Giriş
Rusya, dışarıdan bakıldığında hâlâ çözülmesi güç, çoğu zaman içine kapalı ve tarihsel derinliğiyle dikkat çeken bir ülke olarak algılanır. Sovyetler Birliği’nin ardından yaşanan kimlik arayışları, Batı ile ilişkilerdeki gerilimler ve devletin güçlü merkezi yapısı, bu ülkenin hem halkını, hem de kurumsal reflekslerini daha da anlaşılması zor bir hâle getirmiştir. Ancak bir toplumu anlamanın en etkili yollarından biri de, onun zamanla kurduğu ilişkiye; yani hangi günleri hatırladığına, hangi anları ve anıları yücelttiğine ve ne şekilde kutlama ya da anma pratiği geliştirdiğine dikkat etmekten geçer.
Bu yazının amacı, Rus halkının yıl içindeki özel günleri nasıl yaşadığını, bu günlerin toplum belleğindeki yerini ve devletin bu günler üzerinden nasıl bir kimlik inşa ettiğini anlamaya çalışmaktır. Çünkü Rusya’yı anlamak, sadece politikalarını ve liderlerini çözümlemekle mümkün değildir; halkın nelere güldüğünü, ne zaman sustuğunu, hangi tarihte sokaklara döküldüğünü bilmeden bu ülkenin ruhuna nüfuz etmek zordur.
Bayramlar, anma günleri, dini ritüeller ya da mevsimsel şenlikler… Her biri Rusya’nın toplumsal dokusunda farklı izler bırakır… Kimi zaman görkemli askeri geçit törenleriyle, kimi zaman kilise çanlarının dingin sesiyle, bazen de aile sofralarında sessizce edilen dualarla yaşatılır bu günler. Bu yazıda işte bu sessizlikleri, coşku patlamalarını, törenlerin ardında gizli kalan anlamları ve halkın gündelik yaşamına yansıyan kültürel değerleri takip edeceğiz.
Rus halkının zamanla kurduğu bu duygusal, ideolojik ve kültürel bağ, aynı zamanda devletin tarihsel sürekliliğini ve toplumsal meşruiyetini de yeniden üretmektedir. Dolayısıyla, bu günleri incelemek yalnızca kültürel bir merakın değil, aynı zamanda siyasal ve toplumsal bir analiz çabasının da parçasıdır.
Resmi Bayramlar
Resmî bayramlar, bir devletin geçmişle kurduğu ilişkiyi, vatandaşlarına nasıl bir kimlik sunduğunu ve toplumsal hafızayı nasıl şekillendirdiğini gösteren önemli tarihsel izlerdir. Rusya’da bu bayramlar yalnızca tarihî olayların yıldönümü değildir; aynı zamanda devletin ideolojik yönelimlerinin, sembolik önceliklerinin ve halkla kurduğu bağın da aynasıdır.
Rusya Günü (День России), 12 Haziran’da kutlanır ve 1990 yılında Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsız bir Rusya Federasyonu’nun temellerinin atıldığı günü simgeler. Modern Rusya’nın doğuşunu işaret eden bu tarih, uzun yıllar halk nezdinde belirsiz bir anlam taşımış, ancak zamanla yeni nesillerin kolektif belleğinde daha görünür bir yer edinmiştir. Özellikle büyük şehirlerde konserler, havai fişek gösterileri ve devletin önderliğinde düzenlenen etkinliklerle kutlanan bu gün, geçmişle gelecek arasında kurulan yeni bağların temsilidir.
Halk Birliği Günü (День народного единства), 4 Kasım tarihinde kutlanır ve 1612 yılında Polonya-Litvanya birliklerine karşı halkın Moskova’yı savunarak bağımsızlığı geri kazandığı günü simgeler. Bu tarih, Çarlık Rusyası’nın halkçı direnişini yücelten bir anlatının parçası olarak yeniden kurgulanmış ve Sovyet sonrası kimlik inşasında önemli bir yer edinmiştir. Aynı zamanda Sovyet döneminden kalma 7 Kasım Devrim Bayramı’nın yerine konumlandırılması, bu günün yalnızca bir anma değil, aynı zamanda bir kimlik değişiminin göstergesi olduğuna işaret eder.
9 Mayıs Zafer Günü (День Победы), Rusya’nın en kutsal resmî bayramlarından biri olarak kabul edilir. Nazi Almanyası’nın mağlup edildiği ve İkinci Dünya Savaşı’nın Avrupa’daki nihai sona erişi, Sovyet hafızasında Büyük Vatan Savaşı zaferi olarak yer edinmiş ve bu anlatı bugünkü Rusya tarafından da güçlü biçimde sahiplenilmiştir. 9 Mayıs’ta başta Moskova olmak üzere tüm şehirlerde askeri geçit törenleri, gazilere saygı gösterileri ve sembolik yürüyüşler düzenlenir. Kremlin’den yayılan bu tören dili, yalnızca bir tarih anısının yaşatılması değil, aynı zamanda devletin meşruiyetinin de görsel bir sunumudur.
23 Şubat’ta kutlanan Vatan Savunucuları Günü (День защитника Отечества), resmi olarak silahlı kuvvetlere adanmış bir gün olsa da, zamanla erkekler günü olarak da anılmaya başlamıştır. Kadınlar Günü’ne karşılık olarak toplumsal dengede bir rol üstlenmiş, hem askeri gelenekleri, hem de toplumsal cinsiyet rollerini içinde barındıran ikili bir anlam kazanmıştır.
Rusya’daki resmî günler yalnızca devletin ilan ettiği büyük tarihsel bayramlarla sınırlı değil; aynı zamanda bazı meslek gruplarına, eğitim kurumlarına veya kültürel kodlara adanmış özel günler de resmî takvimde yer alıyor. Devletin doğrudan sahip çıktığı bu “özel mesleki” veya “kurumsal” günler de modern Rus kimliğinin inşasında ve kurumsal sadakatin sağlanmasında önemli bir rol oynuyor.
Örneğin, 25 Ocak Tatiana Günü (День Татьяны), Rusya’da sadece bir azizenin değil, aynı zamanda öğrencilerin koruyucu günü olarak kutlanır. 1755 yılında Moskova Devlet Üniversitesi’nin kuruluş günü olan bu tarih, Çariçe Elizaveta tarafından imzalanan kararnamenin yıldönümüdür. Bu yönüyle, Tatiana Günü, yalnızca dini bir figürün değil, aynı zamanda Rus yükseköğretim sisteminin ve akademik kültürünün sembolik doğum günü olarak kabul edilir. Üniversite kampüslerinde düzenlenen törenler, öğrenciler için yapılan eğlenceler ve geçmişten bugüne gelen folklorik kutlamalar, bu günü geleneksel ama canlı bir ritüele dönüştürmüştür.
Buna benzer şekilde, Bilim Günü (8 Şubat), Kültür Çalışanları Günü (25 Mart), Basın Günü (13 Ocak) ve Demiryolu İşçileri Günü (Ağustos’un ilk pazar günü) gibi çok sayıda meslek günü, devlet tarafından tanınmakta ve çoğu zaman üst düzey yetkililerin tebrik mesajları, ödül törenleri ya da çeşitli kültürel organizasyonlarla anılmaktadır. Her biri, modern Rusya’nın çeşitli kurumlarını ve toplumsal yapı taşlarını onurlandırmak için takvime eklenmiş, devletin halkla temas kurduğu sembolik alanlardır.
Bazı günler, sadece meslekî anlam taşımakla kalmaz, kolektif bir duygusal hafızayı da pekiştirir. Örneğin, Anneler Günü, Rusya’da Kasım ayının son pazar günü kutlanır ve Batı’daki benzer örneklerinden daha yeni bir geçmişe sahiptir. Ancak hızlı şekilde benimsenmiş ve toplumda hem duygusal, hem de sosyal bağlamda güçlü bir yer edinmiştir. Bu tür günler, devletin toplumsal hassasiyetlere verdiği önemin bir göstergesi olduğu kadar, birey ile yönetim arasındaki sembolik bağları da kuvvetlendiren araçlara dönüşür.
Bu bayramların her biri, geçmişin belirli bir kesitini bugünün politik ve kültürel bağlamında yeniden anlamlandırır. Kutlamalar sadece sokaklara taşan törenlerden ibaret değildir; televizyon yayınlarından okul törenlerine, resmi söylemlerden sosyal medya mesajlarına kadar geniş bir yelpazede bu günlerin anlamı sürekli olarak yeniden üretilir. Bu üretim süreci, aynı zamanda Rusya’nın kolektif belleğini tazeleme, hatırlatma ve yönlendirme biçimidir.
Dini Bayramlar
Rusya’da dini bayramlar, yalnızca manevi bir takvim sunmakla kalmaz; halkın kültürel hafızasında ve gündelik yaşamında derin köklere sahip olan geleneksel pratikleri de taşır. Ortodoks Hristiyanlığı’nın yüzyıllar boyu şekillendirdiği bu özel günler, modern Rus toplumunda sadece dindar kesimlerce değil, geniş toplum katmanları tarafından da benimsenmiş ve sosyal hayata anlam katan ritüellere dönüşmüştür. Sovyet rejiminin uzun süreli seküler politikalarına rağmen, dini bayramlar özellikle 1990’lardan itibaren kamusal ve bireysel hayatın önemli parçaları olarak yeniden canlanmıştır.
Rus Ortodoks takvimindeki en belirgin bayramlardan biri, 7 Ocak’ta kutlanan Noel Bayramı’dır (Рождество Христово). Avrupa ve Amerika’nın aksine Rusya’da Noel kutlaması için Jülyen takvimi temel alınır ve bu tarih farklılığı, Rus kültürünün kendine has özelliklerini ortaya koyar. Noel öncesindeki oruç dönemi, Rusya’da geleneksel yemeklerin ve aile buluşmalarının yoğunlaştığı bir süreçtir. Noel gecesi büyük şehirlerdeki ve kırsal kesimdeki kiliseler dolup taşar; gece yarısından sonra başlayan ayinler, sabahın ilk ışıklarına kadar devam eder. İnsanlar mumlarla kiliseleri aydınlatır, dualar ve ilahiler eşliğinde huzur ve yenilenme duygusunu paylaşırlar. Eve döndüklerinde ise geniş aile sofralarında toplanırlar. Geleneksel Rus yemeklerinden olan “soçivo” (buğday lapası), bal, kuru meyveler ve etli börekler, Noel sofralarının vazgeçilmezleri arasındadır. Bu özel gecede aile büyükleri çocuklara küçük hediyeler dağıtır ve geleneksel Rus hikâyeleri anlatılır. Böylece, Noel, dini bir törenden öte, aile bağlarını güçlendiren samimi bir toplumsal geleneğe dönüşür.
Rusya’da en coşkulu şekilde kutlanan dini bayram, hiç şüphesiz Paskalya’dır (Пасха). Ortodoks takvimine göre her yıl değişen tarihlerde kutlanan bu bayram, Hz. İsa’nın dirilişini simgeler ve inanç dünyasının merkezinde yer alır. Paskalya öncesindeki hafta, “Büyük Oruç” olarak bilinen ve manevi arınma anlamına gelen yoğun bir dönemdir. Bu süreçte kiliselerde düzenlenen ayinlere katılım artar; birçok aile ise evlerinde paskalya çöreği olan “kuliç” ve “pasha” adı verilen tatlı lor peynirini hazırlamaya başlar. Ayrıca yumurtalar geleneksel olarak kırmızıya boyanır ve bu yumurtalar, bayram sabahı aile fertleri arasında hediyeleşme aracı olur. Paskalya gecesi saat tam gece yarısında, kiliselerin çanları tüm şehirlerde aynı anda çalar ve din adamları “Христос воскресе!” (Mesih dirildi!) diye seslenir; halk ise coşkuyla “Воистину воскресе!” (Gerçekten dirildi!) diyerek karşılık verir. Bu andan itibaren bayram günü boyunca, şehir meydanlarında, kilise bahçelerinde ve evlerde dostlar, aile üyeleri ve komşular arasında karşılıklı ziyaretler yapılır. Sofralar geleneksel Rus yemekleriyle donatılır ve birbirine verilen küçük paskalya yumurtaları, karşılıklı sevgi ve hoşgörünün simgeleri hâline gelir.
Ortodoks takviminin bir diğer önemli bayramı olan Teslis Günü (Троица), Paskalya’dan elli gün sonra kutlanır ve Kutsal Ruh’un insanlığa inişini temsil eder. Bu gün özellikle doğa ile bütünleşen geleneklere sahiptir. İnsanlar kiliseleri taze yeşil dallarla ve çiçeklerle süsler; doğanın yeniden canlanışı ve bereketin sembolü olarak bu dallar daha sonra evlere taşınır. Özellikle kırsal bölgelerde insanlar orman ve kırlarda toplanarak geleneksel şarkılar söyler ve halk oyunları oynarlar. Teslis Günü’nde gençler tarafından yapılan çiçek taçları, doğa ile olan bağı ve hayatın yenilenmesini sembolize eder. Kiliselerdeki duaların ardından topluca yapılan piknikler, aileler ve komşular arasında dayanışma ve huzurun pekiştiği bir sosyal geleneğe dönüşmüştür.
Tüm bu dini bayramlar, modern Rusya’nın sosyal yaşamında ve kamusal alanında güçlü bir etkiye sahiptir. Devletin de resmî tatil olarak kabul ettiği bu günler, toplumun farklı kesimleri arasında kültürel diyaloğu ve sosyal bütünleşmeyi destekleyen zaman dilimleri olarak görülür. Rusya’nın geçmişte bastırılmış olan dini hafızası, bugün kilise ayinleriyle sınırlı kalmadan toplumun tamamında yaşayan güçlü ve samimi geleneklerle günlük hayata yansır. Bu nedenle, dini bayramlar, Rus toplumunun duygusal bütünlüğünü sağlayan önemli bir sosyal köprü olmaya devam eder.
Halk Bayramları
Rusya toplumunda resmî törenlerin ve kilise ayinlerinin dışında, insanların gündelik yaşamına renk katan, geleneklerle modern eğlence anlayışını harmanlayan çok sayıda halk bayramı vardır. Takvimlerde resmi olarak belirtilmese de halk tarafından benimsenmiş, nesilden nesile aktarılan bu özel günler, Rusya’nın günlük hayatının içinde samimi ve doğal biçimde yer alır. Sokaklara, sofralara, evlere ve meydanlara yayılan bu bayramlar, Rus halkının duygusal dünyasını, aile bağlarını ve sosyal hayatın ritmini şekillendiren önemli unsurlardır.
Bu bağlamda Rusya’nın en dikkat çeken halk bayramlarından biri Maslenitsa (Масленица) haftasıdır. Kışın son günlerine denk gelen bu geleneksel kutlamalar, pagan döneminden kalma baharı karşılama ritüellerine dayanır. Maslenitsa süresince Rus şehirlerinin meydanlarında büyük kalabalıklar toplanır; geleneksel kıyafetler giyen halk, ahşap kuklaları yakarak sembolik olarak kışı uğurlar. Sokak panayırlarında, el yapımı ürünlerden geleneksel yemeklere kadar çok çeşitli ürünler satışa sunulur. Aileler bir araya gelir, dostlar buluşur ve geleneksel Rus krepi olan “blini” hazırlanır. Bliniler, tereyağı, reçel, bal ve havyarla servis edilirken, ailelerin ve arkadaşların sofralarında samimi sohbetlerin eşlikçisi olur. Hafta boyunca kar topu savaşları, atlı kızak yarışları, geleneksel şarkılar ve danslar eşliğinde etkinlikler düzenlenir. Özellikle Moskova ve Sankt-Peterburg gibi büyük şehirlerin merkezlerinde düzenlenen gösteriler, turistlerin de ilgisini çekerek bu geleneksel kutlamalara evrensel bir boyut kazandırmıştır.
Batı’dan gelen 14 Şubat Sevgililer Günü, Rusya’da özellikle genç kuşaklar arasında hızlı bir şekilde benimsenmiştir. Genç çiftler bu günü romantik akşam yemekleri, hediye alışverişleri ve özel organizasyonlarla kutlarlar. Ancak Rus toplumunda geleneksel değerlere daha uygun ve aile kavramına vurgu yapan alternatif bir gün de yaratılmıştır: 8 Temmuz’da kutlanan Aile, Aşk ve Sadakat Günü (День семьи, любви и верности). Bu günün kökenleri eski Rus geleneğine dayanır ve Ortodoks takvimindeki kutsal evlilik figürleri Prens Pyotr ve Prenses Fevronia’ya adanmıştır. Özellikle Rusya’nın küçük şehirlerinde ve kırsal bölgelerinde bu tarihe özel etkinlikler düzenlenir. Çiftler genellikle nikâh tarihlerini bu özel güne denk getirirler. Kiliselerde ve şehir meydanlarında sembolik törenler yapılır, uzun yıllar evli kalan çiftlere yerel yönetimlerce sadakat madalyaları verilir. Sosyal medyada, aile değerlerini vurgulayan paylaşımlar yaygınlaşır ve böylece günün önemi genç nesillere de aktarılır.
Bir başka ilgi çekici gelenek ise Ivan Kupala (Иван-Купала) gecesidir. Her yıl 6 Temmuz’u 7 Temmuz’a bağlayan gece düzenlenen bu halk bayramı, Slav mitolojisine dayanır ve doğaüstü güçlere inancı simgeler. Özellikle gençlerin ilgi gösterdiği bu gecede, nehir kenarlarında ateşler yakılır, gençler bu ateşlerin üzerinden atlayarak kötülüklerden arındıklarına inanırlar. Genç kadınlar, çiçeklerden ördükleri taçları nehre bırakırlar ve taçların akış yönüne göre gelecekleri hakkında kehanetlerde bulunurlar. Ormanlarda şarkılar söylenir, insanlar sabaha kadar doğa ile bütünleşerek geçmişten gelen bu mistik ritüelin tadını çıkarırlar. Bu gecenin atmosferi, modern şehirlerde bile gençlerin ilgisini çekerek, geleneği canlı tutmaktadır.
Tüm bu halk bayramları, Rus toplumunun yaşam enerjisini, geleneklere bağlılığını ve günlük hayatın içinde birlikte yaşama pratiğini zenginleştirir. Devlet ve kilise etkisinden bağımsız, halkın kendi öz iradesiyle sürdürdüğü bu bayramlar, toplumun duygusal ve kültürel ihtiyaçlarına cevap veren güçlü birer sosyal bağdır. Şehirlerden köylere, büyük aile sofralarından sokak panayırlarına uzanan bu gelenekler, Rus halkının sosyal hayatının doğal ve samimi parçaları olarak yaşanmaya devam eder. Rusya’yı anlamak isteyenler için, bu bayramların içerdiği samimi kutlamalar ve eğlenceler, toplumun gerçek ruhunu yansıtan paha biçilmez birer penceredir.
Askerî ve Anma Günleri
Rusya’nın kolektif hafızasında askerî ve anma günleri, devletin milliyetçi duyguları yeniden canlandırdığı ve ulusal kimliği pekiştirdiği özel zaman dilimleri olarak öne çıkar. Bu günler, yalnızca tarihî olayların basit yıldönümleri değil; aynı zamanda Kremlin yönetiminin Rus toplumunu ortak değerler etrafında kenetlediği, güçlü bir ulusal anlatı oluşturduğu ve devlet politikalarını halkın duygularıyla buluşturduğu önemli sembolik anlardır. Rus devleti, bu günler vasıtasıyla tarihsel zaferleri ve ulusal gururu toplumun belleğinde sürekli canlı tutmaya çalışır.
Rus halkının milli duygularını en yoğun yaşadığı ve devlet tarafından çok önem verilen günlerin başında, 9 Mayıs Zafer Günü gelir. Rusya, İkinci Dünya Savaşı’nı (Rusların tabiriyle “Büyük Vatan Savaşı”nı) tarihin dönüm noktası olarak görür ve Nazi Almanyası’nı yenerek dünyanın faşizmden kurtulmasını sağlayan ana güç olduğuna inanır. Bu nedenle, Zafer Günü kutlamaları Rusya’da muazzam bir milliyetçi coşku ve gururla kutlanır. Her yıl Moskova’nın Kızıl Meydan’ında gerçekleştirilen büyük askerî geçit törenleri, Rus silahlı kuvvetlerinin modern gücünü dünyaya sergileyen önemli bir gösteriye dönüşür. Binlerce askerin katıldığı, savaş uçaklarının gökyüzünde gösteri yaptığı ve en modern askerî araçların sergilendiği bu törenler, devletin gücünü ve kararlılığını halka ve uluslararası kamuoyuna göstermeyi amaçlar.
Zafer Günü’nde yapılan bu törenlerin zirvesinde ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in konuşması yer alır. Putin, bu konuşmalarında genellikle Rus halkının kahramanlığını över, Rus askerlerinin geçmişte olduğu gibi bugün de vatan savunmasında büyük bir rol oynadığını vurgular. Putin’in mesajları, Rus toplumunun duygusal hafızasını harekete geçirerek, ulusal birlik duygusunu güçlendirmeyi hedefler. Özellikle son yıllarda artan jeopolitik gerilimler düşünüldüğünde, bu konuşmalar aynı zamanda Rusya’nın Batı karşısında güçlü ve bağımsız duruşunu pekiştiren siyasi mesajlar da içerir. Böylece Zafer Günü, Kremlin’in iç politikada toplumsal dayanışmayı, dış politikada ise güçlü ve bağımsız bir Rusya imajını pekiştirdiği stratejik bir gün hâline gelir.
Rusya’daki önemli askerî günlerden biri de 22 Haziran’dır. Bu gün, Nazi Almanyası’nın Sovyetler Birliği’ne saldırdığı tarih olarak tarihe geçmiştir. Rus toplumunun hafızasında derin izler bırakan bu olay, devlet tarafından da her yıl ciddiyetle anılır. 22 Haziran anmaları, Zafer Günü’ne göre daha sessiz ve yas teması içeren törenlerle gerçekleşir. Devlet kurumları, halkın hafızasını diri tutmak için çiçek bırakma törenleri ve anma programları düzenlerken, halk da şehir meydanlarında mum yakarak ya da sessiz yürüyüşlere katılarak savaşta kaybettikleri yakınlarını anar.
27 Ocak, Leningrad Kuşatması’nın sona erdiği gün olarak tarihe geçmiştir ve özellikle Saint Petersburg’da devletin desteğiyle büyük anma törenleri düzenlenir. 900 günlük kuşatma boyunca hayatını kaybeden yaklaşık bir milyon insanın anısına, şehir yönetimleri ve Kremlin temsilcileri tarafından özel etkinlikler gerçekleştirilir. Devlet yetkililerinin konuşmalarında, Rus halkının direnişi ve dayanıklılığı yüceltilir, böylece geçmişte yaşanan büyük acıların kolektif hafızada canlı tutulması sağlanır.
Öte yandan, 30 Ekim Siyasi Baskı Kurbanlarını Anma Günü, Stalin döneminin acı mirasını hatırlatır. Kremlin yönetimi bu günü resmî olarak tanısa da, anmalar genellikle devletin gölgesinde, sivil toplum kuruluşları tarafından daha sessizce gerçekleşir. Bu gün, Rus devletinin daha temkinli yaklaştığı ve çoğunlukla toplumun kendi inisiyatifleriyle yürüttüğü bir anma pratiğine dönüşmüştür.
Tüm bu askerî ve anma günleri, Rus devletinin milliyetçi duyguları yönetmek ve kolektif hafızayı şekillendirmek için kullandığı araçlardır. Kremlin, bu özel günlerde halkın tarih bilincini ve ulusal gururunu canlı tutarak iç politikadaki dayanışmayı güçlendirmeye ve dış dünyaya karşı birlik içinde bir Rusya imajı çizmeye çalışır. Böylece, geçmişin zaferleri ve trajedileri, devletin kontrolünde ulusal kimliğin yeniden üretildiği güçlü anlatılara dönüşür.
Sonuç
Rusya’yı anlamak isteyen herkesin, bu ülkenin yalnızca politik stratejilerine ya da askerî hamlelerine değil, aynı zamanda sessizce kutlanan bayramlarına, yüzyıllardır tekrarlanan ritüellerine ve toplumsal hafızada yer eden özel günlerine de kulak vermesi gerekir. Çünkü bir milletin takvimi, onun neye saygı duyduğunu, neleri unutmamakta ısrar ettiğini ve nasıl bir gelecek hayali kurduğunu açık eder. Rusya örneğinde bu gerçeklik, kimi zaman kilise ayinlerinde, kimi zaman zafer törenlerinde, kimi zaman da halkın kendi inisiyatifiyle yaşattığı küçük ama anlamlı kutlamalarda kendini gösterir.
Resmî törenler ile halkın gündelik pratiği arasındaki fark, devlet ile toplumun nasıl bir etkileşim içinde olduğunu gösterir. Aynı şekilde, dini bayramların Sovyet sonrası kamusal hayata nasıl yeniden döndüğü ya da geçmiş travmaların hangi anma günlerinde nasıl dışa vurulduğu da Rusya’nın kolektif hafızasının bugünkü izlerini taşır. Bu bağlamda, bayramlar sadece kutlama değil, aynı zamanda hatırlama, yönlendirme ve kimlik kurma biçimleridir.
Rusya’nın iç dünyasını dışarıdan gözlemlemek isteyenler için bu özel günler, yalnızca tarihsel duraklar değil; aynı zamanda birer şifre niteliğindedir. Bu şifreleri çözebilmek, Rus toplumunun reflekslerini ve derin psikolojisini anlamak için vazgeçilmezdir. Bu nedenle, Rusya’yı yalnızca jeopolitik hesaplarla değil, halkın zamanla ve hatıralarla kurduğu ilişkiler üzerinden de okumak gerekir.
Sadık ARPACI
Uluslararası İlişkiler, Rusya Uzmanı
Email: by.sadik@hotmail.com