ŞAH’IN OĞLU İSRAİL’DE…

upa-admin 23 Nisan 2023 1.064 Okunma 0
ŞAH’IN OĞLU İSRAİL’DE…

İran’ın devrik Şah’ı Rıza Pehlevi’nin oğlu, “oğul Rıza Pehlevi“nin İsrail ziyareti, zamanlama açısından kayda değer stratejik bir hamle olarak gözüküyor. Pehlevi, 16 Nisan 2023’te kişisel hesabından bu ziyareti duyurduğunda açıkçası hem şaşırmış, hem de içeriğini merak etmiştim.

17 ve 18 Nisan’daki temaslarında, Pehlevi, simgesel anlamda önemli mesajlar verdi. Bir yandan Kudüs’teki Yad Vaşem Soykırım Müzesi’ne soykırım kurbanlarını anma için gitmesi, diğer yandan Ağlama Duvarı’na Yahudiler’in dinsel simgesi Kippa giyerek ziyareti, herhangi bir yabancı lider açısından jest dolu hareketler olarak görülebilir. Halbuki, Pehlevi, 1979’da babasını deviren İslam rejiminin ideolojik meydan okumalarına önemli bir yanıt verdi. İran rejimi, neredeyse soykırım gerçeğini inkâr ediyor, İran ve İsrail birbirini yok etmekle tehdit ediyor. İslam Cumhuriyeti ABD’yi “büyük şeytan” olarak adlandırırken, İsrail’i “Siyonizmin temsilcisi” ve “yok edilmesi gereken” bir unsur olarak, ilan etti. Hatta kendince, ekonomik, sosyal sorunlarını, ABD karşıtlığı, anti-semitizm ve siyonizm karşıtlığı ile kamufle etmeye ve rejimi meşrulaştırmaya çalıştı.

İran İslam Cumhuriyeti rejimi, Şah döneminde de, Şah’ın 1960’lardaki “Beyaz Devrim” adı verilen hızlı sanayileşme ve toprak reformuna karşı, sanayiye karşı mevzilenen küçük esnaf tabanına dayanan ve mollalara destek veren bir siyasi-sosyal hareketin  ete kemiğe bürünmüş biçimiydi. Mollalar, Beyaz Devrim’den önce büyük toprak sahiplerinden finanse edilirken, Beyaz Devrim sonrası, küçük esnaf tarafından maddi olarak desteklenmeye başladı. Şah’a karşı ortak cephede, İran komünistlerinin, büyük şehirlerde, üniversite ve entelektüel çevrelerinde örgütlenen TUDEH de vardı. İslam devriminden sonra mollalar, TUDEH dahil, tüm siyasal-sosyolojik kesimleri tasfiye etti. Benzemezler cephesi, totaliter bir rejime neden oldu.

Sanayi karşıtlığından dolayı, petrol üreticisi İran, yıllarca rafinerisiz  kalırken, molla rejimi, devrim ihracı için, 1980-1988 döneminde Irak’la savaştı, Batı tarafından kışkırtılan Saddam rejimiyle yaşanan savaşta 1 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Şah döneminde de Şiilik siyasal açıdan bir etki aracı olarak kullanılmasına karşın, Batı yanlısı Şah rejiminden sonra, İran bölgede vekil güçler ve paramiliter yapılar oluşturdu. Suriye ile  baba Esad döneminden beri yaşanan yakınlık, Lübnan’da Hizbullah ile sonuçlandı. Hizbullah bugün Lübnan’da “devlet içinde devlet” ve meşruiyetini İsrail ile savaşmaktan alıyor. Şii bir örgüt olmamasına karşın, Hamas’la kontrollü müttefiklik ilişkileri Doğu Akdeniz’de Gazze’de bir alan sağlıyor, o yüzden Türkiye’nin ne İsrail ile, ne de Hamas ve El Fetih’le ilişkisini istemiyor. Yemen’de ise Suudi Arabistan’a karşı Husiler’e destek veriyor.

Çin’in arabuluculuğunda İran-Suudi Arabistan diyaloğu, ABD’nin mevcut ezberlerini sarsarken, İran’ın Azerbaycan’a karşı hasmane tutumunda, hem Türkiye rekabeti, hem de Azerbaycan-İsrail ilişkilerinden duyduğu rahatsızlık ve Türk dünyasından çekinme var.

Böyle bir ortamda, oğul Pehlevi, anti-siyonizmle kendisine zemin bulan molla rejimine tamamen zıt bir simgesel ziyaret gerçekleştirirken, ısrarla İran halkının İsrail karşıtı olmadığını, tarihsel olarak 2500 yıl önce Pers kralı Kiros’un Yahudi köleleri ve Yahudilik’i yok olmaktan kurtardığını örnek vererek, ilişkilerin tarihsel derinlikle açıklamaya çalıştı. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile görüştü, en üst düzey temas ifade edildi. Bu kabul, stratejik bir operasyonun  dünyaya gösterilmesidir.

İsrail bu ziyaretle, Azerbaycan-Türkiye-İsrail hattında gerilen, Rusya ve Çin’le Şangay’da güç bulan, Suudi Arabistan’la Çin’in riyasetinde yakınlaşan İran’a ve İran yanlısı paramiliter yapılara, stratejik iletişim hattında önemli bir operasyon gerçekleştirdi. En azından, ABD ve İsrail dostu, parlamenter bir monarşi seçeneğinin varlığını, bugünkü koşullar çok elvermese de, siyasal anlamda gösterdi. İçeride yüksek yargıdaki otoriter düzenlemelere karşı ortaya konulan toplumsal muhalefete, Mescid-i Aksa’da yaşanan kargaşa ve Yahudi yerleşimcilerin taleplerine, Filistinliler’in mücadelesi yüzeyinde sıkışan İsrail, bir iletişim operasyonu gerçekleştirdi.

İran’da 40 küsur yıllık İslam Cumhuriyeti’nden geri dönüş olması, sosyolojik koşullara bağlıdır, kısa vadede zor gözükmektedir. İç dinamikte ön planda olan ise, dünyaya eklemlenmek isteyen Tahran kökenli burjuvazidir. Sanayinin engellenmiş olması, bu hayalleri öteliyor. Oğul Pehlevi ise, dünya kamuoyunda ses getiren bir hamleyle, unutulmuşluğunu geride bırakmak istiyor.

Doç. Dr. Deniz TANSİ

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.