KOSOVA’DA HALK MUTSUZ

upa-admin 18 Şubat 2016 2.569 Okunma 1
KOSOVA’DA HALK MUTSUZ

Sırpların Eski Yugoslavya’da uyguladığı katliamlardan 1998-1999 yıllarında nasibini alan Kosova’daki Arnavut halk[1], NATO bombardımanı sonucunda savaşın sona ermesi ile  Makedonya’nın Kumanova şehrinde 1244 BM Güvenlik Konseyi kararına dayalı olarak geçici süreyle BM Kosova Misyonu- UNMIK yönetimi altına girdi.[2] 2007 yılında, Sırbistan ve Kosova tarafları için “Marti Ahtisari Planı” hayata geçirildi. “Pandora’nın kutusu” olarak da anılan bu planda, Kosova’nın denetimli bağımsızlığı kabul ediliyor, fakat öte yandan, % 5-6 civarında olan Sırp azınlığa diğer tüm azınlıklardan çok farklı olarak etnik temele dayalı çok geniş haklar veriliyordu.

Kosova, 17 şubat 2008’de bağımsızlığı ilan etti. 2009 Nisan ayında anayasa kabul edilerek, yürütme gücü UNMIK tarafından Kosova’daki yerli kurumlara devredildi. Akabinde, AB ile, ceza hukuku ve güvenlik konularında görev yapacak sivil misyon olan EULEX anlaşması yapıldı. 2011 yılında, Ahtisari Planı’na uygun şekilde ve AB gözetiminde, Sırbistan ile ilişkilerin normalleştirme müzakereleri başlatıldı. Brüksel’de yürütülen bu müzakereler, henüz kapanmamış derin yaralar sebebiyle içerideki Arnavut halkın tepkini çekti. Ayrıca sadece teknik müzakere denilen, fakat siyasi olduğu elbette bilinen müzakerelerde, bu çerçevede imzalanan çeşitli anlaşmalardan sonra sıra hayati anlaşmalara gelince, müzakereler Başbakanlar düzeyinde devam etmeye başlayıp günümüze kadar geldi.

Altyapısı 19 Nisan 2013’de Brüksel’de oluşturulan  ve 25-26 Ağustos 2015’te Brüksel’de imzalanan iki anlaşmayı, Kosova’da halk son derece ciddi bir tehlike olarak görmektedir. Kosova Başbakanı İsa Mustafa ve Başbakan Yardımcısı Haşim Taçi’ye bu nedenle son dönemde tepkiler duymaya başlamış olan halk, kendisine yakın geçmişte katliam yapan Sırbistan Devleti’ne imtiyazlar verilmesine karşıdır. Ayrıca halk, bu anlaşmayla Sırp Belediyeler Birliği’ne otonomi verileceğini ve bunun da Zajednica’nın 17 yıl aradan sonra Sırbistan’ın tekrar geri dönmesinin yolunu açacağını düşünmektedir.Diğer anlaşma ise, Karadağ ile demarkasyon anlaşması olup, buna göre, yaklaşık 9.500 hektar ve çok büyük stratejik öneme sahip Kosova toprağı (Rugova Dağları) Karadağ’a verilmek istenmektedir.[3]

100 yıla yakın bağımsız olmak için mücadele eden Kosova halkı, elbette bu anlaşmaları hayata geçirmemekte çok kararlıdır. Ne olacağını ise önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Tüm bunların yanında, yüksek oranlardaki işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve hükümetin yanlış politikalarından ötürü umutlarını yitirmiş Kosova halkı, birleşik muhalefetin üç siyasi partisi öncülüğünde 17 Şubat günü (dün) bağımsızlığın 8. yıldönümünde çok büyük katılımlı bir protesto yapmıştır.

kosova protesto 17 subat 2016

Protesto gösterilerinden bir kare

Saat 14.00’de başlayan protestoya, çeşitli kaynaklardan alınan bilgilere göre yaklaşık olarak 90.000 ila 100.000 arasında kişi katılmıştır. Açık ve güzel bir havanın eşlik ettiği protesto, olaysız sona ermiştir. Sırbistan’la müzakerelerde 25-26 Ağustos’ta varılan anlaşmalardan sonra vatan hainliği ile suçlanan ve genel anlamda tüm politikalarında başarısızlık gösteren hükümet, halk tarafından istifaya davet edilmiştir. Bakalım hükümetin tepkisi nasıl olacaktır?..

Esma BUNJAKU

DİPNOTLAR

[1] Esma Bunjaku (2012), “Balkan Savaşlarından 1999’a Kosova’nın Bağımsızlık Mücadelesi”, Uluslararası Politika Akademisi, Erişim Tarihi: 17.02.2016, Erişim Adresi: http://politikaakademisi.org/2012/06/17/balkan-savaslarindan-1999a-kosovanin-bagimsizlik-mucadelesi/

[2] Nato raporları için bakınız; http://www.nato.int/kosovo/docu/a990609a.htm.

[3] Esma Bunjaku (2015),  “Kosova’da Otoriter Rejime Doğru Gidiş”, Uluslararası Politika Akademisi, Erişim Tarihi: 17.02.2016, Erişim Adresi: http://politikaakademisi.org/2015/12/01/kosovada-otoriter-rejime-dogru-gidis/.

One Comment »

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.