BİRLEŞİK KRALLIK DIŞ İŞLERİ BAKANI BORIS JOHNSON’IN ‘BREXIT ÇAĞINDA BİRLEŞİK KRALLIK DIŞ POLİTİKASI’ KONUŞMASI

upa-admin 03 Şubat 2017 3.693 Okunma 0
BİRLEŞİK KRALLIK DIŞ İŞLERİ BAKANI BORIS JOHNSON’IN ‘BREXIT ÇAĞINDA BİRLEŞİK KRALLIK DIŞ POLİTİKASI’ KONUŞMASI

2016 yılı Temmuz ayından beri ülkesi Birleşik Krallık’ta Dış İşleri Bakanı olarak görev yapan deneyimli muhafazakar siyasetçi Boris Johnson (1964-)[1], Brexit süreci ardından çalkantılı ve biraz da belirsiz günler yaşayan ülkesinin dış politikası hakkında 2 Aralık 2016 tarihinde ünlü İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House’da (Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) önemli bir konuşma yapmıştır. “Global Britain: UK Foreign Policy in the Era of Brexit” (Küresel Britanya: Brexit Çağında Birleşik Krallık Dış Politikası) başlıklı bu konuşma, yeni dönemde Birleşik Krallık’ın Theresa May Başbakanlığında ve Muhafazakar Parti (Conservative Party) hükümetinde izleyeceği politikalara ışık tutan bazı bölümler içermektedir. Bu yazıda, bu konuşmadan en can alıcı bölümler özetlenecektir.

Yazıya kaynaklık eden Boris Johnson’ın Chatham House konuşması

Konuşmasına, dünyaya yüzyıllarca hükmeden ve bugün de dünyanın en küresel devletlerinden biri olan Birleşik Krallık’ın, 2016 yılındaki tarihi referandumun ardından, kısa bir süre önce Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı aldığını hatırlatarak başlayan Johnson, öncelikle, dünyanın farklı yerlerinde gelişen aşırı sağcı popülist hareketlerle Brexit referandumundan çıkan “AB’ye hayır” oyu arasında benzerlik kurulmaması gerektiğini belirtmektedir. Referandumda “hayır” oyu kullananların ırkçı güdülerle bunu yapmadıklarını, tam tersine, demokrasiye ve Britanya’nın geleceğine inandıkları için bu yönde hareket ettiklerinin altını çizen Johnson, ulus-devletlere dayalı barışçıl küresel düzene inanmanın yanlış bir şey olmadığını da söylemektedir. Bu bağlamda, Brexit’in kesinlikle bir içe kapanma hamlesi olmadığını ve Britanya’nın bu süreçte kendi demokratik kurumlarının kontrolünü yeniden kazanan bir ülke olacağını söyleyen Johnson, bu fırsattan istifade Birleşik Krallık’ın yeniden dünyanın farklı coğrafyalarına yönelik olarak aktif politikalar geliştirebilen dünyaya daha açık bir ülke haline geleceğini iddia etmektedir. Brexit sürecinde çeşitli endişelerin ve sinik seslerin ortaya çıktığını kabul eden Johnson, buna karşın, ülkesinin bu süreci rahatlıkla atlatabileceğini ve hatta bunun gelecekleri için daha iyi olacağını söylemektedir.

Dünya halklarının gözünde Birleşik Krallık’ın çok etkili ve dünyaya hala liderlik edebilecek bir ülke olduğunu iddia eden İngiliz Dış İşleri Bakanı, küresel bir ülke olan Birleşik Krallık’ın kendi döneminde küresel bir dış politika izleyeceğini söylemektedir. Bu küresel anlayışın hem Britanya, hem de dünyanın çıkarlarına uygun olduğunu iddia eden Boris Johnson, bunun için üç gerekçe öne sürmektedir.

Birincisi, dünyanın son yıllarda oldukça karmaşık bir hale gelmesi tehlikesi karşısında Birleşik Krallık’ın geçmişte olduğu gibi küresel sorumluluklar üstlenmesi, uluslararası düzen açısından oldukça faydalı hale gelebilecektir. Bu konuda ülkesinin yaptıklarını tarihten ve günümüzden örneklerle açıklayan Johnson, Birleşik Krallık’ın halihazırda küresel ekonomik ve siyasal istikrar açısından çok kritik roller oynayan bir ülke olduğunu belirtmektedir. Bu noktada, ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO sorumluluklarının paylaştırılması konusundaki görüşlerine destek veren Johnson,  ülkesinin zaten bu sorumlulukları yerine getirdiğini söylemektedir. Caydırıcılık ve diyaloğun aynı anda yapılabileceğini de savunan Johnson, ülkesinin Kırım’ı işgal eden ve Doğu Ukrayna’daki çatışmaları teşvik eden Rusya karşısında sert politikalara yönelmeye hazır olduğunu, ama aynı anda bu ülkeyle diyalog ve müzakerelerin de sürdürüleceğini belirtmektedir. Ülkesinin Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkiler ve genel olarak Uzak Asya bölgesinde de sadece ticari anlaşmalar değil, küresel politik dengeler temelinde hareket edeceğini söyleyen Johnson, ülkesinin yüzlerce yıllık demokrasi deneyiminden çıkan en önemli mesajın, -sistemin toptan çöküşünü önlemek adına- zaman zaman reform yapılmasının gerekliliği olduğunu söylemektedir. Gerçekçi (Realist) bir bakış açısıyla uluslararası sistemin değiştirilmesi gerektiğini kabul ettiklerini belirten Johnson, bu nedenle Hindistan’ın BM Güvenlik Konseyi’ne üyeliğini desteklediklerini ve Çin’in önderlik ettiği Asya Altyapı Yatırım Bankası’na ilk katılan ülkelerden biri olduklarını söylemektedir.

İkincisi, dünyada ticaretin hiç olmadığı kadar arttığı bu çağda, Birleşik Krallık’ın serbest ticarete önderlik etmesinin küresel bir sorumluluk olduğunu belirten Dış İşleri Bakanı, bunun dünya üzerindeki halkların ve özellikle de fakir kesimlerin hayatlarını daha iyi hale getirebileceğini iddia etmektedir. Brexit’in korumacılık veya kapanmacılık kararı olmadığını ve bu süreçte ülkesinin dünyanın farklı coğrafyalarında serbest ticareti AB çatısı altında olmadan daha güçlü ve yoğun şekilde teşvik edebileceğini belirten Johnson, bu yönüyle liberalizm savunusu yapmaktadır.

Birleşik Krallık’ın küresel bir dış politika izlemesinin gerekliliği konusunda Johnson’ın savunduğu üçüncü argüman ise, ülkesinin öncelik ve değerlerinin bu şekilde daha iyi korunacak olmasıdır. Bu konuda Afrika’da yaşanan nüfus patlaması nedeniyle Afrika fillerinin yaşam alanlarının korunması konusunda yaşanan zorlukları ve ülkesinin Pakistan’ın Pencab bölgesinde kız çocuklarının eğitim görmesi için yaptığı katkıları örnek olarak veren Johnson, küresel bir dış politika ile Britanya’nın değerlerinin dünyaya yayılabileceğini ve bunun dünya halkları açısından da faydalı olacağını savunmaktadır. Dünyadaki tüm Krallar, Kraliçeler ve Devlet Başkanları’nın yedide birinin Britanya’da eğitim gördüğünü söyleyen Johnson, Cambridge Üniversitesi’nin Nobel ödülleri konusundaki başarısını da sözlerine eklemektedir.

Boris Johnson’ın konuşması, elbette belirsiz bir dönemde Britanya halkı ve entelektüellere yol göstermek ve moral vermek için yapılmış bir konuşmadır. Konuşmadaki en önemli konular ise; Brexit kararı ardından Birleşik Krallık’ın içe kapanmacı değil, farklı coğrafyalarda daha atak bir dış politika izleyeceğinin belirtilmesi ve BM Güvenlik Konseyi’nin yapısının değiştirilmesi ve Hindistan’ın da buraya dahil edilmesi konusunda yaptığı yeni açılımdır.

 

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

[1] Hakkında bilgiler için; https://en.wikipedia.org/wiki/Boris_Johnson.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.