Pekin, son dönemde küresel ekonominin durumunu etkileyebilecek yeni projeler gerçekleştirmektedir. “Yeni İpek Yolu” projesi bu sırada uzmanların dikkatini daha çok çekiyor. Bu çerçevede, Pekin, şu anda verimliliği olmayan Kazakistan-Rusya demiryolu vasıtasıyla yükleri Avrupa’ya ulaştırıyor. Uzmanlar, bu güzergahın vurduğu hasar hakkında açık yazıyorlar. Öyle ki, su yolu demiryolundan defalarca ucuz maliyetle sonuçlanıyor. Eğer bir konteynerin Avrupa’ya demiryolu aracılığıyla ulaştırılması 6.000 ABD dolarına mal oluyorsa, denizde bu, toplam 1000 ABD doları tutarında masraf gerektiriyor. Bu tür farka rağmen, Pekin, Kazakistan ve Rusya yönünde yük taşımalarının hacmini sürekli artırıyor. Çin’in bundan zarar gören eyaletlerine ise devlet bütçesinden tazminatlar veriliyor. Peki Çin’in amacı nedir?
Pahalı Güzergah: Pekin Neden Bunu Seçti?
Çin’in hızlı gelişmesinden artık hiç kimse şüphe etmiyor. Onun hatta yakında ABD’yi bile arkada bırakacağı hakkında tahminler veriliyor. Basında Pekin’in artık bir dizi alanda dünya lideri olduğu hakkında bilgiler düzenli olarak yayılıyor. Bazıları bunu ABD’ye olan antipatiden oluşan duygusallıkla vurgular, diğerleri ise gerçek istatistiksel göstergeler bazında sonuçlar verirler. Ekonomistler ve stratejistlerin tahminleri ise somut faktörlere dayanıyor.
Burada manzara hiç de net değildir. Çin ekonomisi, ağırlıklı olarak ihracata yöneliktir. Eğer bu alanda ciddi sorunlar oluşursa, onun ekonomik gelişmesi önünde önemli engeller oluşmuş olacaktır. İç talebi karşılamaya yönelik altyapının oluşturulması ise şimdilik bitmedi. Çinlilerin satın alma gücü ile ilgili bazı şüpheler vardır.
Fakat bunlara rağmen, Pekin, ekonomik gelişmenin devamlılığını sağlamak yönünde ciddi adımlar atmakta devam ediyor. Onun dikkat ettiği alanlardan biri de ulaşımdır. Şu anda, Çin, dünyanın tüm bölgeleri ile daha verimli ticari ilişkilerini kurmaya ilgi gösteriyor. Bu amaçla, su ve demiryollarının gelişmesi için yeni programlar uyguluyor. Bilindiği gibi, ticaretin önemli bölümü deniz yolu ile yapılmaktadır. Karayolu onun çok küçük bir bölümünü oluşturuyor ve birkaç kez daha pahalıdır.
Ancak son yıllarda deniz yolu üzerinde sorunlar meydana gelmektedir. Bölgenin bazı devletleri ile birlikte, ABD de bu alanda Pekin’e zorluklar yaratıyor. Şimdi Güney Çin Denizi’nde çatışmalara yol açabilecek süreçler yaşanıyor. Japonya, Vietnam, Filipinler ve ABD burada askeri güçlerini artırıyorlar. Çin de bu adımlara cevap vermeye çalışıyor. Uzmanların görüşlerine göre, bölgede her an durum kontrolden çıkabilir. Bu durumda, dünya ticaretinin büyük bir kısmının naklinin gerçekleştirildiği mekanda kaos oluşur. O zaman da, Çin ticarette büyük kayıplara uğramış olur.
Bütün bunlara göre, Pekin, birkaç yıldır, pahalı gelse de, demiryolu aracılığı ile ticarete daha çok dikkat etmektedir. Şimdi Çin yönetimi Kazakistan ve Rusya’dan geçen demiryolu hattı vasıtasıyla Avrupa’ya yük taşımalarını gerçekleştirmektedir. Uzmanların tahminlerine göre, bu yol o kadar da verimli değildir. Hatta Çin eyaletlerinin bütçesi, özellikle ülkenin batı eyaletleri bundan ciddi hasar görüyor (bkz.: örn., Иван Зуенко. Зачем Китай субсидирует ж/д перевозки через Россию и Казахстан / Московский Центр Карнеги, 5 Eylül 2016).
İlginçtir ki, ekonomik zararlar devlet bütçesinden telafi ediliyor. Yani resmi çevrelere bilinmektedir ki, Avrupa’ya demiryolu aracılığıyla gönderilen malların kazancı hemen geri dönmüyor. Ülkenin çeşitli eyaletlerinin bütçesi bundan zarar görüyor. Ancak Çin yönetimi bu yönde çalışmalarını kesinlikle azaltmak istemiyor. Sebep neden ibaret olabilir?
Uzmanlar burada çeşitli nedenler gösteriyorlar. Her şeyden önce, Çin, “Yeni İpek Yolu” projesi çerçevesinde Kazakistan ve Rusya’dan geçerek demiryolu güzergahı üzerinde yükleri taşıyor. Bu, stratejik önemli bir projedir. O, aslında Çin’in dünya ekonomik sisteminde yeri ve rolünü hayli artırabilir.
Doğu Bilgeliği: Zarardan Stratejik Kazanca Taraf
Bu güzergah üzerinde bulunan tüm ülkeler perspektifte şu veya bu ölçüde Çin’e bağımlı duruma düşebilir. Çünkü onların ekonomik sistemi Çin’den alınacak mallara sıkı bağlı olacaktır. Şu anda ABD dünya ticaretini kontrol edebildiği gibi, Çin de “Yeni İpek Yolu” sayesinde geniş bir jeopolitik ortamda temel ekonomik güç olabilir. Bu nedenle, bu projenin güzergahı hem İran’dan geçerek güney kanadına, hem de Rusya’dan geçerek kuzey yönüne sahiptir. Kazakistan ise, Orta Asya’nın en potansiyelli ülkesi gibi çok önemli noktadır.
Eğer Çin, Kazakistan ve Rusya’dan geçen demiryolu hattını sabit çalıştırabilirse, onun kazancı gelecekte daha fazla olacak. Şu anda bu güzergah Astana ve Moskova için de avantajlıdır. Çünkü ulaşım hakkı yeteri kadardır. Üstelik Çin, büyük miktarlarda ihracat yapıyor ve onun boyutları gittikçe artıyor. Öyle anlaşılıyor ki, şu aşamada Çin muhtemelen zarar görüyor; fakat gelecekte onun elde edecekleri hakkında konuşmak daha doğru olurdu.
Diğer husus şu ki, Pekin, Rusya gibi bir ortağı dışarıda bırakmıyor. Moskova-Pekin hattında yeni işbirliği alanları açılıyor. İki ülke arasında çok sayıda anlaşmalar imzalandı ki, onlar demiryolunu verimli edebilirler. Örneğin, Çin ticaretin önemli bir bölümünü demiryolu vasıtasıyla gerçekleştirebilir. Rusya, Avrupa değil de buradan daha çabuk kazanç elde edilebilir.
Başka bir faktör gibi uzmanlar Çin yönetiminin bölücülük eğilimlerinin güçlü olduğu batı eyaletlerinin gelişiminde ilginç olmasını gösteriyorlar (bkz.: önceki kaynağa). Uygurların yaşadığı bölgelerde yaşam kalitesi düşüktür. Onu yükseltmek için “Yeni İpek Yolu” fikri çok uygundur. Hem o bölgelerin dış dünya ile ilişkileri genişler ki, bu da milliyetçi bilince ciddi tesir gösterir, hem de insanların yaşayışı iyileşir ki, bu da narazılıkları önler.
Yukarıda vurgulanan hususlardan şöyle sonuç elde edilebilir ki, Çin, demiryolu ağını geliştirmekle iç sorunlarını çözmekle birlikte, küresel siyasette rolünü yükseltmek amacını da güdüyor. Gerçekte burada karmaşık faktörler kendini göstermektedir. Çin, ABD ile olan ekonomik yarışında yeni etki araçları elde etmekle birlikte, bölgesel düzeyde kendisine yarayan altyapı oluşturma alanında da ciddi adımlar atmış olur.
Böylece Pekin, iki açıdan etkinliğini koordine etmiş olur. Bir yandan kontrolü kendi elinde olan yeni ulaşım ağı oluşturur, diğer yandan ise ekonomik sisteminin yeni gelişme teşvikleri alması için gereken ortam oluşturur. Her iki yön de önem taşıyor. Çin yönetimi, bununla dile getirmediği stratejik amacı – dünya liderliğini sağlamak için düşünülmüş adımlar atmış olur.
Bu süreci dışarıdan engellemek mümkün mü? Varsayımsal olarak, bu, tabii ki, beklenen bir durumdur. Öncelikle ABD, bu yönde adımlar atabilir. Gözlemler göstermektedir ki, onun belirtileri de vardır. Bu sırada Orta Asya’da kaosun oluşturulması olasılığını dışlamak olmaz. Eğer burada istikrar gerçekten bozulursa, Çin’in ekonomik projelerine ciddi darbe değmiş olur. Aynı zamanda, çatışmaların ülkenin içine sıçraması için de esas oluşur. Bu bağlamda, yakın geçmişte Çin’in Kırgızistan’daki Büyükelçiliği önünde meydana gelen terör olayı çok düşündürücüdür. Kolluk birimlerinin araştırmalarına göre, olayı Uygur asıllı bir Çinli yapmıştır. Onun hareketinin motifi Uygurların haklarının ihlali ve yaşam kalitesinin düşük olması ile açıklanıyor (bkz.: Теракт у посольства Китая в Бишкеке: смертник прорывался на автомобиле / “www.mk.ru”, 30 Ağustos 2016). Bununla birlikte, uzmanlar onu da belirtiyorlar ki, Kırgızistan son dönemlerde Çin şirketleri için daha uygun mekan olarak kabul ediliyor. Çünkü burada gümrük işlemlerini hızlandıran “yapay faktörler” vardır. Bu da, Çinlilerin bu güzergaha öncelik vermesine neden olur (bkz.: Иван Зуенко. Зачем Китай субсидирует ж/д перевозки через Россию и Казахстан / Московский Центр Карнеги, 5 Eylül 2016).
Çin’in yeni ekonomik projeleri için başka tehlikeli husus Güney Çin Denizi’nde herhangi silahlı çatışmanın tutuşması olabilir. Durumun bu yönde gelişmesine yukarıda vurguladığımız etkenlerle birlikte, bölgenin kendisinde olan sorunlar da ivme verir. Böyle anlaşılıyor ki, Çin büyük yatırımlara koyduğu projelerin ateşinde “yana”bilir. Yeter ki böyle olmasın.