KOSOVA’DA OTORİTER REJİME DOĞRU GİDİŞ

upa-admin 01 Aralık 2015 2.870 Okunma 0
KOSOVA’DA OTORİTER REJİME DOĞRU GİDİŞ

30 Kasım 2015 itibarı ile Kosova Cumhuriyeti Parlamentosu, demokrasinin gerçek anlamı olan çoksesliliği keserek, Birleşik Muhalefet Partisi’nden (VV-AAK-NISMA) toplam 5 milletvekilini (2 si geçen günlerde, 3’ü de 30 Kasım) tutuklamış, geride kalanları da Meclis oturumu dışında bırakma kararı almıştır (Kesin olmamakla birlikte, uzun süreli bir karar olabileceği konuşuldu gün boyu).

25-26 Ağustos 2015 tarihinde, Brüksel’de, Kosova Cumhuriyeti Başbakanı İsa Mustafa ve Başbakan yardımcısı Hashim Taçi, AB gözetiminde Sırbistan devleti  ile (Kosova’yı tanımayan) Sırp Belediyeler Birliği -kısaca Zayednica- ve Karadağ ile Demarkasyon anlaşmalarına imza atmışlardır. Zayednica, Kosova içerisine 16 yıl sonra Sırbistan’nın tekrar geri dönmesinin yolunu kesin olarak açacak bir anlaşmadır. Demarkasyon anlaşması ile de, yaklaşık 9.500 hektar ve son derece stratejik öneme sahip Kosova toprağı (Rugova Dağları’nda) Karadağ’a verilmek istenmektedir.

Kosova için son derece tehlikeli olan bu anlaşmaları hayata geçirmemek için adeta ant içen ve birlikte hareket etme kararı alan Parlamento’nun 3 muhalefet partisi, hükümet ile önce diyalog yolunu denedi. Fakat Kosova hükümeti, muhalefetin sesini hiçe sayarak (hatta gereken Meclis onayını dahi almadan), bu partilerin tepkilerinin  seyrini değiştirdi. İlerleyen günlerde, muhalif milletvekilleri, sembolik olarak meclis içerisinde yumurta atmaya, düdük çalmaya ve gözyaşartıcı gaz atmaya başladılar. Bununla amaçlanan, söz dinlemeyen ve bu şekilde Sırbistan hükümetinin projelerinin gerçekleşmesine adeta yardım ederek Kosova Cumhuriyeti’nin geleceğine dinamit koyan hükümetin, bu anlaşmalardan geri çekilmesini sağlamaktı. Zayednica ile Sırbistan’ın hedefi, Bosna’dan sonra, Kosova’da da (sayıları sadece  % 8-9 olan) Sırpların aracılığı ile kontrolü kendi eline almaktır. Yani  Sırbistan’nın hedefi, Kosova’nın en verimli yeraltı ve yerüstü kaynaklarının olduğu bölgeleri Sırp Belediyeler Birliği yönetiminde toplayıp, dolaylı olarak o bölgeleri kontrolü altına almaktır.

Bu anlaşmaların geri çekilmesi için demokratik her türlü yöntem denendi. Yaklaşık 206.000 imza toplandı. Hükümet, buna da  duyarsız kaldı. 28 Kasım günü yaklaşık 35.000 kişinin katılımı ile ve hiçbir sorunun yaşanmadığı mitingde tekrar bu anlaşmaların geri çekilmesi istendi. Bu mitingin bitiminden hemen sonra, anamuhalefet partisi Vetevendosya’nın merkez binasına polisin yaptığı baskında adeta terör estirildi ve eski lider Albin Kurti ile birlikte yaklaşık 150 aktivist tutuklandı.

Yukarıda yazdıklarımın kısaca anlamı, Kosova Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü Sırbistan’a karşı koruyan bir muhalefet ve adeta Sırbistan’ın stratejik projelerine yardım eden bir hükümet arasında bugüne kadar olan süreç ve nihayet gelinen noktadır…  Bugün itibarı ile ise, Parlamento’nun fiilen demokrasinin ve muhalefetin sesinin kesildiği gündür. Muhalefetin ve bu kötü gidişata karşı olan tüm insanların kararlı duruşları, bundan sonra açıkça yollara çıkılacağını göstermektedir. Protesto gösterilerinin kaçınılmaz olduğu günlere giriyoruz. Hatta hükümet istifa edip olağanüstü seçime götürmez ise, küçük ve genç Kosova Cumhuriyeti’ni oldukça zor günler bekliyor olabilir. Durum oldukça ciddi!..

                                                                 Esma BUNJAKU

               Prishtine Üniversitesi Uluslararası Siyaset Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.