CHP SOLA AÇILABİLİR Mİ?

upa-admin 25 Eylül 2023 533 Okunma 0
CHP SOLA AÇILABİLİR Mİ?

CHP’deki parti içi hareketlilik, Özgür Özel’in adaylık açıklamasıyla birlikte ivme kazandı. Özel’in ortaya koyduğu söylemde üç tane unsur ön plana çıkıyor: Bunlar, sırasıyla; (1) fazlasıyla sağa yatmış partinin sosyalist ve sosyal demokrat ideolojiyle yeniden tahkim edilmesi, (2) ittifak hukukun her bir partinin kendi özgün ağırlığı ve değeri üzerinden yeniden değerlendirilmesi ve (3) partinin siyaset yapma biçiminde demokratikleşme.

Değişim isteyen kesimlerin ideolojik çerçevesi yerine de geçebilecek bu hususları ayrıntılı bir şekilde değerlendirdiğimizde ise şöyle bir manzarayla karşılaşıyoruz: Öncelikle, partinin sola açılması gerektiğine yönelik talebin haklı bir beklentiyi dile getirdiğini söylemek lazım. Çünkü CHP, sadece sağ partilerle iş birliği yapan, siyaseti parlamento siyasetine hapsetmiş, liderin fazlasıyla belirleyici olduğu, siyaset ve kültür alanında muhafazakârların üstünlüğünü peşinen kabul eden bir parti haline geldi. Son çeyrek asırda sosyal demokrasinin liberalizme çok fazla yaklaştığı ve kendi ayırt edici çizgisini önemli ölçüde kaybettiği herkesin malumu. Ama CHP’nin sağa kayması, sosyal demokrat düşüncenin liberalleşmesinin ötesinde de bir içeriğe sahip. CHP, sağ popülist ve milliyetçi akımlarla açıkça çatışmaya girmektense, sağın ılımlı unsurlarını AKP karşısında örgütleyerek muhafazakâr hegemonyanın yavaş bir şekilde değişimini siyasal strateji olarak benimsedi. Bu bağlamda, Millet İttifakı, CHP’nin de katkısıyla ülkedeki Türk-İslam hegemonyasının AKP’siz bir şekilde devamı için ortaya konulmuş bir projeydi. Ancak bu sınırlı demokratikleşme düzleminde bile başarı sağlanamadı.

Peki, sola açılmak gerçekten de mümkün mü? CHP’nin sahici değişimi sol kanadın güçlenmesinden mi geçiyor? Öncelikle, sol, boş bir arsa değil. CHP elitleri belli aralıklarla sola açılmayı tartışır. Ama bu tartışma yapılırken, Türkiye solunun yüzyılı aşan kurumsal birikimi ihmal edilir. Kendisini solda tanımlayan çok sayıda siyasi parti, sendika ve sivil toplum kuruluşu var. CHP’nin sola açılması herşeyden önce bu kesimlerle daha yoğun bir diyaloğa girmesi gibi bir anlama geliyor. İşte tam da bu noktada sola açılmanın en büyük zorluğu belirmekte. CHP’nin solundaki en büyük kitle partisi HDP (bugünkü adıyla Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi). HDP, Kürt kimlik hareketiyle sosyalist düşüncenin bazı öğelerini siyasi malzeme olarak kullanıyor. Radikal demokrasi, HDP çizgisinin bir diğer özelliği. Bu parti, son seçimlerde bir kez daha görüldüğü üzere, solun diğer büyük yerleşik güçleriyle siyasi iş birliği de yapmakta. TİP ve EMEP, HDP ile ittifak ilişkisine giren sosyalist hareketlerin en bilineni.

Bu durumda şu soruyu sormak gerekiyor; CHP’nin sola açılması HDP’ye yaklaşması mıdır? Böyle olmasa bile, Cumhur İttifakı propaganda aygıtının sola yaklaşmış bir CHP’yi HDP ile aynı kulvarda değerlendirmekten çekinmeyeceği söylenebilir. Mayıs seçimleri sürecinde yaşananlar, CHP’nin HDP ile dolayımlı bir temasının bile partiyi ciddi ölçüde yıprattığını göstermektedir. Bu vaziyet, siyasal bir sınır olarak aktörleri bağlamaktadır. HDP değişmediği veya Kürt Sorunu bakımından bir yumuşama yaşanmadığı müddetçe CHP’nin sola yaptığı her hamle Kürt ayrılıkçı hareketine yaklaşma olarak yorumlanacaktır.

Şüphesiz ki, sola açılma niyetindeki tek sorun CHP’nin solundaki parti kompozisyonun riskli yapısı değil. Ayrıca siyasal sosyolojik zemine de bakmak gerekir. Şöyle ki, CHP diğer kitle partileriyle karşılaştırıldığında seçmen tabanı bakımından varsıl ve eğitimli kesimlere görece daha fazla hitap eden bir parti niteliğindedir. Sosyal-ekonomik seviyesi yüksek ilçelerde Halk Partisi oyları Türkiye ortalamasının üstündedir. CHP, kelimenin sol anlamıyla bir “burjuva” partisidir. Topluma hâkim sınıflar CHP’de de belirleyicidir. Taban ve onu temsil eden elitler böyleyken, CHP’nin sistem partisi konumuyla çelişir bir rolü oynaması ve geniş toplumsal kesimler için radikal bir sol programı benimsemesi siyasal rasyonaliteyle bağdaşmayacaktır. Bu nedenle, sola dönük bir motivasyon olsa dahi, bunun sınırlı kalacağı, kapitalist sistemden gelen talepler doğrultusunda ılımlı sosyal demokrasinin bile hayata geçirilemeyeceği öngörülebilir.

Özgür Özel’in adaylığı nasıl sonuçlanır onu şimdiden öngörmek çok zor. Kılıçdaroğlu, tüm Genel Başkanlar gibi favori. Ama siyaset sürprizlerle dolu. Mağlup olanların galip gelebileceği kaotik bir durumdan geçiyoruz. Ancak Özel adaylığını Genel Başkanlıkla sonuçlandırsa dahi, sola açılmanın hakkını vermek, devasa yapısal sorunlara göğüs germek ve bu yolda ilerlemek için daha nüanslı bir dili tutturmak zorunda.

Doç. Dr. Armağan ÖZTÜRK

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.