Giriş
2022 yılı Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı üçüncü yılını geride bırakırken, basit bir bölgesel ihtilaf olmanın ötesine geçerek küresel çapta stratejik dengeleri sarsan çok boyutlu bir çatışmaya dönüşmüştür. Savaş, Avrupa’nın güvenlik yapılanmasını derin bir şekilde sorgulatarak, NATO’nun rolü ve etkinliğini yeniden gündeme taşımış, ayrıca Rusya’nın revizyonist dış politika hamleleri ile ABD’nin küresel liderlik kapasitesi üzerinde önemli soru işaretleri yaratmıştır. Bu bağlamda, Amerika Birleşik Devletleri’nin 47. Başkanı Donald Trump’ın seçim kampanyası sırasında ortaya attığı, savaşın “24 saat içinde sona erdirileceği” yönündeki abartılı iddiaları, uluslararası toplumda hem şaşkınlık, hem de ihtiyatlı bir umut yaratmıştır. Ancak başkanlık koltuğuna oturduktan sonra Trump’ın bu söylemini “olumlu yaklaşmak istemiştim” diyerek geri çekmesi, ABD yönetiminin mevcut gerçeklikler karşısında pragmatik bir politika izleyeceğini açıkça ortaya koymuştur. Nitekim ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in de geçtiğimiz günlerde “bu savaş hemen bitmeyecek” şeklindeki realist açıklamalarıyla birlikte, ABD’nin diplomatik stratejisinin gerçekçi ve uzun vadeli bir çerçevede şekilleneceğinin sinyallerini verdiğini söyleyebiliriz.
Bu makalede, savaşın seyrine ilişkin merak edilen çatışmanın güncel durumunu, Trump yönetiminin barış vaadinin sahadaki askeri gerçeklik ve diplomatik gelişmeler ile uyumluluğunu analiz etmeyi amaçlamaktayım. Bu çerçevede, mevcut askeri durum, bölgesel ve küresel güçlerin diplomatik tutumları ve barış görüşmelerinin ilerleyişi güncel veriler ışığında kapsamlı olarak değerlendirilecektir.
Cephe Hattında Son Durum
Mayıs 2025 itibarıyla, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın merkez noktası Donbas bölgesi olmaya devam etmektedir. Çatışmalar, özellikle Donetsk’teki Avdiivka ve Luhansk’ın doğu kırsal kesimlerinde yoğunlaşmakta, cephe hattı giderek şehir savaşı dinamiklerine dönüşmektedir. Rus birlikleri ağırlıklı olarak topçu ateşi ve havadan bombardıman gücünü kullanarak ilerleme sağlamaya çalışırken, Ukrayna kuvvetleri ise sınırlı lojistik ve askeri kaynaklarına rağmen savunma pozisyonlarını korumakta ve kimi zaman taktiksel geri çekilmeler gerçekleştirmektedir. Ukrayna Ordusu, zaman zaman karşı saldırılar da düzenleyerek Rus güçlerinin kontrolündeki mevzilere sızma girişimlerinde bulunmaktadır.
Rusya, 2024 yılının sonlarından itibaren, stratejik derinliği arttırmak ve güvenlik tamponları oluşturmak amacıyla Kharkiv ve Sumy oblastları üzerindeki askeri baskısını arttırmıştı. Nisan 2025 sonunda da Sumy Valiliği tarafından yapılan açıklamada Zhuravka, Veselivka, Basivka ve Novenke köylerinin kontrolsüz “gri bölgeler” haline geldiği belirtilirken, Rus hava ve kara güçleri bu bölgelerdeki altyapıyı hedef alarak yoğun bombardımanlar gerçekleştirmekte, fakat kara birliklerinin bu bölgede ileri harekâtında beklenen ölçüde bir başarı elde edilemediği şu an için gözlemlenmektedir. Cephe hattının güney bölümünde ise özellikle Dinyeper (Dnipro) Nehri’nin batı yakasında bulunan Kherson çevresi ile Zaporizhzhia (Zaporijya) ekseni boyunca düşük yoğunluklu ancak kesintisiz çatışmalar sürmektedir. Ukrayna birlikleri, bu bölgede sahip oldukları HIMARS roket sistemleri ile Rus Ordusu’nun lojistik destek hatlarına etkili saldırılar gerçekleştirmekte, böylelikle Rus Ordusu’nun bölgedeki ilerleyiş hızını önemli ölçüde azaltmaktadır.
Nisan ayı boyunca gerçekleştirilen yoğun hava saldırıları sonucunda siviller arasında önemli kayıplar yaşanmaya devam ederken, bölgedeki altyapı da ciddi zarar görmüştür. Mart 2025 sonunda Ukrayna, Rusya’nın Belgorod ve Kursk bölgelerine yönelik sembolik öneme sahip kara operasyonları başlatmıştır. Belgorod Valiliği’nin açıklamasına göre, Ukrayna özel kuvvetleri, Rusya sınır bölgelerine sızarak yerleşim alanlarında sabotaj saldırıları düzenlemiştir. Bu operasyonlar, savaşın Rusya topraklarına doğru genişleme potansiyelini gösteriyor; fakat geçtiğimiz sene Ağustos ayındaki Kursk’ta yaşananlara benzer bir durumun olma ihtimali çok yüksek (bilindiği üzere Kursk’ta da Ukrayna Ordusu karşı taarruza geçmiş, fakat kısa bir zamanda kazanımlarını kaybetmiştir). Ama yine de Ukrayna’nın karşı saldırıları Rus Ordusu’nda ciddi endişeler yaratmaktadır. Bu, savaşın gidişatı açısından Ukrayna Ordusu’na psikolojik pozitif bir kazanım sağlamakta.
Günlük Kayıplar ve Askerî Yıpranma
Her ne kadar şu an için savaş uluslararası camiada kanıksanmış gibi görünse de, savaş hattında ciddi travmalar devam etmekte. Mayıs 2025 itibarıyla devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı’nın askerî, lojistik ve insani maliyetleri dramatik boyutlara ulaşmış durumdadır. Cephe hattındaki çatışmaların uzun süreli bir statik yıpratma savaşına dönüşmesi, her iki taraf açısından da insan kaynağı ve maddi kaynakların sürdürülebilirliğini de ciddi biçimde sorgulatmaktadır. Savaşın derinleşen doğası, Rusya ve Ukrayna için hem kısa vadede askerî başarı sağlama umudunu azaltmakta, hem de uzun vadede sosyal, ekonomik ve askerî dayanıklılık açısından önemli bir stres faktörü oluşturmaktadır.
İngiltere Savunma İstihbaratı ile Ukrayna Savunma Bakanlığı’nın ortak paylaştığı son verilere göre, Rus Ordusu’nun 2025’in ilk dört ayında yaşadığı kayıplar 160.000 kişiyi aştı. Özellikle Nisan ayı boyunca günlük ortalama yaklaşık 1.200 Rus askerinin ya öldüğü ya da savaş dışı kaldığı bildirilmektedir. Bu denli yüksek kayıp oranları, Rus Ordusu’nun personel ikamesi ve cephe rotasyonu konusunda ciddi sorunlar yaşadığını ortaya koymaktadır. Kremlin yönetiminin, yeni askerî seferberlik ilanı ya da özel askerî şirketlere (PMC) yönelik desteğin arttırılması gibi stratejilerle bu kayıpları dengeleme çabaları sürse de, toplumsal tepki ve askerî verimlilik açısından bu tedbirlerin uzun vadede sürdürülebilir olup olmadığı tartışmalıdır. Ayrıca şunu da belirtmeliyiz ki, Rusya tarafından bu askeri kayıplar doğrulanmamakta ve Batılı kaynaklardan verilen bilgiler kesinlikle reddedilmektedir.
Diğer taraftan, Ukrayna’nın kayıpları konusunda resmî rakamlar paylaşılmamakla birlikte, bağımsız askerî analiz kurumları ve uluslararası gözlemcilerin tahminlerine göre, günlük askerî kayıplarının ortalama 300-500 arasında değiştiği ifade edilmektedir. Ukrayna Ordusu’nun askerî kapasitesi ve personel havuzunun Rusya’ya kıyasla daha sınırlı olduğu göz önüne alındığında, bu kayıplar oldukça önemli ve kritik bir düzeye işaret etmektedir. Ukrayna’nın hem cephede, hem de cephe gerisinde yürüttüğü yoğun seferberlik ve eğitim programları, bu kayıpları telafi etme çabası olarak değerlendirilse de, giderek artan kayıpların ordunun operasyonel kapasitesinde önemli sorunlar yaratma riski bulunmaktadır.
Savaşın sivil boyutu da giderek trajik ve dramatik bir hâl almaktadır. Nisan 2025’te özellikle Kharkiv ve Kherson bölgelerine yönelik yoğun Rus hava ve füze saldırıları sonucu en az 200 sivilin hayatını kaybettiği ya da ağır şekilde yaralandığı rapor edilmiştir. Rusya’nın altyapıyı hedef alan bu tür saldırılarının temel amacı, Ukrayna’nın lojistik ve moral kapasitesini kırmak olsa da, uluslararası hukuk açısından ciddi ihlal iddialarını beraberinde getirmektedir. Sivillerin yaşam alanlarının çatışma bölgesi haline dönüşmesi, hem insani trajedileri arttırmakta, hem de bölgedeki sivil nüfusun zorunlu göç hareketlerini tetiklemektedir.
Bu durumun ekonomik boyutu da her iki ülke açısından kritik öneme sahiptir. Yüksek askerî harcamalar, personel kayıplarının ekonomik üretkenliğe verdiği zarar ve altyapıya yönelik saldırıların doğurduğu maliyetler, Rusya ve Ukrayna ekonomilerini uzun süreli bir ekonomik bunalıma sürükleme potansiyeline sahiptir. Özellikle Ukrayna ekonomisinin savaş öncesi döneme kıyasla yaklaşık % 40 küçüldüğü ve enerji ile sanayi sektörlerinin ağır darbe aldığı göz önünde bulundurulursa, ekonomik açıdan sürdürülebilirliğin kritik sınırlarına ulaştığı görülmektedir.
Mevcut veriler ve sahadan alınan gözlemler ışığında, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın askerî, ekonomik ve insani boyutlarının giderek ağırlaştığı açıkça görülmektedir. Her iki ülke açısından da savaşın mevcut dinamiklerle sürdürülmesi giderek daha maliyetli ve daha zor hâle gelmekte; bu durum çatışmanın sonuçlandırılması veya en azından çatışmanın yoğunluğunun azaltılmasına yönelik diplomatik girişimlerin önemini artırmaktadır. Uluslararası toplumun bu süreçteki rolü, özellikle insani koridorların oluşturulması ve sivillerin korunması bağlamında kritik bir önem taşırken, sürdürülebilir bir barışın inşası için kapsamlı bir diplomatik çözüm mekanizmasının devreye girmesi kaçınılmaz görünmektedir.
Diplomasi Cephesi
2025 yılı itibarıyla Rusya-Ukrayna Savaşı’nın diplomatik çözümüne yönelik girişimlerin ciddi bir tıkanma ve durağanlık evresine girdiği gözlemlenmektedir. Savaşın başlarında gerçekleşen doğrudan müzakere süreçleri, sahadaki çatışmaların yoğunluğu ve tarafların birbirlerine yönelik karşılıklı güvensizliği sebebiyle tamamen durmuş, yerini büyük oranda aracı devletler ve uluslararası kuruluşlar üzerinden yürütülen dolaylı diplomasiye bırakmıştır. Bu süreçte özellikle Türkiye, Çin ve Birleşmiş Milletler gibi aktörler farklı dönemlerde arabuluculuk rolü üstlenmeye çalışmış, ancak tarafların uzlaşmaz tutumları sebebiyle kayda değer bir sonuç alınamamıştır.
Rusya’nın Mayıs 2025’in başında gündeme getirdiği 72 saatlik ateşkes önerisi, diplomatik alanda yeni bir hareketlenme yaratma potansiyeli taşısa da, sahadaki gerçeklerle uyumsuz olduğu gerekçesiyle Ukrayna tarafından kabul görmemiştir. Moskova yönetiminin 8-10 Mayıs tarihlerini kapsayan ve Birleşmiş Milletler ile Uluslararası Kızılhaç Komitesi tarafından insani yardım girişimleri açısından olumlu karşılanan bu kısa süreli ateşkes çağrısı, Ukrayna yönetimi tarafından stratejik bir manevra olarak yorumlanmıştır. Kiev yönetimi, bu öneriyi “sahadaki askeri pozisyonlarını yeniden düzenlemek ve lojistik açıdan avantaj elde etmek için Rusya’nın zaman kazanma girişimi” olarak değerlendirmiş ve bu nedenle en az 30 gün sürecek yapısal bir ateşkes talep ederek öneriyi geri çevirmiştir.
Ukrayna’nın ateşkes süresi konusundaki ısrarcı tutumu, diplomatik temasların önündeki önemli bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Kiev yönetimi, kısa süreli ateşkeslerin Rusya tarafından daha önce de defalarca kullanıldığını ve bu durumun sahada askeri açıdan aleyhlerine sonuçlar doğurduğunu ileri sürerek, daha uzun vadeli ve garantili bir ateşkes mekanizmasının oluşturulmasını istemektedir. Ancak Kremlin yönetimi, savaş alanındaki avantajlarını sürdürmek ve siyasi taleplerini diplomatik süreçte daha güçlü bir pozisyonda sunabilmek amacıyla uzun süreli ateşkes tekliflerini kabul etmekten kaçınmaktadır. Rusya, kısa süreli insani molalar dışında kapsamlı bir barış anlaşması için ancak kendi şartları yerine getirildiği takdirde müzakere masasına dönülebileceğini açıklamıştır.
Batı ülkelerinin bu süreçteki diplomatik rolü ise oldukça karmaşık bir tablo çizmektedir. Avrupa Birliği ve ABD başta olmak üzere Batılı devletler, Ukrayna’ya askeri ve ekonomik desteklerini arttırarak diplomatik çözüm çağrılarını sürdürürken, aynı zamanda Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımları ve siyasi izolasyon politikalarını da devam ettirmektedirler. Fakat Batı’nın bu tutumu da bir paradoks yaratmaktadır: Bir yandan savaşı sonlandırmak amacıyla diplomatik çözüm çağrısı yapılırken, diğer yandan Ukrayna’ya verilen ileri teknoloji silah ve mühimmat desteği, çatışmaların uzamasına ve diplomatik çözümün daha da zorlaşmasına sebep olmaktadır. Bu ikilem, Batı’nın diplomatik stratejisini ciddi anlamda sınırlamakta ve sahadaki çatışmaların tırmanışını istemeden de olsa besleyen bir ortam yaratmaktadır. Kremlin, bu konuda çok temkinli davranmakta ve Batı’dan gelen çözüm önerilerine tereddütle yaklaşmaktadır.
Diplomatik çıkmazın aşılmasında uluslararası örgütlerin etkinliği de sınırlı kalmıştır. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç gibi kuruluşlar, insani yardım ve sivillerin korunmasına yönelik girişimlerde bulunmuş, ancak çatışmaların kalıcı şekilde durdurulmasında başarılı olamamıştır. Uluslararası toplumun ateşkes sağlama konusundaki girişimlerinin yetersiz kalmasının temel sebeplerinden biri, Rusya ve Ukrayna arasındaki derin güvensizlik ve iki tarafın da çatışmanın askeri sonucunu bekleyerek daha güçlü bir diplomatik pozisyon elde etme isteğidir. Bu durum, savaşın kısa ve orta vadede diplomatik olarak çözümlenmesini neredeyse imkânsız hale getirmektedir.
Diplomatik sürecin mevcut durumdaki çıkmazı, her iki ülke açısından da uzun vadeli ekonomik ve insani maliyetleri arttırmaktadır. Tarafların tutumlarını esnetmedikleri, kapsamlı ve gerçekçi bir barış stratejisine yönelmedikleri sürece, savaşın diplomatik çözümünün uzak bir hedef olarak kalacağı açıktır. Batı ülkelerinin ikilemini çözmesi ve etkili bir diplomatik çerçeve çizmesi ise, çatışmanın geleceği açısından belirleyici rol oynayacaktır. Bu bağlamda, arabuluculuk girişimlerinin yeniden canlandırılması ve taraflar arasında asgari güvenin tesis edilmesi, diplomatik çıkmazın aşılabilmesi açısından kaçınılmaz bir önkoşul olarak değerlendirilmektedir.
ABD’nin Tutumu ve Trump Söyleminin Gerçekliği
ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna Savaşı’nı “24 saat içinde sona erdireceğim” şeklindeki seçim vaadi, daha önce uluslararası siyaset uzmanları ve biz Rusya uzmanları tarafından başlangıçtan itibaren popülist ve gerçekçilikten uzak bir ifade olarak değerlendirilmişti. Trump’ın bu söylemi seçim kampanyası sırasında küresel kamuoyunda geniş yankı bulmuş olsa da, pratikte çatışmanın karmaşık jeopolitik gerçekleri ve sahadaki askerî dengeler düşünüldüğünde, kısa sürede bir çözümün mümkün olmadığı açıktır. Göreve gelmesinin ardından Trump’ın, bu vaadini “abartılı bir ifade” olarak nitelendirip geri çekmesi, aslında Amerikan yönetiminin savaşın gerçek boyutlarıyla yüzleştiğinin ilk açık göstergesi olmuştur. Bu bağlamda, Trump yönetiminin gerçek tutumunu daha net biçimde ortaya koyan önemli gelişmelerden biri de Başkan Yardımcısı JD Vance’in FOX News kanalına verdiği röportajda yaptığı açıklamalar olmuştur. Vance, açıkça “bu savaş hemen bitmeyecek” ifadesini kullanarak, ABD yönetiminin sahadaki gerçeklikleri ve savaşın çok katmanlı doğasını kabul ettiğini kamuoyuna duyurmuştur. Bu ifade, Trump yönetiminin başlangıçta benimsediği retorik ile sahada yaşanan gerçeklikler arasındaki uçurumun resmi olarak kabullenildiğini gösterir. Uzun yıllardır Rusya’nın dış politika stratejileri ve bölgesel çatışmaları analiz eden uzmanlar olarak Trump’ın ilk söylemlerinin ciddi ve uygulanabilir olmadığı yönündeki değerlendirmelerimiz, Vance’in açıklamaları ile resmi olarak da doğrulanmış durumdadır.
Trump yönetiminin ilk dönemdeki bu tür popülist açıklamaları, ABD’nin diplomatik ciddiyetini ve arabuluculuk kapasitesini zayıflatmakla kalmamış, barış için tek umut olarak görülen Trump’a yönelik öfkeyi de beraberinde getirmektedir. Trump’ın ABD Başkanı olmasından sonra Rus Ordusu’nda görev yapan askerler savaşın biteceğine dair büyük ümitler bağlamışlardı. Hatta savaş bölgesinde Yandex aramalarında en çok arama yapılan sorgulamalar, “Trump ne zaman savaşı bitirir, Trump barış” gibi ifadeler olmuştu. Şimdi ise bu durum özellikle barış yanlısı olan fakat savaş cephesinde çatışan askerler açısından büyük bir hayalkırıklığı yaratmaktadır. Aynı şekilde Ukrayna Ordusu’nda görevli olan askerler de Trump’ın hem Zelenskiy’e karşı Beyaz Saray’da tarihe geçen ağır ifadelerle dolu yaklaşımına, hem de barış vaadine yönelik pragmatik hareket etmemesine karşı ciddi bir öfke söz konusu olduğu bilinen bir gerçek olarak karşımızdadır.
Öte yandan, Trump yönetiminin Ukrayna’ya sağlanan askerî ve mali yardımları kısıtlama girişimleri, Kiev yönetiminde endişe de yaratmaktadır. Ukrayna liderleri ve askeri yetkilileri, Trump’ın iç politik gündemine yönelik pragmatik kararlarının cephedeki dengeleri doğrudan olumsuz etkileyebileceğini savunmaktadır. Bu tutum değişikliği, Ukrayna’nın çatışmada dayanıklılık kapasitesini ve müzakere masasındaki pozisyonunu da zayıflatma riski taşımaktadır. Özellikle Kiev, Trump’ın bu politikalarının Rusya karşısında stratejik avantaj kaybına yol açabileceğinden kaygı duymakta, bu durum Batı ile Ukrayna arasındaki ittifak ilişkisinde gerilim yaratmaktadır.
Bu gelişmeler ışığında, ABD’nin savaşın çözümüne yönelik diplomatik rolü giderek karmaşıklaşmaktadır. Bir yandan uluslararası kamuoyunda barış çağrılarını sürdürürken, diğer yandan iç politika dinamikleri nedeniyle gerçekçi diplomatik girişimlerde bulunma kapasitesi azalmakta, Trump’ın başlangıçtaki söylemlerinin gerçek dışı olduğu daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ukrayna krizinin karmaşık ve çok boyutlu doğası göz önünde bulundurulduğunda, Rusya uzmanları olarak bizlerin de sıklıkla vurguladığı gibi, bu tür popülist ve sansasyonel vaatlerle kalıcı ve sürdürülebilir bir barışın sağlanamayacağı açıktır. Diplomatik çözümler, ancak uzun vadeli ve gerçekçi bir yol haritası üzerinden yürütüldüğü takdirde başarıya ulaşabilir. Trump yönetiminin bu noktada mevcut politikalarını gözden geçirmesi, diplomatik girişimlerin ciddiyetini arttırması ve uluslararası aktörlerle uyum içinde hareket etmesi, savaşın çözümü adına atılması gereken temel adımlar arasında yer almaktadır.
Geleceğe Dair Senaryolar: Dondurulmuş Çatışma mı, Kapsamlı Barış mı?
Mevcut durumda, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yakın gelecekte kesin bir sona ulaşması oldukça zor bir ihtimal olarak görünmektedir. Tarafların hâlen sürdürdüğü maksimalist talepler ve uzlaşmaz pozisyonlar, çatışmanın kısa ve orta vadede çözümüne dair diplomatik alanı önemli ölçüde daraltmaktadır. Ayrıca, her iki ülkenin de savaş alanında kesin zafer elde etme çabası, mevcut statükoyu sürekli olarak besleyerek, çözüm yerine çatışmanın derinleşmesine sebep olmaktadır.
Cephedeki askerî dengeler incelendiğinde, hem Ukrayna’nın Batılı müttefiklerinden aldığı askerî ve lojistik desteğe bağımlılığının artttığı, hem de Rusya’nın Çin ve İran gibi ülkelerle yaptığı stratejik iş birlikleri nedeniyle küresel ölçekte farklı kutuplaşmaların derinleştiği görülmektedir. Bu durum, çatışmanın çok taraflı, karmaşık ve kolay çözülemeyen bir yapıya bürünmesine neden olmakta; dolayısıyla kısa vadede kalıcı barışın tesis edilmesini güçleştirmektedir. Analistler ve bölge uzmanları tarafından en gerçekçi görülen senaryo, mevcut çatışmanın 2026 yılına ve hatta ötesine uzayarak düşük yoğunluklu, ancak kesintisiz bir “yıpratma savaşı” formuna dönüşmesidir. Bu senaryoda, cephe hatları zaman zaman küçük çaplı ilerlemeler ve gerilemeler yaşasa da, genel anlamda statik bir yapı kazanacaktır. Savaşın dondurulmuş bir çatışma haline dönüşmesi, tarafların uluslararası arenada sürekli olarak destek araması anlamına gelirken, bu durum, Ukrayna’nın Batılı ülkelerden gelen askerî ve ekonomik desteğe olan bağımlılığını arttıracaktır. Özellikle Avrupa Birliği ve ABD’nin Ukrayna’ya yönelik yardımlarının sürekliliği, Kiev’in uzun vadede direnme kapasitesini belirleyen temel faktörlerden biri haline gelecektir. Ayrıca Rusya’nın İran ve Çin gibi bölgesel ve küresel aktörlerle kurduğu derinleşen stratejik ortaklıklar, çatışmanın uluslararası sistem üzerindeki etkilerini artırmakta ve yeni jeopolitik denklemler yaratmaktadır. Özellikle Çin’in Rusya’ya sağladığı ekonomik ve teknolojik destek, Moskova yönetiminin yaptırımlar karşısındaki dayanıklılığını arttırırken, İran’ın Rusya’ya sağladığı askerî ve stratejik yardımlar da sahadaki güç dengesini Rusya lehine çevirebilecek önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Bu durum, aynı zamanda, çatışmanın daha geniş bir uluslararası bloklaşmaya ve kutuplaşmaya zemin hazırladığını da göstermektedir.
Dondurulmuş çatışma senaryosunun gerçekleşmesi durumunda, hem Rusya, hem de Ukrayna uzun vadeli ekonomik, askerî ve toplumsal maliyetlere maruz kalacaktır. Sürekli yıpratma politikaları iki ülke ekonomilerini derinden etkilerken, uzun vadede bölgesel istikrarın kalıcı olarak zarar görmesi riski de gündeme gelecektir. Ayrıca, Avrupa’nın güvenlik mimarisi açısından sürekli bir gerilim alanı oluşarak, kıtanın genel güvenlik algısında kalıcı bir değişim yaratacaktır. Bir de kapsamlı bir barış senaryosunun gerçekleşebilmesi için mevcut pozisyonların ve taleplerin önemli ölçüde esnetilmesi gerekmektedir. Tarafların uzlaşı sağlaması için, hem uluslararası toplumun aktif ve yapıcı bir arabuluculuk girişiminde bulunması, hem de çatışmanın tüm taraflarının kapsamlı ve gerçekçi çözümlere yönelik siyasi irade ortaya koyması şarttır. Ancak mevcut konjonktürde, taraflar arasındaki derin güvensizlik ve diplomatik iletişimsizlik göz önüne alındığında, bu kapsamlı barış senaryosunun kısa vadede hayata geçirilmesi oldukça güç görünmektedir.
Neticede, mevcut çatışma dinamikleri göz önüne alındığında, yakın gelecekte gerçekleşmesi en muhtemel senaryonun “dondurulmuş ve düşük yoğunluklu bir savaş durumu” olduğu değerlendirilmektedir. Kalıcı bir çözüm için ise, çok boyutlu diplomatik girişimlerin artması, kapsamlı güven artırıcı önlemler alınması ve tarafların stratejik taleplerini revize etmeyi kabul etmeleri gerekmektedir. Uluslararası toplumun bu süreçte etkin rol oynaması, çatışmanın daha fazla derinleşmesini önlemek açısından kritik önem taşımaktadır.
Sonuç
2025 yılı itibarıyla Rusya-Ukrayna Savaşı, taraflar açısından askerî ve diplomatik açmazların derinleştiği, uzun süreli ve maliyetli bir çatışma hâline gelmiştir. Sahadaki askeri gelişmelerin durağanlaşması, tarafların yıpratma stratejilerine yönelmesi ve diplomatik süreçlerde kaydedilen ilerlemenin son derece sınırlı kalması, çatışmanın yakın vadede sona erme ihtimalini zayıflatmaktadır.
Özellikle cephe hattında yaşanan yoğun kayıplar, altyapının hedef alınması ve sivil nüfusun maruz kaldığı ağır insani bedel, savaşın sürdürülebilirliği açısından hem Rusya, hem de Ukrayna için ciddi bir baskı unsuru hâline gelmiştir. Ukrayna’nın Batı’dan aldığı askeri destek savaşın uzamasını mümkün kılsa da, bu desteğin süresi ve niteliği konusundaki belirsizlikler Kiev’in uzun vadeli dayanıklılığı üzerinde soru işaretleri yaratmaktadır. Benzer şekilde, Rusya’nın Çin ve İran gibi aktörlerle geliştirdiği stratejik ilişkiler, Moskova yönetimine kısa vadeli avantajlar sağlasa da, askeri ilerleme konusunda belirgin bir üstünlük oluşturabilmiş değildir.
ABD Başkanı Donald Trump’ın savaşın çabucak sona erdirileceğine yönelik söylemleri, sahadaki karmaşık gerçeklik karşısında geçerliliğini yitirmiştir. Başkan Yardımcısı JD Vance’in “bu savaş hemen bitmeyecek” yönündeki ifadesi, ABD’nin bu süreçte benimsediği pragmatik çizginin resmi bir yansımasıdır. Bu durum, popülist vaatlerle değil, çok boyutlu ve uzun vadeli stratejilerle yürütülecek diplomatik çabaların daha gerçekçi olduğunu ortaya koymaktadır. Kısacası, şu an kanıksanmış fakat günlük binlerce askerin hayatını kaybettiği bu çatışmanın mevcut seyri, kapsamlı bir barışın yakın zamanda tesis edilmesini güçleştirmektedir. Bununla birlikte, düşük yoğunluklu fakat uzun süreli bir çatışma hâlinin —diğer adıyla “dondurulmuş savaş” modelinin— giderek daha fazla öne çıktığı görülmektedir. Uluslararası toplumun, özellikle taraflar arasında asgari güveni tesis edecek ve uzun vadeli siyasi süreci destekleyecek diplomatik mekanizmalar geliştirmesi, çatışmanın daha fazla tırmanmasını engellemek açısından önem taşımaktadır. Ancak bu çabaların sonuç verebilmesi, yalnızca teknik değil, aynı zamanda siyasi irade ve yapısal değişiklikler gerektirmektedir.
Sadık ARPACI
Uluslararası İlişkiler, Rusya Uzmanı
Tel: +90 5459323677
Email: by.sadik@hotmail.com
KAYNAKÇA
- Fox News. (2025, May 1). Vance issues ultimatum to Russia, Ukraine on peace negotiations. https://www.foxnews.com/politics/vance-issues-ultimatum-russia-ukraine-peace-negotiations
- Fox News. (2025, April 30). JD Vance says he spoke with pro-Ukrainian protesters. https://www.foxnews.com/politics/jd-vance-confronted-pro-ukrainian-protesters-walking-toddler-daughter
- Institute for the Study of War. (2025, May 2). Russian offensive campaign assessment, May 2, 2025. https://www.understandingwar.org/backgrounder/russian-offensive-campaign-assessment-may-2-2025
- Kyiv Independent. (2025, May 2). Vance says war in Ukraine won’t end ‘any time soon,’ urges sides to agree on peace terms. https://kyivindependent.com/vance-says-ukraine-war-wont-end-any-time-soon-urges-sides-to-agree-on-peace-terms
- Minfin. (2025, May 4). Casualties of Russia in Ukraine – official data. https://index.minfin.com.ua/en/russian-invading/casualties/
- New York Post. (2025, April 28). Trump says he could join ‘Ukraine’s side’ as Vance warns ‘Ukrainians aren’t winning the war’. https://nypost.com/2025/04/28/us-news/vance-warns-ukrainians-arent-winning-the-war-while-trump-says-he-could-join-kyivs-side/
- New York Post. (2025, May 2). US will no longer ‘fly around the world at the drop of a hat’ to mediate peace talks on Ukraine war. https://nypost.com/2025/05/02/us-news/us-stepping-back-from-ukraine-russia-peace-talks-state-department-official/
- Reuters. (2025, May 1). Vance does not see Russia’s war in Ukraine ending ‘any time soon’ – Fox News interview. https://www.reuters.com/world/europe/vance-does-not-see-russias-war-ukraine-ending-any-time-soon-fox-news-interview-2025-05-01/
- Reuters. (2025, May 4). Putin says Russia has the strength to finish Ukraine operation. https://www.reuters.com/world/europe/putin-says-he-hopes-there-will-be-no-need-use-nuclear-weapons-ukraine-2025-05-04/
- Reuters. (2025, May 4). Xi to visit Russia for Victory Day and talks with Putin. https://www.reuters.com/world/china-xi-visit-russia-may-7-10-kremlin-says-2025-05-04/
- RFE/RL. (2025, May 1). Ukraine war ‘not ending soon’: Vance, Rubio cast doubt on quick peace deal with Russia. https://www.rferl.org/a/ukraine-russia-vance-rubio-trump-minerals-negotiations-war/33402691.html
- The Times. (2025, May 2). US steps back from Ukraine talks as Vance admits ‘no end in sight’. https://www.thetimes.co.uk/article/us-to-step-back-from-ukraine-peace-talks-as-vance-admits-no-end-in-sight-xqckld2h7
- Euromaidan Press. (2025, May 3). Russia suffers 160,000 casualties in 2025 so far, heading for war’s deadliest year. https://euromaidanpress.com/2025/05/03/russia-suffers-160000-casualties-in-2025-so-far-heading-for-wars-deadliest-year-uk-intel/
- AP News. (2025, May 4). Putin says he hopes there will be no need to use nuclear weapons in Ukraine. https://apnews.com/article/868bda4fc666ec3b05a1e512eca91b3c
- Interfax. (2025, May 4). Путин надеется, что не придется использовать ядерное оружие на Украине. https://www.interfax.ru/world/905678
- Izvestia. (2025, March 10). Стали известны подробности прохода бойцов ВС РФ по трубопроводу в тыл ВСУ под Суджей. https://iz.ru/1682345/2025-03-10/stali-izvestny-podrobnosti-prokhoda-boitcov-vs-rf-po-truboprovodu-v-tyl-vsu-pod-sudzhei
- Kommersant. (2025, March 12). Герасимов рассказал Путину об операции «Поток» по освобождению Суджи. https://www.kommersant.ru/doc/5912347
- Kremlin.ru. (2025, May 4). Интервью Владимира Путина телеканалу «Россия 1». http://kremlin.ru/events/president/news/70567
- Meduza. (2025, March 11). A pipeline surprise: Meduza reviews Russia’s reported breakthrough against Ukrainian forces in Kursk. https://meduza.io/en/feature/2025/03/11/a-pipeline-surprise
- RIA Novosti. (2025, May 4). Путин: Россия имеет достаточно сил для завершения операции на Украине. https://ria.ru/20250504/putin-ukraine-operation-1578902.html
- RTVI. (2025, March 9). Наступление российских войск в Курской области и операция «Труба»: что известно. https://rtvi.com/news/nastuplenie-rossijskih-vojsk-v-kurskoj-oblasti-i-operatsiya-truba-chto-izvestno/
- TASS. (2025, February 10). Chinese President Xi Jinping has accepted Russia’s invitation to attend the commemorations of the Soviet victory over Nazi Germany in World War Two. https://tass.ru/en/world/1578901