27 Nisan Pazar günü Makedonya’nın geleceği açısından oldukça önemli bir tarih olarak addedilebilir. Zira hem Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu hem de erken parlamento seçimlerinin yapılacağı bir tarihe işaret etmektedir. Yugoslavya’nın dağılmasından sonra ortaya çıkan ve kapsayıcı bir ulusal/anayasal kimlik geliştirme noktasında ciddi problemlerle karşı karşıya kaldığı gibi, sahip olduğu devlet kimliği hususunda Yunanistan ile halen anlaşamamış bir ülke olan Makedonya’da gerçekleştirilen her seçim, Balkanlar’ın istikrarını ve geleceğini çok yakından ilgilendiren bir vakıa olarak görülmektedir.
Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge İvanov’un görev süresi dolduğu için gerçekleştirilen devlet başkanlığı seçimlerinde, bir dönem daha koltukta oturma şansı olan ve iktidardaki VMRO-DPMNE (İç Makedon Devrimci Örgütü-Makedonya Ulusal Birliği Demokratik Partisi)’nin desteklediği İvanov ile Makedonya Sosyal Demokratlar Birliği (SDSM) tarafından aday gösterilen Stevo Pendarovski yarışmaktadır. Makedonya’da Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturabilmek için, ilk turda, kayıtlı olan seçmenlerin yarısının oyunun alınması gerekmektedir. Burada özellikle üzerinde durulması gereken husus, “kayıtlı olan seçmen” faktörüdür. Zira seçimlerde oy kullanan seçmenlerin oylarının % 50’si değil, oy kullanma hakkına sahip olan tüm seçmenlerin yarısının oyunun alınması gerekmektedir. Bu bağlamda, 13 Nisan’da gerçekleştirilen ilk turda, mevcut Cumhurbaşkanı Gjorge İvanov, oy kullanan seçmenlerin % 51’inin oyunu alarak birinci olmuş olmasına karşın, seçimlere katılım % 48’de kaldığı için (yani kayıtlı seçmenlerin % 48’i sandığa gittiği ve onların da % 51’i İvanov’a oy verdiği gerekçesiyle), Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunun düzenlenmesi gerekmiştir. İkinci turda ise yine “kayıtlı” olan seçmenlerin bu kez % 40’ının oyunun alınması yeterli olacaktır. Sosyal Demokratların adayı Stevo Pendarovski ilk turda kullanılan oyların % 37’sini alabildiği ve İvanov 120 bin civarında fark atarak seçimleri kazandığı için, mevcut Cumhurbaşkanı ve VMRO-DPMNE tarafından desteklenen İvanov’un ikinci turda seçimleri kazanması beklenmektedir. 2009’dan bu yana Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan İvanov, Başbakan ve VMRO-DPMNE lideri Nikola Gruevski ile oldukça uyumludur. Her ikisinin de milliyetçi-muhafazakâr bir dünya görüşüne sahip olması ve özellikle AB ile NATO üyeliği konusunda çok istekli olmaları, Gruevski’nin ve hatta AB’nin tercihinin “macera aramaktansa” İvanov’u bir dönem daha Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturtmak yönünde olmasına zemin hazırlamaktadır. İvanov, siyaset bilimi ve siyaset sosyolojisi alanlarında profesörlük unvanına sahip ve daha önce Makedonya Devlet Televizyonu’nda da çalışmış saygın bir isim olarak bilinmektedir. Siyasal çoğulculuk, demokratik yönetim ve serbest piyasa ekonomisi gibi liberal değerlere çok önem veren bir isim olarak görülen mevcut Cumhurbaşkanı, sivil toplum örgütlerine de oldukça yakın bir isimdir. Sosyal Demokrat aday Pendarovski ise önce hukuk eğitimi almış, daha sonrasında ise siyaset bilimi alanında doktor unvanına layık görülmüş bir isimdir. Eski devlet başkanları Boris Trajkovski ve Branko Crvenkovski’ye ulusal güvenlik ve dış politika alanlarında danışmanlık yapmış olan Pendarovski’nin seçimlerin ikinci turunda kazanması ihtimali neredeyse yoktur.
Makedonya’da aynı gün içerisinde gerçekleştirilecek olan bir diğer seçim ise parlamento seçimleri olacaktır. Esasen bu seçimlerin “erken seçim” niteliğinde olduğu söylenebilir. Zira Nikola Gruevski’nin Başbakanlık koltuğunda oturduğu ve VMRO-DPMNE’nin önderliğinde kurulmuş ve içerisinde Arnavutların partisi olarak bilinen Demokratik Birlik Partisi ile Makedonya Sosyalist Partisi’ni barındıran koalisyon hükümetinin görev süresi henüz bitmiş değildir. Seçimlerin erkene alınmasının nedeni ise 2014 bütçesinin büyük tartışmalara neden olması, muhalefetin sokak eylemleri ile hükümeti zayıflatmaya çalışması ve yaşanan ekonomik problemlerin bir türlü aşılamaması olmuştur. Makedonya nüfusunun % 25’ini oluşturan Arnavutların en önemli partisi olan, Makedonya’nın üçüncü büyük partisi ve koalisyon içerisinde de yer alan Demokratik Birlik Partisi ile yaşanan anlaşmazlıklar da erken seçimleri beraberinde getirmiştir.
Parlamento seçimlerinde yaklaşık 1,8 milyon kayıtlı seçmen 6 tanesi ülke içerisinde, 3’ü de ülke dışında yer alan seçim bölgelerinde oy kullanacaktır. Makedonya’da milletvekilleri 4 yıllığına seçilmekte ve mecliste toplam 123 milletvekili yer almaktadır. Bu 123 milletvekilinden 3’ü yurtdışında yaşayan Makedonya vatandaşları tarafından seçilmekte iken, 120 sandalye ülke içerisinden seçilmektedir. Yani ülke içerisinde her seçim bölgesine 20 milletvekilliği düşmektedir. Nisbi temsil usulüne uygun olarak düzenlenen seçimlere bu yıl, 9 siyasi parti ve 5 siyasi koalisyon katılacaktır. Bu partiler arasında 4 Arnavut, 3 Boşnak ve 2 de Türk partisi bulunmaktadır ve bunlar çeşitli koalisyonlar içerisinde yer almaktadır. Makedonya’da gerçekleştirilecek olan parlamento seçimleri, ülkenin bağımsızlığına kavuşmasının ardından gerçekleştirilen sekizinci sandık randevusu olacaktır.
Parlamento seçimleri sonucunda mevcut siyasal dengelerin bozulması beklenmemektedir. Zira Gruevski önderliğindeki VMRO-DPMNE halen ülkenin en güçlü siyasi partisi konumundadır ve ciddi bir dış desteğe de yaslanmaktadır. Bu partinin en önemli rakibi olan Makedonya Sosyal Demokratlar Birliği (SDSM) ise 2006 yılından bu yana üzerine örtülmüş olan ölü toprağını atabilmiş değildir. Parti içerisindeki anlaşmazlıkların yanı sıra, halka umut vaat edecek bir lider ve program çıkarabilmiş durumda olmayan SDSM, bu seçimlerden de ikinci parti olarak çıkacak ve anamuhalefet görevini sürdürecektir. Etnik Arnavut partileri arasındaki anlaşmazlığın sandığa ne ölçüde yansıyacağı ise bu seçimlerin üzerinde durulması gereken en önemli hususudur. Nitekim koalisyon ortağı olan ve Arnavutların en önemli temsilcisi olarak bilinen Demokratik Birlik Partisi ile Gruevski’nin eski koalisyon ortağı Arnavut Demokratik Partisi arasındaki anlaşmazlık ve rekabet Cumhurbaşkanlığı seçimleri esnasında zirve noktasına ulaşmıştır. Arnavut Demokratik Partisi’nin Arnavut kökenli bir aday çıkarma anlayışına destek vermeyen Demokratik Birlik Partisi, Arnavut kökenli Makedonya vatandaşlarından ciddi tepki görmüştür. Hatta bu tepki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Arnavutların önemli bir bölümünün sandığa gitmemesine neden olmuştur. Benzer bir durumun parlamento seçimlerinde yaşanması ihtimali ya da sandığa gidenlerin tepkilerini Arnavut Demokratik Partisi’ne oy vererek göstermeleri ihtimali konuşulan senaryolar arasındadır.
Türk kökenlilerin en önemli siyasi gücü olan Türk Demokratik Partisi ise seçimlerde mevcut iktidar koalisyonu ile beraber hareket etmektedir. Seçimlere 2 aday ile katılan parti özellikle Gostivar’da iddialı bir seçim kampanyası yürütmüştür. Partinin lideri ve aynı zamanda milletvekili olan Kenan Hasip, Türkiye’den gelen hükümet temsilcileri ile birlikte partisinin iddiasını açıkça ortaya koyan açıklamalar yapmıştır. Bu toplantıya Makedonya Dışişleri Bakanı ve VMRO-DPMNE üyesi Nikola Poposki de katılmıştır. Türk kökenli Makedonya vatandaşlarının parlamentoda temsilcilerinin bulunması kuşkusuz önemli bir farkındalık unsuru olacaktır.
Makedonya, AB ve NATO’nun gelecek planlamaları içerisinde yer alan önemli bir Batı Balkan ülkesi olarak bilinmektedir. Türkiye ile yakın toplumsal, ekonomik ve siyasal ilişkileri olan ve Türk kökenlilerin de yaşadığı bu ülkenin istikrarı hem Türkiye için hem de Balkanlar’ın istikrarı ve geleceği için önemlidir. Zira Makedonya’da Makedonlar ile Arnavutlar arasında yaşanabilecek bir anlaşmazlık, başta Kosova, Bosna-Hersek ve Arnavutluk olmak üzere Balkan ülkelerini kanlı ve durdurulması güç bir bölgesel çatışmaya itebilir. Balkanlar’daki toplumsal anlaşmazlıkların ne türlü siyasal sonuçlar doğurduğu ortada iken Makedonya’daki seçim sürecinin olaysız tamamlanması oldukça önemlidir.
Yrd. Doç. Dr. Göktürk TÜYSÜZOĞLU