KIRKLARI KARIŞAN SEÇİMLER VE YUNAN DIŞ POLİTİKASI

upa-admin 22 Mayıs 2023 977 Okunma 0
KIRKLARI KARIŞAN SEÇİMLER VE YUNAN DIŞ POLİTİKASI

Türkiye ve Yunanistan, sadece zıtlıklarıyla değil, aynı zamanda benzerlikleriyle, sosyal, kültürel tarihte yer alan iki ülke, iki medeniyet ve halklar bazında bakıldığında, dostluğun ağır bastığı bir coğrafyayı ifade eder. Bununla birlikte, tarihte yaşanmışlıklar, ikili ilişkilerde kalıcı barışın sağlanmasında önemli engeller olarak durmaktadır. Bir de buna konjonktürel etkiler/etkilenmeler katılırsa, demek istediklerimiz daha iyi anlaşılabilir.

Malum Türkiye’de 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri yapıldı. 2002’den beri iktidarda olan AK Parti, 2023’te meclis seçiminde, bir önceki seçime nazaran, % 7 oy kaybetti, 42’den 35’e düşen rakamsal zeminde, ittifak ortağı MHP ve YRP ile, milletvekili sayısını 320’nin üstüne çıkardı. Yani yasamada 600 milletvekili tam sayısı üzerinden, 300’ü geçerek, salt çoğunluğu sağladı. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Erdoğan % 49,5’e yaklaşan oylarıyla, gereken çoğunluğu sağlayamadı; rakibi Kılıçdaroğlu ise % 45 oy oranıyla 2. turda Erdoğan’la baş başa kaldı. Bu Pazar, ikinci turda nefesler tutuldu; her ne kadar Erdoğan bir adım önce gözükse de, iki turlu seçimlerin farklı dinamiklerinin olduğunu bir yerlere kaydetmek gerekir.

Yunanistan’da ise, 1968 doğumlu, önceki Başbakanlardan  Konstantinos Miçotakis’in oğlu Kiryakos Miçotakis, 2019’dan beri sürdürdüğü Başbakanlık görevinde, ikinci dönemin kapısını araladı. Kesin bir tümce kurmamamızın nedeni, Miçotakis’in 300 üyeli parlamentoda, 151 salt çoğunluk sayısını tamamlayamamasından dolayı, değiştirdiği seçim sistemine dayanarak, Temmuz’da yeni seçim istemesidir. Böylece, 146 sandalyeye dayanan meclis çoğunluğu yerine, sistemin Temmuz’da birinci partiye vereceği ek koltuklar, tek başına iktidarı getirebilecektir, ki Miçotakis, Temmuz 2023 için “yeni seçim” çağrısı yaptı. Bu seçim, medyada yazıldığı gibi ikinci tur değil, yeni bir seçim olacaktır. Türkiye’de ise, 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turu yaşanacaktır; meclis tekrar seçilmeyecektir. Türk ve Yunan seçimlerinin deyim yerindeyse “kırkları karışmıştır”.

Gelelim, 2019’dan bu yana, Miçotakis iktidarındaki Yunanistan’la Türkiye arasındaki ilişkilere… Hemen bir anekdot kaydedelim, Miçotakis, 1968’de henüz 6 aylıkken, Albaylar Cuntası’ndan kaçan ailesi ile, Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in girişimleriyle 6 ay Türkiye’de kalmış, sonra da Paris’e gitmişler. Miçotakis ailesi, 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ardından cunta yıkılınca, Yunanistan’da tekrar birleşmiş (https://www.ntv.com.tr/dunya/yunanistan-basbakani-micotakisin-babasi-turkiyeye-siginmisti,eg1ELeoKIkKQjvIMSlFJyA).

Merkez sağ’da Miçotakis, merkez sol’da Papandreu aileleri, liderlik anlamında, önemli bir geleneği ortaya koyarlar. ABD’de Harvard Üniversitesi’nde aldığı doktora eğitiminin tez konusu “ABD’nin Yunanistan’a yönelik dış politikası” idi (American foreign policy towards Greece). Bu tezle, “Hoopes” ve “Tocqueville” ödüllerini kazandı (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-48907540). İlginçtir, Başbakan olarak Türkiye ilişkilerinde, hep “ABD etkisi” ön plana geldi. Özellikle Başbakan olduğu sene, 2019 Kasım’ında Türkiye’nin Libya ile imzaladığı “deniz yetkilerinin sınırlandırılması” anlaşması ile Batı’nın rahatsızlığını, kendi ülkesi çerçevesinde tahkim etmeye çalıştı. Sanıldığı gibi bugünkü iktidarın tek başına siyasaları bağlamında değil, Türk donanmasının, Türk devlet aklının “Mavi Vatan” gerçeğini hep tehdit, “revizyonizm” olarak gördü. Mısır’la Meis adasını baz alan anlaşmalar gayretkeşliğine girdi, kendisinden önceki dönemde kotarılan İsrail’le ilişkileri ilerletmeye çalıştıysa da, ABD, İsrail doğal gazının Güney Kıbrıs ve İtalya üzerinden, boru hattıyla aktarılmasını ifade eden EASTMED’i, yine onun döneminde iptal etti. Adaların silahlandırılması, Türkiye’nin Lozan dengesini anımsatmasına neden oldu, Yunanistan Miçotakis’in Başbakanlığında, Dedeağaç’tan Girit’e kadar, ABD tarafından silahlandırıldı. Türkiye’nin 2019 Libya hamlesinden sonra, 2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Ersin Tatar’ın ikinci turda seçilmesi, “iki devletli çözüm” tezinin Türkiye-KKTC hattında resmi teze dönüşmesini sağladı. İlginçtir, AK Parti iktidarı, 2004’te BM’nin federasyonu içeren Annan Planı referandumunun yapılması ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın siyaseten tasfiye edilmesinin de önünü açmıştı. O yüzden konu, “parti” değil, devlet konusu olarak algılandığında daha iyi anlaşılabilir. Miçotakis de Yunan dış politikasına, gökten zembille konular getirmedi.

Türkiye, 1974’ten beri “kıta sahanlığı” konusunu gündeme alıyor, 1960’lardan beri adaların silahlandırılmasını ortaya koyuyor, Kıbrıs’ta zaten CHP Genel Başkanı, Başbakan Bülent Ecevit ile MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın Başbakan Yardımcılığı döneminde, harekât gerçekleştirildi.

Bu zorunlu anımsatmalardan sonra, Yunanistan’ın hangi hükümet döneminde olursa olsun, kendi topraklarındaki Lavrion mülteci kampını terör kampına dönüştürmesi, Güney Kıbrıs’ın 1974 sonrası, terör örgütlerinin rahatlıkla konumlandığı bir yere dönüşmesi de aşikârdır. Mayıs 2022’de doktora eğitimi yapmış olduğu ABD’ye gerçekleştirdiği ziyarette, ABD Kongresi üyeleri tarafından 37 kez ayakta alkışlanması (https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/micotakisin-abd-kongresinde-37-kez-alkislandigi-konusmasini-izledigimde-42070272), komşuyla iyi ilişkiler yerine, “Türkiye’yi şikayet”i temel alması, bir sonraki dönem için, pek ümit vermese de, ikili ilişkilerde, her zaman bir umut vardır.

28 Mayıs’ta Türkiye Cumhurbaşkanı’nı seçecek, Temmuz 2023’te Yunanistan, yeni bir seçimle meclisi yenileyecek, parlamenter sisteme göre hükümet meclisin içinden çıkacağı için, Miçotakis, “tek başına iktidar”ı, Temmuz’da bekliyor. Erdoğan’ın politikalarının yanı sıra, Millet İttifakı’nın dış politika vizyonunu da içeren Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde (https://chp.org.tr/yayin/ortak-politikalar-mutabakat-metni/Open) Yunanistan için umut yok. Zira iktidar-muhalefet değişir/değişmez ancak devletin politikalarının parametreleri bellidir. Umarız barış, coğrafyamıza hâkim olur.

Doç. Dr. Deniz TANSİ

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.