Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın iki günlük ABD ziyareti kapsamındaki en önemli etkinlik Washington ziyaretinde Amerikan Devlet (Dışişleri) Sekreteri Marco Rubio ile görüşmesi olmuştur. Böylelikle, ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 Ocak’ta yeniden göreve başlamasından bu yana ilk kez Türkiye’den üst düzey bir yetkili Washington’a ikili temaslar için bir ziyaret gerçekleştirmiş oldu. Görüşmeye Ankara’yı temsilen Dışişleri Bakanı Fidan’ın yanı sıra Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Sedat Önal, İkili İlişkiler Genel Müdürü, Dış Politika Eşgüdüm Genel Müdürü ve Bakanlık Sözcüsü katıldılar. ABD tarafında ise Bakan Rubio’nun yanı sıra Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Kıdemli Büro Yetkilisi Lou Bono, Avrupa ve Güney Kafkasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Muavini Josh Huck, Bakanlık Sözcüsü ve Güney Doğu Avrupa Direktörü görüşmeye katıldılar.
Son yıllarda Türkiye ve ABD arasındaki ilişkiler çeşitli meydan okumalar ile karşı kalmıştı. Örneğin, önceki ABD Başkanı Joe Biden döneminde Doğu Akdeniz, Suriye ve Gazze’deki politika farklılıkları, Amerika’nın PYD/YPG’ye desteği, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın alması, FETÖ liderinin Türkiye’ye teslim edilmemesi, Türkiye’nin Rusya ile artan diyalog ilişkileri ve BRICS üyeliği üyelik başvurusunda kadar çeşitli konular iki ülkeyi karşı karşıya getirmişti. Özellikle de Türkiye’nin 1952 yılından itibaren NATO askeri ittifakı içerisinde yer almasına rağmen Rusya ile askeri iş birliği içerisine girmesi Batı ile olan ilişkilerine darbe vurmuştu. Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesinin ardından ise ilişkilerde kısmi bir yumuşama oldu. Her iki taraf da potansiyel iş birliği fırsatlarına odaklanırken, Ukrayna, Filistin ve Suriye gibi kilit bölgesel konuları ele almayı amaçlamaktadırlar.
Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası (CAATSA) yaptırımları Ankara’nın Rus yapımı S-400 füze savunma sistemlerini satın almasının ardından uygulanmaya başlanmıştır. ABD yönetimi, CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasına yönelik formüllerin üzerinde çalışılması için talimat vermişti. Amerikan basınında ortaya çıkan iddialara göre, Trump’ın talimatı çerçevesinde F-35’lerin Türkiye’ye satışı ihtimalini değerlendirdiği düşünülmektedir. Bu bağlamda, savunma sanayiinde tedarik süreçlerinin önündeki engellerin kaldırılması gerektiği yönünde girişimler ön plana çıkmaktadır.
Bakan Fidan, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasını ve insani yardım ve yeniden yapılanma çabalarında iş birliğinin arttırılmasını savunurken, Türkiye’nin Suriye’nin istikrarına ve toprak bütünlüğüne verdiği sağlam desteği vurguladığı aşikârdır. Suriye’de DEAŞ/IŞİD teröristlerinin tutulduğu gözaltı merkezlerinin güvenli bir şekilde yönetilmesi ve DEAŞ ile mücadelede koordinasyon konusu da ele alınmaktadır. Rubio, Türkiye’nin “IŞİD’İ yenmek için Küresel Koalisyondaki liderliğine” duyduğu takdiri ifade ederken, “ne uluslararası terörizmin temeli, ne de İran’ın faaliyetlerini istikrarsızlaştırmanın yolu olmayan istikrarlı, birleşik, barışçıl bir Suriye’yi desteklemek için yakın iş birliğine duyulan ihtiyacı” yineledi.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalinden bu yana Türkiye her ne kadar arabuluculuk faaliyetlerinde bulunsa da, bunda başarılı olamamıştı. Ayrıca, Türkiye, Trump yönetimi altında ABD ile bağlarını güçlendirmek isterken, Rusya ile de askeri ve ekonomik ilişkilerin sürekliliğine özen göstermekte, ticaretini sürdürmekte ve çok boyutlu ve dengeli bir dış politika izlemeye çalışmaktadır. Türkiye, Ukrayna’yı desteklediğini açıkça ifade ederken, Moskova’ya yönelik yaptırımlara karşı çıktığının da altını çizmiştir.
Marco Rubio ise, sosyal medya hesabı üzerinden “her iki ülkemize de fayda sağlayan bir görüşme oldu; ticaret ve güvenlik konusundaki iş birliğini tartışmak, Ukrayna ve Güney Kafkasya’daki barıştan İran’ın istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerine karşı Suriye’yi desteklemeye kadar kilit konularda da ortak çalışıyoruz’’ ifadelerinde bulundu. Rubio, iki ülke arasındaki ticarette son dönemde kaydedilen artışa dikkat çekerek, daha büyük bir ekonomik ortaklık konusundaki arzusunu dile getirdiği açıklandı.
Sonuç olarak, Rubio ile Fidan arasında gerçekleşen görüşme, Türk-Amerikan ikili ilişkilerine yeniden bir ivme kazandırmıştır. Her iki Bakan da parlak ve ciddi kişiler ve ülkelerini temsil noktasında önemli devlet adamlarıdır. Önümüzdeki haftalarda (Nisan veya Mayıs ayları), bu ziyarette temelleri atıldığı düşünülen devlet başkanı düzeyinde bir ziyaretin gerçekleşmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ının ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya gelmesi beklenmektedir. Bu da çok faydalı bir gelişme olur; çünkü riskler ve istikrarsızlıkların arttığı bir dünyada, iki eski müttefik, birbirlerini daha iyi anlamalı ve sorunları çözmeye çalışmalıdırlar.
Dr. Seda Gözde TOKATLI