Günümüz istihbarat çevrelerince stratejik analiz metotlarının babası olarak sayılan Prof. Dr. Sherman Kent’in yazdığı ve Türkçe’ye “Stratejik İstihbarat” olarak çevrilen kitap (orijinal ismi Strategic Intelligence)[1], yazıldığı dönemin koşulları ile şimdiki dönem arasında büyük farklılıklar olsa da değerini muhafaza etmeyi sürdürüyor. Soğuk Savaş’ın ilk yıllarında, Central Intelligence Agency’nin (CIA) henüz emekleme aşamasındaki zamanlarında kurum içinde görev yapan Kent, görevini 1967’ye kadar sürdürmüş ve bu yılda emekli olmuştur.[2] Oldukça titiz bir çalışmanın ürünü olan kitap, öylesine derin ve her türlü ihtimal düşünülerek yazılmış ki, okuyana istihbarat gibi devletler için zor ve bir o kadar hayati olan bir olgunun nasıl hassas dengeler üzerine bina edildiğini şaşırtıcı bir şekilde sunuyor. Öyle ki, Kent kitabında ideal istihbarat teşkilatının kütüphane indeks kartının boyutları hakkında dahi standart oluşturma işini göz ardı etmemiş.
Her şeyden önce, kitabın dünyanın jandarması olma VE emperyal amaçlar gütme gibi hedefleri olan bir ülkenin ve bu zihniyete sahip bir istihbaratçının gözünden yazıldığı asla unutulmamalıdır. Elbette dönemin atmosferine uygun bir Komünizm düşmanlığı da (anti-komünizm) kitabın hemen her yerinde sezilmekte. Fakat görevine tam bir bağlılık içinde ve hayatını Amerika Birleşik Devletleri’nin ‘‘bekasına’’ adamış bu görev adamı, yine de saygıyı hak etmektedir (farklı kamplardan ve farklı gözlüklerle dünyaya baksam bile). Dolayısıyla, Kent’in istihbarat olgusu hakkındaki fikirlerini kalıp halinde her ülkeye uygulanabilir kabul etmek yanlış bir düşünce olacaktır. Bunun yerine, kitabını oluşturan ana fikri anlamak iyi bir başlangıç olabilir. Bu incelemede de, Kent’in ustalıkla izah ettiği teknik detaylara girilmeyecek, fakat Kent’in “Stratejik İstihbarat” kavramıyla neyi kastettiği anlaşılmaya çalışılacaktır.
Sherman Kent, kitabına istihbaratın tanımıyla başlıyor. Kent’e göre, istihbarat, “bilgi” demektir. Yüksek Düzey Pozitif Dış İstihbarat olarak adlandırılan bu bilgi, ülkenin yönetiminde söz sahibi olan sivil ve asker devlet adamlarının bilgisiz veya plansız davranışlarının sonucu olarak ülke çıkarlarının zarar görmesini engelleyecek türde istihbari bilgidir. Kent, içişleri ile alakalı tüm bilgileri pozitif istihbarat kavramının dışında tutmaktadır. Pozitif istihbarat ile kastedilen, tamamen sınır kapılarının ötesindeki yerlere ait bilgilerdir.
Pozitif İstihbarat terimini kullanarak klasik istihbarat metotları olan ve Kent’in Sovyet istihbaratçılarla özdeşleştirdiği espiyonaj (casusluk), karşı espiyonaj veya ülkelerdeki vatanını satmaya hevesli kişilerden edinilen istihbarat ya da ithal edilen yabancı ajanlardan kaynaklanan istihbarat anlayışının ötesine geçmektedir. Bu yöntemlerin bir istihbarat teşkilatının enstrümanları olduğunu kabul etmekle birlikte, tek başına işlevsiz olduğunu ve hatta bazen kullanan ülkeleri yanılttığını ileri sürer. Çünkü sızma yoluyla ele geçirilen herhangi bir istihbarat raporunun uygulanacak politikaya dönüşüp dönüşmeyeceği kesin değildir. Kent, bu tezini kanıtlamak için Kore Savaşı’ndan örnek vermektedir. Tahmin üzerine, Kent, Sovyet ajanlarının Kore’de ABD’nin savaşa girmeyeceği ya da girmek istemediği üzerine bir belge ele geçirmiş olabileceğini iddia etmektedir. Çünkü o tarihlerde Kore ile ilgili sunulan raporların çoğunun içeriği Kore’nin ABD için büyük stratejik önem taşımadığı üzerine kurgulanmıştı. Bu ele geçirilen belgeye istinaden, Kore’de Sovyetlerin ABD müdahalesi beklemediği için rahat davranmış olabileceğini öne sürer. Espiyonaj yönetiminin etkisizliğine kanıt olarak Kore’de savaşa girilmesiyle alakalı herhangi yazılı bir belge olmadığını ve kararın son anda Başkan Truman tarafından sözlü olarak verildiğini ifade eder.
Kent’in espiyonaj ve diğer klasik yöntemleri ifade eden klasik istihbarat anlayışının anti-tezi olarak koyduğu şey ise Stratejik İstihbarat’tır. Bu Stratejik İstihbarat, açık ve gizli kaynaklardan edinilen istihbari bilginin, uzman ekipler ve bölgesel çalışma grupları tarafından değerlendirilerek ülkeyi yöneten kişilerin politika oluşturmasına yardımcı olacak şekilde işlenmesidir. Burada dış politika ile istihbaratın dirsek temasına vurgu yapmaktadır. İşlenmiş istihbari bilgiler, dış politika yapıcılar için hayati önem taşımaktadır.
İstihbari bilginin elde edilme sürecine de değinen Kent, dış ülkelere gönderilen diplomatik temsilcilerden, misyonun tüm üyelerine kadar açık kaynaktan çalışacak birimler ve kendini saklamak suretiyle gözlem yapan gizli ajanlardan oluşan bir ekip tasavvur eder. Her ne kadar misyon üyeleri diplomasi alanında uzmanlığa sahip kişiler olsa bile, Kent’e göre durumun tam tersi olması gerekir. Bu kişiler yoğun bir istihbarat eğitiminden geçirilmeli ve deyim yerindeyse en az fikir sahibi oldukları konunun diplomasi olması gerekmektedir. Dünyanın dört bir yanındaki açık ve gizli kaynaklardan istihbarat merkezine ulaşacak bilgiler merkezdeki uzmanlar tarafında incelenecek, değerlendirilecek ve günü geldiğinde kullanılmak üzere dosyalanacaktır. Bu noktada, dış ülke görevlileriyle merkezdeki görevlilerin tam bir uyum içinde çalışması ve hatta birbirlerini tanımaları gerektiğini öğütlemektedir.
İstihbaratın sadece savaş dönemine özgü olmadığı ve barış dönemindeki istihbaratın öneminin henüz yeni anlaşıldığı bir dönemde görev yapmış olan Kent, istihbaratı bir ülkenin ayakta kalabilmesi için en önemli unsur olarak görmektedir. Birçok egemen devletin rekabet halinde olduğu bir ortamda ABD’nin çıkarlarını koruması için neleri önceden bilmesi gerektiği gibi sorular, Kent’in yanıtı aradığı ve sunduğu sorulardır.
Ülkeler için bir Stratejik Statü belirleme çabası, Kent’in metodolojisinin unsurlarındandır. Stratejik Statü ile kastedilen, herhangi bir ülkenin kendine hedef veya beka meselesi olarak belirlediği olgular ile bunlara ulaşabilme kapasitesidir. Kent, Büyük Frusina adını verdiği hayali ülkeyi şöyle ele almaktadır. Büyük Frusina ne tür olaylara sebep olabilir? Mevcut olaylar karşısında takınacağı tutum ne olabilir? Büyük Frusina’nın alacağı kararlara karşı biz nasıl reaksiyon gösterebiliriz? Ayrıca ABD’nin büyük stratejik çıkarlarının olduğu uluslararası meselelerde Büyük Frusina’nın etkisi ne olabilir? İşte Stratejik Statüsü açısından bir ülkenin ele alınması, Kent’e göre kabaca böyledir.
Kent’in üzerinde durduğu bir başka nokta ise, analiz ve değerlendirme yapacak ekiplerin nitelikleridir. Kent, istihbarat gibi bir alanda çalışacak uzmanların alanında en iyileri olması gerektiğini ifade etmektedir. Bu noktada eğer kurumlar liyakat esaslarını takip etmezler ise, oluşturacakları analizler yanlış politikalara sebep olabilir ve bu da bir ülkeyi felaketin eşiğine getirebilir. Kent, hem bölgesel, hem de doktrin uzmanlarından (ekonomist, coğrafyacı, siyaset bilimci vb.) oluşan ayrı ayrı ekipler oluşturulması gerektiğini ifade etmektedir. Bu ekipler, birbiriyle koordinasyon içinde spesifik olaylara yönelik olarak çalışmalıdır.
Bir organizasyon olarak istihbarat yabancı ülkeleri izleme ve bu ülkelerin geçmişlerini, şimdiki zamanlarını ve muhtemel geleceklerini izlemeye hazır ve vakıf olmalıdır. Bu tarz bir organizasyonun güncel meseleleri takip eden, dünyadaki sorunlara ve ihtilaflara vakıf olan kişilerden oluşması gerekir. Bir sorun olarak, Kent, Amerikan istihbarat topluluğunu oluşturan istihbarat daireleri arasındaki rekabete değinmektedir. Bu rekabetin faydalı bir yöne doğru gitmesi için CIA’in koordinasyon görevinin önemine işaret eder. Söz gelimi kara, hava ve deniz kuvvetlerinin istihbarat birimleri ile dış işleri bakanlığının istihbarat birimleri arasında mutlak bir koordinasyon olmalı ve bu koordinasyonu da CIA sağlamalıdır.
Değerlendirme
Söz konusu kitabın ilk basımının 1949 yılında yapıldığı hesaba katılırsa, Kent’in istihbarat görüşleri döneminin oldukça ötesindedir. Çünkü istihbaratın think-tank yönüne vurgu yapmakta idi. Kent’in bu önerileri yaptığı dönemde sınırlı örnekleri bulunan think-tank kuruluşları, bugün Amerikan dış politikasının vazgeçilmez unsurlarındandır. Kent, think-tank görevini de üstlenen bir istihbarat teşkilatı öngörmüştür.
Bir diğer husus, CIA, zaman içerisinde belki de Kent’in tasavvurlarını da aşarak birçok savaş suçuna ve politik cinayete karışmıştır. Ülkelerde Amerikan çıkarlarına uygun yönetimler tesis etmek ve mevcut hükümetleri Amerikan çıkarları dairesinde tutmak için çeşitli kanlı yollar izlemiştir. Bu incelemeleri ve daha nicesini yapmakta olan değerli hocalarımız bulunmaktadır. Bu incelemelerin yapılması bağımsız kalma düşüncesi olan ülkeler için hayati öneme sahiptir. İstihbaratın akademik olarak incelenmesi gereği hele Türkiye gibi dört tarafı ateş çemberi içinde olan ve çeşitli plan ve projelerin uygulama sahası olarak tasavvur edilen ülkelerden biri olması dolayısıyla bir beka meselesidir.
Onur BİGAÇ
[1] Satın almak için; http://www.kitapyurdu.com/kitap/stratejik-istihbarat/53186.html.