BAKÜ’NÜN YENİ GİRİŞİMLERİ: ÜÇLÜ FORMATIN AVANTAJLARI

upa-admin 18 Haziran 2014 1.972 Okunma 0
BAKÜ’NÜN YENİ GİRİŞİMLERİ: ÜÇLÜ FORMATIN AVANTAJLARI

Azerbaycan diplomasisi başarılar kazanmaya devam ediyor. Son zamanlarda Cumhurbaşkanı`nın girişimi ile işbirliğinin üçlü formatı sıkça kullanılıyor. Bu yöntemle Azerbaycan; Türkiye, Gürcistan, İran ve Türkmenistan’la ilişkileri niteliksel yeni seviyeye yükseltebilmiştir. Şüphesiz, bu, diplomasi tarihinde bir yenilik gibi öğrenilecek. Aynı zamanda, bu formatın somut jeopolitik sonuçlarının analizi ilginçtir. Teorik ve pratik olarak ikili formattan üçlü formata geçişin özelliklerini araştırmak gerekir. Tüm durumlarda Azerbaycan yönetiminin dış politikaya yaratıcı yaklaşımı ve değişen jeopolitik dinamiğine uygun işbirliği yöntemleri arayışını durdurmaması ortadadır.

Üçlü Formata Geçiş: Azerbaycan’ın Yeni Girişimi

Modern diplomasi esnek yöntemleri daha çok tercih ediyor. Uzmanlar düşünüyorlar ki, yeni tarihi şartlar kapsamında devletlerarası ilişkilerin düzenlenmesi bütün diplomasinin içeriğini yenileyebilir. Burada gerçeklik vardır. Çünkü şimdi jeosiyasette, uluslararası ilişkiler sisteminde ve hukukta süreçler hızla gelişmektedir ve önceki zamanlarda gözlenmeyen faktörler kendini gösteriyor. Bazen bölgesel ve küresel çapta olaylar keskin çelişkiler ve karmaşık hareketler ile karakterize ediliyor. Böyle durumlarda siyasi-diplomatik etkinlikte yeni yaklaşımlara, sıradışı formatlara el atmak gerekir.

Bilindiği gibi, Güney Kafkasya dünyanın jeopolitik açıdan en zor bölgelerinden sayılır. Özellikle, son 20 yılda burada keskinliği ile seçilen süreçler oluşur. Bir yandan, büyük devletler kendi çıkarlarını sağlamak için baskılar yapıyorlar, diğer yandan ise, bazı ülkeler bağımsız dış politika yürütemiyor. Bu iki faktörün ortak etkisi sonucunda Güney Kafkasya’nın jeopolitik manzarası hayli karmaşık hale gelmiş.

Buna uygun olarak, yeni işbirliği biçimleri aramak ihtiyacı ortaya çıktı. Azerbaycan için bu mesele daha fazla aciliyet arz etmektedir. Çünkü bu ülke bölgede bağımsız siyaset yapıyor ve liderdir. Güney Kafkasya’da jeopolitik durum karmaşık oldukça yeterli işbirliği biçimleri bulmak gerekir. Tabii ki, bunun bağımsızlık ve egemenliğe öncelik veren  devlet için önemi vardır. Ermenistan gibi ön karakol statüsünde ve hep kenar güçlerin talimatı ile hareket eden ülkelere hiçbir yeni ilişkiler biçimi gerek değil.

Bakü sürekli işbirliğinin verimli modeline, tarafların eşit haklara sahip olmasına ve uluslararası hukuk normlarına uyulmasına öncelik tanıdı. Bu nedenle Azerbaycan yönetimi hep daha yararlı ilişkiler biçimi aradı. Son dönemlerde Bakü ikili ve üçlü işbirliği formatlarını aktif kullanmaktadır.

Bununla ilgili Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 28 Mayıs – Cumhuriyet Günü’ne adanmış resmi törendeki konuşmasında bir hususu ayrıca vurguladı. Devlet başkanı söyledi: “Bizim dış politika girişimlerimiz güzel sonuçlar veriyor. Biz dış politikada ikili formatı tercih ediyoruz. Bence, bu, en makul formattır. Elbette, diğer formatlar da vardır. Onlar da kullanılır. Ancak ikili format en büyük verim veren formattır”.

Çünkü Azerbaycan bölgenin tüm ülkeleri ile (Ermenistan hariç) işte ikili olarak ilişkileri geliştiriyor. Bu yöntemin verimi büyüktür. Çünkü tüm alanlarda işlek ve etkin işbirliği mekanizması kurmaya olanak sağlar. Bunun dışında, Bakü önemli jeopolitik temettü elde etti. Biz, Azerbaycan’ın bağımsız tutum sergilemek hakkını herkese kabul ettirmesini kastediyoruz.

Sır değil ki, zaman zaman büyük devletler – ister yakın dost, gerekse az dost olsun, kendi çıkarları için baskı yapmaya, “ağabey” rolünü oynamaya çalıştılar. Böyle durumda ilişkilerdeki dengeyi koruyarak herkesten bağımsız siyaset yapma ince diplomasi ve siyasi kararlılık gerektirir. Bakü bu nitelikleri göstermiştir. Bunun gerçekleşme mekanizması ise tam olarak ikili işbirliği formatından ibaret olmuştur. Azerbaycan; Rusya, İran ve Türkiye ile somut alanlarda, taraflara fayda sağlayan anlaşmalar imzaladı. Bu süreç şimdi de devam ediyor.

Bu yöntemin temel sonucu Azerbaycan’ın tam bağımsız tutum sergilemesi ve bölgede lider rolünü oynamasından ibarettir. Ayrıca, artık “Azerbaycan sadece bir siyasi merkez olarak değil, aynı zamanda, bir yatırım kaynağı olarak da ilginçtir”. Son zamanlarda ülke yönetimi işbirliğinin daha yeni bir biçimini uygulamaktadır.

Stratejik Ortaklık: Dinamik Jeopolitik Dengenin Şartları

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in teşebbüsü ile birkaç üçlü işbirliği biçimi kuruldu. Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye, Azerbaycan-İran-Türkiye, Azerbaycan-Türkmenistan-Türkiye formatı artık faaliyettedir. Bunların her birinde jeosiyasetle güvenlik yönleri karşılıklı ilişkide yer aldı. Ancak esas yeri ekonomik, kültürel ve enerji alanındaki işbirliği tutuyor. Meselenin bu tarafının büyük önemi vardır.

Duruma küresel ve bölgesel jeosiyasetin modern dinamikleri açısından baktığımızda bunu açıkça görmek mümkündür. Ortadoğu’da ve eski Sovyet coğrafyasında büyük devletlerin jeopolitik mücadelelerinin keskinleştiğini herkes biliyor. Bu süreç otomatik olarak büyük bir coğrafyada devletler grubunun çeşitli sistemlerinin oluşmasına neden oluyor.

Kuşkusuz, bu sürecin olumlu yönleri yok değildir. Ancak bağımsızlığını yeni kazanmış ülkeler için bir takım farklı nitelikli sorunlar oluşturabiliyor. Bundan sığortalanmanın başlıca yolu, her bir komşu ülke ile gerçek işbirliği mekanizması kurmak ve onların çıkarlarını dengelemekten ibarettir. Dikkat edersek, görürüz ki, üçlü formatta daima Türkiye Azerbaycan’ın yanındadır. Böyle anlaşılıyor ki, İran ve Türkmenistan’la ilişkiler “ağ diplomasisinin” gereklerine uygun olarak, bölge devletlerinin her birini karşılamak kaydıyla (Ermenistan kendi suçu yüzünden dışlanmıştır) geliştiriliyor.

Bununla bölgesel çapta güçler dengesini korumak için iki kriter esas alınır. Birincisi, Azerbaycan tüm tarafların çıkarını dikkate almak için daha geniş imkan sağlayan format sunuyor. Çünkü üçlü formatta katılımcılardan hiçbiri sadece kendi işine gelen faktörlere öncelik veremez. İlişkiler devletler arasında kurulduğundan her biri diğer ikisinin de çıkarlarını dikkate almaya mecburdur. Bu ise jeopolitik açıdan dengeyi koruyup saklama şansı oluşturuyor.

İkincisi, birkaç üçlü format aslında bölgesel ölçekte “jeopolitik ağ” yaratmaya olanak tanır. Örneğin, Azerbaycan, Türkiye, İran, Gürcistan ve Türkmenistan aslında büyük jeopolitik mekanda birbiri ile dinamik ilişkiler yapısına bağlanmış olur. Bununla bölgesel işbirliğinin hem sivil biçimi oluşuyor, hem de birlikte saldırganı izole etmek mümkün oluyor. Tesadüfi değil ki, yukarıda listelenen formatların hiçbirinde Yerevan yer almıyor. Önemlisi odur ki, bunu sadece Bakü istemiyor değildir- katılımcıların hiç birisi Ermenistan’ın bu formatlarda yerini görmüyor.

Burada ciddi diplomatik başarıyı vurgulamamak mümkün değildir. Azerbaycan hiçbir baskı olmadan, gerçek işbirliği biçimleri ile bölgede istikrarsızlığa neden olan devletin dışarıda kalmasını sağlıyor. Somut olarak, Güney Kafkasya’da ikili formattan üçlü işbirliği modeline geçiş, aslında diplomaside yeniliktir. Bu deneyimin diğer devletler tarafından kullanılacağına şüphemiz yoktur.

Aynı düzlemde üçlü işbirliğinin derinleşen ilişkilerin stratejik ortaklık dönüşümünün modern taleplere cevap veren mekanizması (formatı) olduğunu kabul etmek gerekir. Artı, bu format çerçevesinde stratejik ortaklık bölgesel istikrarın göstergesi niteliğindedir. Düşünüyoruz ki, bu husus Bakü’nün modern diplomasiye verdiği değerli katkılardan biridir.

Nihayet, üçlü işbirliği formatının büyük güçlerin jeopolitik çatışmalarını azaltmanın somut mekanizması olmasını vurgulamak istedik. Mesele şu ki, Batı ile diğer jeopolitik güçler arasındaki ilişkilerin gerginliği Ortadoğu-Kafkasya-Orta Asya hattında keskin durum yarattı. Aslında Batı-Doğu çatışması kendini gösteriyor. Bu sürecin derinleşmemesi için üçlü format aracı ile geniş jeopolitik mekanda “işbirliği bölgeleri” oluşturmak mümkündür. Diyelim ki, Azerbaycan’la Türkmenistan arasında olan anlaşmazlıkları üçlü formatta gidermek imkanı olursa, Hazar’ın statüsünde anlaşmanın elde edilmesi şansı yükseliyor. Bununla Hazar havzasında jeopolitik gerilimi azaltmak mümkün oluyor.

Tüm bunlar Azerbaycan’ın yeni işbirliği girişimlerinin artık somut sonuçlar verdiğini bir daha doğruluyor. Ülke yönetiminin siyasi, ekonomik, kültürel ve diğer alanlarda elde ettiği başarılara ciddi diplomatik başarılar ekleniyor. Azerbaycan’ın bağımsız devlet olarak jeopolitik durumu yükseliyor.

Kaynak: Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.