KIBRIS’TA BM BARIŞ GÜCÜ KRİZİ

upa-admin 17 Ekim 2022 1.030 Okunma 0
KIBRIS’TA BM BARIŞ GÜCÜ KRİZİ

Giriş

Yıllardır çözülemeyen ve adeta kangrene dönüşen Kıbrıs Sorunu, Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yetkilendirdiği enerji şirketlerinin keşfettikleri kaynakların yol açtığı paylaşım kavgasının yanı sıra, son dönemde yeni bir tartışmaya daha neden oldu. Öyle ki, 1983’ten beri varlığını sürdüren ancak yalnızca Türkiye tarafından tanınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) en üst düzey devlet yetkilileri, son dönemde Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü’nün meşruiyetini ve varlığını sorgulamaya başlayan olumsuz bir tavır aldılar. Bu yazıda, Kıbrıs’ta son dönemde yaşanan BM Barış Gücü krizini analiz edeceğim.

BM Kıbrıs Barış Gücü

Görevine ilk kez 1964 yılında henüz Kıbrıs Cumhuriyeti fiiliyatta da hayattayken başlayan BM Kıbrıs Barış Gücü veya kısa ismiyle UNFICYP[1], BM tarafından Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar arasındaki çatışmaları engellemek ve ada üzerindeki düzen ile kanunun normal şartlarda devam etmesini sağlamak amacıyla kurulmuş çok uluslu askerî birliktir. UNFICYP, meşruiyetini ve temellerini 4 Mart 1964 tarihli ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararından almaktadır.[2] Bu dönemde, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak amacıyla, BM gözetiminde adada bir barış gücünün görev yapması kararı BM Güvenlik Konseyi’nce alınmış ve Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetince de onaylanmıştır. Bu sayede, BM Kıbrıs Barış Gücü, 1964 yılında 796 askeri ve 65 polis personelinden oluşan bir güçle kurulmuştur. Bu dönemden itibaren, Kıbrıs hükümetleri de, her 6 ayda bir görev süresi uzatılan BM Barış Gücü’nün varlığı konusunda herhangi bir engel çıkarmamışlardır. BM Kıbrıs Barış Gücü, ayrıca KKTC ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ni ayıran Yeşil Hattı da kontrol etmektedir. BM Güvenlik Konseyi, BM Kıbrıs Barış Gücü veya diğer ismiyle UNFICYP’nin görev süresini Temmuz ayında 6 ay süreyle uzatmış ve BM Barış Gücü’nün Ocak 2023’e kadar adada görev yapmaya devam etmesi kararlaştırılmıştır.[3] Birleşik Krallık’ın hazırladığı taslak konusundaki olumlu karar, Konsey’deki 15 üyenin tamamının desteğiyle ve oybirliğiyle alınmıştır. BM Barış Gücü’nün Kıbrıs’taki komutanı ise 2021 yılı Mart ayından beri Norveçli Ingrid Gjerde’dir. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ise günümüzde Elizabeth Spehar’ın yerine 2021 yılı Kasım ayında bu göreve atanan Kanadalı Colin Stewart’tır.[4]

KKTC’nin Yeni Pozisyonu

Ancak son aylarda, KKTC otoriteleri, BM Barış Gücü’nün kendi hükümetlerinden onay almamasını gerekçe göstererek, gerekirse onları adadan gösterebilecekleri yönünde tehditkâr bir tutum sergilemektedirler. Öyle ki, KKTC Dışişleri Bakanlığı, BM Kıbrıs Barış Gücü’nün görev süresinin BM Güvenlik Konseyi tarafından 2022 yılı Ocak ayında uzatılmasının ardından yaptığı yazılı açıklamada, “Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasında KKTC’nin rızasının alınmaması BM’nin kendi ilke ve kurallarının ihlali anlamına gelmektedir. Barış operasyonlarının temel dayanağı olan tüm tarafların rızalarına başvurulmasına ilişkin rehber ilkenin bizzat BM tarafından göz ardı edilmesi, BM’nin itibarını derinden sarsmakta ve ülkemizdeki varlığını sorgulatmaktadır. BMBG, KKTC topraklarındaki faaliyetlerini, halen hüsnüniyetimiz ile sürdürebilmektedir.” ifadelerine yer vermiştir.[5] Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı da, yaptığı resmi açıklamayla KKTC’nin tutumuna destek vermiştir.[6]

Son dönemde tavrını daha da sertleştiren KKTC otoriteleri, son uzatma kararının ardından BM Barış Gücü’ne KKTC otoritesini tanıma konusunda baskı yapmaya başlamışlardır. Örneğin, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın New York’ta BM kürsüsünden KKTC’nin tanınması ve ambargoların kaldırılması çağrısı tarihi bir adım oldu. Kıbrıs Türk halkı için bayram niteliğinde bir çağrı oldu, gurur duyduk.” sözlerinin ardından, “KKTC olarak net bir şekilde onlara diyoruz ki ‘Bakın, KKTC topraklarında sizin görev yapmanızın onayını verecek olan makam Rum hükümeti değildir, biziz. Biz bunca sene misafirperverlik yaptık, izin verdik ama artık bu bitti. Yanıt olumsuz gelirse de atmamız gereken adımlardan asla çekinmeyiz. 1974’ten sonra Türk askerinin güvencesiyle yaşıyoruz, BM askeri KKTC’den giderse gider.” demiştir.[7] Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı da bu tavrı desteklemeyi sürdürmüş ve KKTC otoritelerinden izin alınması gerektiğini belirtmiştir.[8] Ancak bu defa, öncekilerden farklı olarak, KKTC makamları hatta KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Barış Gücü’ne bir ay süre tanıdıklarını ve bu süre içerisinde kendi otoritelerini tanımaz ve kendileriyle bir askeri anlaşma yapmazlarsa, BM Barış Gücü unsurlarının topraklarını terk etmesi gerektiğini açıklamıştır.[9]

Türkiye’nin de engel olmadığı bu tavır, şu açıdan oldukça tehlikelidir. BM Barış Gücü unsurları BM Güvenlik Konseyi ve Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla dünyada tanınan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından yetkilendirildiği için, onlara yönelik zorlayıcı bir askeri veya polisiye tedbir, Türk askeri ve KKTC’nin uluslararası toplumla çatışmaya girmesi anlamına gelecek ve dünyada Türkiye’ye yönelik destek ve sempatiyi daha da azaltacaktır. Bu, Türkiye ve KKTC saldırgan taraf olarak algılanacağı için, Yunanistan’a verilen desteğin de giderek artması anlamına gelebilir ve Türk-Yunan ilişkilerinde dengenin Atina lehine dönmesine neden olabilir. Ancak KKTC liderliği ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı, bugüne kadar bu konuda her nedense oldukça ilgisiz ve ciddiyetsiz bir tavır göstermektedir. Bu anlamda, KKTC makamlarının geri adım atmasını beklemek ve BM Kıbrıs Barış Gücü’nün görevine devam etmesi bence şu an için daha makul bir seçenektir.

Kıbrıs Görüşmelerinin Çökmesi

KKTC’nin bu yeni tavrı uluslararası kamuoyunda olumlu algılanacak bir girişime benzemezken, bu tavrın ortaya çıkmasında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yakın geçmişteki hatalı tavırları da etkili olmuştur. Hatırlanacağı üzere, 2017 yılında çözüme çok yatkın bir isim olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın görev yaptığı dönemde Crans-Montana’da düzenlenen barış görüşmelerinde, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiades, federal çözüm konusunda KKTC ve Türkiye tarafından gösterilen olumlu tutuma rağmen çözüm anına en yaklaşıldığı anda masayı bir anda terk etmiştir.[10] Anastasiades’in bu tavrı nedeniyle adada federal çözüm isteyenlerin eli zayıflamış ve Akıncı’dan sonra milliyetçi-şahin tutumuyla bilinen Ersin Tatar KKTC Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Ersin Tatar döneminde 2021 yılında Cenevre’de düzenlenen BM ön görüşmelerinde ise, KKTC’nin egemen eşitlik ve eşit statüsünün kabulü önerisinin diğer taraflar tarafından kabul edilmemesi neticesinde görüşmeler başlamadan sona ermiştir.[11] Bu anlamda, KKTC’nin ve Türkiye’nin tamamen “iki devletlilik” tezine yönelmesinde, Rum liderliğinin gösterdiği hatalı tavrın da bence etkisi vardır.

Kıbrıs’ta Çözüm Nasıl Olmalı?

Türk-Yunan gerginliğinin de ana meselelerinden biri olan Kıbrıs Sorunu, hiç şüphesiz ki sonsuza kadar sürmeyecektir. Ancak Kıbrıs’ta 60 küsur yıldır devam eden görüşmelerin henüz sonuca ulaşmadığı da düşünüldüğünde, artık tarafların tüm meseleleri açıkça ve çözüm odaklı olarak tartışmaları gerekmektedir. Kıbrıs’ta seçenekler halen büyük ölçüde iki temelde olabilir: Federal çözüm veya İki devletlilik.

Federal çözüm, kuşkusuz uluslararası hukuka en uygun olan çözümdür. Bu durumda, 2004 Annan Planı da referans alınarak, Kıbrıslı Türklerin iki toplumlu, iki bölgeli bir federal devlet içerisinde özgür ve güvende olabilecekleri bir sistemin temelleri atılabilir ve Kıbrıs’ta sonuca ulaşılabilir. Yine çözüme ulaşmak amacıyla Türkiye’nin garantörlüğü bazı şartlar ve kısıtlamalara bağlanabilir ve adada Türk askerinin ve askeri tesislerinin bulunmasına belli oranda izin verilebilir. Ayrıca Türkiye ile KKTC’nin özel bağları nedeniyle, Türk vatandaşlarının adanın kuzeyine kimlikle girebilmesi konusunda da özel bir düzenleme yapılabilir. Federal çözüm durumunda mülkiyet ve toprak konularının düzenlenmesi de daha mümkün ve kolay hale gelecektir. Ayrıca Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının Avrupa pazarına sunulması da bu durumda daha somut ve gerçekçi bir hedef haline gelebilir.

Diğer çözüm yöntemi ise iki devletliliktir. Ben de dahil olmak üzere Türkiye’de çoğu kişinin gönlünden geçen senaryo kuşkusuz budur. Çünkü bu, geçmişte gösterdiğimiz mücadelenin taçlanması anlamına gelecektir. Dahası, dini, dili, kültürü ve etnisitesi çok farklı olan iki toplumu bir arada yaşatmak kolay bir husus değildir. Üstelik, yakın geçmişte de, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar, bir arada barış içerisinde yaşayamadıklarını birbirlerine yönelik saldırılarıyla defalarca ispatlamışlardır. Ancak uluslararası hukuku da düşünerek, her ihtimali masada tutmak ve Kıbrıslı Türklerin geleceğini belirsizlikten kurtarmaya çalışmak gerekir. İki devletlilik için, Kıbrıslı Rumların ve Yunanistan’ın inadının kırılması gereklidir. Bunun için ise, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne verilecek toprak, tazminat, enerji kaynaklarının satışı konusunda iki taraf arasında varılacak bir uzlaşı ve Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak bölgesinde oyun kurucu aktör haline gelerek kendi barış modelini dayatması koşullarının oluşturulması gereklidir. Bu durum ise yakın gelecekte mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle, Kıbrıs Sorunu’nun daha epeyce bir süre devam etmesi beklenebilir.

Sonuç

Sonuç olarak, KKTC’nin BM Kıbrıs Barış Gücü’ne yönelik tehditkâr tavrı hatalıdır. Bu durum, Kıbrıslı Türklere ve Türkiye’ye diplomaside zarar vermektedir. Olası bir çatışma durumunda, bu zarar kat ve kat artacaktır. Bu nedenle, benim beklentim, KKTC hükümetinin geri adım atması ve BM Barış Gücü’nün görevini yapmaya devam etmesidir. Ayrıca, KKTC ve Türkiye, Kıbrıs müzakerelerine yeniden dönmeli ve federal çözüm konusunda sorun yaratan tarafın kendileri olmadığını tüm dünyaya göstermelidir. Ancak bu şekilde, KKTC ve Türkiye adına yeni kazanımlar elde edilebilecektir.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

KAYNAKÇA

 

[1] Web sitesi için; https://unficyp.unmissions.org/.

[2] UNFICYP, “ESTABLISHMENT OF UNFICYP”, Erişim Tarihi: 17.10.2022, Erişim Adresi: https://unficyp.unmissions.org/establishment-unficyp.

[3] Mücahit Oktay & Muhammet İkbal Arslan (2022), “BMGK, Kıbrıs’taki BM misyonunun görev süresini oy birliğiyle 6 ay uzattı”, Anadolu Ajansı, 28.07.2022, Erişim Tarihi: 17.10.2022, Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/bmgk-kibristaki-bm-misyonunun-gorev-suresini-oy-birligiyle-6-ay-uzatti/2648000.

[4] UNFICYP, “LEADERSHIP”, Erişim Tarihi: 17.10.2022, Erişim Adresi: https://unficyp.unmissions.org/leadership.

[5] NTV (2022), “KKTC’den BM’ye ‘Barış Gücü’ tepkisi”, 27.01.2022, Erişim Tarihi: 17.10.2022, Erişim Adresi: https://www.ntv.com.tr/dunya/kktcden-bmye-baris-gucu-tepkisi,rqomN01RXEiPx32HtW99QA.

[6] Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı (2022), “No: 32, 27 Ocak 2022, Kıbrıs Adası’nda Konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu’nun Görev Süresinin Uzatılmasına İlişkin 2618 (2022) Sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı Hk.”, Erişim Tarihi: 17.10.2022, Erişim Adresi: https://www.mfa.gov.tr/no_-32_-2618-sayili-bm-guvenlik-konseyi-karari-hk.tr.mfa.

[7] Hürriyet (2022), “KKTC’yi ya tanı ya çekil! BM Barış Gücü’nden askeri anlaşma istediler”, 05.10.2022, Erişim Tarihi: 17.10.2022, Erişim Adresi: https://www.hurriyet.com.tr/dunya/kktcyi-ya-tani-ya-cekil-bm-baris-gucunden-askeri-anlasma-istediler-42148219.

[8] Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı (2022), “No: 239, 28 Temmuz 2022, Kıbrıs Adası’nda Konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu’nun Görev Süresinin Uzatılmasına İlişkin 2646 (2022) Sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı Hk.”, Erişim Tarihi: 17.10.2022, Erişim Adresi: https://www.mfa.gov.tr/no_-239_-kibris-adasi-nda-konuslu-bm-baris-gucu-misyonu-nun-gorev-suresinin-uzatilmasina-iliskin-bm-guvenlik-konseyi-karari-hk.tr.mfa.

[9] Haber Global (2022), “KKTC’den BM Barış Gücü’ne 1 Ay Süre”, 06.10.2022, Erişim Tarihi: 17.10.2022, Erişim Adresi: https://www.youtube.com/watch?v=fjR16xovjSU.

[10] NTV (2017), “Anastasiadis federal çözümü masada bıraktı”, 10.07.2017, Erişim Tarihi: 17.10.2022, Erişim Adresi: https://www.ntv.com.tr/dunya/anastasiadis-federal-cozumu-masada-birakti,w03turxT7UKOgdgLP4tMKA.

[11] BBC News Türkçe (2021), “Cenevre’de başarısızlık, Kıbrıs görüşmelerinin geleceğini nasıl etkiler?”, 30.04.2021, Erişim Tarihi: 17.10.2022, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-56938748.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.