HONG KONG ULUSAL GÜVENLİK YASASININ YARATTIĞI SİSTEM ÇATIŞMALARI

upa-admin 31 Mayıs 2020 11.185 Okunma 0
HONG KONG ULUSAL GÜVENLİK YASASININ YARATTIĞI SİSTEM ÇATIŞMALARI

Geçtiğimiz günlerde Çin Ulusal Halk Kongresi, Hong Kong’da uygulanacak “Ulusal Güvenlik Yasası”nı Hong Kong yerel meclisine sunmadan kabul etti.  Bu yasanın kabulüyle birlikte tartışmalar ve yaptırımlar gündeme geldi. Yasa ve Hong Kong’un bundan sonraki statüsü ile ilgili analizden önce, konu ile ilgili konuşmaları ve söylemleri incelemekte fayda vardır.

Ulusal Güvenlik Yasası, Çin merkezi hükümetini yıkma, isyana teşvik, ayrılıkçılık, vatana ihanet, terör ve dış müdahaleyi yasaklıyor. Bu yasa daha önce 2003 yılında gündeme geldiğinde, Hong Kong’da yaşanan yoğun protestolar neticesinden geri çekilmişti. Dünyanın önemli yerlerinde tepkilerinin oluşmasının nedeni Hong Kong’un özel bir statüsünün olmasından kaynaklanmaktadır. Daha önce bu konu ile ilgili UPA’da “Tek Ülke İki Sistem: Çin Halk Cumhuriyeti ile Hong Kong Arasındaki Sistem Çatışması” başlıklı bir analiz kaleme almıştım. Bu yasa ile, Çin, Hong Kong’u anakaraya mı dahil etmiştir? Son yıllarda Çin karşıtı gösterilerin önüne mi geçilmek istenmektedir? Çin, kendince bir gözdağı mı vermek istemektedir? Bu sorulara cevap aramadan önce, konu ile ilgili devlet yetkililerin söylemlerine ve bu süreçte ülkelerin tavırlarının ne olacağını bakmakta fayda var.

  • Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı ve Çin Devlet Konseyi Parti Sekreteri Li Keqiang, yasa ile ulusal güvenliği korumak için sağlam yasal sistemler ve uygulama mekanizmalarının kurulacağını söyledi.(1)
  • Hong Kong Özel İdare Bölge Baş Yöneticisi Carrie Lam, yasanın Hong Kong’un özerkliği ile ters düşmeyeceğini dile getirdi ve Hong Kong’un protesto hakkını ve ifade özgürlüğü her zaman desteklediğini söyledi.(2)
  • ABD Başkanı Donald Trump, yasayı bir trajedi olarak değerlendirdi. Trump, Çin’in Hong Kong’un özgürlüklerini elinden aldığını ve konu ile ilgili yaptırımların uygulanacağını söyledi.(3)
  • Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Mass, Hong Kong’daki “Tek Ülke İki Sistem” ilkesinin korunması gerektiğini ve bu ilkenin ihlal edilmemesini söyledi. Ayrıca bu ilkenin Hong Kong’un özgürlüğü ve demokrasisinin temelini oluşturduğunu belirtti.(4)
  • Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Hong Kong meselesinin Çin’in iç işleri olduğunu ve ABD’nin bunu bir problem haline getirmemesi gerektiğini söyledi.(5)

Şu anki süreçte tüm ülkelerden gelen siyasi söylemlerin olduğunu görüyoruz. Fakat Çin, Hong Kong’u tam anlamıyla anakaraya dahil etmeye çalışmakta ve bundan dolayı yasa tasarıları hazırlamaktadır. Son bir yıl içerisinde Hong Kong’da ise Çin merkezi hükümetine karşı yoğun bir şekilde protestolar sürmektedir. Ancak Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, “Ulusal Güvenlik Yasası”nı desteklemektedir. Lam, 2019 yılında Hong Kong’da bulunan siyasi suçluların Çin’e iadesini kolaylaştıracak yasa tasarısını da desteklemiş, fakat arkasından gelen protestolar neticesinde geri adım atmıştır.

Carrie Lam (Photo by Anthony Kwan/Getty Images)

Çin, Hong Kong’da istediği denetimi sağlayamamaktadır. Pekin, aslında Afyon Savaşları’ndan önce kaybettiği toprakları tekrar dahil etmeye çalışmaktadır. Nitekim Hong Kong da bu topraklardandır. Hong Kong, 1997 yılında Birleşik Krallık’tan özel bir anlaşma ile Çin’e devredilmiştir. Çin, doğal olarak kendi topraklarında söz sahibi olmak istemektedir. Burada gerçekleştirmiş olduğu ve gerçekleştireceği her eylemi de kendi iç işleri olarak görmektedir. ABD ise, bu konuyu Birleşmiş Milletler’e (BM) götürmeye hazırlanmaktadır. Bununla birlikte, Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Avustralya Dışişleri Bakanı Marise Payne, Kanada Dışişleri Bakanı François-Philippe Champagne ve ABD Dışişleri Bakanı Michael Pompeo tarafından ortak bir bildiri imzalanarak, Hong Kong için derin bir endişe duyulduğu ve Hong Kong’un “özgürlüğün kalesi” olarak görüldüğü belirtilmiştir.(6) Çin’in BM Büyükelçisi Zhang Jun’un, “Çin, BM’nin Güvenlik Konseyi toplantısı için temelsiz talebini kategorik olarak reddetti. Hong Kong için ulusal güvenlikle ilgili mevzuat tamamen Çin’in iç işleri. Güvenlik Konseyi’nin göreviyle hiçbir ilgisi yok.”(7) demesi, Çin’in anlayışı ile ilgili bahsetmiş olduğumuz argümanı destekler niteliktedir.

Birleşik Krallık, Hong Kong’dan çekilmeden önce 1 Temmuz 1997 tarihinde binlerce Hong Konglu’ya İngiliz Ulusal Denizaşırı (BNO) belgesi vermişti. Bu belge, sahip olan kişilerin 6 ay süreyle Birleşik Krallık’ta kalabilmelerine olanak veriyordu. Fakat yasanın geçmesi ile birlikte bu belgelere sahip kişilere Birleşik Krallık vatandaşlığı da verilebilir. Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Priti Patel ve Dışişleri Bakanı Dominic Raab, BNO belgelerine sahip kişilere daha fazla hak verileceğini ve vatandaşlık yolunu açmak için gerekli yolları araştırdıklarını söylemişlerdir.(8) Bunun dışında, Tayvan lideri Tsai Ing-wen de Hong Kong vatandaşlarının Tayvan’da yaşabilmelerinin önünü açacak yasaların hazırlanmasını istemiştir.(9)

Politik söylemler, genellikle özel bir statüsü olan demokrasi ve insan hakları gibi Batı’nın liberal ilkelerine uyumlu bir şekilde yaşayan Hong Konglular için endişe duyulduğu, Çin’in Hong Kong’a müdahale ederek anlaşmaları çiğnediği ve Batı’ya bir nevi savaş açtığı şeklinde ilerlemektedir. Hong Kongluların siyasal ve sosyal haklarının ellerinden kolayca alınacağı da belirtilmektedir. Bu söylemlerin dışında, ekonomik verileri de incelemekte fayda var. Öncelikle Çin ve Hong Kong’un ekonomik verilerini karşılaştırmak gerekmektedir. Aşağıdaki tablo, Çin ve Hong Kong’un yıllara göre GSYİH büyüme rakamları yüzde (%) olarak ve Yabancı Direkt Yatırım Akışı (FDI) milyar dolar gösterilmiştir.

Kaynak: Dünya Bankası(10)

Kaynak: Dünya Bankası(11)

Yukarıdaki her iki tabloda da Çin’in Hong Kong’a ekonomik üstünlüğü gözükmektedir. Fakat aşağıda inceleyeceğimiz tablo, farklı bir yorum yapmamıza neden olacaktır. Aşağıdaki tablo bize şu bilgiyi vermektedir; Tabloda belirtilen ülkelerin ihracatının GSYİH (GDP) içindeki payı belirtilmektedir.

Kaynak: Dünya Bankası(12)

Bu tablo ile şu yorumda bulunabiliriz; Hong Kong’un ihracatının GSYİH payı Çin’den kat be kat fazladır. Yani Hong Kong’da bulunan firmaların ihracattaki payı yüksektir. Bunun nedeni, Hong Kong’un Asya-Pasifik bölgesinde önemli bir ticari merkezi oluşundan kaynaklanmaktadır. Hong Kong, Çin’den farklı bir ekonomik bir bölgeye sahiptir. Yabancı firmalar, Hong Kong’un özel statüsünden dolayı yatırımları ve diğer ülkeler ile yaptıkları ticarette burayı tercih etmektedir. Ancak Çin’in Hong Kong için getirmiş olduğu yasa ile bunun değişme ve Çin’in bu paydan daha fazla yararlanma olasılığı artmaktadır. Hong Kong’daki Amerikan Ticaret Odası (AmCham) Başkanı Tara Joseph, şehrin ABD ve Çin arasında bir “soğuk savaş”ın ortasında kaldığını ve ABD Başkanı Donald Trump’ın şehrin özel ticaret statülerini kaldırmaya karar vereceğini söylemiştir.(13)

Politik yaklaşımlardan farklı olarak, Hong Kong ticari bir merkez özelliği taşımaktadır. Hong Kong’daki durumu açıklamaya çalışırken salt politik bir yaklaşımda bulunmak hata olacaktır. Hem tepki gösteren ülkeler, hem de Çin için durum sadece politik değil, ekonomik bir yaklaşımdır. Çin’e karşı ekonomik ve siyasi yaptırımların olacağını düşünebiliriz; fakat bunun Hong Kong özelinde kalma olasılığı da yüksektir. AB Dış Politika Sorumlusu Joseph Borell, Çin’in atmış olduğu adımlardan endişe duyduklarını ve aralarındaki ilişkinin saygı ve güvene dayandığını ama bu kararın sorgulanması gerektiğini söylemiştir. Ayrıca Borell, Çin’e karşı yaptırımların Hong Kong’daki sorunu çözüme kavuşturmayacağını belirtmesine rağmen, büyük bir ticaret ortağı olan Çin’e karşı bir yaptırımın uygulanmaması isteyen çok sayıda birlik üyesi ülke mevcuttur.(14) Bunun dışında, Çin’in ekonomik gücü sayesinde Hong Kong’da almış olduğu ve alacağı kararlar etkili olacaktır. Bu durumun farkında olan bazı Hong Konglu firmalar da bu nedenle  Çin’i desteklemektedirler. Hatta bununla ilgili kampanyalar bile yapılmaktadır.(15)

Sonuç olarak, şunları söyleyebiliriz; Çin, medeniyetinin parçası olarak gördüğü Hong Kong’da tam bir denetim sağlamak istemektedir. Son yıllarda güçlenen ekonomisi sayesinde giderek bir uluslararası güç haline gelen Pekin, Hong Kong’daki sistemi kaldırmak ve mevcut sistemine entegre etmeye çalışmaktadır. Ayrıca bu durum, dünya çapında vuku bulan Covid-19 salgınının ekonomik etkilerini azaltmaya yönelik bir çalışma olarak da görülebilir. Bu bağlamda, Pekin, hem siyasi/kültürel, hem de ekonomik bir amaç gütmektedir. Batı ise, bu durumu kendisine bir saldırı olarak nitelendirmektedir. Zira Hong Kong, Batı medeniyetinin bir sembolü olarak görülmektedir. Fakat aynı zamanda Batı’nın Asya’daki en önemli ticari merkezlerinden de birisidir. Çin’in getirmeye çalıştığı yasa ile buradaki faaliyetlerinin kısıtlanacağı ve Hong Kong’un Çin denetimine gireceğinden endişe duyulmaktadır. Bu da, aynı şekilde hem siyasi/kültürel, hem de ekonomik bir endişe içermektedir.

19 Aralık 1984 yılında Çin Halk Cumhuriyeti ile Birleşik Krallık arasında  “Çin-İngiliz Ortak Deklarasyonu” neticesinde, 1 Temmuz 1997 tarihinde, Hong Kong, Çin’e devredilmiş ve özel bir anlaşma ile “Çin Halk Cumhuriyeti Hong Kong Özel İdaresi” olarak adlandırılmıştır. Bu anlaşma normalde 50 yıl sürecekti; fakat Çin’in Hong Kong’u bu süreden önce tam anlamıyla anakaraya entegre etmeye çalışmasının sebebini az önce bahsettiğimiz küresel salgının (Covid-19) Çin ekonomisinde yarattığı ve yaratacağı etkileri en aza indirgemek şeklinde yorumlayabiliriz. Bu durum, sadece siyasi/kültürel argümanlar ile açıklanamayacak bir durumdur. Mevcut uluslararası sistem neticesinde Hong Kong üzerinde ekonomik gücü bulunan her ülke bu durumun kendi lehlerine olmasını istemektedirler. Hong Kong’da yıllardır merkezi hükümete karşı yükselen sesler de bir anda kesilmeyecektir. Fakat oradaki eylemlerin bu yasa ile şiddet içerisinde bastırılacağının su götürmez bir gerçek olduğunu da belirtmekte fayda vardır. Hong Kong’a bir dış müdahale olmayacağını da bu noktada belirtmemiz gerekmektedir. Herhangi bir dış müdahale Asya-Pasifik’te suların kaynamasına ve savaş olasılığının yükselmesine neden olacaktır. Bu ihtimal ise hiçbir ülkenin istemeyeceği bir şey olduğu için, tepkiler sadece yaptırımlar ile gerçekleşecektir. Fakat Çin’in zaten ABD yaptırımlarına karşı başlatmış olduğu ekonomik savaş şu anda Hong Kong’da devam etmektedir. Çin ise, bu etkileri kırmak açısından bahsetmiş olduğumuz diğer sebeplerin haricinde başka bir hamle yapmıştır.

Son olarak, bu durumu Çin açısından değerlendirdiğimizde; günümüze kadar uluslararası sistemde barışçıl bir devlet olarak algılanan Çin’in son dönemde gerek Uygurlara yönelik toplama kampları, gerekse de Hong Kong’a yönelik politikası, bu ülkenin olumlu imajına zarar verebilir. Ancak ekonomik olarak güçlenen ve bunun sonucunda siyasi ve askeri gücü de artan Çin, bu tepkileri hesap ederek bu adımları atıyor da olabilir. Nitekim Çin’in makro stratejisinde Hong Kong ve Tayvan sorunlarının çözülmesi zaten vardır. Ancak bunların barışçıl yollardan yapılması hedeflenmektedir. Bu politikalar neticesinde Batı pazarında Çin’e yönelik kısıtlama ve yaptırımlar gelebilecekse de, Çin de bunlara Batı’nın Hong Kong ve diğer önemli Asya pazarlarındaki çıkarlarına çomak sokarak cevap verecektir. Bu nedenle, önümüzdeki dönem bir zıtlaşma dönemi olacaktır. Ancak ABD Başkanlık seçimleri sonrasında ticaret savaşları yerine farklı bir anlayış benimsenirse, o zaman bu konuda da yeniden normal çizgiye dönülebilir.

Kapak Fotoğrafı: Financial Times  (https://www.ft.com/content/c545a2aa-3821-11e8-8b98-2f31af407cc8)

Murat ÇİÇEK

 

KAYNAKÇA

  1. Sputnik Türkiye, “Çin’in Ayrılıkçılığı Yasaklayacak Ulusal Güvenlik Yasa Tasarısına Karşı Hong Kong’da Yeni Öfke Dalgası”,  https://tr.sputniknews.com/asya/202005221042098858-cinin-ayrilikciligi-yasaklayacak-ulusal-guvenlik-yasa-tasarisina-karsi-hong-kongda-yeni-ofke/, 22.05.2020.
  2. Amerika’nın Sesi (VOA), “Hong Kong Liderinden Çin’in Güvelik Yasasına Destek”, https://www.amerikaninsesi.com/a/hong-kong-liderinden-cinin-guvenlik-yasasina-destek/5436289.html, 26.05.2020.
  3. BBC, “Trump Targets China Over Hong Kong Security Law”, https://www.bbc.com/news/world-us-canada-52856876, 30.05.2020.
  4. Deutsche Welle (DW), “Germany Chides China Over New Hong Kong Securtiy Law”, https://www.dw.com/en/hong-kong-china-germany/a-53608848, 29.05.2020.
  5. Russian News Agency, “Russia Views Amendments to Hong Kong Law as China’s Domestic Affair – Lavrov”, https://tass.com/politics/1160485 , 26.05.2020.
  6. Ahmet Gürhan Kartal, “UK, US, Canada, Australia Express ‘Deep Concern’ on Hong Kong Law”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/en/americas/uk-us-canada-australia-express-deep-concern-on-hong-kong-law/1856546, 28.05.2020.
  7. Vakkas Doğantekin, “Amid UN Push, Trump to address China’s Hong Kong Law”, Anadolu Ajansıhttps://www.aa.com.tr/en/asia-pacific/amid-un-push-trump-to-address-chinas-hong-kong-law/1857825, 29.05.2020.
  8. Mustafa Bağ, “İngiltere, Hong Konglulara Vatandaşlık Vermeyi Planlıyor”,  Euronews Türkçe, https://tr.euronews.com/2020/05/29/ingiltere-hong-konglulara-vatandaslik-vermeyi-planliyor, 29.05.2020.
  9. Fuat Kabakcı, “Çin’in Ulusal Güvenlik Yasası Hong Kong’da Muhalefetten ve Batı’dan Tepki Görüyor”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/cin-in-ulusal-guvenlik-yasasi-hong-kong-da-muhalefetten-ve-batidan-tepki-goruyor-/1856000, 28.05.2020.
  10. World Bank, “GDP Growth (Annaual %)”, https://databank.worldbank.org/indicator/NY.GDP.MKTP.KD.ZG/1ff4a498/Popular-Indicators, 31.05.2020.
  11. World Bank, “Foreign Direct Investment Net Inflows”, https://data.worldbank.org/indicator/BX.KLT.DINV.CD.WD?end=2019&locations=CN-HK&start=1970, 31.05.2020.
  12. World Bank, “Exports of Goods and Services (% of GDP)”, https://databank.worldbank.org/indicator/NE.EXP.GNFS.ZS/1ff4a498/Popular-Indicators, 31.05.2020.
  13. Denise Tsang & Kanis Leung & Laura Westbrook, “National Security Law: Amercan Firms Review Their Hong Kong Future After Donald Trump Fires Starting Gun on Dismantling City’s Trade Privileges”, South China Morning Post, https://www.scmp.com/news/hong-kong/politics/article/3086815/national-security-law-american-firms-review-their-hong-kong, 30.05.2020.
  14. AlJazeera, “China’s Hong Kong Law ‘grave  concern’, Sanctions No Solution: EU”, https://www.aljazeera.com/news/2020/05/china-hong-kong-law-grave-concern-sanctions-solution-eu-200529134712632.html, 29.05.2020.
  15. Javier C. Hernandez & Alexandra Stevenson, “In Hong Kong, China Tries to Drown Out Security Law’s Critics”, The New York Times, https://www.nytimes.com/2020/05/29/world/asia/hong-kong-china-national-security-law.html, 29.05.2020.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.