92-96.

[31] Ramazan Gözen (2018), “Türkiye’nin Orta Doğu Politikası”, Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’nin Dış Politikası, Adem Çaylak ve Seyit Ali Avcu (ed.), Ankara: Savaş Yayınevi, s. 440.

[32] Tayyar Arı (2017), Geçmişten Günümüze Orta Doğu Cilt II, Bursa: Alfa Aktüel Yayınları, s. 475.

[33] Murat Kekilli (2014), “17 ŞUBAT DEVRİMİ’NDEN HAFTAR DARBE GİRİŞİMİNE LİBYA SİYASETİ”, SETA Analiz, 99, ss. 10-11.

[34] Ebru Afat (11.07.2012), “Libya seçimleri: Demokratikleşme sürecinde ilk adım”, Aljazeera, Erişim Adresi: (20.12.2019) http://www.aljazeera.com.tr/haber-analiz/libya-secimleri-demokratiklesme-surecinde-ilk-adim.

[35] Tayyar, 2017, a.g.e., s. 476.

[36] ABD’nin terör listesinde yer alan gruptur.

[37] Emre Kekilli (2016), “Haftar’ın Darbe Girişiminde BM Çözüm Taslığına Libya Siyaseti”, SETA Analiz, 152, ss. 9-14.

[38] Arı, 2017, a.g.e., s. 476.

[39] Arı, 2017, a.g.e., s. 477.

[40] Tayyar Arı (2018), Uluslararası İlişkilere Giriş, 5. Baskı, Bursa: Aktüel Yayınları, s. 201.

[41] Haberler.com (09.11.2018), “Libya’da Seçimler 2019 İlkbaharına Kaldı”, Erişim Adresi:(22.12.2019) https://www.haberler.com/libya-da-secimler-2019-ilkbaharina-kaldi-11418048-haberi/.

[42] Stratejikortak.com (15.01.2020), “Libya’da Son Durum Haritası”, Erişim Adresi: https://www.stratejikortak.com/2020/01/libya-son-durum-haritasi.html.

 

KAYNAKÇA

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.