Giriş
21. yüzyılın para piyasalarındaki dalgalanmalara, ekonomik krizlere, ticaret savaşlarına ve politik ekonomi kavramına alışmış olsak da, yakın tarihte ilk kez bir virüsün yarattığı küresel ekonomik krizle karşı karşıyayız. Bu yazıda, devler liginde politik ve ekonomik gücün birbirinden ayrı değerlendirilemeyeceği düşüncesinden hareketle, son yıllarda giderek artan kripto para ve dijital para çalışmalarının geldiği noktayı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin arasındaki çekişme açısından değerlendireceğim.
Salgının Ekonomiye Etkisi ve Dijital Para
2019 Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde başlayan Covid-19 salgınının tüm dünyayı sarmasının akabinde, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün bu salgını pandemi ilan etmesiyle ilk başlarda grip gibi mevsimsel bir hastalık olarak görülen koronavirüsün etkisi dünya ölçeğinde yankı bulmaya devam ediyor. Krizden ilk önce sadece Çin ekonomisinin ve Çin’de faaliyet gösteren sektör ve firmaların finansal olarak etkileneceği düşünülürken, virüsün merkezinin Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ne kayması sonucunda krizin global boyutları anlaşılmaya başlandı. Birer birer kapanan işletmeler, üretim noktaları, hizmet sektörü ve sınırlar neticesinde hem bireysel, hem de ulusal ekonomilerde daralma görüldü. Devletlerin açıkladıkları kriz paketleri, salgının ilk yayılma hızı yavaşlayana dek oluşması muhtemel kayıpları bir ölçüde azaltmayı hedefliyordu. Ancak hem kesin bir tedavi ya da aşının henüz bulunmamış olmaması, hem de küresel düzlemde ekonomik faaliyetlerin ne zaman ve nasıl başlayacağının belirsiz olması nedeniyle uzun vadede pekçok ülke ekonomisinin derin yaralar alacağına kesin gözüyle bakılıyor. Elbette bu durumdan etkilenme oranı her ülke için farklı olacaksa da, küresel ölçekte ekonomik daralmanın getireceği talep azalışının arz eğrisinde nasıl bir dalgalanma yaratacağı belirsizliğini koruyor. Bir diğer deyişle, güçlü ekonomileri olan ülkeler hızlıca toparlanıp üretim çarkları yeniden dönmeye başlasa dahi daha çok pazar konumundaki gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde bu mallara talep oluşacak mı sorusunun cevabı şu anda net olarak verilemiyor.
Tüm bu belirsizlikler devam ederken, küresel ticaret savaşlarının dünyanın iki dev ekonomisi ABD ve Çin arasında daha da sertleşeceği ve hatta farklı bir boyuttan devam edeceği dünya para piyasalarında konuşulmaya devam ediyor. Bahsi geçen yeni boyut “dijital para birimi” olarak karşımıza çıkıyor. Bilindiği üzere, 21. yüzyılda pek çok dijital para denemesi uygulamaya geçmiş ve bu süreç aslında köklü bir değişim için altyapının oluşturulması ve çeşitli denemelerin yapılması olarak değerlendirilmişti. Bugünlerde Covid-19 ile beraber bireylerin hem hijyen kaygıları nedeniyle nakit para kullanımını azaltarak temassız ödeme seçeneğine yönelmesi, hem de pek çok ihtiyacını e-ticaret siteleri üzerinden alışveriş yaparak karşılamasının bu köklü değişim için uygun psikolojik ve ekonomik zemini oluşturduğu söylenebilir.
Çin Merkez Bankası’nın yaklaşık son 5 yıldır “Dijital Yuan” olarak bilinen dijital para birimi üzerinde çalıştığı ve kullanımına başladığı biliniyor.[1] Özellikle Facebook tarafından kendi kripto parası olan Libra projesinin ortaya atılması Çin’in çalışmalarına hız vermesine neden oldu. Halihazırda Suzhou, Chengdu, Xiongan ve Schenzen kentlerinde DCEP (Digital Currency Electronic Payment) adı verilen dijital para kullanılıyor ve yakın gelecekte test aşamalarının tamamlanarak yaygın kullanıma geçilmesi planlanıyor.[2] Bu para biriminde Çin Merkez Bankası’nın bitcoin gibi merkezi olmayan kripto paralardan farklı olarak tam yetkiye sahip olacağı belirtiliyor. Bu uygulamanın dijital para takası, cüzdan yönetimi, işlem takibi, barkod üzerinden ödeme ya da işlem yapabilme, internet olmayan ortamda da kullanımının mümkün olması gibi özellikleri bulunuyor. Çin’in bu para biriminin kullanımını arttırmak için dijital ödemeyi kabul eden tüm satıcıların (Apple, Pay, AliPay ve WeChat gibi) DCEP’yi de kabul etmesini zorunlu hale getirmesi bekleniyor. Elbette dijital para ile beraber 5G, yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin de hız kazanacağı aşikar. Bununla beraber, Çin’in kendi ülkesinde bu dijital para sistemini vatandaşlarını izleme amaçlı kullandığı da çok konuşulan iddialardan.
Aslında ABD-Çin arasındaki para savaşının çıkış noktasının 1971’de ABD’nin altın ile dolar bağını koparması olduğu söylenebilir. Bu hamle ile, ABD, devletin paranın ne olması gerektiğine karışmaması ilkesini bozmuştur. Ancak Çin, Mart 2018’de bu bağı yeniden kuracak adımı attı. Yurtdışından petrol alırken sadece dolar değil, kendi para birimi yuan ile de ödeme yaparak, petrol satıcılarına kendilerine ödenen yuanı Şanghay Borsası’nda altına çevrilmesinin garantisini sağlamaya başladı.[3]
Dijital para birimi ile Çin’in asıl hedefi bu alanda ilk ve en büyük paya sahip olan ülke konumuna gelerek doların zayıflamasını sağlamaktır. ABD’nin küresel ticaret hacmindeki payı zayıflasa da, uluslararası ticarette doların payı % 80 seviyelerinde devam etmektedir.[4] Bu durum, ABD mali ve para politikalarının ülke ekonomileri üzerindeki dolaylı etkisinin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Hem ABD Başkanı Donald Trump, hem de FED Başkanı Jerome Powell, bu nedenle kripto para sektörünün büyümesini istememektedir. Bunu savunurken de, hem mevcut ödeme sistemleri seçeneklerinin nihai tüketiciler açısından yeterli olduğu, hem de dijital para birimlerinin içerdiği siber güvenlik saldırı riskleri öne çıkarılmaktadır. Dolayısıyla, dijital dolara benzer görünen Facebook’un Libra projesinin bu gözle de değerlendirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Facebook’un Libra ile ulaşmak istediği pazar doların henüz ulaşamadığı yerlerdir. Yani Facebook hesabı olan ve cep telefonu kullanan kişileri dolar piyasasına dahil ederek bir potansiyel yaratmak istemektedir. Ancak ilk başta Visa, Master Card gibi büyük şirketlerin desteklediği bu proje ABD Başkanı Trump’ın Libra coin’in güven vermediğini gerekçesiyle “Eğer Facebook bankacılık yapmak istiyorsa ulusal ve uluslararası diğer bankalarla aynı bankacılık düzenlemelerine tabi tutulmalıdır” demesi pek çok şirketin Libra’dan çıkmasına neden olmuştur.[5] Bunun üzerine, Nisan 2020’de Facebook’un blockchain şefi David Marcus, Twitter’dan yaptığı açıklamada Libra’yı “pazar odaklı açık ve rekabetçi bir ağ” ile revize ettiklerini paylaşmıştır. Her ne kadar bu açıklama belirsizlikler içerse de, artık Libra’nın bir kripto para olarak değerlendirilemeyeceği düşünülebilir.[6]
Ancak koronavirüs salgını sonrası ekonomik gelişmelerin yol açacağı sorunlar ile beraber son dönemde ABD’deki temel tartışma olası dijital dolar konumlanması ve dijital para birimi piyasasının tamamen Çin’in yönetimine bırakılmaması gerektiği yönünde devam etmektedir. ABD Hazine Başkanı Steven Mnuchin, geçen haftalarda Beyaz Saray’daki brifingde bunun neredeyse bir ulusal güvenlik sorunu olduğunu belirterek, Çin’in karşısında rekabet edebilmek için hızlı adımlar atılması gerektiğinin altını çizmiştir.[7]
Sonuç
Dolayısıyla, küresel salgının hala etkisini devam ettirmesinin getirdiği ekonomik belirsizliklere, ülkelerin kırılganlık durumlarının ve yeni dönem dijital para birimi savaşlarının eklenecek olması, uluslararası ticaret savaşlarının korona salgını sonrasında da çok çetin geçeceğini göstermektedir. Bu bağlamda, iktisadi alanda bu salgının belki de yepyeni bir sistem getirerek doları tahtından edecek olması muhtemel olabilir.
Dr. Gamze HELVACIKÖYLÜ
[2] https://www.fortuneturkey.com/corona-sonrasi-dunyanin-yeni-savasi-dijital-para.
[3] https://tr.cointelegraph.com/news/usa-made-a-smart-move-in-crypto-finance-analyst-says.
[4] https://www.kriptoarena.com/yazarlar/420/artik-kur-savasi-degil-dijital-para-savasi.
[5] https://www.gelecekburada.net/facebook-libra-coine-ciddi-duzenlemeler-getirdi/.
[6] https://www.technologyreview.com/2020/04/16/1000047/facebook-libra-fiat-stablecoins/.