TRUMP’IN ORTA DOĞU VE VATİKAN TURU: ABD’NİN MESAJLARI NASIL OKUNMALI?

upa-admin 26 Mayıs 2017 3.380 Okunma 0
TRUMP’IN ORTA DOĞU VE VATİKAN TURU: ABD’NİN MESAJLARI NASIL OKUNMALI?

ABD, Donald Trump döneminde Ortadoğu ve Asya politikasını yeniden restore etmenin sinyallerini veriyor. Başkan Donald Trump, göreve gelmesinin ardından ilk resmi ziyaretlerini Suudi Arabistan, İsrail ve Vatikan’da gerçekleştirdi. 9 gün süren ilk yurtdışı seyahatini eşi Melania Trump ve kızı İvanka Trump’la birlikte Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a gerçekleştiren ABD Başkanı ve eşini Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdülaziz El Suud karşıladı. Kral, ayrıca ABD Başkanı’na en üst düzey devlet nişanı olan Kral Abdülaziz Devlet Nişanı’nı takdim etti.

trumps in riyad

Kaynak: http://www.ntv.com.tr/galeri/dunya/trump-ilk-yurtdisi-ziyaretini-suudi-arabistana-yapiyor,hyWwk-Fa10CFEWEksuAjGg/SkNxxdBNF0aOa37_PuxvAQ, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017)

ABD Başkanı Donald Trump Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da aralarında Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da bulunduğu nüfusun çoğunluğunu Müslüman ve Arapların oluşturduğu devletlerden 55 ülke lideri ve üst düzey temsilcisine hitaben bir konuşma yaptı. Başkalarına inancı ve hayat tarzı konusunda “ders verme” amacında olmadığını belirten Trump, buna karşın, Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerin radikalleşmeye karşı mücadeleye liderlik etmeleri gerektiğini söyledi.

Trump’ın İslam hakkındaki tarihi konuşması

Trump Arap ülkeleriyle buluşmasının Ortadoğu’da ve dünyada barış için bir başlangıç olabileceğini vurguladı. Fanatik şiddetin en ölümcül bilançosunun Arap ülkelerinde olduğunu belirten Trump, bölgede insani ve güvenlik açısından bir felaketin yayıldığını söyledi. Trump, uzun uzun Arap kültürünün kazanımlarını ve aslında barışçıl bir din olan İslam’ı övdü. Barışçıl İslam’ı araç edinen İslamcı teröristlerin kurbanlarının yüzde 90’ının Müslümanlar olduğu gerçeğini kabul etti. Ve en önemlisi, İslam ülkelerine radikalleşmeye karşı mücadelede liderlik rolünü üstlenmeleri çağrısı yaptı. Kısacası, “Bu işi ABD’ye yaptıracağınıza bizi katmadan kendiniz halledin!” dedi.[1]

trump with muslim leaders

Kaynak: http://www.dw.com/tr/trump-islam-%C3%BClkeleri-liderlerine-seslendi/a-38924254, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017)

Trump, konuşmasında 1945’te Suudi Kralı Abdülaziz bin Suud ile ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’in bir Amerikan savaş gemisinde buluşmasından alıntı yaptı. O gemide, iki devlet yöneticisi İran Körfezi’nde bir Amerikan üssü açılması konusunda anlaşmışlardı.

DARL5XYXkAEgQTL

Kaynak: https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201705201028539657-trump-ilk-yurtdisi-seyahat-suudi-arabistan/, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017)

“Terörle mücadelenin farklı inançlar, mezhepler ya da medeniyetler arasında bir mücadele olmadığını” vurgulayan Trump, “Bu, insan hayatını yok etmeye çalışan barbar suçlularla tüm dinlerden bunu korumaya çalışan alçakgönüllü insanlar arasında. Bu iyiyle kötü arasında bir savaş” diye konuştu. ABD Başkanı Donald Trump, “dostluk, umut ve sevgi” mesajı getirdiğini de belirtti. “Terörizmin ancak birlik içinde olunduğu takdirde alt edilebileceğini” vurgulayan Trump, Arap ülkeleri liderlerinden “yükü paylaşmalarını” istedi. Trump, ayrıca tüm ülkelerin “kendi topraklarındaki terörizmden” kurtulmalarının “mutlak bir ödev” olduğunu belirterek, Müslüman ülkelerden aşırılık yanlılarını barındırmamaları gerektiğini vurguladı. Konuşmasında İsrail-Filistin sorununa da değinen Trump, İsraillilerle Filistinliler arasında barışın mümkün olduğunu söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump Suriye konusunda da açıklamalarda bulundu. İran’ın silah yardımları ve milisleri eğitmesinin bölgeye yıkım ve kaos getirdiğini söyledi. Trump, İran’ın desteğini alan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın “tarifsiz suçlar” işlediğini belirtti. Donald Trump, Mart 2016’da CNN‘e verdiği demeçte de “Sanıyorum ki İslam bizden nefret ediyor. Orada muazzam bir nefret var. Bunun kökenine inmeliyiz” ifadelerinde bulunmuştu.

Suudi Arabistan Kralı Selman ise, Twitter hesabından İngilizce ve Arapça olarak paylaştığı mesajlarda, Trump’ın ziyaretinin iki ülke arasındaki ‘stratejik işbirliğini güçlendireceğini ve küresel güvenliğe katkı sağlayacağını’ ifade etti.

Trump’tan Kılıç Dansı

Trump, Suudi arabistan Kralı Salman’ın Suudi Arabistan’ın Riyad şehrinde bulunan Al Murabba Sarayı’ndaki karşılama törenine geldiğinde eline aldığı bir kılıçla seremoniye katılıp dans etti. Trump ve Kral’ın dansı objektiflere yansıdı. Beyaz Saray’dan yapılan bir açıklamada, ABD’nin Suudi Arabistan’la 350 milyar dolarlık bir askeri anlaşma paketi imzaladığı belirtildi. Açıklamaya göre, süresi 10 yıl olan anlaşmanın 110 milyar dolarlık kısmı hemen yürürlüğe girecek.

trump-in-kilic-dansi-9160866

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/trump-in-kilic-dansi-dunya-2454093/ (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017)

Trump’ın unutulmaz kılıç dansı

Trump’tan Suudi Arabistan’la 110 milyar dolarlık silah anlaşması

Medyaya yansıyan haberlere bakıldığında, Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretinin ana konusunu silah satışının oluşturduğu görülüyor. Genellikle “Trump’a Suudi morali” başlığı altında verilen haberlerin içeriğinde, iki ülke arasında 110 milyarı silah satışı olmak üzere 380 milyar dolarlık işbirliği anlaşması imzalandığı belirtilmektedir. Beyaz Saray’dan bir yetkili, “İran tehdidi karşısında savunma ekipmanı ve hizmetlerinden oluşan bu paket, Suudi Arabistan ve Körfez bölgesinin uzun vadeli güvenliğine destek verecek” demiştir.[2]

trump silah anlaşması suudi arabistan

Kaynak: http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-39987397, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017)

Ayrıca silah satışıyla birlikte Suudi Arabistan’ın bölgedeki terörle mücadele operasyonuna katkısının artacağı, böylece ABD’nin bu operasyonları gerçekleştirmesi yolundaki baskının azalacağı belirtildi. The New York Times gazetesinde yer alan bir makalede ise, bizzat Başkan Trump’ın damadı Jared Kushner’in silah satışı pazarlığında yer aldığı kaydedilmişti.

ivanka talip

Kaynak: http://www.superhaber.tv/suudi-isadami-video-ile-trumptan-kizi-ivankayi-istedi-iste-o-video-57796-haber, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017)

Reuters haber ajansı, söz konusu anlaşmanın Suudi Arabistan’daki her biri 6 milyar dolar değerinde 150 Blackhawk tipi helikopteri de kapsadığını bildirdi. Beyaz Saray ise, bunun, ABD tarihinde benzerleri arasındaki en büyük silah anlaşması olduğunu açıkladı.

170521182043-20-trump-saudi-arabia-0521-exlarge-169

Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretinin en ilginç karesi

Kaynak: http://edition.cnn.com/2017/05/22/politics/trump-orb-saudi-arabia/, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017)

Trump’ın İran Planı

ABD Başkanı Donald Trump’ın önceki söylemlerine rağmen ilk yurtdışı ziyaretini Ortadoğu’nun mutlak monarşisi Suudi Arabistan’a yapması, takiben İsrail’e doğrudan geçmesi tartışılıyor. Trump’ın ana eksenini 110 milyar doları bulan silah anlaşmalarının oluşturduğu bu tercihi, bölgede şekillenen Körfez-İsrail ittifakıyla uyumlu ve İran’ı hedef alan bir görünüme yoruluyor.[3] İran’ın bölge politikasını seçim kampanyasından bu yana eleştiren Trump, Obama döneminde İran ile imzalanan nükleer anlaşmayı ise ‘berbat’ olarak nitelendiriyor. Başkan seçildikten sonra en sert mesajlarından birini İran’a veren Trump’ın masasında duran seçenekler ise, askeri müdahale, çevreleme veya sıkıştırmadır.

Trump’ın bu politikasında esas belirleyici olan ismin ise Pentagon’un yeni patronu James Mattis olduğu ifade ediliyor. Göreve başladıktan sonra en önemli yurt dışı seyahatlerinden birini Ortadoğu’ya yapan Mattis, İran’a dozu oldukça sert olan mesajlar verdi. Ortadoğu turuna çıkan ABD Savunma Bakanı James Mattis, Arabistan’daki ziyaretinde İran’ı hedefine aldı. Mattis, Suudi Arabistan temaslarının ardından Mısır’a geçti. İran’ın bölgedeki sorunların temel kaynağı olduğunu söyleyen Mattis, “Bölgede nerede bir sorun varsa bakın İran’ı göreceksiniz. İran’ın başka bir ülkenin istikrarını bozma ve Lübnan’daki Hizbullah gibi grupları oluşturma yönündeki çabalarını boşa çıkarmamız gerekir” ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ise, İran’ın kontrol edilmemesi durumunda yeni bir Kuzey Kore’nin ortaya çıkacağını söyledi. Tillerson, “İran’ın provokatif eylemleriyle ABD’yi, bölgeyi ve dünyayı tehdit ettiğine dair elimizde çok net deliller var” dedi.[4]

Körfez’in Kaygısı

Irak işgalinden sonra Bağdat hükümeti üzerindeki etkisini artırmayı başaran İran, Obama’nın ‘geriye çekilme’ siyasetinden ve Arap Baharı sonrası dönemde bölgede ortaya çıkan kırılmalardan yararlanarak Suriye ve Yemen’de de etkin olmaya başladı. Özellikle Suriye’de rejime Yemen’de ise Husiler’e büyük bir destek veren İran, bölgedeki güç boşluğunu doldurmaya başlayan bir aktöre dönüştü. Obama’nın etkisizleşen bölge politikası ve Rusya’nın da Suriye üzerinden Ortadoğu’daki etkinliğini artırması bölgedeki denklemi İran lehine dönüştürdü. İran’ın Moskova ile yakın ilişkilere sahip olması da bunda önemli bir rol üstlendi. İran’ın bölgedeki etkinliğini artırması aralarında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’in de bulunduğu Körfez ülkeleri tarafından büyük bir tehdit olarak algılandı. Uzun yıllar boyunca ABD’nin güvenlik şemsiyesi altında bulunan bu ülkeler, Obama yönetiminin izlediği politikadan en büyük endişeyi duyan ülkeler oldu.[5]

Silah Anlaşmasına Tepki

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu turu kapsamında yaptığı Suudi Arabistan ziyareti konusunda açıklamalarda bulundu. Muhammed Cevad Zarif, Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretinde bir araya geldiği mevkidaşları ile birlikteyken, ’11 Eylül benzeri terör saldırılarından nasıl kaçınılabileceği konusunu tartışması gerektiği’ önerisinde bulundu. Zarif, açıklamasında, 11 Eylül saldırısına Batı ülkelerinden sponsorluk yapılmış olduğunu da hatırlatarak, Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretinde bunun tekrarlanmasının önüne nasıl geçilebileceğinin konuşulması gerektiğini ifade etti. Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Zarif, “İran, gerçek bir seçimi daha yeni geride bırakmışken, ‘demokrasinin ve orta yolun beşiği’ ABD’nin Başkanı tarafından saldırıya uğruyor” ifadelerini kullandı. Zarif, “Bu saldırı dış siyaset mi yoksa Suudi Arabistan’dan alınan 480 milyar doların kaymağı mı?” sorusunu yöneltti.[6]

Yurt Dışındaki İkinci Durak İsrail

U.S. President Donald Trump and first lady Melania Trump arrive aboard Air Force One at Ben Gurion International Airport in Lod near Tel Aviv, Israel May 22, 2017. REUTERS/Amir Cohen

Kaynak: http://www.kurdistan24.net/tr/news/2a7abf92-9f43-4fc6-8db7-32e491fb9e84, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017).

ABD Başkanı Donald Trump, ilk yurt dışı turunda Suudi Arabistan ziyaretinde ABD tarihinin en büyük silah anlaşmasını imzaladıktan sonra İsrail’e geçti. 22 Mayıs’ta Trump’ın uçağı Air Force One’ın inişiyle, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’dan İsrail’e ilk uçuş gerçekleşmiş oldu. ABD liderini, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve karısı Sara havalimanında karşıladı. Günlerdir Trump’ı karşılamaya hazırlanan Tel Aviv yönetiminin aldığı sıkı güvenlik önlemleri dikkat çekti.

İsrail ziyaretindeki ilk konuşmasını Ben Gurion Havalimanı’nda yapan ABD Başkanı Trump, ‘Ortadoğu’da barış için brilikte çalışma’ mesajı verdi. İsrail Başbakanı Netanyahu ise Trump’ın ziyaretinin Arap-İsrail ilişkilerinde bir dönüm noktası olacağını söyledi.[7]

trump israil basın toplantısı havaalanı

Kaynak: https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201705221028554385-abd-trump-israil/, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017).

İsrail Ziyaretinde Konu İran Oldu

İsrail’e iki günlük resmi ziyarette bulunan ABD Başkanı Donald Trump, ziyaretinin asıl sebebinin ülkesiyle İsrail arasındaki ilişkinin bozulmasının imkânsızlığını teyit etmek olduğunu söyledi.[8] ABD Başkanı Trump, İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin ile de Batı Kudüs’teki Cumhurbaşkanlığı ofisinde bir araya geldi. Trump, görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, “İran’ın nükleer silah edinmesine izin verilmemelidir. İran, bölgedeki katil terör örgütlerine verdiği maddi desteği ve askeri eğitimi derhal durdurmalıdır.” ifadelerini kullandı. Dünyanın İran’ın bölgedeki manevralarına karşı olduğunu vurgulayan Trump, “Aralarında İslam ülkelerinin de bulunduğu dünya devletleri bu bağlamda ortak görüşe sahip. Bu görüşleri dile getirmemdeki cesaret de başta Kral Selman olmak üzere Müslüman ülke liderleriyle yaptığım görüşmelere dayanıyor.” dedi.

İran’ın tehditlerinin sadece İsrail’e yönelik olmadığının altını çizen ABD Başkanı, “İran’ın büyük bir tehdit olduğunu sizinle paylaşan çok sayıda Müslüman ülke var. İran’ın büyük bir tehdit olduğu konusunda şüphe yok.” diye konuştu. Trump, ABD ve İsrail’in başta İran ve terör örgütü DEAŞ (IŞİD) olmak üzere birçok tehditle karşı karşıya olduğunu sözlerine ekleyerek, “İsrail ve ABD, DEAŞ ve başka terör örgütleri olmak üzere birçok tehditle karşı karşıya. Ayrıca sadece burada değil, dünyanın her tarafında terörü besleyen ve destekleyen İran gibi bir devletle de karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı. İran karşıtlığının Ortadoğu’da birçok ülkeyi yakınlaştırdığını da dile getiren Trump, şunları söyledi: “Size İran’la yaşananların Ortadoğu’daki birçok bölgeyi İsrail’e yakınlaştırdığını söyleyebilirim. Bu faydalı bir durum çünkü ben İsrail’e karşı yakın zamana kadar iyi düşünceler beslemeyen ülkelerin İsrail’e bakış açılarının değiştiğini söyleyebilirim. Bu çok olumlu bir durum ve biz bundan memnunuz.”

ABD Başkanı Trump, önceki durağı Suudi Arabistan’da İsrail’e yönelik “olumlu bir hava” olduğunu belirterek, “Suudi Arabistan’da muhteşem bir muamele gördük ve İsrail’e yönelik olumlu bir hava var.” dedi. Suudi Arabistan’ın İsrail ile Filistin arasında barışın sağlanmasına destek verdiğini söyleyen Trump, ABD’nin de bu yöndeki çabalarını sürdüreceğini vurguladı. İsrail ziyaretinin “çok özel” olduğunu kaydeden Trump, “Bu mukaddes topraklara ABD ve İsrail dostluğunu pekiştirmek için geldim. Biz uzun zamandır sadece dost değil aynı zamanda müttefikiz de. Beraberliğimizi sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.[9]

Ağlama Duvarı’nı ziyaret eden ilk ABD Başkanı oldu

ABD Başkanı Donald Trump, ilk yurtdışı ziyareti kapsamında gittiği Kudüs’te Ağlama Duvarı’nı ziyaret etti. Trump, Yahudilerin kutsal mekânlarından biri olarak kabul edilen Ağlama Duvarı’nı görevdeyken ziyaret eden ilk ABD Başkanı oldu. ABD Başkanı Donald Trump’a eşi Melania Trump ile Yahudi olan kızı Ivanka Trump ve damadı Jared Kushner de eşlik ettiler.

trump ağlama duvarı

Kaynak: http://t24.com.tr/haber/trump-aglama-duvarini-gorevdeyken-ziyaret-eden-ilk-abd-baskani-oldu,405460, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017).

İşgal altındaki Doğu Kudüs’te kutsal mekanlara yaptığı ziyaretten duyduğu memnuniyeti de aktaran Trump, “Ağlama Duvarı’nı ilk ziyaret eden ABD Başkanı olmaktan dolayı şeref duyuyorum.” dedi. İsrail Başbakanı Netanyahu ise, ABD ile İsrail arasındaki istihbarat paylaşımının “mükemmel” olduğunu vurgulayarak Trump’a, İran’a yönelik tavrından dolayı teşekkür etti.

İran’da ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilen Hasan Ruhani ise, yeni dönemindeki ilk basın toplantısında Amerika ve Suudi Arabistan’ı sert ifadelerle hedef aldı. İran’ın füze çalışmalarını durdurması için Washington yönetiminin yaptığı çağrıyı değerlendiren Ruhani, “İran ne zaman füze denemesine ihtiyaç duyarsa bunu yapar ve bu konuda ABD’den izin alacak değil” diye konuştu. Trump’ın Suudi Arabistan ziyareti sırasında bu ülkede yapılan İran karşıtı zirveye de değinen Ruhani, “Suudi Arabistan’daki zirve, politik vizyonu olmayan gösteriş amaçlı bir zirveydi. Zirve yaparak, milletin parasını bir süper güce vererek terör sorunu çözülmez” açıklamasını yaptı. Öte yandan, Riyad’da Amerikan Başkanı Trump’ın da katılımıyla pazar günü düzenlenen ABD-Körfez Ülkeleri Zirvesi’nin sonuç bildirisi yayımlandı. Bildiride, İran’ın bölge ülkelerinin iç işlerine müdahale etmeye devam etmesi kınandı.[10]

Üçüncü Durak: Vatikan

24 Mayıs’ta Dünyanın en etkili ve birbirine muhtemelen en zıt iki lideri ilk kez bir araya geldi.

trumps vatican

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/melania-trump-arabistanda-degil-vatikanda-basini-ortmeyi-tercih-etti-164259h.htm, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017).

Katoliklerin lideri ve Vatikan Şehir Devleti Başkanı Papa Francis (Franciscus), seçim kampanyası sırasında açıkça atışmaktan çekinmediği ve göçmen karşıtı sert görüşleri nedeniyle “Hıristiyan olamaz” dediği ABD Başkanı Donald Trump’ı Vatikan’da kabul etti. Gergin bir havada başlayan iki liderin merakla beklenen görüşmesi, bir nebze olsun yumuşayan bir ortamda sona erdi. Göç, küresel iklim değişikliği ve ekonomik sistem başta olmak üzere birçok konuda farklı fikirleri savunan iki liderin bu ilk buluşması, doğrusunu söylemek gerekirse mesafeliydi. Vatikan’daki Papalık Sarayı’nda gerçekleşen görüşmede, Trump ise daha güleryüzlü olan taraftı.

Savundukları politikalar nedeniyle geçmişte kamuoyu önünde atışan Papa Francesco ile Donald Trump’ın görüşmesini izleyen gazeteciler, “Papa’nın normalde devlet liderleriyle yaptığı görüşmelere kıyasla daha soğuk olduğunu ve konuşmak istemiyor gibi göründüğü” yorumunu yaptı. Gazetecilerin görüntü almasının ardından, Papa ile Trump’ın bir tercüman eşliğinde baş başa yaptığı görüşme 30 dakika sürdü. Papa Francesco’nun önceki ABD Başkanı Barack Obama ile 2014’te yaptığı görüşme ise yaklaşık bir saat sürmüştü.[11]

trumps in vatican

Kaynak: http://www.dw.com/tr/vatikanda-30-dakikal%C4%B1k-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fme/a-38966465, (Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017).

Vatikan’dan Papa ve Trump görüşmesine ilişkin yapılan açıklamada, uluslararası meseleler, Ortadoğu’nun durumu ve buradaki Hıristiyan toplumunun korunması özelinde dinlerarası diyalog ve siyasi müzakereler ile dünya barışının sağlanması konularının ele alındığı kaydedildi. Liderlerin, ortak duruşta oldukları yaşam lehine ve din ile vicdan özgürlüğü konuları ile ABD ve bu ülkedeki Katolik Kilisesi temsilciliğinin, sağlık, eğitim ve göçmenlere ilişkin işbirliğini de görüştükleri aktarıldı.[12] İkili görüşmenin ardından liderler birbirlerine hediyeler takdim etti. Papa, Evanjelizm, aile ile iklim değişikliği ve çevre konularında yayımlamış olduğu 3 genelge ile 2017 Dünya Barış Günü için yayımladığı mesajın bir kopyasını, “Bunu özellikle sizin için imzaladım” diyerek hediye etti. Papa’nın, barışa katkı sağlaması dileğiyle üzerinde zeytin ağacı sembolü olan bir madalyonu da hediye etmesi üzerine Trump, “Barışa ihtiyacımız var” dedi. İklim değişikliği konusunda Papa’yla zıt görüşlere sahip olan Trump, buna ilişkin genelgeyi kabul ederken de, “Bunu okuyacağım” diye karşılık verdi.

Papa’ya, Nobel Barış Ödülü sahibi Amerikalı papaz ve Amerikan yurttaş hakları hareketi önderi Martin Luther King’in kitaplarından oluştuğunu söylediği bir paket hediye eden Trump da, “Umarım beğenirsiniz” dedi. Soğuk ve gergin bir ortamda başlayan görüşmenin, hediye değişimi ve toplu fotoğraf çekimi sırasında biraz yumuşadığı ve iki liderin gülümsedikleri görüldü. Trump, Papa’ya kabulü için teşekkür ederek, “İyi şanslar. Söylediklerinizi unutmayacağım” diye veda etti.

Üç Büyük Dinin Merkezlerine Ziyaret

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymond McMaster, Trump’ın ilk yurtdışı seyahatinin ilk durakları olan Suudi Arabistan, İsrail ve Vatikan’ı ziyaretine ilişkin yaptığı açıklamada, daha önce hiçbir ABD Başkanının, tek bir seyahat ile üç büyük dinin merkezlerini ziyaret etmediğine dikkat çekerek, “Bu, gerçekten de tarihi bir yolculuk” yorumu yapmıştı.

Trump’a bu gezisinde eşlik eden ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da, bu durakların İslam, Yahudilik ve Hristiyanlığı temsil ettikleri için seçildiğini söylemişti. Hristiyanlık dünyasına ilişkin haberler yayımlayan Vatican Insider sitesi ise, Başkan Trump’ın, Papa’yla bir devlet lideri gibi değil, bir dini lider gibi buluşacağını öne sürdü.[13]

Sonuç

ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın gerçekleştirdiği ilk yurtdışı ziyaretin aslında neye karşılık geldiği sorusunun cevabı oldukça önemlidir. Bu ziyaret, bölge için planlananlar ve dolayısı ile bu bölge üzerinden genel uluslararası dengelere etkisi bakımından büyük önem taşımaktadır. Obama ne yaptıysa tersini yapma eğilimindeki Trump’ın, Suudi Arabistan ile ilişkileri onarma amacında olduğu açık. Ancak ziyaret bu ülke ile sınırlı bir anlam içermiyor. Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin İsrail ile geliştirdikleri yeni işbirliği alanının zeminini İran’a karşıtlık oluşturuyor. Trump, Suudi Arabistan ziyareti sırasında aralarında Türkiye’nin de olduğu 55 Müslüman ülkeden devlet ve hükümet başkanlarına seslendi. Bu konuşma, Ortadoğu ve hatta Uzakdoğu’da ABD’nin nasıl bir politika uygulayacağının ipuçlarını ortaya koydu. Özetle, ABD’nin klasik müttefiklerine döneceğine, İran’ı da “öteki” saymayı sürdüreceğine vurgu yaptı.

Başkan Trump, geçen yıl Şubat ayında seçim kampanyası yürütürken Suudi Arabistan’a ağza alınmayacak sözler söylemişti. 11 Eylül saldırılarını değerlendiren Trump, “Dünya Ticaret Merkezi’ni kim patlattı? Iraklılar değil, Suudilerdi. Suudi Arabistan’a bakın belgeleri açın” demişti. Aradan 15 ay geçti, şimdi her şey unutulmuş görünüyor ve taraflar yeni sayfa açtı. Bir önceki Başkan Obama’nın aksine Riyad yönetimiyle ilişkileri en başından sıcak tutan Trump ve müttefiki Suudi Arabistan, bu ziyaretle İran’a karşı birleşmiş görünüyor. Riyad ziyareti sırasında ABD ile Suudi Arabistan arasında 380 milyar dolarlık anlaşma imzalandı. Bunun 50 milyar dolar kadarı Suudi Petrol şirketi Aramco ile 11 ABD firması arasında, yaklaşık 110 milyar doları da Suudi Arabistan’ın alacağı savunma sistemleri ve silahlara ilişkin oldu. Rakamların büyüklüğü, söz konusu anlaşmaların sadece Suudi Arabistan ile ilgili olmadığını gösteriyor. Özellikle savunma harcamaları her yıl artan Suudi Arabistan’ın yeniden ABD ile anlaşmalar yapması önemli.

Suudi Arabistan’ın ağır bir askeri tehdit altında olduğunu düşünmek kolay değil, bununla birlikte bu konuda İran ile büyük bir rekabet içinde olduğu açık. Ancak anlaşılan Suudi Arabistan’ın askeri açıdan desteklenmesi, sadece İran’a yönelik bir tehdidi kapsamıyor. Zira Trump’ın İslam Ülkeleri NATO’su gibi bir tasarısı buluyor. Nasıl NATO’nun mali ve dolayısıyla siyasi kaptanlığı ABD’de ise, yeni oluşumun mali kaptanlığının da Suudi Arabistan’da olacağı öngörülebilir. Ancak mali destek ve silahlar ABD’den geleceğine göre, siyasi üstünlüğün ABD’de kalacağı söylenmeli. NATO değil Ortadoğu konularına, Avrupa sorunlarına bile çare üretemiyor diyen Trump’ın belki de NATO ile koordinasyon içinde çalışacak yeni bir bölgesel savunma örgütü projesi işlevsel olabilir.[14]

ABD’nin bölgede savaşı bitirmek istediğini hayal etmek imkânsızdır. Eğer bunu yaparsa, savaşlardaki ana ortaklarına silah satışını yavaşlatması ya da durdurması gerekir. Bölgeyi Cezayir’den Afganistan’a kadar cehenneme çeviren silah satışlarıdır. Bu da ABD’nin bölgede barış isteğine dair en küçük kıstastır. Trump’ın zirvedeki konuşmasında öne çıkan terörizm ile ilgili ifadeleri de IŞİD’i öne sürerek mezhepçiliği körüklemek olarak yorumlandı. IŞİD’in nasıl bir uluslararası yapı olduğunu ve bölgenin dizaynı için nasıl kullanıldığını da böylelikle kanıtlayan Trump, IŞİD terörizmini bahane ederek, bölgedeki ülkelerin bu mücadelede kendilerinin yanında yer alması uyarısında ve tehdidinde bulunmayı da ihmal etmedi.

Trump böylece, ilk yurt dışı turuyla İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık merkezlerinin kalbine gitmiş ve bir anlamda inanç diplomasisi ile ABD’nin gücünü göstermiş oldu. Trump’ın ailesiyle birlikte sosyal medya kullanıcıları ve büyük medya kuruluşları için inanılmaz malzeme üretmesi ise, neden dünya medyasında bu kadar popüler bir Başkan olduğunu göstermektedir.

Şeniz DENİZELLİ

[1] “Marlene Halser ve Die Taz, Trump’ın Riyad ziyareti: Barış, aşk ve silah satışı”, https://www.evrensel.net/haber/320848/trumpin-riyad-ziyareti-baris-ask-ve-silah-satisi, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[2] Matthew Martin, Vivian Nereim & Zainab Fattah, “Saudi Arabia Welcomes Trump With Billions of Dollars of Deals”, https://www.bloomberg.com/news/articles/2017-05-20/aramco-to-sign-50-billion-in-deals-with-u-s-companies-today, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[3] Ceyda Karan, “Körfez, Türkiye’yi yönlendirip İran’a saldırtmak istiyor”, https://tr.sputniknews.com/ceyda_karan_eksen/201705231028597851-korfez-turkiyeyi-yonlendirip-irana-saldirtmak-istiyor/, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[4] Joel Gehrke, “Rex Tillerson declares end to ‘strategic patience’ with Iran, slams nuclear deal”, http://www.washingtonexaminer.com/rex-tillerson-declares-end-to-strategic-patience-with-iran-slams-nuclear-deal/article/2620719, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[5] Bayram Sinkaya, “Trump and Iran: Ambiguity and Anxiety”, http://www.orsam.org.tr/index.php/Content/Analiz/5086?c=orsam%7Cenglish, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[6] http://www.azonceoldu.com/abd-den-iran-a-yaptirim-aciklamasi-_d7956.html, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[7] https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201705221028554385-abd-trump-israil/, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[8] http://www.haberturk.com/dunya/haber/1503681-trump-israilde-ziyaretemin-asil-sebebi, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[9] http://www.dunyabulteni.net/manset/400689/trump-gittigi-israilden-irana-yuklendi, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[10] http://www.kanalb.com.tr/haber.php?HaberNo=94014, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[11] http://www.dw.com/tr/vatikanda-30-dakikal%C4%B1k-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fme/a-38966465, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[12] http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-40027829, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[13] https://www.haberler.com/trump-vatikan-da-papa-ile-bulustu-gorusme-gergin-9652820-haberi/, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

[14] Beril Dedeoğlu, http://www.star.com.tr/yazar/trumpin-ortadogu-acilimi-yazi-1220423/, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2017.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.