YENİ DÖNEMDE İSRAİL

upa-admin 07 Mayıs 2015 1.883 Okunma 0
YENİ DÖNEMDE İSRAİL

İsrail genel seçimlerinin ardından bir türlü hükümeti kuramayan Başbakan Benyamin Netanyahu, Yahudi Evi Partisi ile koalisyon hükümeti kurma konusunda uzlaştı. Kuşkusuz, bu yeni dönemde de yeni hükümetin ana gündeminde İran ile P5+1 ülkelerinin yürüttüğü nükleer müzakereler ile İsrail’in mali problemlerine çare bulma ve enerji kaynaklarının yönetimi hususları yer alacak.

Yeni dönemde, İsrail’de görmeye alışık olduğumuz ulusal güvenlik temelli politikaya devam edilecek. Halbuki İsrail’in ciddi sosyal ve ekonomik sorunları bulunuyor. Halk nezdinde bu sorunların kronikleşmesi, günden güne artık “ulusal güvenlik tutkalının” geçerliliğini yitirmesine neden oluyor. Kuşkusuz Netanyahu’nun ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada Cumhuriyetçiler tarafından ayakta alkışlanması ve Başkan Obama’nın görev süresinin dolmasıyla Cumhuriyetçi bir Başkan adayının koltuğa oturma olasılığı göz önünde bulundurulduğunda, önümüzdeki zamanlarda ABD-İsrail arasındaki politikalarda paralellik söz konusu olabilir.

P5+1 ülkelerinin İran ile yürüttüğü müzakerelerde mutabakata varılması ve Haziran ayında kapsamlı anlaşmaya imza atılacak olmasının en büyük getirisi, İran üzerindeki uluslararası yaptırımların kalkması olacak. Nükleer çalışmaları nedeniyle yıllardır ekonomik ve siyasi ambargo altında yaşayan İran’ın, son dönemde ekonomik göstergeleri hiç de parlak değil. İsrail’deki benzer sosyal düşünce, İran’da da hakim. İran halkının belli çoğunluğu ülkelerinin artık uluslararası sisteme entegre olmasını ve Batı ile diyalog mekanizmasının çalışmasını istiyor. Cumhurbaşkanı Ruhani’nin seçilmesi, İran’da özlenen reformist rüzgarın esmesini sağladı.

Belki de İran’ın Batı ile yeniden diyalog kurmasından en büyük rahatsızlık duyan ülkeler Rusya ve Çin. Rusya için İran, Çin ile birlikte ABD ve NATO ülkelerine karşı kuracağı ittifak zincirinin en önemli halkaları. Bunun yanında stratejik geçiş güzergahlarından olan Basra Körfezi ve Akdeniz’in kontrolünde İran’ın rolü, Rusya için son derece önemli. Bunun yanında Suriye’de Esad rejiminin devamlılığında ve Irak politikasında İran’ın hamleleri, son derece önemli. Eğer İran, nükleer görüşmeler sonrası bu politikalar kapsamında da yumuşamaya girerse, Rusya alternatif yollar düşünmeye başlayacaktır.

İran üzerinde uluslararası yaptırımların kalkmasının getireceği bir başka olası gelişme, Rusya ve Çin gibi ülkelerin İran’a serbestçe silah veya füze satışı yapabilecek olması ve İran’ın daha sonraki zamanlarda nükleer faaliyetleri silaha dönüşecek aşamaya getirebilecek kapasiteye erişebilecek olmasıdır. Batı’nın ihtimal vereceği bu seçenek, imkansız değil. Çünkü yaptırımların kalkacağının açıklanmasının ardından, Rusya, daha önce iptal edilen S-300 savunma füzelerinin satışının gerçekleştirileceğini belirtti. İlk tepkinin İsrail’den gelmesi sonrasında, Putin, bu satışın İsrail’in ulusal güvenliğini tehdit etmeyeceğini söylemiş olsa da, füzelerin varlığı İsrail’in tedirginliğini devam ettirecektir.

Rusya, İran’ı kendi ekseninde kalmasını sağlamak adına karşı hamlelerde bulunacaktır. Batılı güçler ise, İran’ı hem nükleer faaliyetlerinde kontrol altında tutmak, hem de Rusya etki alanından çıkarmak için diyalog sürecini başlattı. Hiç şüphe yok ki, bu mücadeleden en karlı çıkan ülke İran olacak.

Furkan KAYA

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.