DOĞU AKDENİZ ENERJİSİNİN KALBİ KIBRIS’TA ATIYOR

upa-admin 09 Temmuz 2014 2.190 Okunma 0
DOĞU AKDENİZ ENERJİSİNİN KALBİ KIBRIS’TA ATIYOR

Akdeniz’in güvenliğinin yanı sıra, Orta Doğu, Kuzey Afrika hatta Asya ile Avrupa’nın güvenliğinin tesis edilmesinde adeta doğal bir “uçak gemisi” vazifesi gören Kıbrıs adası, son dönemde Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının önem kazanması ve bu kaynakların güvenli bir şekilde Avrupa’ya nakli konularının sıcak gündemde yerini almasıyla Türk ve Rum taraflarının siyasi mekanizmada mutabakat yönünde yeniden girişimlerinin başlamasına sahne oldu. Özellikle “Leviathan” olarak adlandırılan bölgede önemli oranda doğal gazın keşfedilmesi ve bunun gibi Doğu Akdeniz’in çeşitli yerlerinde enerji kaynaklarının ortaya çıkmasıyla tüm dikkatler bu coğrafya üzerinde yoğunlaştı. Elbette Kıbrıs meselesinin Türk ve Rum tarafları arasında siyasi çözümsüzlüğün kronikleşmesi adanın geleceğini belirsiz kılarken, çevresindeki enerji havzasının kim tarafından kontrol edileceği sorusunun yanıtsız kalmasına neden oluyor.

Kıbrıs’ta süren çözümsüzlük enerji kaynaklarının geleceğini belirsiz kılıyor.

Leviathan bölgesindeki kaynaklar Güney Kıbrıs Yönetiminin güneyi ile İsrail’in açık deniz kısmında yer alıyor. İsrailli yetkililer 2011 senesinde yaptığı açıklamalarda bu bölgedeki enerjinin çıkarılmasında Tel-Aviv yönetiminin finansal ve teknik anlamda yardımda bulunacağını belirtmişti. Elbette Kıbrıs’taki siyasi çözümsüzlük, ada çevresindeki doğal kaynaklarının hukuken ne şekilde çıkarılacağı meselesine çıkmaza sürüklüyor. Çünkü Rum yönetimi bu kaynaklardan elde edilecek geliri kendi tekeliyle yönetebileceğini düşünürken, Türk tarafı buna şiddetle karşı çıkıyor. Dolayısıyla Kıbrıs’ta her iki tarafında adadaki istikrarsızlığın önüne geçebilmesi için siyasi entegrasyonu sağlama yolunda somut adımlar atması gerekiyor.

Rum lider Kıbrıs’ta mutabakata en yakın siyasetçi.

Kıbrıs Rum kesimi lideri NikosAnastasiadis şimdiye kadar Rum liderleri arasında çözümü en çok isteyen isim olarak ön plana çıktığı söylenebilir. Anastasiadis, Rum kesimin merkez sağ partisi lideri hukukçu geçmişe sahip bir siyasetçi. Annan Planı’nı desteklemesi kendi partisi ve bazı kesimlerce rahatsızlık uyandırmış olsa da, çözümün bu yolla sağlanacağına inanan bir lider. Bu sebeple Türk ve Rum yönetimleri arasında yeni dönemde eski politikalardan bağımsız bir süreç içine girilmesi imkansız değil.

Kıbrıs-Türkiye-Yunanistan-İsrail arası işbirliği istikrarın kaynağı olabilir.

Anastasiadis’e göre entegre olmuş Kıbrıs-Yunanistan-İsrail-Türkiye arasında gerçekleştirilecek işbirliği ile bölgede siyasi ve ekonomik istikrar uzun vadede sağlanmış olacak. Bilhassa Doğu Akdeniz güvenlik politikalarının şekillenmesinde bu dört devletin tartışmasızrolü kritik öneme sahip. Çünkü sınırdaş ve deniz aşırı sınıra sahip olan bu ülkelerin siyasi açmazlar ile bölge politikaları üretmeleri son derece güç. Coğrafya tabiatı gereği başta saydığım bu ülkeler ve diğer önemli bölge ülkelerini işbirliğine mecbur kılıyor.

Bunun yanı sıra Rum lider daha önce birçok lider tarafından dile getirilen “kırmızı çizgi” konusunda istekli değil. Onun için hem Rum hem de Türk taraflarının kazanacağı, yani literatürde “win-win” olarak belirtilen AB müktesebatına uygun bir çözüm yolunun idrak edilmesi önemli. Elbette bu Rumların Ankara’ya güvenini aynı zamanda Türklerinde Rumlara güveni ile tesis edilebilecektir.

Türkiye enerjinin merkezi olabilir.

Rum lider Anastasiadis enerjinin geleceği hususunda ise Kıbrıs’ın bölge ülkeleri ve özellikle Türkiye için enerji merkezi olabileceği görüşünde. Bunun içinse yine Türkiye, Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs arasındaki enerji anlaşmaları ile enerjinin batı pazarına taşınmasıyla köklü bir barış döneminin gelebileceğini savunuyor. Dikkat edilmesi gereken nokta, Ukrayna’daki siyasi belirsizlik, Suriye’de iç savaşın devam etmesi ve Irak-Suriye bölgesinde IŞİD güçlerinin otorite kurma çabaları enerji güvenliğini kritik hale getiriyor. Bu demek oluyor ki diğer bölgelerin ateşi Kıbrıs’ta suların kaynatma devam edecek.

Haftanın Sözü: “İnsan özgür doğmuştur ve her yerde zincire vurulmuştur. İnsan kendisinin başkalarının efendisi olduğuna inanır ama aslında onlardan daha çok köledir.” – Simon Crithley’in “İmansızların İmanı” kitabından

Furkan KAYA

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.