FERDİ ZEYREK’İN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ: KAZA MI, OPERASYON MU?

upa-admin 11 Haziran 2025 2.890 Okunma 0
FERDİ ZEYREK’İN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ: KAZA MI, OPERASYON MU?

Manisa’da Ferdi Zeyrek’in Başkanlığında Dengelerin Değişmesi

Türkiye’nin çok partili siyasi tarihine baktığımızda, 1946’da çok partili döneme geçildiğinden bu yana Manisa sağ ve milliyetçi-muhafazakâr partilerin etkili olduğu ve mütemadiyen seçimleri kazandığı bir şehirdi. Özellikle son 20 yılda MHP ve AK Parti’nin güçlü olduğu ve son 2 dönemdir MHP tarafından yönetilen Manisa’da, CHP, 78 yıl sonra ilk kez 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediyesini kazandı. 47 yaşındaki Ferdi Zeyrek, yüzde 57 gibi tarihi bir oy oranıyla Başkanlık koltuğuna oturdu ve 2 dönemdir Manisa’yı yöneten MHP’li Cengiz Ergün’den görevi devraldı. Fakat görevi devralmasının netleştiği gün bile Manisa Büyükşehir Belediyesi’nde aksiyonlar bitmedi. O dönem hâlihazırda çalışan yetkililer usulsüz bir şekilde çeşitli ödemelere imza atmaları için zorlandı ve bu durum kamuoyu ile paylaşılmasıyla büyük bir infial uyandırdı.

Zeyrek, Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz yaşadıklarını kendi ifadeleriyle şu şekilde açıklamıştı; “Görevi devralınca Teftiş Kurulu Başkanı’nı çağırdım, incelenen dosyaları istedim. ‘Biz 8 yıldır hiçbir ihaleyi incelemedik’ dedi. ‘8 yıldır ne yapıyorsunuz’ dedim, ‘Çay kahve içiyoruz’ dedi.” Bu sözlerinin ardından Teftiş Kurulu yıllar sonra ilk kez görevinin başına geçip dosyalarını incelemeye başlayınca, Zeyrek, kamuoyuyla 16 yolsuzluk dosyasını paylaştı ve suç duyurularında bulundu. Geçmiş döneme dair aleni yolsuzlukları paylaştığı dosyalarla ilgili sorumluluğu olanlara dair tek bir hukuki süreç bile başlatılmadı.

Ferdi Zeyrek Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği andan itibaren orada çeşitli mafya bağlantıları da olan birçok rant grubunun musluğu kesildi. Zeyrek, tehditler aldığını birçok kez dile getirdi ama yetkililerce hiçbir şekilde önlem alınmadı. Zeyrek ise, “Ben bunlara boyun eğmem” diyerek, her ne olursa olsun Manisa halkının bütçesini kimseye yem etmeyeceğini ifade edip, asla pes etmeyeceğini her defasında yineledi.

Zeyrek seçimi kazandığı günden itibaren Manisa’da taşlar yerinden oynamaya başladı. Belediye içindeki bazı usulsüzlüklerin ortaya çıkarılması ve rant bağlantılarının kesilmesiyle birlikte, Zeyrek, kısa sürede dikkatleri üzerine çekti. Üstelik yalnızca Belediye binasında değil, halk arasında da ciddi bir teveccüh gördü. Yapılan kamuoyu anketlerinde, Ferdi Zeyrek’in oy oranı 31 Mart seçimlerinden sonra bile artış gösterdi. Son veriler, % 70 civarlarındaki memnuniyet oranlarıyla onun Türkiye genelinde oy oranını en fazla arttıran 2 Belediye Başkanı’ndan biri olduğunu ortaya koyuyordu. Samimiyeti, sokakta halkla kurduğu temas, hesap soran Belediyecilik anlayışı ve hizmet yaklaşımı Manisa halkının gözünde onu yalnızca bir Belediye Başkanı değil, adeta şehirde düzeni değiştiren bir kahraman haline getirmişti.

Elektrik Kaynaklı Ölüm İstatistikleri ve Türkiye Verileri

TÜİK Ölüm Nedeni İstatistiklerine göre, tüm “kaza sonucu ölümler” içinde elektrik kaynaklı ölümler % 1,5-2 orana sahiptir. Mesleki olarak elektrik işiyle uğraşan kişiler de dahil Türkiye genelinde tahmini olarak yıllık 350-450 arasında elektrik kaynaklı ölüm gerçekleşmektedir. Nüfus bazında risk hesaplaması yaptığımızda, Türkiye’nin 83 milyon nüfusuna göre hesapladığımızda; yıllık ölüm olasılığı, 450/83.000.000 = 0,0000054 tekabül etmektedir. Yani yaklaşık olarak 185.000’de bir ihtimaldi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre ise, ABD, Kanada ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerde bu oran milyonda 1-2, küresel indekslere baktığımızda dünya genelinin elektrikten kaynaklı ölüm ortalamasında yıllık oran 200.000’de 1 düzeyindedir.

Kısacası, Türkiye’de dahi son derece düşük bir ihtimalle yani % 0,0000054 oranla yaşanabilecek bu tür bir ölümün, tam da Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı’nın başına gelmesi, istatistiklerin çok ötesinde bir anlam taşıyor. Üstelik 5 Haziran günü tesisatı kontrol eden yetkilinin “her şey yolunda” demesinin ertesi günü 6 Haziran’da motorun durması ve Ferdi Zeyrek’in kazan dairesine inerken henüz merdivendeyken akıma kapılması, zincirleme bir organizasyon veya operasyon ihtimalinin olup olmadığına dair ciddi şüphelere sebep oluyor. Ferdi Zeyrek’in daha önce Belediyeden beslenen çeşitli rant gruplarıyla yaşadığı çatışmalar, aldığı tehditler ve kamuoyuna yaptığı açıklamalar da bu ölümün gerçek nedenine dair soru işaretlerini arttırıyor.

Kazaya mı, Planlı Müdahaleye mi Kurban Gitti?

Olayla ilgili Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmak üzere hazırlanan ilk bilirkişi raporunda, havuz makine dairesindeki kaçak akım koruma sisteminin korozyona uğrayarak işlevsiz hale geldiği ve villanın ana şalterinde böyle bir sistemin hiç bulunmadığı belirtiliyor. Bu teknik detaylarda, en basit güvenlik önlemlerinin dahi alınmadığı için yaşandığı belirtilen kazanın sıradan bir ihmal mi, yoksa bilinçli bir sabotaj mı olduğuna dair herhangi bir veriye ulaşmak elbette mümkün değil. Hiç kuşkusuz, bunu zaman gösterecektir. En azından yakın dönemde yaşanan dünya örnekleri ancak düzen değiştikçe bu tarz gizemli ölümlerin tam olarak açığa çıkabildiğini göstermiştir.

Yakın Dönem Suikast Yöntemleri ve Dünya Örnekleri

21. yüzyılın ilk çeyreğinde siyasi aktörlere yönelik yakın dönem suikastları, artık önemli oranda açık ve aleni silahlı saldırılardan ziyade, dolaylı ve kaza süsü verilmiş yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Bu durum, teknolojik gelişmeler ve denetim mekanizmalarının artmasıyla, organize yapıların daha sofistike ve iz bırakmayan yöntemler uygulamaya başladıklarını göstermektedir.

Bu anlamda dünyada -özellikle geri kalmış otoriter ülkelerde- yaşanan benzer örnekler hiç de az değil. Özellikle Venezuela, Arjantin ve Ukrayna gibi ülkelerde son 20 yılda siyasi veya kritik yerlerde görev alan aktörlerin kaza süsü verilmiş suikastlarla tasfiye edildiği çok sayıda vaka kayda geçti. Örneğin, Venezuela’da 2013 yılında muhalif lider ve eski vali Leopoldo López’in danışmanı ve muhalefetin kritik isimlerinden biri olan Juan Carlos Pérez’in evindeki elektrik arızası sonucu hayatını kaybetmesi, yıllar sonra teknik raporların değiştirilmesiyle açığa çıkan organize bir suikast olduğunu açığa çıkarttı. Arjantin’de ise 2015’te özel savcı Alberto Nisman, evinde elektrik kaynaklı bir arıza sonucu ölü bulunmuş, olay uzun süre intihar olarak kapatılmaya çalışılmıştı. Daha sonra yapılan soruşturmada evdeki kablolara müdahale edildiği ortaya çıkmıştı. Ukrayna’da ise 2019 yılında muhalif Belediye Başkanı Oleksiy Kachura, garajında elektrik kontağından çıkan sözde kazada hayatını kaybetmiş, daha sonra yapılan incelemede bilinçli bir kısa devre düzenlendiği tespit edilmişti.

Bu örnekler, tabii ki kaza süsü verilen elektrik kaynaklı cinayetler olduğu tescil edilebilen sadece bazı vakalar, çok daha fazlası halen kaza olarak bilinen onlarca siyasi örnek de mevcut. Bu ve benzeri olaylar, yakın dönem suikast yöntemlerinin artık doğrudan fiziksel saldırılardan ziyade, kaza süsü verilmiş yöntemlerle gerçekleştirildiğini ve bu yöntemlerin siyasi tasfiyelerde etkin biçimde kullanıldığını gösteriyor.

Ferdi Zeyrek’in Ölümünün Olası Sonuçları ve Derin Etkileri

Manisa’daki Belediye rantları, imar izinleri, taşeron işleri ve kamu kaynaklarının yeniden dağıtımı sürecinde Zeyrek’in ortaya koyduğu direnç, bazı odaklar için tehdit algısını büyütmüş olabilir. Bu bağlamda, Zeyrek’in tasfiye edilmesi hem Manisa’daki güç dengelerini yeniden sağlamak, hem de ulusal siyasete mesaj vermek için planlanmış organize bir müdahale olabilir. Üstelik, bu ölüm, yalnızca bir Belediye Başkanı’nın kaybı değil; Manisa ve Türkiye siyasetinde dengeleri değiştirme potansiyeline sahip kritik bir aktörün sahneden çekilmesi anlamına geliyor.

Manisa’nın CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in memleketi olması ve Özel’in Ferdi Zeyrek ile yakın dostluğu da bu şüphelerin boyutunu genişletiyor. Yerel veya ulusal düzeydeki derin yapılanmaların, yakın dönemin suikast yöntemlerinden biri olarak elektrik kazası süsü vererek, stratejik öneme sahip siyasi figürleri ortadan kaldırma ihtimali göz ardı edilmemelidir. Böyle bir eylem, sadece bir kişiyi hedef almakla kalmaz, aynı zamanda hem yerel yönetimde, hem de ulusal siyasette belirli güç dengelerini değiştirmeyi amaçlayabilir.

Yakın dönem suikast yöntemleri, iz bırakmayan ve kaza süsü verilmiş olaylar üzerinden yürürken, kamuoyunun bu tür olaylara karşı farkındalığı ve denetimi her zamankinden daha önemlidir. Ferdi Zeyrek’in ölümü, yalnızca Manisa için değil, Türkiye siyaseti için de karanlık ve tehlikeli bir dönemin habercisi olabilir.

Bu nedenle, Ferdi Zeyrek’in ani vefatı, sadece bir “kaza” olarak değil, tüm yönleriyle, her ihtimal göz önünde bulundurularak detaylıca araştırılmalıdır. Olay yerindeki teknik incelemelerin ötesinde, Başkan’ın aldığı tehditler, Belediyedeki usulsüzlük iddiaları ve siyasi bağlantılar da dahil olmak üzere kamuoyunda zerre şüphe bırakmayacak şekilde geniş bir soruşturma yürütülmelidir. Aksi halde, bu olay tam olarak açığa kavuşturulamayıp sadece teknik prosedürler yerine getirilip üstü örtüldükçe, yalnızca Ferdi Zeyrek’in ölümüyle sınırlı kalmaz; yarın başka siyasi figürlerin de benzer yöntemlerle saf dışı bırakılmasını amaçlayan gizemli ölümlerin devam etmesine sebep olabilir.

Özcan ÖĞÜT

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.