GRAHAM ALLISON’A GÖRE ABD-ÇİN REKABETİ

upa-admin 16 Ağustos 2017 3.663 Okunma 0
GRAHAM ALLISON’A GÖRE ABD-ÇİN REKABETİ

Profesör Graham T. Allison (1940-), Harvard Üniversitesi’ne bağlı John F. Kennedy School of Government’da[1] ders veren önemli bir Amerikalı Siyaset Bilimcidir.[2] Nükleer terörizm, ABD dış politikası ve Küba füze krizi gibi birçok farklı konuda önemli eserleri olan Allison’ın[3] son dönemde en yoğun olarak çalıştığı konu ise, 21. yüzyıla damgasını vurması beklenen ABD-Çin rekabetidir. Allison, bu konuda daha birkaç ay önce yayınlanan Destined for War: Can America and China Escape Thucydides’s Trap? (Savaşa Doğru Giden Kader: ABD ve Çin Thucydides Tuzağını Aşabilirler Mi?) adlı önemli bir kitap yazmış[4], ayrıca bu konuda birçok akademik oturuma da katılmıştır. Bu yazıda, sitemizde sık sık yer verdiğimiz bu önemli stratejik konuda birçok güncel ve kayda değer çalışması olan Graham Allison’ın görüşleri özetlenecektir.

Graham Allison

Graham Allison, ABD-Çin rekabetinin önümüzdeki yıllarda alabileceği tehlikeli tırmanışı açıklarken, “Thucydides tuzağı” (Thucydides trap) kavramını kullanmaktadır.[5] İsmini antik Yunan tarihçisi ve Atinalı General Thucydides veya Türkçe çevirisiyle Thukididis’den[6] alan bu kavram, Atina şehir devletinin hızlı yükselişi karşısında paniğe kapılarak savaş başlatan Spartalılardan esinlenerek, bir büyük gücün yerini almasından endişe ettiği başka bir gücün ortaya çıkışı durumunda erken davranarak diğer tarafı yok etmeye çalışması olarak tanımlanabilir. Realist yaklaşıma uygun olan bu kavram bağlamında meseleyi ortaya koyarsak; uluslararası sistemde ekonomik, siyasi veya stratejik açıdan hızlı bir yükselme sürecine giren bir aktör, hâlihazırda hâkim durumda olan devlet veya devletlerde alarm zillerinin çalmasına neden olur. Allison’a göre, son 500 yılda bu koşullar 16 kez ortaya çıkmış ve bunlardan 12’si savaşla sonuçlanmıştır. Bu nedenle, ABD-Çin savaşı artık Çin’in hızlı yükselişi ve ABD’nin buna yönelik geliştirdiği endişeler nedeniyle bir distopya senaryosu olmaktan çıkmış ve ciddi bir siyasi risk haline gelmiştir. Lakin yazar, diğer birçok liberal akademisyen gibi, savaş seçeneğini desteklememekte ve ABD ile Çin arasında bir tür uzlaşının ve yeni bir güç dengesinin kurulması gerektiğini savunmaktadır.[7] Buna karşın, Allison’a göre, koşulların zorlamasıyla iki ülke de istemedikleri bir savaşa doğru sürüklenme riskini halen taşımaktadırlar. Zira Çin hırslarında geri adım atmadıkça veya Washington Pasifik’te iki numara olmayı kabul etmedikçe, bir ticari anlaşmazlık, siber saldırı veya deniz kazası çok geçmeden topyekûn bir savaşa dönüşebilir.[8] ABD Savunma Bakanı James Mattis’in kısa bir süre önce Thucydides’ten alıntı yaparak, devletlerin “çıkarlar”, “korku” ve “şeref-onur” nedeniyle savaşa girdiklerini söylediğini hatırlatan Allison, ABD ile Çin arasında son dönemde bu üç olgunun da ortaya çıkmaya başladığına vurgu yapmaktadır. Ayrıca Allison, ABD’nin önümüzdeki yıllarda temel önceliğinin de terörle mücadele, Rusya ya da çevre politikalarından bile daha fazla ölçüde Çin’in yükselişini dengelemek olacağını iddia etmektedir. Bu durumun ABD’nin süper güç durumunda olduğu yeni dünya düzeninin 70 yıllık büyük savaşa neden olmama durumunu (başarısını) tehdit edebileceğini belirten Graham Allison, Çin’in daha şimdiden teknoloji ve ekonomide birçok alanda dünyadaki hâkim güç haline geldiğini belirtmektedir. Bu bağlamda, Çin, zaten 2009’dan beri dünyanın en büyük otomobil üreticisi, 2010’dan beri en hızlı süper bilgisayarlara sahip ülke, yine 2010’dan beri küresel ekonomik büyümenin temel aktörü, 2011’den beri dünyanın en büyük imalatçısı, yine 2011’den beri en fazla patent dilekçesinin yapıldığı devlet, 2012’den beri en yüksek ticaret hacmi olan devlet, 2014’den beri gayrisafi milli hâsıla (GDP) açısından dünyanın en gelişmiş ülkesi, 2015’den beri dünyanın en büyük orta sınıfına sahip ülke, 2016’dan beri dünyanın en fazla milyarderine sahip ülke ve yine 2016’dan beri en büyük yapay zekâ araştırmaları sponsorudur. Bu nedenle, Çin’in yükselişi hakkında söylenenler kesinlikle bir abartı ya da kurgusal bir yaklaşımın sonucu değildir.

“Thucydides tuzağı” tablosu

Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere; 15. yüzyılda denizlerde dünya ticareti hâkimiyeti konusunda önde olan Portekiz’in hızla yükselen İspanya ile rekabeti, 20. yüzyıl başlarında Birleşik Krallık’ın (İngiltere) Batı dünyasının ekonomik liderliğini ve deniz gücü üstünlüğünü Amerika Birleşik Devletleri’ne devretmesi, Soğuk Savaş süresince ABD’nin Sovyetler Birliği’nin meydan okumasına karşı koyması ve son yıllarda Birleşik Krallık ve Fransa’nın Almanya’nın Avrupa hâkimiyeti konusundaki hızlı yükselişi karşısında gösterdikleri sakin tutum, savaşsız yeni bir “güç dengesi” (balance of power) durumu kurulmasına örnek hadiselerdir. Ancak bu 4 önemli örnek dışında, 12 tane de savaşla sonuçlanan rekabet durumları vardır. Bu nedenle, Thucydides tuzağının genel mantığında, savaş, barışçıl geçişe kıyasla çok daha yaygındır. Bu bağlamda, 16. yüzyılın ilk yarısında Fransa ile Hapsburgların Batı Avrupa’da hâkim kara gücü olma mücadelesi, 16. ve 17. yüzyıllarda Doğu Avrupa ve Akdeniz’deki Hapsburg-Osmanlı rekabeti, 17. yüzyılın ilk yarısında Kuzey Avrupa’da yoğunlaşan Hapsburg-İsveç mücadelesi, 17. yüzyılın ikinci yarısında deniz ticareti alanında yoğunlaşan Hollanda-İngiltere rekabeti, 17. ve 18. yüzyıllarda İngiltere ve Fransa arasındaki Avrupa ve dünyanın hâkimi olma yarışı (İngiltere meydan okuyan durumunda), 18. ve 19. yüzyıllarda Fransa’nın Avrupa ve dünya liderliği konusunda İngiltere’ye meydan okuması, 19. yüzyılın ortalarında Fransa ve İngiltere’nin güçlenen Rusya’yı dizginlemeye çalışmaları, yine 19. yüzyılın ortalarında Fransa’nın ulusal birliğini sağlayarak güçlenmeye başlayan Almanya ile rekabeti, 19. ve 20. yüzyıllarda Çin ve Rusya’nın militarist bir modernleşme sürecine giren Japonya’yı dizginleme çabaları, 20. yüzyıl başlarında İngiltere’nin Almanya’nın hızlı yükselişi konusunda geliştirdiği strateji, İkinci Dünya Savaşı döneminde Sovyetler Birliği, Fransa ve İngiltere’nin Nazi Almanya’sının dünyayı hâkimiyeti altına alma girişimi karşısında gösterdikleri tavır ve son olarak yine İkinci Dünya Savaşı döneminde ABD’nin Asya-Pasifik’te kendisine meydan okuyan Japonya’yı yerle bir etmesi, savaşla sonuçlanan Thucydides tuzağı durumlarına örnek olarak sıralanabilir.

Allison’ın yazıda faydalandığım görüşlerinin yer aldığı Harvard Kennedy School’da katıldığı akademik panel

Bu görüşler ve verilerden yola çıkan Graham Allison, bir konuda önemli bir algılama hatası yapıldığına da dikkat çekmektedir. Çin, Allison’ın daha önce rakamlarla ispatladığı üzere, zaten daha şimdiden birçok konuda dünyanın en güçlü devleti durumundadır. Dolayısıyla, bu aşamadan itibaren Çin’in ABD’yi dengelemesi konusunda yazılanlar hatalı olacaktır. Zira Graham Allison’a göre, asıl mesele, ABD’nin bundan sonra Çin’i nasıl dengeleyebileceğidir. Bu nedenle, ABD’nin Barack Obama döneminde başlattığı “Pivot to Asia” politikasını Washington’ın Asya-Pasifik bölgesinde Pekin’i dengeleme girişimi olarak yorumlayan Allison, hakkında bir biyografi yazdığı ve dünyanın en önemli Çin gözlemcisi olarak nitelendirdiği Singapur’un kurucu lideri Lee Kuan Yew’in 2013 yılında söylediği bir söze de bu noktada dikkat çekmektedir. Zira Yew, Çin’i çok iyi bilen ve Çin siyasal elitini tanıyan bir dünya lideri olarak, Asya’da hâkim güç olma peşinde olan bir devletin zamanla dünyada da hâkim güç olmaya çalışacağını söylemektedir. ABD-Çin rekabetinin bundan sonra Amerikalıların hayatında önemli bir unsur olacağını söyleyen Allison, ABD’nin önünde 2 temel strateji olacağını da sözlerine eklemektedir. Bunlar; alışılageldik şekilde Çin’le ekonomik ilişkiler kurmaya devam etmek ve Çin’in yükselişini kabullenmek veya Soğuk Savaş döneminde Sovyet Rusya’ya karşı geliştirilen stratejinin bir benzerini oluşturarak, sıcak savaşa izin vermeden Çin’in hızlı yükselişini ve dünya hâkimiyetini almasını engellemek şeklinde özetlenebilir.

Destined for War: Can America and China Escape Thucydides’s Trap?

Sonuç olarak, Graham Allison’ın ABD-Çin rekabeti hakkındaki görüşlerinin Realist prensiplere uygun olarak oluştuğu, ancak yazarın ofansif gerçekçi Mearsheimer’ın aksine çatışmacı bir yaklaşımı tercih etmediği görülmektedir. Bu bağlamda, Allison, aslında Çin’in gücünü dengelemeye yönelik askeri olmayan politikaları destekler gibi görünmektedir. Ancak elbette yazarın görüşlerinin daha iyi ve bütünüyle anlaşılabilmesi için, kitabının tamamının okunması gereklidir.

 

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

 

KAYNAKLAR

[1] http://www.belfercenter.org/person/graham-allison.

[2] Hakkında bilgiler için; https://en.wikipedia.org/wiki/Graham_T._Allison.

[3] Kitapları için; https://www.amazon.com/Graham-Allison/e/B00AKEQDUM.

[4] Bakınız; https://www.amazon.com/Destined-War-America-Escape-Thucydidess/dp/0544935276/.

[5] Aslında bu kavram, ilk olarak Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping (Xi Jinping) tarafından bir konuşmasında kullanılmış ve Allison’ın kitabı öncesinde bir diğer önemli Amerikalı Siyaset Bilimci Joseph Nye da ABD-Çin ilişkileri konusunda “Thucydides tuzağı” ve “Kindleberger tuzağı” şeklinde iki tehlikeye dikkat çekmiştir. Bakınız; Nye, Joseph S. (2017), “The Kindleberger Trap”, Project Syndicate, Erişim Tarihi: 16.08.2017, Erişim Adresi: https://www.project-syndicate.org/commentary/trump-china-kindleberger-trap-by-joseph-s–nye-2017-01.

[6] Thukididis veya Tukidisis (MÖ 460 – MÖ 395), Antik Yunan tarihçisi ve Atinalı General. Thukididis, Atina ile Sparta arasındaki 30 yıl süren ve MÖ 404 yılında sona eren ünlü Peloponez Savaşı sırasında yaşamış ve bu savaşları tasvir etmiştir. Thukididis’in bu eserleri, birçok uluslararası tarihçi tarafından Realizm (Gerçekçilik) ekolünün ilk örneği olarak kabul edilir. Bakınız; “Thukididis”, Vikipedi, Erişim Tarihi: 16.08.2017, Erişim Adresi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Thukididis.

[7] Benzeri görüşler Joseph Nye tarafından da savunulmaktadır. Ancak John Mearsheimer gibi bu konuda askeri politikaları tercih eden Amerikalı uzman ve analistler de mevcuttur. Bakınız; Örmeci, Ozan (2016), “Two Different Perspectives on Sino-American Relations: John Mearsheimer vs. Joseph Nye”, Uluslararası Politika Akademisi, Erişim Tarihi: 16.08.2017, Erişim Adresi: http://politikaakademisi.org/2016/01/06/two-different-perspectives-on-sino-american-relations-john-mearsheimer-vs-joseph-nye/.

[8] “ABD ve Çin Thucydides Tuzağı’ndan kaçabilir mi? – Graham Allison” (2017), Tercüme Odası.org, Erişim Tarihi: 16.08.2017, Erişim Adresi: http://www.tercumeodasi.org/2017/06/savasa-mahkum-amerika-ve-cin-thucydides-tuzagi-abd-savasi-trump-cinping.html.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.