BM GÖRÜŞMESİNDEN SONRA RUSYA’NIN SURİYE’DE HAVA SALDIRILARINA BAŞLAMASI: ABD-RUSYA ÇATIŞMASI ZİRVEDE

upa-admin 05 Ekim 2015 2.091 Okunma 0
BM GÖRÜŞMESİNDEN SONRA RUSYA’NIN SURİYE’DE HAVA SALDIRILARINA BAŞLAMASI: ABD-RUSYA ÇATIŞMASI ZİRVEDE

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun geçtiğimiz günlerde yapılan 70. toplantısında en çok ilgi çeken noktalardan biri, ABD ve Rusya Devlet Başkanlarının son 2 yıldır ilk kez gerçekleşen görüşmesi ve toplantının genel oturumlarındaki konuşmaları oldu. İki ülke ilişkilerinin son yıllarda daha da gerginleşmesi, Ukrayna ve Suriye’deki gelişmelerle ilgili çıkarların ve görüşlerin birbirine zıt ve hatta uzlaşmaz bir karakter alması ve ABD’nin yönetiminde çeşitli ülkelerin Rusya’ya karşı ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulaması gibi faktörler, pek çok uzman tarafından “Soğuk Savaş”ın yeniden başlaması olarak değerlendirilir.

Karşılıklı Suçlamalar, Sert Eleştiriler

Görüşmeden önce ABD Başkanı Barack Obama, konuşmasında “baş kaldıran yaramaz” Rusya’yı geleneksel düşmanları arasında gösterip, ülkesini ve müttefiklerini, zorunluluk oluşursa, askeri yolla korumaktan çekinmeyeceğini söyledi (bkz.: Remarks by President Obama to the United Nations General Assembly / “www.whitehouse .gov”, 28 Eylül 2015). Obama, Rusya’nın Ukrayna siyasetini ve Kırım’ı işgalini geniş şekilde eleştirerek, bunu bu ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün ihlali olarak nitelemiş, Rusya’ya karşı yaptırımların uygulanmasına bir daha hak kazandırmıştır.

Putin ise, konuşmasında yine uluslararası ilişkiler sistemindeki adaletsizliklerden bahsetmiştir. Onun sözlerine göre; BM, meselelerin ortak çözümüne çalışılması amacıyla oluşturulmuş olsa da, “Soğuk Savaş”ın sona ermesinden sonra dünyada egemen olma iddiasındakiler, BM’ye uymak istemiyor ve örgütü, amaçlarına ulaşmada engel çıkaran, “ayağa dolaşan” bir kurum olarak görüyorlar (bkz.: Полный текст и видео выступления Владимира Путина на Генеральной Ассамблее ООН / “Russia Today”, 28 Eylül 2015). Putin’in sözlerine göre; Rusya BM’de reformların yapılması, onun faaliyetinin yeni dönemin gereklerine uyarlanmasına karşı değildir, fakat kurumun saygınlığını ve meşruluğunu şüphe altına alma girişimlerini de kabul etmemektedir. Aksi takdirde, uluslararası ilişkilerin yapısı dağılacak, her şey güce tabi olacak, birçok devlet egemenliğini kaybedecektir.

Malumdur ki, gerek Batı, gerekse Rusya’nın bazı uluslararası konulara yaklaşımlarında uluslararası hukuku bir kenara koyması, yayılmacı çıkarlardan bahsetmesi, hatta BM karar ve kararlarının uygulanmasına teşebbüs göstermemesi görülür. Bununla birlikte, Batı’nın hedefine çevrilen, büyük umut bağladığı Çin’den gereğince destek görmeyen, eski Sovyet coğrafyasının yanı sıra Ortadoğu’daki birçok dayanak noktasından da bugün yoksun olan Moskova; BM Güvenlik Konseyi çerçevesinde şeklen de olsa, dünyadaki 5 büyük güçten biri olmayı sürdürmek, küresel önem taşıyan konularla ilgili kararların alınması sırasında en azından “veto” hakkını kullanma yetkisini korumak istemektedir. BM’nin faaliyetinin önemsizleşmesi, Rusya’nın uluslararası etki imkânlarının da önemli ölçüde sınırlanması demektir.

Tek bir gelişme modelinin tüm ülkelerde zorla uygulanmasının doğru olmadığını söyleyen Putin, uluslararası kamuoyunu, vaktiyle başka ülkelere sosyal dayatmalar ve değişiklikler ihraç etmeye çalışan eski SSCB’nin başarısızlığından ders almaya çağırdı. Rusya Devlet Başkanı isim vermeden ABD’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya “demokratik” devrimler ihraç etme politikasının ağır sonuçlarına işaret ederek, bütün bunları “tepeden bakmaya ve cezasız kalmaya dayanan politikadan vazgeçilmemesi”nin sonucu olarak görür. Putin, aslında, Batı’yı teröristlerin silahlandırılması ve finansmanı, silah kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve yasadışı petrol satışına göz yummakla suçladı. O, açıkça, Suriye’de Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın hükümet güçlerinden ve Kürt askeri birliklerinden başka kimsenin, IŞİD ve diğer terörist örgütlere karşı gerçek mücadele etmediğini söyledi. Rusya Devlet Başkanı terörizme karşı gerçekten mücadele edecek yeni ve geniş bir uluslararası koalisyonun kurulmasını önerdi.

ABD ve Rusya Devlet Başkanlarının Görüşmesi: Belirsiz Sonuç

BM’deki konuşmalarının ardından bir araya gelen ABD ve Rusya Devlet Başkanlarının kapalı kapılar arkasında geçen görüşmesinin ardından salonu ilk terk eden Obama görüşmeyle ilgili bir açıklama yapmadı. Putin ise görüşmeleri “çok yararlı ve açık” olarak adlandırdı. Rusya Devlet Başkanı, ABD-Rusya ilişkilerinin oldukça düşük düzeyde olduğunu itiraf etti. Batılı devletler koalisyonunun Suriye topraklarında IŞİD’e karşı koalisyonuna Rusya’nın da katılıp katılmayacağına gelince, Putin bunun sadece uluslararası hukuk çerçevesinde mümkün olduğunu söyledi. Burada “uluslararası hukuk” derken o, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararını ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın rızasını öngörüyor (bkz.: Прорыва не случилось. О чем договорились Путин и Обама на встрече за закрытыми дверями / “Gazeta.ru”, 29 Eylül 2015).

Gazetecilerle mülakatında Rusya Devlet Başkanı, ülkesinin IŞİD’e karşı kara operasyonu yapma niyetinde olmadığını kesin dille bildirerek, terörist örgütle mücadele eden güçlere, yani Esad ordusuna ve Kürtlere yardıma taraf olduğunu belirtti. Bununla birlikte, yaklaşımlar arasında görüş ayrılıkları da devam ediyor. Örneğin, en azından Esad’ın geleceğiyle ilgili Washington’un yaklaşımına göre, bölgede durumu Esad hükümeti gerginleştirdi ve IŞİD’e karşı mücadelenin başarıyla yürütülmesi için Suriye’de yeni bir devlet başkanı olmalıdır. Kremlin ise, Suriye’nin ve bölgenin istikrarlı geleceği için Esad’ın başkanlığını en uygun seçenek olarak görüyor.

Rusya’dan Riskli Adım: Suriye’nin Bombalanması

ABD ve Rusya Devlet Başkanlarının görüşmesinden sadece 2 gün sonra, Rusya’nın Suriye’nin Humus eyaletine hava saldırısına başlaması, tüm dünyada şok etkisi yarattı. Rusya, operasyonları Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın başvurusu üzerine uluslararası hukuka uygun olarak yerine getirdiğini, darbelerin IŞİD terörist örgütüne yöneldiğini açıkladı.

Hava darbelerinin başlamasından hemen sonra basın toplantısı yapan ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Rusya’nın ülkesini yapılacak operasyon hakkında sadece 1 saat önceden bilgilendirdiğini ve saldırıların hedef bölgesi hakkında bilgi vermediğini söyledi. Carter, Rusya’nın askeri müdahalesinin Suriye’de yıllardır süren çatışmayı daha da alevlendireceğini ve başarısızlıkla sonuçlanacağını söyledi. ABD yetkilisine göre, darbelerin coğrafyası IŞİD değil, Esad’a karşı savaşan diğer muhaliflerin ve aşırı uç örgütlerin kontrolündeki bölgeleri kapsamaktadır. Bu sözlerle ABD tarafı Rusya’nın asıl amacının, IŞİD ile mücadele değil, Esad yönetiminin korunması olduğunu gerekçelendirmeye çalışır.

Rusya’nın söz konusu operasyonları, 1979 tarihli Afganistan işgalinden sonra Sovyet coğrafyasının dışında gerçekleşen ilk askeri müdahale olarak kabul edilir. Suriye’ye müdahale, aslında, Rus askeri uçaklarının bölgede IŞİD’e karşı havadan saldırılar düzenleyen ABD jetleri ile karşı karşıya gelme ihtimalini yaratmıştır. Mevcut durumla ilgili ABD ve Rusya acilen askeri müzakere kararına gelmiştir.

Hem ABD, hem de Rusya’nın Suriye’de karşı karşıya olan güçlerin yanında savaşa katılması, yirminci yüzyılda, “Soğuk Savaş” döneminde, ABD ve SSCB’nin Kore yarımadası, Vietnam ve Afganistan’da birbirine karşı yerel savaşlarına benzer bir sorunun ortaya çıkma tehlikesini ortaya çıkardı. Tarih göstermektedir ki, bu savaşlar öncelikle, bölge halklarına kitlesel katliamlar ve geniş toprakların harabeye çevrilmesiyle sonuçlanır. Suriye ve genel olarak Ortadoğu’da yaşanan süreçlere şu anda birkaç bölgesel ve küresel aktörün müdahale ettiği dikkate alındığında, zamanında ön alıcı tedbirler alınmazsa, sorunun yerel düzeyden çıkarak tüm bölgeyi kapsayan bir felakete dönüşmesi kaçınılmaz olabilir.

Leyla MAMMADALIYEVA

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.