Provokatif Türkçe çeviri başlığı aldatıcı olmasın; eser, Atatürk’ün Nazi olduğunu iddia etmiyor. Orijinal ismi “Atatürk in the Nazi Imagination” olan 2014 Belknap Press basımı Stefan Ihrig kitabı[1], 2023 yılı içerisinde Alfa Yayınları tarafından “Naziler ve Atatürk” adıyla Türkçe’ye de çevrilmiştir.[2] Cumhuriyetimizin 100. yılında, bu ilginç eserin herkes tarafından okunması ve tartışılmasında fayda görüyorum. Şunu da belirtmek isterim ki, elbette, bizim bakış açımız, Büyük Atatürk’e yönelik böyle bir iddianın yapılmasının çok hatalı olacağı yönündedir.
Stefan Ihrig
İsrail’de Haifa Üniversitesi Tarih bölümünde öğretim üyesi olan Ihrig[3], daha yayınlandığı ilk günden itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nde tartışma yaratan, ancak nedense Türkiye’de pek bilinmeyen eserinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin niteliklerinden ziyade, bunun Almanya’da iktidarı ele geçiren Naziler tarafından nasıl algılandığı ve tahayyül edildiği meselesine odaklanıyor. Bu bağlamda, yazar, Nazilerin ilk dönem Cumhuriyet Türkiye’sinden nasıl esinlendiklerini ve Atatürk’ü kendi zihinlerinde farklı bir şekilde kurgulayarak nasıl kendi “Führer”leri Adolf Hitler için rol model olarak aldıklarını o dönemin Alman basını ve özellikle de Nazi Partisi yayın organlarının yayınları temelinde anlatılıyor. Bu bağlamda, yazar, hem Atatürk, hem de Hitler’in Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngilizler ve Fransızların dikte ettiği zor koşulları (Türkler için Sevr, Almanlar için Versay antlaşmaları) kabul etmedikleri meselesine dikkat çekerken, bu noktada Politik Psikoloji uzmanı Kıbrıslı Türk akademisyen Prof. Dr. Vamık Volkan’ın Hitler için aşırıya kaçan “yıkıcı liderlik”, Atatürk için ise makul seviyedeki “onarıcı liderlik” kavramlarını geliştirdiğini hatırlatabiliriz. Zira Volkan’a göre, ırkçı ve antisemitik Nazi ideolojisi ve aşırılıkları Hitler’i durmak bilmeyen bir savaş makinasına dönüştürürken, Türklerin geliştirdiği Kemalizm, Mustafa Kemal’i nerede duracağını bilen ve Osmanlı’nın yıkılmasının yarattığı çöküntüden uzaklaşarak, milletine özgüven aşılayan makul bir devlet adamı yapıyordu. Stefan Ihrig’e göre ise, Hitler ve Nazi basını, kendi tahayyüllerinde gerçeğinden farklı bir Atatürk yaratarak, kendi lider kültlerini de bu temelde yaratmaya ve geliştirmeye çalıştılar.
Ataturk in the Nazi Imagination
Hakikaten de, Nazi Partisi’nin ve bilhassa da Hitler’in lider kültü yaratılırken Cumhuriyet Türkiye’sindeki bazı unsurlardan ilham alındığı yadsınamaz. Militarist kültüre verilen önem, liderin askeri zaferlerle özdeşleştirilmesi (Onbaşı/Gefreiter Hitler’in Birinci Dünya Savaşı’ndaki kahramanlıkları), ulusun öz kimliğine dönerek ancak krizden çıkarabileceği düşüncesi ve İngiltere ve Fransa gibi Batılı emperyalistlerin koşullarını reddetme vs. gibi somut benzerliklerden söz edilebilir. Daha da önemlisi, Naziler, hatalı bir şekilde, Osmanlı döneminde yapılan ve Mustafa Kemal’in hiçbir dahlinin olmadığı Ermeni tehcirini (1915 olayları) kendi Yahudi Soykırımı (Holokost) düşüncelerine de ilham kaynağı olarak alıyorlar. Oysa hem bu olaylar birbiriyle eşleştirilemeyecek kadar farklı nitelikte (tehcirde temel amaç Ermenilerin ülke içerisinde başka bir bölgeye gönderilmesi, Holokost ise en baştan toplama kamplarında Yahudileri yok etmeyi amaçlıyor), hem de 19. yüzyıl ve 20. yüzyılda Batılı devletler de dahil olmak üzere tüm büyük devletler güvenlik gerekçeleriyle zorla göç ettirme ve yer değiştirme politikalarını sıklıkla kullanıyorlar.
Naziler ve Atatürk
Bunların yanı sıra, burada Nazilerin çarpıtarak ele aldığı ve görmezden geldiği bir diğer konu, Kemalist Devrim’in dönemin ruhuna uygun (Hobsbawn’ın “Aşırılıklar Çağı” adını verdiği 20. yüzyıl) bazı aşırılıklarına karşın, özünde Cumhuriyetçilik düşüncesi ve Fransız Devrimi’nden esinlenmiş olmasıdır. Özellikle genç Mustafa Kemal’in düşünce dünyasını Emile Durkheim ve Auguste Comte gibi Fransız sosyologları ve onların fikirlerini Türk-İslam dünyasına uyarlayan Ziya Gökalp etkisi ağır basar. Mustafa Kemal’in vatanseverliğinin duygusal boyutunda ise Namık Kemal’in etkisi hissedilir ki, burada kapsayıcı milliyetçilik dışlayıcı milliyetçilikten daha baskındır. Ayrıca Atatürk’ün yaklaşımında (Nazilerin antisemitizminin aksine) bir ulus, ırk ya da dine doğrudan düşmanlık yoktur.
Bunların yanı sıra, internette dolaşan bazı yanlış bilgilerin aksine, Büyük Atatürk, yeni kurulan ülkesine yabancıları da vatandaş olarak kabul etmiş ve ilginç bir şekilde bu noktada Türklüğe değil, İslamiyet’e önem vermiştir. Vatandaşlığı reddedilen Ortodoks Hristiyan Gagauz Türklerine karşın Müslüman Boşnakların vatandaşlığa alınması hususunu dileyenler bu konuyu araştırabilirler.
Sonuç olarak, Cumhuriyetimizin 100. yılında hâlâ bu meseleleri tabu olarak görmek çok hatalı bir eğilimdir. Atatürk tarihsel bir şahsiyettir ve onu artık tarihin bir öznesi olarak rahatlıkla tartışabilmek gerekir. Bu da Cumhuriyetimize güç katar… Zira Büyük Atatürk büyük bir devlet adamıdır ve Türkler olarak tarihimizden utandığımız bir husus da yoktur…
Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] Bakınız; https://www.hup.harvard.edu/catalog.php?isbn=9780674368378; https://www.amazon.com/Atat%C3%BCrk-Nazi-Imagination-Stefan-Ihrig/dp/0674368371.
[2] Bakınız; https://www.kitapyurdu.com/kitap/naziler-ve-ataturk/374164.html; https://www.dr.com.tr/Kitap/Naziler-Ve-Ataturk/Arastirma-Tarih/Tarih/Dunya-Tarihi/urunno=0000000660926.
[3] Kışısel internet sitesi için, bakınız; https://www.stefanihrig.com/.