AVRUPA VE RUSYA JEOPOLİTİK TUZAKTA: UKRAYNA OLAYLARININ GÖRÜNMEYEN TARAFI

upa-admin 26 Haziran 2014 2.421 Okunma 0
AVRUPA VE RUSYA JEOPOLİTİK TUZAKTA: UKRAYNA OLAYLARININ GÖRÜNMEYEN TARAFI

Doğu Avrupa’nın büyük devletlerinin birinde birkaç aydır devam eden ihtilaf uzmanları düşündürüyor. Buna çeşitli değerler veriliyor. Süreçlerin arkasında büyük devletlerin durduğunu vurgulayan tahlillere rastlıyoruz. Burada ilk olarak ABD’nin adı geçiyor. Avrupa’nın bazı analistleri de Washington’dan bu konuda yakınıyor. Onlar düşünüyorlar ki, Amerika aslında Avrupa ile Asya ülkeleri arasına nifak sokmuştur. Avrasya jeopolitik açıdan bölünüyor. Bu durumun bütün küresel jeosiyasetin dinamiğini olumsuz etkileyebileceği tahmin ediliyor. Hatta büyük bir mekanın yönetilen kaos haline düşebileceğinden bahsediliyor. Tüm bunların açısından Ukrayna’da yaşanan süreçler tam manasıyla küresel etkili olayların meydana geldiğini gösteriyor.

Savaş Tehdidi: Jeosiyasetin Arka Planı

Ukrayna krizinde gerginlik azalmıyor. Ülkenin doğu eyaletlerinde askeri çatışmalar devam ediyor. Taraflardan herhangi birinin tam zaferinden söz etmek mümkün değildir. Doğru, Kiev operasyonların kısa zamanda tamamlanması konusunda askerlere talimat verdi. Ama gerçekte bu sorunun sonu görünmüyor.

Uzmanların oluşmuş duruma bakışları ilginçtir. Onlar sorunu daha geniş ölçekte ele almayı tercih ediyor. Öyle ki, örneğin, Rusyalı uzmanlar düşünüyorlar ki, esas oyun Washington’la Moskova arasında gidiyor. Amerika’nın Rusya’yı uzun süreli ve sonu olmayan çatışmaya çekmekte olduğunu vurguluyorlar. Analist F. Lukyanov da bu görüştedir (bkz.: Федор Лукьянов. Украинская развилка / “Россия в глобальной политике”, 11 Haziran 2014).

Onu diyelim ki, bu fikri bir takım Batılı uzmanlar da savunuyor. Örneğin, “The Guardian” gazetesinin askeri uzmanı John Pilger bu görüştedir. O yazıyor: “Washington’un Ukrayna’daki şimdiki rolü sadece Batı için mümkün sonuçlar bakımından farklıdır. Reagan döneminden bu yana ilk defa olarak ABD tüm dünyayı savaş ile tehdit ediyor. Doğu Avrupa’dan Balkanlara kadar tüm coğrafya NATO’nun askeri ön karakolları ile işgal edilmiştir” (bkz.: John Richard Pilger. In Ukraine, the US is dragging us towards war with Russia / “The Guardian”, 13 Mayıs 2014).

Bu fikirlerde bütün dünya için tehlikeli görünen hususlar yer aldı. Böyle bir izlenim oluşuyor ki, ülkeler demokrasi adı altında adım adım işgal ediliyor. Ortadoğu’dan Ukrayna’ya kadar geniş bir mekanda mevcut olan ihtilaflara bu tez düzleminde bakıldığında gerçekten de korkunç manzara ortaya çıkıyor. “Arap Baharı” adı ile başlanan süreç, gerçekte Mısır, Suriye, Lübnan ve Irak’ta uzun vadeli yeni sorunların temelini oluşturdu. Şimdi sürecin aktif bölümü Suriye’den Irak’a geçti. Bundan sonra ise Türkiye ve İran geliyor. Olayların bu tür gidişatı Rusya’nın sınırları yakınında yönetilebilen kaosun yaratılması demektir.

Aynı mantık Ukrayna yönünde meydana gelen olaylarda da görülebilir. Şimdi savaş aslında Rusya’nın Doğu Avrupa sınırları yakınında gidiyor. Bazı uzmanlar ise düşünüyorlar ki, Rusya toplumunda artık savaş atmosferi duyulmaktadır (bkz.: örn., Алена Солнцева. Прицельно в голову / “Gazeta.ru”, 14 Mayıs 2014). İnsanlar iki cepheye – savaşın taraftarları ve karşıtlarına bölünmüşler. Böyle bir durum toplumda istikrarı bozar ve gerçeği anlamak imkanlarını azaltır. Sonuçta, o toplumda korku, telaş ve panik yaratmak kolaylaşıyor. Orada kışkırtmalar için geniş imkanlar açılır.

Bunlar ABD’nin Avrasya coğrafyasında planlarının korkulu taraflarına ışık düşürüyor. Şimdi bile Avrupalı uzmanlar düşünüyorlar ki, Ukrayna olayları özel planla oluşturulmuş ve AB’ye karşı olan bir krizdir (bkz.:Global systemic crisis-escalation in the US reaction for survival: trigger a cold war to make it easier to annex Europe / “Global Europe Anticipation Bulletin”, № 83, 16 Mart 2014). Burada birkaç argüman sunuluyor, Ukrayna faktörüne özel yer ayrılıyor.

GEAB uzmanlarına göre, “Ukrayna Avrupa ile Rusya arasında stratejik halkadır…” (bk. önceki kaynağa). Bunu Siyasi Öngörmenin Avrupa Laboratuvarı da iyi bilir. Bu nedenle 2009 yılından Avrupa-BRİCS adlı özel program hazırlandı. Bununla AB ile BRİCS`i yakınlaştırmak mümkün olacaktı. O halde Avrupa da kendisinin çok kutuplu dünyanın oluşumuna katkısı gibi doğal bir fonksiyonunu germekleştirebilecekti. Fakat Ukrayna bu sürecin önünde duran duvar haline getirildi. Bunun kimin işine yaradığı tamamen açıktır.

Ağır Günün Düşmanları: Washington-Brüksel-Moskova Ekseninde Gerilim

Doğu Avrupa’da ihtilafı işte dünyada kendisine karşı büyük jeopolitik gücün oluşmasından endişe eden Washington yarattı. Şimdi aslında Avrupa’nın da yakından yer aldığı bir çatışma mevcuttur. Rusya’nın doğrudan askeri müdahalesi durumunda, olaylar daha korkulu yönde gelişirdi. Aslında, bu yönde belli çalışmalar yapılıyor. Moskova’yı rahatsız eden bir takım adımlar atılıyor. Bu bağlamda ünlü Amerikan siyaset bilimcilerden birinin “Ukrayna’yı Vietnam’a dönüştürmek gerekir” görüşünü hatırlatıyoruz (bkz.: Crisis in Ukraine; Interview with Zbigniew Brzezinski / “CNN”, 13 Nisan 2014).

Bütün bunların arka planda Rus uzmanların rahatsızlığını anlamak mümkündür. Ukrayna meselesi derinleşerek daha geniş alanlara yayılırsa, birkaç devlet için zor bir durum oluşur. Gariptir ki, süreçlerin bu tür gidişatı üzerinde düşünen yok. Taraflar kendi çıkarının zaferi için çalışıyor. Fakat işte bu yaklaşım da büyük bir jeopolitik alanı ihtilaflar batağına sürükler.

Meydana gelen olayların arka planında Avrupa’nın Amerika’ya askeri bağımlılığı artıyor. Son zamanlarda Washington Doğu Avrupa’ya yeni askeri güç topluyor. Daha güçlü silahlar monte ediliyor. Bununla bu toprakların güvenliğinde ABD birinci dereceli rol oynamak şansı elde ediyor. Aynı zamanda, sorunun daha geniş alanlara yayılması imkanları da ortaya çıkar. Bu açıdan Ukrayna’nın kendisi de jeopolitik tuzağa düşmüş oluyor. Maalesef, bu, Avrasya coğrafyasında bölünmeye neden olur.

Washington’a gelince, onun Avrasya’da jeopolitik uçurum yaratmak politikası çok büyük tehlike arz ediyor. Güney ve Batı istikametinden sorunların Asya içlerine doğru ilerlemesinin zararını bölgenin milyonlarca insanı görebilir. Burada mezhep ayrımına dayalı ihtilafları ayrıca vurgulamak gerekir. Şu anda Irak’ta gözlenen süreçlerin genişleyip Orta Asya, Rusya ve Çin topraklarına yayılması büyük felaketlere yol açabilir. Olayların bu senaryo üzere gelişimini istisna etmek doğru olmazdı. Öyle ki, Afganistan’dan NATO askerlerinin çekilmesinden sonra orada Irak’ta olup bitenlerden daha ağır süreçlerin oluşabileceği tahmin ediliyor.

Dikkate almak gerekir ki, Rusya’da çok sayıda Müslüman yaşıyor. Ukrayna krizi fonunda orada dini mezhepçilik kışkırtılırsa, ciddi yıkıcı süreçler ivme alabilir. Mesele şu ki, Ortadoğu’da faaliyet gösteren radikal dini gruplaşmaların bünyesinde dünyanın çeşitli bölgelerinden gelmiş insanlar var. Onların kendi ülkelerine geri dönüşü tehlikelidir.

Bütün bunlar gösteriyor ki, Ukrayna’da bugün yaşananlar bu ülkenin sınırları ile sınırlı değildir. Hissedilir ki, Ukrayna küresel jeopolitik oyunun bir hissesidir. Şimdilik o bu amaçla kullanılıyor. Rusya’nın giderek çatışmaya sürüklenmesi ile genel durum daha da belirsiz hale geliyor. ABD’nin geri adım atacağını beklemek saflık olurdu. Demek, sorunun daha bir süre devam edeceği ihtimali daha gerçekçidir. Moskova’nın buna karşı sunabileceği bir model ise göze çarpmıyor.

Şüphe yok ki, olayların bu yönde gelişmesi tüm eski Sovyet mekanında tehlikeli manzara yaratabilir. Artık okyanus ötesinden bu mekanın bazı ülkelerine karşı provokasyonların olduğu hakkında bilgiler yayılıyor. Istikrarsızlığın ve belirsizliğin yayılması riski daha da artıyor. En kötüsü odur ki, bu gidişatı önleyebilecek güç göze çarpmıyor.

Washington ise halen “Amerikan istisnalığı”ndan dem vuruyor, dünyanın her yerinde devletlerin içişlerine karışmak hakkına sahip olduğunu söylüyor. Uzmanlar West-Point`te B. Obama`nın konuşmasında bu hususun yer almasından çok rahatsızlar. Aynı şekilde Ukrayna meselesinin de karmaşık olduğu izlenimi doğuyor. Demek, ABD’nin bu sürece karışması sorunun çözümünü hızlandırmıyor. Aksine, yeni süreçlerin start aldığı hissediliyor. Ancak daha ilginci böyle bir sorudur: Ukrayna’dan sonra sıra hangi ülkenin? Bu adaletsizlik ve kan akıtma ne zamana kadar devam edecek?

Kaynak: Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.