KÜRESEL SİYASET VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI TARKAN DENİZ’LE SÖYLEŞİ

upa-admin 06 Şubat 2021 9.306 Okunma 0
KÜRESEL SİYASET VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI TARKAN DENİZ’LE SÖYLEŞİ

Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler uzmanı Tarkan Deniz’in 1999-2020 yılları arasında kaleme aldığı ve çeşitli gazete, dergi ve internet haber sitelerinde yayımlanan yazıları arasından seçtiği 60 makalesinden oluşan ve 4 ana bölümde derlediği Söz Uçar Yazı Kalır adlı kitabı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıkloğlu tarafından yazılan takdim yazısıyla birlikte 2021 yılının Ocak ayında Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık (KDY) tarafından yayımlandı. Bir dönem Uluslararası Politika Akademisi’nde de yazıları yayınlanan Tarkan Deniz’in kitapta yer alan makaleleri arasında; “Türkiye’nin Uzak Doğu ve Asya Pasifik Ülkeleri’nden Çin, Hong Kong, Japonya, Güney Kore ile Ticari ve Ekonomik İlişkileri”, “Türkiye’nin Doğalgaz Politikası ve Enerji Güvenliği”, “6. Uluslararası Türk – Asya Kongresi”, “Çevre ve Enerji Güvenliği” ve Irak’ın Kuzeyinde Faal Türk ve Yabancı Enerji Firmalarının Petrol Sahaları ve Faaliyetleri” başlıklı çalışmalar da yer almaktadır.

Ahmet Ceylan: Sayın Tarkan Deniz, yoğun iş ve sivil toplum dünyası temponuzda mülakat önerimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sayın Deniz, Uluslararası Politika Akademisi takipçileri olarak sizi ve değerli çalışmalarınızı uzun yıllardır takip etme olanağına sahibiz. Ancak son kitabınızla birlikte sitemiz takipçileri dışında geniş bir okuyucu grubunun da mülakatımıza ilgi göstereceklerini tahmin etmek mümkün. Okuyucularımız için kendinizi ve hayatınızdaki kırılma noktalarını bizimle paylaşır mısınız?

Tarkan Deniz: Herkese merhaba. Rica ederim. Bu mülakatı teklif edip, ayrıca fırsat verdiğiniz için teşekkür ederim. UPA ile aslında ilk diyaloğum bundan tam 9 sene önceye 2012 yılına yani Bahçeşehir Üniversitesi Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans öğrencilik yıllarıma kadar gider. Öyle ki; Uluslararası Politika Akademisi (UPA) yayını olan Politika Akademisi web sitenizde yayımlanan yazı ve makalelerim arasında yer alan “Türkiye’nin Uzak Doğu ve Asya Pasifik Ülkeleri’nden Çin, Hong Kong, Japonya, Güney Kore ile Ticari ve Ekonomik İlişkileri”, “Türkiye’nin Doğalgaz Politikası ve Enerji Güvenliği”, “6. Uluslararası Türk – Asya Kongresi” ve “Çevre ve Enerji Güvenliği” başlıklı 4 yazım kitabımda da yer almaktadır.

Kırılma noktalarımı sordunuz ve kısaca cevap vermek isterim; hayatımın bazı dönüm noktaları var ki, bunlar sizin tarif ettiğiniz gibi kırılmalar da denebilir. Aklıma gelenler hızlıca; 1998 yılında lisans derecesi ile mezun olmak, 2000 yılında vatani görevimi tamamlamak, 2003 yılında evlenmek, 23 Nisan 2008’de kızımın doğumu, 2013 yılında yüksek lisans derecesi ile mezun olmak, 2010-2017 yılları arasında ise Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) Türkiye-Malezya, Türkiye-Singapur ve Türkiye-Tayvan İş Konseylerinde Yürütme Kurulu Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı gibi görevlerde bulunmak. Ayrıca, Birleşmiş Milletler tarafından da çalışmaları önemli görülen, dünyanın en büyük ve saygın gençlik sivil toplum kuruluşlarından birisi olan Junior Chamber International (JCI) Türkiye Avrasya Şubesi’ne 2005 yılında üye, 2006 yılında önce Toplumsal Projeler Direktörü ve ardından ise 2007 yılında bir dönem Başkan Yardımcısı olarak görev ve sorumluluk almak genç yaşlarda bir çok beceri ve deneyimin yanında dostluklar sağladı.

Aldığım ödülleri de şöyle sıralayabilirim:

2005 – Dünya Bankası tarafından ülkemizde ilk kez gerçekleştirilen “Avrupa Yolunda Sosyal İlerleme ve Katılım” temalı Türkiye Yaratıcı Kalkınma Fikirleri Proje Yarışması Finalist Ödülü.

2007 – Junior Chamber International Genç Liderler ve Girişimciler (JCI) Derneği Türkiye tarafından gerçekleştirilen TOYP “Türkiye’nin On Başarılı Genci” yarışmasında değişime liderlik ederek sosyal sorumluluk projelerine olan katkılarından dolayı JCI Senato Özel Ödülü Birincisi.

2010 – Genç Liderler Derneği (GLD) tarafından 2009-Yılın Genç Liderleri Yarışması’nda Yılın Genç Girişimcisi Ödülü.

2012 – Genç Turizmciler Derneği (GTD) tarafından Turizme Destek Özel Ödülü.

2019 – Türkiye’nin ilk ve tek protokol dergisi By Protokol’un İş İnsanı dalında Gümüş Kariyer Ödülü.

Zaman zaman yeni kırılmalar ve gelişmeler de oldu oluyor hayatımızda. 2011 yılından bu yana tam 10 yıldır Ordu Ticaret ve Sanayi Odası (OTSO) Başkanı Fahri Danışmanlığımın yanında, 2020 yılından bu yana Beykoz Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Danışma Kurulu Üyesi ve 2021 Ocak ayından itibaren de Turizm ve Tanıtma Platformu (TUTAP) Türkiye’nin Kültür ve Turizm Elçisi Beratı sahibi olarak ülkemiz ve insanlarımız için insanlık ve tüm evren için daha iyi bir gelecek ve işleyen kurumlar için yoğun gayret ve koşturma içinde hareket halindeyim. Çok okur ve çok not alır; daha sonra da bunları derler yazarım. Hayat iniş ve çıkışlarla dolu ki, bazen ileri, bazen geri ama asla aynı yerde durmadan hareket halinde olmalı insan. Görerek ama daha da önemlisi yaparak öğrenmeye ve yaşam boyu sürekli öğrenmeye önem veren birisi olarak öğrenmenin ve öğretmenin yaşı yoktur diyen birisiyim.

Ahmet CEYLAN: Tarkan bey, kitabınız Söz Uçar Yazı Kalır; iş dünyası, akademi, diplomasi, bürokrasi ve siyaset sahnesinin önemli isimlerinin teveccühüne mazhar oldu. Değerlendirme ve yorumlar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Siz bu durumu ve kitabın ses getirici yaygın etkisini nasıl açıklıyorsunuz?

Tarkan DENİZ: Kitabımın “Önsöz” yazısında da belirttiğim üzere, Stephen King der ki; “Eğer okumaya vaktiniz yoksa, yazmaya da vaktiniz yok demektir”. Kitabımın sonunda yer alan teşekkür yazımda ise; “Cennetin Krallığı” adlı sinema filminde geçen ve Kudüs kuşatması ardından ünlü komutan Selahaddin Eyyubi kenti teslim almak üzereyken  yıkık dökük bir duvar kapısının üzerinde yer alan eski tablette yazan Latince “Nemo vir est qui mundum non reddat meliorem”, yani “Dünyayı daha iyi yapmayan insan insan değildir” sözüne yer verdim.

Bir Çin atasözü der ki; “En silik mürekkep en keskin zekadan daha iyidir“. Dilimizde, “Buz üstüne yazı yazmak” diye güzel bir deyim var. Yine Türk müziğimizin efsane ismi merhum sanatçımız Barış Manço, 1970’lerin sonunda hit olan “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” adlı şarkısında,“Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı?” der. Dilimize de yerleşen Türkçe anlamını kitabıma başlık olarak uygun gördüğüm “Verba volant, scripta manent”, Latince kadim bir söz olup, cümle dilimize tam anlamıyla tercüme edildiğinde, “konuşulan kelimeler uçup gider, yazılı kelimeler kalır” anlamına gelmektedir. Sözün özü ise;  “Söz uçar yazı kalır”…

Etki konusuna gelince; etki, tek başına sadece bir kuyuya atılan taş veya denizde su üzerinde sektirilen taş gibi bir veya bir kaç dalga ancak etki yapar, ama sonra taş dibe batar. Sürekli bir etkisi olmaz. Oysa ki sinerji, ortak akıl ve ekip çalışması ile daha uzun ömürlü kalıcı hatırlanan ses getiren eserler, çalışmalar başarılar elde etmek sürdürülebilir bir başarı için mümkündür. Bu çalışmamda da, yine, 202o yılında tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19/koronavirüs küresel salgını döneminde kısıtlı imkanlar ve zor şartlar altında da olsa zaman ve imkan ölçüsünde bilen uzmanlara danışmaya gayret ettim ve bilmediğimi bir bilene sordum. Kitabımın ortaya çıkması öncesinde özelde paylaşma imkânı bulduğum ve kitap çalışmamı ve konularını bilgi ve fikirlerine de başvurduğum içlerinde Büyükelçi, Bakan, Üniversite Rektörü, Dekanı yahut akademik ve iş dünyasında görevlerde bulunan Profesörlerimiz ile iş dünyasından oda ve borsa başkanlarımız ile iş dünyasından önde gelen özellikle sanayici kimliği olan iş insanlarımız ile hukuk, iş, basın ve sivil toplum dünyamızın bazı isimlerine başvurarak, elli kadar görüşü sözlü ve yazılı aldım. Bunların çoğunu kitabımın son bölümünde okur görüşleri kısmında bulacaksınız. Her birine ve kitabımı temin ederek okuma fırsatı bulan kıymetli zamanlarını ayırarak sunmuş oldukları karşılıksız sonsuz katkıları ve vermiş oldukları motivasyon için tüm kişi ve kurumlara sizlerin huzurunda bir kez daha çok teşekkür ederim. Hemen hemen okurların tamamının ortak görüşü ise çok başarılı bulmaları, yazıya dökülerek kalıcı olmasının çok önemli olduğunun bir kez daha vurgulanması ve elbette eserin gelecek kuşaklar için dahil kaynak eser olarak son çeyrek aşırın bir analizi açısından da değerlendirilmesi gerektiği yönünde fikir birliği.

Kitabın birinci bölümü “Uluslararası”, İkinci bölümü “Ulusal, Bölgesel ve Yerel”, Üçüncü bölümü “Enerji” ve Dördüncü bölümü ise “Liderlik, Yönetim, Teknoloji ve Kişisel Gelişim” başlıklı konular üzerine makalelerden oluşmaktadır. Makalelerin başlıkları ise, günümüzde güncelliğini koruyan ve dün olduğu gibi yarın da yine üzerinde çok konuşulacak önemli konular olup; Küresel Ekonomide Kilit Ülkeler, Barış ve İstikrara Giden Yolda Türkiye-Libya İşbirliği, Tarihten Günümüze Lübnan ve Geleceği, Türkiye-Brezilya İlişkileri, Türkiye-Malezya İlişkileri, Afrika Boynuzu’nda Bir  Ülke: Somali, Brexit Yahut Great Exit (Büyük Çıkış), Önce İnsana Yatırım (Kuzey Makedonya), Tek Kuşak Tek Yol-Yeni İpek Yolu, Çin ve Ardından Hindistan, Türkiye’nin Uzak Doğu ve Asya Pasifik Ülkeleri’nden Çin, Hong Kong, Japonya, Güney Kore ile Ticari ve Ekonomik İlişkileri, 6. Uluslararası Türk-Asya Kongresi, Türkiye ve Dostları, Birinci Dünya Savaşı, Ödlek Oyunu (Chicken Game) Teorisi, “Yeni Dünya Düzeni” out–“Yepyeni Uluslararası Modeli), Bölgesel Kalkınma İçin Alternatif Önerim: Karadeniz Araştırmaları Enstitüleri,  Ordu İlinin Bir Hayali Gerçek Oldu: Ordu Üniversitesi, Ordu İli İş Dileği ve Dilek Haritası, Fındık, Prefabrik Çağı Pek  Yakında, Türkiye’nin Yerli ve Milli Otomobil Projesi TOGG, Türkiye’nin Doğalgaz Politikası ve Enerji Güvenliği, Çevre ve Enerji Güvenliği, Enerji Güvenliği ve Son Paylaşım, Akdeniz ve Enerji, Türkiye Enerji Görünümü, Karadeniz’de  Hidrojen Sülfür (H₂S), Küresel Yetkinlikler, Önderlik, Güç, Gelecek, Risk, Rocky’den Oğluna Baba Nasihatı: “Anneni (Kabri) Ziyaret Etmeyi Unutma”, Bir Üniversite Var Ederken, İngiltere Atom Enerjisi Kurumu Emeritus Başkanı Lady Barbara Judge, Otobüs Senaryosu, Kirpi Mesafesi, Kırık Cam Teorisi, Şövalyeliğin Kuralları, Yunus Balığı Winter, Ego, Korku Yok, 2020 Yılı Olimpiyat Oyunları ve 7 Eylül’de İyi Olan Kazansın, Herkes Kazanır, Murat 124 ve Ferrari ile Lamborghini Kapışması, İletişim Çağı ve Sosyal  İletişim Ağları, Mutfak Robotlarından İnsansı Robotlara, Mekanik Türk ve Yapay Yapay Zeka, Lego, Dijital  Oyunlar ve Halk Oyunları, Her Şeyin Başı Sağlık, Yarınlarımız Olan Çocuklar, Hayat Yolu.

Ahmet CEYLAN: Tarkan bey, 9 Ağustos 1999 tarihinde Dünya Gazetesi ekinde yer alan “Hayat Yolu” isimli makaleniz, kitabın pek çok değerli makalesinden birisi. İlgili makalede, eğitimin modernleşmesi konusunda önemli öngörüler ve öneriler var. 1999 yılındayken uzaktan eğitim modelinin altının çiziyorsunuz. Henüz 1999 yılında böylesi bir gözlemi geliştirmenizde etkili olan faktörler nelerdi?

Tarkan DENİZ: 22 yıl önce 24 yaşımda kaleme aldığım ve 9 Ağustos 1999’da “Hayat Yolu” adlı ilk makalem, bankacılık yıllarımda 9 Ağustos 1999 tarihinde Dünya Gazetesi’nin Türkiye Finans Yöneticileri Vakfı işbirliği ile çıkan “Finans Kulüp” adlı ekinde yayımlanmıştır. Bu yazıyı 22 yıl önce kaleme almama neden olan düşüncelerim arasında, 2020’ye gelindiğinde iş ve eğitim dünyamız dahil tüm dünyada iş yapma ve eğitim alma veya verme şeklimizi değiştiren küresel salgın COVID-19 elbette yoktu, fakat artan dünya nüfusu ve daha küresel hale gelen birbirine benzeyen AVM, sokaklar ve şehirler gösteriyordu ki, eğitime her zaman her yerde ulaşmak bir lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç haline gelecek diye düşünmüş ve öneriler sunmuştum. Dünyamız yaşlandığı gibi insanlar da yaşlanıyor ve çoğu ülkede evinden çıkamadan hayatını geçiren yüz milyonlarca insan var ve Koronavirüs gösterdi ki, elektronik ticaret ve buna bağlı dağıtım hizmetleri tedarik zinciri önem kazandı. Toplantılar ve görüşmeler ve eğitimler bir anda hızla değişime ayak uydurarak pozisyonlarını aldı. Bu da bize gösterdi ki, değişmeyen tek şey yine değişimin kendisi. Adaptasyon, yani uyum önemli olup, Türkiye bunu iyi yönetişime ve akıllı uygulamalara bir örnek vermek gerekirse en başta başta E-Devlet uygulaması olmak üzere dijital dönüşümü büyük oranda başardı sayılabilir.

Sormuş olduğunuz “Hayat Yolu” başlıklı hayatımda yazdığım ilk makalemde yer verdiğim düşüncelerim ve önerdiklerim, 1921’de ABD’de kurulan uluslararası bağımsız düşünce kuruluşu olan Dış İlişkiler Konseyi’nin (Council on Foreign Relations/CFR) Başkanı Dr. Richard Nathan Haass’ın 2013’ün Mayıs ayında yayımlanan Yeni Amerika – Dış Politika İçeride Başlar adlı kitabının içinde “İçeride Yenilenme” adlı 3. bölümde “Eğitim” başlıklı kısmında (ss. 145-148) konular ve önerilenlerin bazıları ile ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’nin 44. Başkanı Barack Obama’nın 2008’de ilk Başkanlık döneminde Başkan olmadan kısa bir süre önce kaleme aldığı 2008’de yayımlanan İnanırsak Başarırız adlı kitabında da (ss. 73-81) konular ve önerilenlerin bazıları ile benzerlikler gösteriyor.

Ahmet CEYLAN: Sayın Deniz, “Her Şeyin Başı Sağlık” yazınıza bir Çin atasözü olan “İlginç (tuhaf) zamanlarda yaşayasın”  ile giriş yapmışsınız. Gerçekten ilginç olarak addedilebilecek bir dönemin içerisindeyiz. Yaşanan salgın hastalık sürecini de merkeze alarak, dünyanın bugününü ve yarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ekonomik daralma ve küreselleşme başta olmak üzere temel tartışma konularının geleceğini, salgın hastalık süreci etkisi ile nasıl yorumlarsınız? 

Tarkan DENİZ: Çin atasözünden bahsettiğinize göre, elbette ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemem teyit edebileceğimiz bir kaynak yok elimde… Fakat yine Çinlilere atfedilen bir atasözüne göre, “Kriz” aynı zamanda “Fırsat” kelimesine karşılık geliyormuş diye sizler de duymuşsunuzdur. Fakat elbette her krizden de fırsat çıkarma niyeti ile krizin olumsuz etkilerini insanlık namına bir fırsata veya kurtuluşa çevirmek ayrı şeylerdir. Çin ile ilgili de zaten kitabımda Tek Kuşak Tek Yol veya Yeni İpek Yolu gibi ticari ve uluslararası konularda yazım olmakla birlikte, konuya tekrar dönersek, Çin’de başlayan ve tüm dünyayı maalesef kısa sürede etkisi altına alan ve milyonlarca insanın hayatına mal olan küresel salgınla mücadelede -elbette kaynağı ne kadar kesin biliniyor veya bilinmiyor ama- Çin yine telafi edercesine iki önemli konuda aksiyon aldı ve aşı çalışmalarına tüm dünyada olduğu gibi onlar da başladı ve başarılı da oldular. Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Kofi Annan ise; “İnsanlık tarihindeki önceki dönemlere göre çok daha ileri düzeyde ortak kaderi paylaşmaktayız. Ancak hep birlikte karşısına çıkarsak ona hakim olabiliriz.” der.

Kitabımda yer verdiğim bir yazım ile ilgili olarak, pandemi olarak tanımlanan küresel salgının ülkemizde de maalesef görülmeye ve etkisini hissettirmeye başladığı ilk günlerde pandemi hastanesi önemi ve gerekliliği hususunda hemen bir yazı kaleme aldım ve “Prefabrik Çağı Pek Yakında” başlıklı ilgili makalem 17 Mart 2020 tarihinde “Karadeniz Ekonomi” adlı haber sitesinde yayımlandı. Bunu önerdim ve gerçek oldu; 2020’nin Nisan sonu ve Mayıs ayından itibaren ilerleme sağlandı.

Ahmet CEYLAN: Sayın Tarkan Deniz, son sorumuz Türkiye’deki gençlere tavsiyeleriniz ile ilgili. Dünyadaki ve Türkiye’deki değişim parametrelerinden hareketle gençlere; iş seçimi, dünyadaki değişimleri yakalamak ve kişisel gelişim başta olmak üzere önemli gördüğünüz konularda ne gibi önerileriniz olur? Sayın Deniz, değerli yanıtlarınız için teşekkürlerimizi sunarız. Kolaylıklar dileriz.

Tarkan DENİZ: Kuzey Makedonya eski Cumhurbaşkanı Profesör Gjorge Ivanov der ki;  “Biz geçmişi değiştiremeyiz – fakat hep birlikte bugünü değiştirebiliriz, böylece geleceği değiştirebiliriz.” Konuk konuşmacı olarak davetli gittiğim üniversitelerde lisans ve yüksek lisans öğrencileri ile ders söyleşilerimizde de her zaman söylediğim bir husus; eğitim öncelikle içten gelir, ilham verici ve motivasyona bağlı olarak sürekli öğrenme ve araştırma isteği ile doğru ve güvenilir bilgilere doğru kaynaklardan erişerek ve teyit ederek alın kullanın. Diğer yandan da, eğitim kurumları ve eğitmenler çok önemli fakat eğitim tek başına sırf okula veya eğitmene bağlı olarak değil sizlerin de gayreti merakı araştırması ve çok okuması ile şekillenecek gelişecek çoğalacaktır. Bu nedenle de, özellikle de sırf ders kitapları ve kıymetli okutmanlarımız akademisyenlerimiz yanı sıra iş dünyasının saygın çatı kuruluş iş örgütlerinde, odalar ve borsalar ile sivil toplum kuruluşu olarak değerli ve faydalı sosyal kültürel akademik bilimsel çalışmalar yapan vakıf ve dernekler ile, strateji ve araştırma düşünce kuruluşları ve enstitülerde gönüllü faaliyetlerde bulunmalarını, iletişime, geri bildirime önem vermelerini, notlar almalarının kariyerlerinde ve tüm hayatlarında çok yararlı olacağını düşünüyorum. Atatürk der ki; “Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler mani olur diye düşünürüm. Engelleri ortadan kaldırdım mı iş kendi kendine yürür”. ABD profesyonel basketbol ligi NBA efsane oyuncusu ve tüm zamanların en iyi basketbolcusu Michael Jordan ise; “Başarısızlığı kabul edebilirim. Herkes bir şeylerde başarısız olabilir. Ama denememeyi asla kabul edemem!” der.

Dilimize de yerleşen Türkçe anlamını Söz Uçar Yazı Kalır adlı kitabıma başlık olarak uygun gördüğüm “Verba volant, scripta manent” Latince kadim bir söz olup, cümle dilimize tam anlamıyla tercüme edildiğinde, “konuşulan kelimeler uçup gider, yazılı kelimeler kalır” anlamına gelmektedir. Sözün özü ise;  “Söz uçar yazı kalır”… Uluslararası Politika Akademisi (UPA) okurlarına ve takipçilerine başarı dileklerimle. Umarım kitabımı ve içinde yer alan 60 ayrı makalemi ilgiyle ve beğenerek keyifle okursunuz.

Kitaba bu linkten ulaşabilirsiniz.

Röportaj: Ahmet CEYLAN

Tarih: 06.02.2021

 

 

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.