Giriş
Okyanusya kıtasında yer alan Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 15 devlet (alfabetik sırayla: Avustralya, Endonezya, Fiji, Kiribati, Marshall Adaları, Mikronezya Federal Devletleri, Nauru, Palau, Papua Yeni Gine, Samoa, Solomon Adaları, Tonga, Tuvalu, Vanuatu ve Yeni Zelanda) arasında en güçlü ekonomisi olan Avustralya, son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri (ABD)-Çin Halk Cumhuriyeti (Çin) rekabeti bağlamında da giderek değer kazanmaktadır. İngiliz siyasal geleneğinden etkilenmesinin de desteğiyle 1901’den beri Başbakanlarını daima demokratik seçimlerle belirleyen Avustralya’da, yeni hükümeti belirleyecek federal seçimlerin bu yıl içerisinde 17 Mayıs’a kadar yapılması gerekmektedir. Bu yazıda, Avustralya siyasal sistemi hakkında kısaca bilgi vererek, 2025 federal seçimlerini değerlendireceğim.
Okyanusya haritası
Sayılarla Avustralya
Gelişmiş Batılı bir devlet kabul edilen Avustralya, 27 milyona yakın nüfusu (dünyada 55. sıradadır) ve yaklaşık 7,7 milyon kilometrekarelik devasa yüzölçümü (dünyada 6. sıradadır) ile, Okyanusya ve Uzak Asya bölgesinde gelecekte bir büyük güç haline gelmek için muazzam potansiyele sahiptir. Başkenti yaklaşık 460.000 kişinin yaşadığı Kanberra kenti olan Avustralya, Sidney, Melbourne, Brisbane ve Perth gibi daha büyük ve gelişmiş şehirlere de sahiptir.
1,75 trilyon dolarlık toplam gayrisafi milli hasılası ile, Avustralya, dünyanın en büyük 13. ekonomisi olarak da dikkat çekmektedir. Yaklaşık 65 bin dolarlık yıllık kişi başına düşen gayrisafi milli hasıla ile, Avustralya, aynı zamanda dünyanın 16. en zengin halkına ev sahipliği yapmaktadır. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi’nde 10. sırada ve çok iyi durumda olan Avustralya, Freedom House’a göre ise 95/100 puanla çok iyi bir demokrasi (özgür devlet) statüsündedir. Avustralya, dış politikada ise, BM dışında G20, OECD, Dünya Ticaret Örgütü (WTO), İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth), Dünya Bankası, Asya Kalkınma Bankası, Asya Altyapı Yatırım Bankası ve MIKTA gibi oluşumlara üye durumundadır.
Avustralya bayrağı
Avustralya Siyasal Sistemi
Federal yapıdaki bir parlamenter demokrasi olan Avustralya, kağıt üzerinde halen İngiliz monarkı (III. Charles) tarafından yönetilen ve İngiliz Kralı veya Kraliçesi adına bir Genel Vali’nin (günümüzde Sam Mostyn) görev yaptığı gelenekle barışık, ancak bağımsız bir devlettir. Avustralya’da yasamadan sorumlu olan Parlamento iki meclisli (kamaralı) olup, 151 sandalyeli Temsilciler Meclisi ve 76 üyeli Senato’dan oluşmaktadır. Ortalama üç yılda bir yapılan seçimlerde, meclis çoğunluğunu sağlayan parti veya partilerden oluşan koalisyon iktidara gelmekte ve bu sayede yürütmeden sorumlu olan hükümet kurulmaktadır.
Ülkede iktidarı sık sık birbirlerine devreden iki büyük parti ve blok olup, bunlar; merkez sol çizgideki Avustralya İşçi Partisi (ALP-Labour) ve Avustralya Liberal Partisi ile Avustralya Ulusal Partisi arasında yıllardır devam eden merkez sağ çizgideki Liberal-Ulusal Koalisyon’dur (Coalition). Son yıllarda ülkedeki siyasal güç dağılımına bakıldığında; 1996-2007 döneminde dört seçim kazanarak uzun yıllar iktidarda kalan Liberal-Ulusal Koalisyon Başbakanı John Howard’ı, 2007-2013 döneminde İşçi Partili Başbakanlar Kevin Rudd ve Julia Gillard takip etmiş, 2013-2022 döneminde ise Liberal-Ulusal Koalisyon üç seçim kazanarak, Tony Abbott, Malcolm Turnbull ve Scott Morrison gibi üç farklı Başbakan çıkarmayı başarmıştır. Ülkedeki önceki federal seçim olan 2022 seçimlerini ise İşçi Partisi kazanmış ve parti lideri Anthony Albanese bu tarihten beri Avustralya Başbakanı olarak görev yapmaktadır.
Anthony Albanese
2025 Federal Seçimleri
Avustralya’da bu yıl içerisinde gerçekleşecek olan federal seçimlere iktidardaki İşçi Partisi yine Başbakan Anthony Albanese liderliğinde girecek, iktidarın diğer iddialı adayı Liberal-Ulusal Koalisyon ise Avustralya Liberal Partisi lideri Peter Dutton’ı Başbakan adayı olarak halkın karşısına takdim edecektir. Ayrıca son yıllarda adından söz ettirmeye başlayan ancak halen siyasal sistemde güçlü konumda bulunmayan Avustralya Yeşiller Partisi (AG) de parti lideri Adam Bandt ile seçim yarışına renk katacaktır. Seçimde adından söz ettirebilecek bir diğer parti ise sağ popülist çizgideki Pauline Hanson’ın One Nation’ı (PHON) adlı siyasal oluşumdur.
Peter Dutton
Ülkede 2023 yılı içerisinde geçmişte soykırıma uğratılan Aborjinlere yeni haklar sağlayacak bir anayasal referandum düzenlenmiş; ancak bu referandumdan yüzde 60 civarında oyla olumsuz yanıt alınmıştır. Bu yıl başından beri yapılan çeşitli anketlerde ise federal seçimlerin sonuçlarına dair farklı çıkarımlar yapılmaktadır. Ancak tüm anketler göstermektedir ki, hem iktidardaki İşçi Partisi, hem de muhalefetteki Liberal-Ulusal Koalisyon’a 1950’lerde yüzde 98 düzeyinde olan destek (iki partiden birine oy verme eğilimi), günümüzde yüzde 70’ler seviyesine inmiştir. Bu da, yakın gelecekte Avustralya Yeşiller Partisi’nin iki partili sistemi çok partili sisteme dönüştürebileceğini düşündürmektedir.
Güncel bazı anketler incelendiğinde; iki büyük partinin oy oranlarının birbirlerine çok yakın olduğu ve bazı anketlerde İşçi Partisi’nin, bazı anketlerde ise Liberal-Ulusal Koalisyon’un önde gözüktüğü anlaşılmaktadır. Ancak neredeyse tüm anketlerde Avustralya Yeşiller Partisi’nin oy oranları rekor seviyelere gelerek yüzde 12-13’leri bulmakta, benzer şekilde PHON da yüzde 5-7 seviyesinde yüksek oy oranlarına ulaşmaktadır. Bu da, Avustralya’da seçmenin klasik iki partili sistemden sıkılmaya başladığını göstermekte ve federal seçimler sonucunda “hung parliament” (hiçbir partinin çoğunluğu sağlayamadığı parlamento) durumunun oluşabileceğini ortaya koymaktadır. Bu durumda ise, yeni dönemde Avustralya’da zayıf bir azınlık hükümetinin kurulması ihtimali belirmektedir. Ancak elbette, seçimler öncesinde ABD’deki Donald Trump rüzgarı ve Avustralya’nın son yıllarda alınan önlemlere rağmen en büyük ticaret ortağı olan Çin’in etkisiyle seçmenlerin karar değiştirmeleri ve iki büyük partiden birine yönelmeleri olasıdır. Bu anlamda her ne kadar Avustralya’nın ABD ve Batı yönümlü dış politikasında iki büyük parti arasında bir tür uzlaşı olsa da, İşçi Partisi’nin sol ideolojik kökleri nedeniyle Pekin’e biraz daha ılımlı yaklaştığı düşünülebilir.
Sonuç
Sonuç olarak, iyi bir demokrasi olan ve yaşam standartlarının çok yüksek olduğu Avustralya’da bu yıl içerisinde düzenlenecek olan federal seçimler, ülke içerisinde ve tüm dünyada ilgiyle takip edilecektir. Avustralya’da ve Batı dünyasında son yıllarda abartılı bir şekilde pompalanan Çin karşıtlığına rağmen, Avustralya, Çin, Hindistan ve Japonya da dahil bölgedeki tüm ülkelerle barışçıl ilişkiler kurarak ve ticarete devam ederek bugünlere kadar rejiminin demokratik ve liberal niteliğini korumayı başarmıştır. Bu da, Moğolistan örneğinde de olduğu gibi, Çin’le ticaret yapmanın bir devleti otomatik olarak otokrasi yapmayacağına dair önemli bir veri (kanıt) olarak düşünülebilir.
Prof. Dr. Ozan ÖRMECİ