Makalenin başlığı şu anlama geliyor: Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde yaşayan yaklaşık 20.000 Ermeni’yi kim/kimler ellerinde esir tutuyor? Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin kapalı ve denetimden uzak tutulması kimlerin çıkarlarına hizmet ediyor? Cevap çok kesin ve net olan bu durum, Azerbaycan’ın ve dolayısıyla da orada yaşayan Ermeni azınlığın çıkarlarına asla hizmet etmiyor.
Laçin-Hankendi yolunda Azerbaycan’ın çeşitli sivil toplum örgütlerinin çevre eylemi 12 Aralık 2022 tarihinden beri devam etmektedir. Bu sivil toplum örgütlerinin harekete geçmesine ve eylemlerini iki ayı aşkın bir süredir aralıksız devam ettirmelerine sebep nedir? Geçici Rus Barış Gücü’nün bulunduğu bölgelerdeki altın, bakır ve diğer değerli madenlerin mafyatik gruplar tarafından Azerbaycan yasalarına aykırı bir şekilde işletilerek doğaya muzzam ölçüde zarar verilmesi gerçeği sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirmiştir. Ayrıca, 12 Aralık 2022 öncesinde Azerbaycan Cumhuriyeti Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı yetkililerinin söz konusu yataklarda gerekli denetim girişimleri Geçici Rus Barış Gücü’nün gözleri önünde Karabağ’da bulunan çetelerce engellenmiştir.
2020 yılında 44 günlük Vatan Savaşı ile Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri Ermenistan’ın işgaline son verdi. Azerbaycan Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Ermenistan arasında imzalanmış 10 Kasım 2020 tarihli Beyanname doğrultusunda ve Azerbaycan’ın insani jesti ile ülkemizin Karabağ bölgesinde yaşayan Ermeni azınlığın olduğu bölgeye geçici olarak Rus Barış Gücü yerleştirildi. Azerbaycan’ın buna olanak sağlamasının sebebi, Karabağ bölgesinde yaşayan Ermenilerin Azerbaycan’ın diğer bölgelerinde yaşayan azınlıklar gibi ülke bütününe entegrasyonu doğrultusunda güven ortamının oluşmasına yönelik ümitler idi.
Lakin Azerbaycan’ın Laçin-Hankendi yolunu açık tutarak bir iyi niyet göstergesi ve insani jest olarak sunduğu imkânın kötüye kullanılacağı öngörülmemişti. 10 Kasım 2020 tarihli Beyanname’nin hiçbir maddesi bugüne kadar Ermenistan tarafından yerine getirilmemiştir. Bilakis, Azerbaycan’ın iyi niyeti ve insani jesti suistimal edilmiş; Geçici Rus Barış Gücü’nün bulunduğu bölgeye silahlar ve mayınlar taşınmış, oradaki yasadışı silahlı gruplar Azerbaycan’ı terk etmemiş, aşırı ırkçı ayrılıkçı gruplar cesaretlendirilerek yeniden canlandırılmış, orada bulunan Ermeni azınlık ayrılıkçıların elinde tutsak hale getirilmiş, Rusya’da gizemli bir şekilde zenginleştirilerek “oligark” düzeyine “yükseltilmiş” Ermeni asıllı Ruben Vardanyan isimli mafyatik figür Moskova’da görevlendirilerek söz konusu bölgeye ihraç edilmiş, önce sözde hükümetin “Devlet Bakanı” tayin edilmiş, en son olarak da sözde “resmi görevine” son verilmiştir. Söz konusu karanlık şahsın yeniden “görevlendirilip ve ya görevlendirilmeyeceği” belli değil. Azerbaycan’ın Karabağ bölgesine yasalara aykırı bir şekilde giriş-çıkış yapan karanlık kişilerin sayısı çok fazla. Yani Ruben Vardanyan, onlardan sadece birisi. Son 27 aylık süre zarfında Karabağ bölgesine hangi ülkelerin terörist eğitmenlerinin giriş-çıkış yaptığı ve orada hangi amaçla bulunduklarına dair teferruatlı bilgiler Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilgili istihbarat kurumlarında mevcuttur. Bu bilgilerin de bir kısmı çeşitli aralıklarla açıklanmıştır.
Azerbaycan, tüm bunları sabırla izlemekte ve bölge barışı adına diplomatik yolları izleme gayreti sergilemektedir. Fakat bu sabır sınırsız değildir… Azerbaycan’ın 30 yıla yakın bir süre uluslararası hukuka aykırı olarak Ermenistan işgali altında tutulan bölgeleri doğal olarak 2020 yılına kadar Azerbaycan Cumhuriyeti devletinin denetimi dışında kaldı. Bu durum, söz konusu bölgelerde transnasyonel suç örgütleri açısından son derece arzu edilen bir ortam oluşturmuştu. Devletin ve uluslararası ilgili kurumların denetiminin olmaması, narkotik üretimi, depolanması ve kara para aklama başta olmak üzere çok sayıda ağır suçların üzerinin rahatça örtülebilmesine olanak sağlıyordu. Azerbaycan’a ait olan işgal altındaki bölgelerin 30 seneye yakın süre boyunca yeraltı ve terüstü kaynaklarının yasalara aykırı bir şekilde çeşitli devletlerin denetimindeki mafyatik gruplar tarafından kullanılması ise başlı başına büyük bir sorunsal.
Yukarıdaki gerçekleri ilişkilendirecek olursak, Azerbaycan Cumhuriyeti kendi içinde yeni bir “kapalı mekan” oluşturulmasına asla izin vermeyecektir. Sivil toplum örgütlerinin eylemleri asla ve asla bir abluka oluşturmamıştır. Son iki aydır orada serbest bir şekilde araç trafiğinin olması gerçeği bunu açık bir şekilde göstermektedir. Hatta çete yöneticileri Ruben Vardanyan ve Arayik Arutyunyan’ın rahat bir şekilde Hankendi-Erivan-Moskova güzergahında git-gel yapması, Ermeni azınlık adına mağduriyet söylemlerinin samimiyetten ne kadar uzak olduğunu ortaya koymaktadır.
Azerbaycan’ın sabrının tükenmesi anında nelerin yaşandığını en iyi şekilde, binlerce askerini kaybeden ve ordusu gülünç duruma düşen Ermenistan bilmektedir.
Dr. Elsevar SALMANOV