Büyük Britanya Bayrağı
Büyük Britanya Haritası
KURULUŞ
İngiltere’de krallığın ilk birliği çeşitli Anglo-Sakson krallıklarının birleştirilmesiyle 9. yüzyılda kuruldu. Danimarka istilalarından sonra anakaradan gelen Fatih William, 1066 Hastings Savaşı’nda Anglo-Saksonları yenerek Norman krallığını kurdu. O gün bu gündür bu krallık sürmektedir. Krallıkta iç nedenlerden kaynaklanan tek kesinti 1649-1660 yılları arasında görüldü. 1649-1653 arasında İngiltere cumhuriyetle yönetildi. 1653-1658 arasında Lord Protector dönemi, başka bir deyişle Cromwell’in buyurganlığı yaşandı. Bunu izleyen 2 yıllık bir geçiş döneminden sonra İngiltere yeniden krallığa döndü. Bu restorasyon tahtın II. Charles’a emanet edilmesiyle gerçekleşti.
İrlanda 1175’te fethedildi. Galler 1284’te İngiltere’nin egemenliğine girdi ancak İngiltere ile resmen birleşmesi 1535’te gerçekleşti. Yüz Yıl Savaşları (1337-1453) sonucunda İngiltere anakaradaki topraklarını kaybedip, bir ada devleti haline geldi. 1603’te Tudor hanedanının son üyesi olan I. Elizabeth bekar ölünce, İskoçya kralı I. James (Stuart) İngiltere kralı oldu (1603-1625). Böylece oluşmaya başlayan birlik 1707’de Kraliçe Anne zamanında iki krallığın resmen birleşmesiyle sonuçlandı. III. George zamanında İngiltere Amerikan sömürgelerini yitirdi (1783) ve İrlanda ile resmen birleşti. 1801’den sonra ülkenin adı Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı oldu. 1922’de İrlanda Cumhuriyeti kurulunca Birleşik Krallık ya da yaygın adıyla İngiltere bugünkü halini aldı (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı). Büyük adanın yüz ölçümü 229.903 kilometrekaredir. Kuzey İrlanda’nın yüzölçümü sadece 14.120 kilometrekaredir. Adadaki nüfus 60 milyon civarındadır (% 85’i İngiltere’de yaşamaktadır). 1931’de İngiliz sömürge imparatorluğu dağıtıldı ve İngiliz Uluslar Topluluğu kuruldu (bağımsız devletler ve gönüllü birliktelik var).
1997’de İngiltere önemli bir anayasal değişim sürecine girdi. 11 Eylül’de İskoçya, 18 Eylül’de Galler’de yapılan halk oylamalarıyla bu iki bölge için ayrı meclisler kurulması kararlaştırıldı. 1979 yılında “hayır” çıkan oylamalarda bu defa “evet” kararı çıkmıştır. İskoçlar oy verenlerin dörtte üçünün oyuyla 1707’den beri kaldırılmış olan parlamentolarına yeniden kavuşma istençlerini ortaya koydular. Bu parlamento yasa yapabilecek, vergi koyabilecek, savunma, dış ilişkiler ve para siyaseti dışında geniş yetkilere sahip olacak. Galler’de ise sonuç belirsiz oldu ve oylamaya katılanların sadece % 50,3’ü olumlu oy kullandılar. İskoçya’nın aksine Galler meclisi ne yasa yapabilecek, ne de vergi koyabilecektir. Esas işi Londra’nın bölgeye ayırdığı ödeneğin nereye harcanacağını kararlaştırmaktır. 22 Mayıs 1998’de yapılan bir halk oylamasıyla Kuzey İrlanda’da da bir meclis kurulması kararı alınmıştır.
1997’de başlayan bu değişim süreci 1999’da tamamlanmıştır. Kurulan bölge meclisleri içerisinde en önemlisi 129 üyeli İskoç Parlamentosudur. Kuzey İrlanda Meclisi 108, Galler Meclisi 60 üyelidir. 1997 yılında Hong Kong’un bağımsızlığı kazanması Birleşik Krallığın sömürge imparatorluğunun en son parçası olarak görülebilir. Birleşik Krallık’ın eski sömürgeleri günümüzde İngiliz Milletler Topluluğu çatısı altında ekonomik ve siyasi işbirliği yapmaktadırlar. Birleşik Krallık süper güç olma sıfatını ABD’ye kaptırmış olmakla birlikte dünyanın en güçlü ülkeleri arasında yerini korumaktadır. Birleşik Krallık Avro Alanı dışında kalmakla birlikte Avrupa Birliği’nin en önemli ülkeleri arasında yer almaktadır.
Güncel bir gelişme 2014 yılında İskoçya’da düzenlenecek olan referandumdur. Referandumdan “evet” sonucu çıkması halinde İskoçya Büyük Britanya’dan tamamen koparak bağımsız bir devlet haline gelecektir. İskoç Ulusal Hareketi Başkanı Alex Salmond’ın konuşmaları izlendiğinde bu bağımsızlığın gerçekleşebileceği görülmektedir.
ANAYASAL DÜZENLEMELER
İngiltere’de anayasa adı verilebilecek bir belge yoktur. İngiltere dünyada göreneksel anayasa düzenine bağlı kalan birkaç ülkeden biridir. İngiltere’deki devlet düzeninin başlıca üç kaynağı şunlardır;
1-) Yasalar (Acts): Magna Carta (1215), Petition of Rights (1628), Habeas Corpus Act (1679), Bill of Rights (1689), Act of Settlement (1701), Judicature Acts (1873-75), Parliamentary Acts (1911, 1949).
2-) İçtihatlar (Case-law): 1611’de Lord Chief Justice Coke “Kral suç yaratamaz” kuralını getiriyor. 1670’te Bushell davasında “Yargılama süreci içinde tarafların söyledikleri sözler kovuşturma konusu olamaz” kuralı konuyor.
3-) Anayasal Görenekler (Constitutional conventions): Siyasal teamüllerdir. Örneğin Parlamento yılda en az 1 kez toplantıya çağrılır. Bakanlar Parlamento üyesi olmalıdır. Hükümeti kurma görevi seçimi kazanan partinin liderine verilir.
İngiltere’de yasama gücü parlamentoya aittir. Parlamento 3 öğeden oluşur; Taç, Lordlar Kamarası, Avam Kamarası. Bunların içinde en güçlüsü doğal olarak Avam Kamarası’dır. Tarihsel süreçteki gelişmeler sonucunda seçilmişlerden oluşan Avam Kamarası demokrasinin bir gereği olarak üstünlüğü eline geçirmiştir. Avam Kamarası isterse krallığı da, Lordlar Kamarası’nı da ortadan kaldırabilir. Ancak geleneklere dayalı sistemde böyle bir kriz yaşanmamaktadır.
YASAMA
A-) Avam Kamarası: 1832’ye kadar Avam Kamarası’nın temsil niteliği son derece sınırlıydı. 1265’ten beri avamı (halkı) temsil yetkisi her bölgeden (country) gelen iki şövalye (knight) ile, her kasabadan (borough) gelen iki burgess tarafından kullanılıyordu. Ancak bu klasik sistem sanayi devrimi sonrası büyük kentlerin oluşması ve bazı kasabaların ve bölgelerin boşalmasıyla iyi işlememeye başladı. Seçmen oranı bu dönemde % 5 ile sınırlıydı.
1832’de devrim tehdidiyle lordların 18 aylık muhalefeti kırıldı ve geleneksel seçim esasları değişmeye başladı. Seçim çevreleri yeniden düzenlendi. Seçmen oranı % 7’ye yükseltildi. Sonra bu yolda daha hızlı adımlar atılmaya başlandı. 1867’de, 1872’de, 1884’te seçim kurallarında büyük değişimler yaşandı ve nihayet 1918’de bütün yetişkin erkeklere ve 30 yaşını dolduran kadınlara oy hakkı tanındı. 1928’de seçmen yaşı herkes için 21 oldu, 1969’da ise 18 yaş kuralı kabul edildi. Seçimlerde oy kullanabilmek için Büyük Britanya uyruğu ya da Birleşik Krallık’ta ikamet eden İrlanda Cumhuriyeti yurttaşı olmak gerekiyor. Lordlar, tutuklu bulunan hükümlüler, son 1 yılda seçimlere hile karıştıranlar oy hakkından yoksunlar. Seçilebilmek için yaş sınırı 21. Lordlar, din adamları, memurlar, 1 yıldan fazla hapis cezası alanlar, müflisler aday olamıyorlar. İrlanda Cumhuriyeti yurttaşları yine ikamet koşuluyla aday olabiliyorlar.
Avam Kamarası için 659 seçim çevresi var. Her çevreden 1 kişi seçilebildiğine göre kamaranın 659 üyesi var. Ancak oturma yeri 427 ile sınırlıdır ve diğer üyeler ayakta durmak zorundadır. 1949’da çıkarılan bir yasa ile, içinde bir yüksek yargıçla birlikte bir savunmanın yer aldığı sürekli nitelikte 4 Boundary Commission (Seçim Çevrelerini Belirleme Komisyonu) kuruldu. İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda için birer komisyon öngörüldü. Bu komisyonlar 10-15 yılda bir seçim çevrelerinin nüfusça eşitlenmesi için çalışma yapıyor ve sonuçlar order in council (kararname) biçiminde yürürlüğe konuluyor. Avam Kamarası’nın toplantı yılı (annual session) Kasım başından Ekim sonuna dek sürüyor. Toplantı yılı geleneksel olarak 4 bölümden (term) oluşuyor. Parlamento toplantı halinde olmadığında recess deniyor. Toplantı yılı sonunda prorogation (bu da bir kararname) kararıyla parlamento toplantısı son buluyor.
Olağan yıllarda Avam Kamarası ortalama 160 oturum yapıyor. Milletvekilleri 1911’den beri maaş alıyorlar. 1965’ten beri milletvekillerinin emeklilik hakları da var. Milletvekillerinin yaklaşık yarısı yönetim kurulu üyeliği, danışma bürosu gibi yan işlerde de çalışıyorlar. Bu durum kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açmaktadır ancak yasalara aykırı değildir. Ancak kamu görevlerini kişisel çıkarları için kullanmaları yasaktır ve denetim için Avam Kamarası’nda kamuya açık bir defter (public register) tutuluyor. Üyeler herhangi bir konuda görüşmelere katılmadan, o konuya ilişkin bir maddi bağlantıları varsa bunu deftere kaydettirmek zorundalar. Milletvekillerinin dokunulmazlıkları yok. Cezai kovuşturmalar bakımından herhangi bir yurttaştan farksızlar. Buna karşılık kamarada sınırsız konuşma özgürlükleri (kürsü dokunulmazlığı) var. Hakaretle ve ulusal sırları açığa vurmakla suçlanamıyorlar.
Avam Kamarası kendi üyesi olsun olmasın, çalışmalarına gölge düşüren herkesi cezalandırma (çalışmalardan uzaklaştırma ya da alıkoyma) yetkisine sahiptir. Ayrıca milletvekillerinin istifa imkanları yoktur. Bu durum için şöyle bir çözüm bulunmuştur. Üyelikten ayrılmak isteyen milletvekili Maliye Bakanı’ndan gelir getiren bir kamu görevine atanmasını ister. Maliye Bakanı bu türden bir istemi hiçbir zaman geri çevirmez. Milletvekilliği böyle bir görevde gerçekleşmeyeceği için de ilgili üyenin vekilliği kendiliğinden düşer. Avam Kamarası’nın başkanı Speaker’dır. Başkan veya Konuşmacı bir kez seçilince genellikle milletvekili kaldığı sürece görevini korur. Bu arada genel seçim olunca, seçim sürecinde partili kimliğini öne çıkaramaz. Siyasi nezaket gereği öteki büyük parti ya da partiler o çevreden aday göstermez. Speaker tam bir yansızlıkla hareket etmelidir. Kamara’da büyük ağırlığı vardır ve herkes ona uyar.
Speaker dışında iktidarla muhalefetin bir düzine kadar whip’leri vardır. Whip’ler üyelere katılma yönergeleri gönderirler. Karar alınabilmesi için en az 40 üyenin oy kullanmış olması gerekir. Ancak kamara belli konular için daha yüksek karar yeter sayıları kabul edebilir. Parlamentonun her yerde olduğu gibi başlıca 2 görevi vardır; yasama ve yürütmeyi denetleme. İngiltere’de yasa tasarı ve önerilerine bill deniyor. Bunların fıkraları ise clause adını taşıyor. Tasarı ya da öneri yasalaşınca act adını alıyor. O zaman da fıkralara section deniyor. Bill’ler 2 çeşit; private bills (özel konulardaki yasa tasarıları) ve public bills (kamu yasa tasarıları). Private Bills konuları özgül, yerel işler olan yasa tasarılarıdır. Public bills konuları ulusal olan daha önemli meselelerle ilgili yasa tasarıları.
Yasalaşma sürecinin 5 aşaması var;
– First reading (Herhangi bir görüşme oylamanın olmadığı ilk okuma süreci.)
– Second reading (Ciddi tartışmalar, oylamaların yer aldığı ikinci okuma. Bu süreçte tasarı meclisin ilke olarak onayını almışsa izleyen aşamaya geçilir.)
– Committee Stage (Komite aşaması. Bu aşamada tasarı ilgili komisyonda ayrıntılı olarak tartışılıyor. Kimi tasarılar için farklı komisyonlar oluşabiliyor; karma komisyon, kamaranın tümünün komisyon olarak toplanması, geçici komisyon vs.)
– Report Stage (Rapor aşaması. Komisyon başkana bir rapor sunuyor. Komisyon görüşü ve değişiklik önerileri enine boyuna tartışılıyor.)
– Third reading (Üçüncü okumada biçimsel küçük değişiklilere izin veriliyor. Meclis ikna olmamışsa üçüncü aşamaya dönülüyor.)
Her iki kamaranın onayının ardından tasarı Taç’ın onayına sunuluyor. Ancak reddi söz konusu değil. Son yıllarda kamaraya az sayıda dinleyici de alınıyor. Oturumlar radyo ve tv’den de yayınlanıyor. Yasama yetkisinin çok kapsamlı olması bunun bir bölümünün yürütmeye devredilmesine yol açmıştır. Hükümeti denetlemek adına parlamenterlerin bakanlara soru sorma hakları bulunmaktadır. Bir diğer denetim yolu her oturumun son yarım saatinde ve toplantı yılının bölündüğü dört bölümün son saatlerinde kullanılabilecek olan dağılma öncesi tartışma olanağı (adjournment debate). Bu olanağı hangi milletvekilinin hangi bakanla tartışmak için kullanabileceğine Speaker karar veriyor. Bir başka denetim yolu genel görüşmedir. 1981’den beri her toplantı yılının 20 gününde muhalefetin istediği bir konuda genel görüşme yapılıyor. Ayrıca komisyonlar yoluyla da denetlenme sağlanır. Yürütmeyi denetlemek için bir de Kamu Denetçisi kurumu vardır. Başbakan’ın önerisiyle Kraliçe tarafından atanan Kamu Denetçisi iki kamaradan karar alınmadıkça görevden alınamıyor ve çok geniş yetkileriyle yürütmeyi denetleyebiliyor.
B-) Lordlar Kamarası: – Eski önemini yitirmiş durumda olmasına karşın halen varlığını korumaya devam ediyor. Kasım 1999’a dek 1200 dolayında üyesi vardı. Artık 700 civarı. Bu üyeler 2 büyük türe ayrılıyor;
1-) Ruhani Lordlar (Lords Spiritual): Hepsi 26 kişi. İkisi Cantenbury ve York başpiskoposları. Ötekiler piskopos.
2-) Lords Temporal (Yersel Lordlar): Üçe ayrılıyor.
a-) Kalıtsal Lordlar: Dük, marki, kont, vikont, baron gibi eski aristokratlar. Sayıları çok azaltıldı.
b-) Yaşam boyu Lordlar: Ödüllendirme yoluyla lord olanlar.
c-) Tüzemen Lordlar: En üst mahkeme olarak görev yapıyorlar.
Yaklaşık 150 gün toplanıyorlar. İç tüzükleri yok ve daha serbest bir havada çalışıyorlar. Yetkileri çok azaltıldı. 1 aylık bekletme yetkileri dışında önemli yasalarda bir yetkileri yok. Speaker’ın önemli olarak belirtmediği yasalarda bir yıllık bekletme yetkileri var. Ancak ilkesel olarak genelde Avam Kamarası’na karşı çıkmıyorlar. Buna karşılık düzeltme önerme yolunu sıklıkla kullanıyorlar. Bu yolla gözden kaçmış noktalar ortaya çıkabiliyor. Lordlar sadece görece önemsiz bakanları denetleyebiliyorlar. Ancak çok önemli bir bakanlık olan Lord Chancellor Lordlar Kamarası üyesi olmak zorunda. Lordlar Kamarası’nda Muhafazakar Parti daha güçlü. Kimi zaman muhalefet yükselse de İngilizler bu kurumun kalkmasını istemiyor ve gerekli görüyorlar.
YÜRÜTME
1-) Taç: İngiltere’de devlet kurumlarının en önemlisi, gerçekte bir yetkisi kalmamış olsa bile, her yönüyle devletin başı durumunda olan Taç’tır. Taç; yargının başı, silahlı kuvvetlerin başkomutanı, İngiltere Kilisesi’nin yüce yöneticisidir. Taç’ın yetkileri daha çok simgeseldir. Yine de Kraliçe’nin ya da Kral’ın üç gerçek yetkisinden söz edilebilir;
1-) Haberdar edilme (bilgilendirilme ve danışılma yetkisi)
2-) Yüreklendirme (doğru gördüğü yönde destek verme yetkisi)
3-) Uyarma (sorumluları kendi deneyiminden yararlandırma yetkisi)
Kraliyet ayrıcalıkları ise şöyle sıralanabilir;
1-) Parlamentonun toplantıya çağrılması, süresinin uzatılması, tatile gönderilmesi, dağıtılması.
2-) Her yıl Lordlar Kamarası’nda Taç Söylevi’nin okunması.
3-) Yasalaşmanın son aşamasında yasaya onay vermesi. (Royal Assent denir. 1707’den beri veto yoktur.)
4-) Başbakan’ı atama yetkisi.
5-) Yeni Lordlar belirleme.
6-) Tüm önemli devlet görevlilerini atama.
7-) Bağışlama yetkisini kullanma. (Bunda İç İşleri Bakanı’nın istemine uyar.)
Kraliçe tam bir sorumsuzluk ve dokunulmazlıktan yararlanır.
2-) Privy Council: Bugün İngiliz yürütmesinin en önemli kurumu olan kabineye kaynaklık eden kurum Privy Council’dır. 12. yüzyılda ortaya çıkmış bir kurumdur ve Divan-ı Hümayun’a benzetilebilir. 400 civarı üyesi vardır. Gelmiş geçmiş kabine üyeleri, iki başpiskopos, Speaker, Tüzemen Lord’lar bu kurumun doğal üyesidirler. 17. yüzyılda ortadan kaldırılmış, sonradan yeniden kurulmuş fakat eski yetkileri kalmamıştır. Uygulamada Privy Council 4-5 kişi ile toplanır. Bunlar önde gelen hükümet üyeleridir. Hükümdarın huzurunda yapılan bu toplantılarda iki tür karar alınır;
a-) Order in Council: Yürütmenin en önemli düzenleyici işlemleri bu tür kararnamelerle yapılır.
b-) Royal Proclamation: Genellikle parlamentonun çağrılması, dağıtılması gibi işlemler için bu araç kullanılır.
Privy Council’ın işlevsel komisyonları vardır. Mesela siyasal olarak ödüllendirilmesi düşünülen kişilere ilişkin araştırma yapan Political Honours Scrutiny Committee buna bir örnektir. Privy Council bir yargı mercii olarak da iş görür. Bu işi Tüzemen Lord’lar görür. Bu komisyon Krallık sınırları dışındaki Commonwealth ülkelerinden gelen istemlere bakar.
3-) Kabine ve Hükümet: Yürütme gücünün odak noktası başbakan ve çevresindeki en önemli bakanlardan oluşan kabinedir. Geçmişte kabine Privy Council’ın bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Bütün bakanlar hükümet üyesidir ama kabine üyesi değildir. Bu nedenle hükümet ve kabine İngiltere’de farklı anlamda kullanılır. Hükümet 100 dolayında kişiden oluşur. Başbakanlık (Prime Minister) ünvanı ilk kez 1905’te kullanılmış ancak yasal dayanağa ancak 1937 yılında kavuşmuştur. Başbakanla birlikte hükümette 3 tür (3 ayrı düzeyde) bakan vardır;
I-) Cabinet ministers: 20 civarında olan kabine bakanları.
II-) Non-cabinet ministers: 30 dolayında kabine üyesi olmayan bakan.
III-) Junior ministers: Sayıları 50 dolayında olan daha kıdemsiz bakan ve kabine bakan yardımcıları.
Görüldüğü gibi İngiltere’de hükümet hem çok kalabalık, hem de yapısı karmaşıktır. Bu nedenle işleri kolaylaştırmak adına aşağı yukarı 30 dolayında sürekli nitelik taşıyan hükümet komisyonları vardır. Cabinet Committee adı verilen bu komisyonlar çeşitli düzeylerde bakanlardan ve yüksek memurlardan oluşur. İngiltere’de hükümetin genel kurul halinde toplanması söz konusu değildir. Kabine olağan şekilde haftada 2 gün toplanır. Hükümet çalışmalarında son söz hep başbakana aittir. Oylama, çoğunluk kararı gibi yöntemler söz konusu olmaz. Başbakanla anlaşmazlığa düşen ayrılır. Bu kalabalık yapılı hükümetin çalışmalarında eşgüdüm ve iletişimi sağlamak için 1917’den beri iş gören bir Cabinet Office (Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği) vardır. Cabinet Office pratikte hükümetin beyni durumundadır. MI 5 ve MI 6 da buranın bir parçasıdır.
YÖNETİM VE BÜROKRASİ
İngiltere’de silahlı kuvvetler, KİT çalışanları, yerel yönetimler ve yargı dışında 500.000 dolayında kamu görevlisi var ve yürütmenin başarısında büyük rol oynuyorlar. Her bakanlığın yönetimi bizdeki müsteşara karşılık gelen ve Permanent Secretary (Daimi Sekreter) adı verilen bir görevlinin elinde. Kamu yönetiminin en belirgin özelliği her hükümete aynı sadakatle hizmet zorunda olması. Memurların yansızlığına büyük önem veriliyor. Memurlar sıkı bir denetim altında tutulur. Genellikle faşist ya da komünist örgüt üyeleri işe alınmaz. Memurlar gizli bilgileri yaşam boyu gizlemek zorundadırlar. Aksi halde suç işlemiş sayılırlar. Memurlar sendika üyesi olabilirler ve çeşitli derecelerde siyaset yapabilirler. Düşük düzeyde memurlara siyaset serbesttir ancak sorumluluk arttıkça bazı kısıtlamalar getirilir. Ayrıca memurlar siyaset yaparken göze batmamak durumundadırlar.
SEÇİMLER
1911 yasasına göre Avam Kamarası’nın dönemi en çok 5 yıldır. Ancak olağanüstü durumlarda bu süre uzatılabilmektedir. Uygulamada ise bir parlamento dönemi genellikle 4 yıl sürmektedir. 1832’de % 5 düzeyinde olan seçmen, 1884’te % 28’e yükseldi. Sonrasında 1918’de 21 yaşındaki tüm erkekler ve 30 yaşını dolduran kadınlar, 1929’de ise 21 yaşında herkese oy hakkı verildi. 1969’da seçmen yaşı 18’e düşürüldü. 1948’e kadar üniversite mensupları hem üniversitede, hem de oturdukları yerde 2 oy veriyorlardı. 659 seçim çevresinden birer milletvekili seçiliyor. Her seçim çevresine yaklaşım 65.000-70.000 seçmen düşüyor. 1959’a kadar seçim çevrelerinde ikişer aday çekişirdi. Artık ikiden fazla aday çekişiyor. Adaylık yaş sınırı 21. Büyük partilerden aday olmadıkça seçimi kazanmak çok zor.
Adaylar seçimler için belli bir düzeyin üzerinde para harcayamıyorlar. Bunlar sıkı denetleniyor. İngiliz seçim dizgesine göre seçimler tek oylamalı (tek turlu). Her çevrede en yüksek oyu alan aday seçiliyor. Bu durum genelde 2 partili sisteme uygun düzenlenmişken, son yıllarda 3 partili sistem ortaya çıkmıştır. Temsilde adalet pek iyi sağlanamaz. Seçmenden toplamda daha fazla oy alan parti meclis içerisinde 2. parti olabilir. 1951 ve 1974 seçimlerinde bu durum yaşanmıştır. 2. Dünya Savaşı sonrasında İngiltere’de iktidar şöyle şekillenmiştir; 1945-51: İşçi Partisi, 1951-64: Muhafazakar Parti, 1964-70: İşçi Partisi, 1970-74: Muhafazakar Parti, 1974-79: İşçi Partisi, 1979-1997: Muhafazakar Parti, 1997-2010: İşçi Partisi, 2010-: Muhafazakar Parti.
SİYASİ PARTİLER
17. yüzyıl İngiltere tarihinin en çalkantılı dönemiydi. Kralın idamına dek varan devrim, bu yüzyılın ortalarında patladı. İşte bu ortamda parlamentoda iki ana eğilim belirdi; the Court Group (kralı tutanlar-Tory) ve the Country Group (krala karşı olanlar-Whig). Zamanla parlamentodaki bölünme köklü hale geldi. Ancak bugünkü anlamıyla partiler oluşmamıştı. 18. yüzyılın sonunda whig’ler daha disiplinli ve organize hareket etmeye başlayınca siyasal partiler oluşmaya başladı. Tory’ler Muhafazakar Parti’nin tabanını oluşturdu. Whig’lerin ise bir bölümü daha sonra sendikaların ortaya çıkışıyla İşçi Partisi’nin tabanı haline geldi. Bir bölümü ise Muhafazakar Parti’ye yanaştı.
Dr. Ozan ÖRMECİ
KAYNAKÇA
– Eroğul, Cem, Çağdaş Devlet Düzenleri, 2001, Ankara: İmaj Kitabevi
One Comment »