BİRLEŞİK KRALLIK’TA BORIS JOHNSON DÖNEMİ SONA ERİYOR

upa-admin 12 Temmuz 2022 803 Okunma 0
BİRLEŞİK KRALLIK’TA BORIS JOHNSON DÖNEMİ SONA ERİYOR

Bu yazının orijinal kısa versiyonu “Boris Johnson’ın siyasi mirası” başlığıyla Anadolu Ajansı‘nda yayınlanmıştır. Bu yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Giriş

Birleşik Krallık’ta, son dönemde yaşanan beklenmedik siyasi gelişmeler neticesinde, 2019 yılı Aralık ayında Muhafazakâr Parti’ye son dönemdeki en büyük seçim zaferlerinden birini (1987’den beri) yaşatan Başbakan Boris Johnson (tam ismiyle Alexander Boris de Pfeffel Johnson) istifa etmek zorunda kaldı. 7 Temmuz 2022 tarihinde istifasını açıklayan ve böylelikle 24 Temmuz 2019’da girdiği Downing Sokağı 10 numaradaki Başbakanlık konutunda yaklaşık 3 yıl kadar kalabilen Johnson, partisinin yeni lideri ve yeni Başbakan seçilene kadar görevde kalmaya devam edecek. Bu yazıda, aile kökleri Türkiye’ye uzandığı için ülkemizde de dikkatle takip edilen popüler bir siyasetçi olan “BoJo” lakaplı Boris Johnson’ı istifaya götüren süreci analiz edeceğim.

Boris Johnson’ın Yaşamı ve Siyasi Kariyeri

1964 doğumlu olan Boris Johnson, aile kökleri büyük dedesi Osmanlı dönemi Türk gazetecisi ve siyasetçisi Ali Kemal nedeniyle Çankırı’nın Kalfat ilçesine dayanan ilginç bir siyasetçidir. Varlıklı bir aileden gelen Johnson, şimdiye kadar 20 Başbakan çıkarmış Eton Koleji’nde ve Oxford Üniversitesi’ne bağlı Balliol Koleji’nde Klasikler eğitimi almış -ki Oxford yıllarında ünlü münazara topluluğu Oxford Union’ın Başkanlığını yaparak parlak siyasi geleceğinin sinyallerini vermiştir- ve daha sonra gazetecilik yaparak profesyonel yaşamına başlamıştır.[1] 1987 yılında ilk olarak The Daily Telegraph gazetesinde çalışmaya başlayan Johnson, 1989 yılında gazetenin Brüksel muhabirliğine atanmış ve Avrupa bütünleşmesine kuşkuyla yaklaşan “Eurosceptic” çizgideki haber ve yazılarıyla dikkat çekmiştir. Öyle ki, bu yıllara kadar Avrupa şüpheciliği daha çok İşçi Partisi ve “sol” siyasetle özdeşleşmişken, Johnson’ın da etkisiyle, Margaret Thatcher döneminden itibaren Muhafazakâr Parti içerisinde de Avrupa Birliği’ne eleştirel yaklaşan bir grup oluşmuştur. 1994-1999 döneminde The Spectator başta olmak üzere çeşitli yayın organlarında siyasi köşe yazıları kaleme alan Johnson, ayrıca ilk siyasete giriş denemesini de bu dönemde yapmış; ancak 1997 yılında İşçi Partisi’nin güçlü olduğu Clwyd South’da milletvekili seçilmeyi başaramamıştır. 1999-2005 döneminde The Spectator’ın editörü olarak çalışan Johnson, tiraj artışı sağlamasına karşın, daha o dönemden popülist siyasi çizgisi nedeniyle çeşitli eleştiriler almıştır.

2001 yılında Henley’den Muhafazakâr Parti milletvekili seçilen Johnson, iki dönem milletvekilliği yaptıktan sonra, 2008 yılında Londra Belediye Başkanı seçilerek ismini dünya çapında duyurmayı başarmıştır. 2008-2015 yılları arasında iki dönem Londra Belediye Başkanı olarak görev yapan Boris Johnson, bu yıllarda, -bazı konulardaki sert ve köşeli fikirlerine rağmen- medya ve siyaset dünyasından etkili kişilerle yakın ilişkileri ve espritüel ve çılgın hareket ve tavırlarıyla sempati toplamayı başarmıştır. Bu yıllarda televizyon programlarında ve hatta televizyon dizilerinde bile boy gösteren BoJo, ülke çapında şöhrete kavuşmayı başarmıştır. 2015 yılında yeniden milletvekili olarak Avam Kamarası’na dönen Johnson için, daha o dönemden Başbakan David Cameron’ın koltuğunda gözü olduğu ifade edilmiştir. 2016 yılında, Brexit sürecinde David Cameron yerine Başbakan olan Theresa May tarafından Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı olarak görevlendirilen Johnson, bu dönemden itibaren Brexit konusundaki ilkeli ve sert duruşuyla dikkat çekmiş ve Britanya’daki en üst siyasi makam olan Başbakanlığa kadar uzanan siyasi kariyerindeki merdivenleri hızla tırmanmaya başlamıştır. Theresa May’in Başbakanlığı öncesinde kendi ismi de Başbakanlık için geçen Johnson, buna karşın 2016’da Dışişleri Bakanlığı ile yetinmek zorunda kalmıştır. Bu dönemde, Johnson, efsanevi İngiliz Başbakan Winston Churchill’i konu alan The Churchill Factor adlı kitabıyla da adından söz ettirmiş ve Muhafazakâr Parti’nin elit isimleri arasında yer almayı başarmıştır. 2018 yılına kadar Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Johnson, bu süreçte gezileriyle (bilhassa Türkiye gezisi) adından söz ettirmiş, ancak kendisi hakkındaki eleştiriler de artarak devam etmiştir.

Johnson’ın Başbakanlığa Yükselişi, 2019 Genel Seçimleri ve Başbakanlık Dönemi

2016-2019 döneminde Başbakan Theresa May’in Brexit sürecini nihayetlendirememesi nedeniyle belirsiz günler geçiren Birleşik Krallık’ta, bu konudaki sert ve kararlı duruşuyla dikkat çeken Boris Johnson, 2019 yılı Temmuz ayında -Jeremy Hunt karşısında- açık farkla partisinin yeni Genel Başkanı ve yeni Başbakan seçilmiştir. ABD’de esen Donald Trump rüzgarından beslenen ve dünya genelinde yükselişe geçen popülist sağ akımların Britanya temsilcisi olarak bakılan Johnson, buna karşın kendisini Muhafazakâr Parti geleneğiyle özdeşleştirmeye gayret etmiştir. Johnson’ı Başbakanlığa taşıyan süreç, hiç şüphesiz, Brexit konusundaki kararlı duruşu ve renkli/eğlenceli kişiliği nedeniyle sert sayılabilecek fikirlerinin daha mutedil algılanması olmuştur. Başbakan olarak ilk döneminde 2019 Aralık’a kadar görev yapan Johnson, gerekirse “anlaşmasız Brexit” yapabilecekleri önerisiyle dikkat çekmiş, parti içerisindeki kendisine muhalif isimleri tasfiye etmiş ve bu konudaki kararlı duruşuyla sonraki seçimde Avam Kamarası’nda çoğunluğu sağlamayı amaçlamıştır. Nitekim Johnson’ın “Get Brexit Done” (Brexit’i Hallet) stratejisi başarılı olmuş ve belirsizlikten rahatsız olan Britanya halkı, 2019 Aralık ayındaki genel seçimlerde Johnson liderliğindeki Muhafazakâr Parti’ye büyük bir çoğunluk sağlayarak Brexit sürecinin sonlandırılmasını talep etmiştir. Yüzde 43,6 oy oranıyla 368 milletvekili kazanan Johnson, böylece sandık başarısıyla tartışmalı liderliği hakkındaki eleştirileri noktalamış ve Jeremy Corbyn karşısındaki İşçi Partisi’ne açık fark atarak, tek parti iktidarını kurmuş ve 2020 yılı başlarında Brexit sürecini nihayetlendirmeyi başarmıştır.

Başbakanlığı döneminde özel hayatıyla da dikkat çeken Johnson, bu süreçte Carrie Symonds ile üçüncü evliliğini yapmıştır. Brexit sonrasında Birleşik Krallık dış ve iç politikasında değişim/dönüşümlere odaklanmayı düşünen Johnson hükümeti, buna karşın, 2020 yılı Mart ayından itibaren COVID-19 (koronavirüs) gündemiyle karşılaşmak zorunda kalmıştır. Pandemi nedeniyle tüm dünya ülkeleri gibi zor günlerden geçen Britanya’da, Başbakan Johnson, başlarda hafife aldığı bu hastalığa yakalanarak adeta ölümden dönmüş ve bu süreçte sokağa çıkma yasakları ve hızlı aşılama politikasıyla ülkesini krizden çıkarmaya çalışmıştır. Özellikle aşılama konusundaki başarısına karşın, Johnson hükümeti, yüksek ölüm oranları ve halka uygulanan yasakları çiğneyen Başbakanlık Ofisi partileri nedeniyle zaman içerisinde eleştiriler almaya başlamış ve Johnson’ın halkın gözünden düşmesine neden olan ilk ciddi kriz de işte bu partiler olmuştur. “Partygate” adı verilen bu skandal, Johnson’ın polis tarafından para cezasına uğramasına ve daha önemlisi halk nezdinde “yalancı” durumuna düşmesine neden olmuştur.[2]

“Partygate” sonrasında Johnson’ın halkın gözünden düşmesine ve dürüst imajının bozulmasına neden olan bir diğer önemli olay, daha önce de hakkında taciz suçlamaları olan Muhafazakâr Parti’nin Parlamento’daki Grup Yönetici yardımcısı Chris Pincher’ın görevine devam etmesine izin veren Johnson’ın, Pincher hakkındaki bu suçlamayı önce bilmediğini iddia etmesi, daha sonra ise bu kararını yanlış bulduğunu ifade ederek halktan özür dilemesi olmuştur. Bu nedenle, halkın güvendiği ve sevdiği bir isim olan Johnson, iki defa halka yalan söylediği açığa çıkınca, bir anda partisi içerisinde sert eleştirilere maruz kalmaya başlamış ve bu eleştiriler kısa sürede istifa sağanağına dönüşmüştür. Öyle ki, görevde kalmak için direnen Johnson, parti içerisinde yapılan güvensizlik oylamasını başarıyla atlatmasına karşın, Muhafazakâr Parti’den birçok Bakan ve Bakan Yardımcısı’nın istifa etmesi ve son olarak partinin ağır toplarından Maliye Bakanı Rishi Sunak ile Sağlık Bakanı Sajid Javid’in de eşzamanlı olarak istifa mektupları ile kabinedeki görevlerinden ayrıldıklarını açıklaması neticesinde, adeta istifa etmek zorunda bırakılmıştır. Boris Johnson, istifa konuşmasında “Westminster’daki sürü içgüdüsü”, “siyasette kimsenin vazgeçilmez olmadığı” ve “Britanya’nın muhteşem ve Darwinist/Darwinci sistemi” gibi ilginç ifadeler kullanmış ve istemeye istemeye görevi bıraktığını ima etmiştir.[3] Şu son birkaç gün içerisinde, Johnson hakkında, istifası sonrasında Birleşik Krallık’ın Kiev Özel Elçisi olacağı da iddia edilmiştir.[4] Johnson’ın tartışmalı mirasına dair bir diğer önemli not ise, onun döneminde pandeminin etkisi ve korumacı eğilimlerin artması neticesinde, Britanya’da enflasyonun son 40 yılın en yüksek düzeyine ulaşmış olmasıdır.[5] Buna karşın, Johnson liderliğinde büyük kayıpların beklendiği Brexit sürecini nispeten iyi atlatan Birleşik Krallık, bu süreçte birçok ülkeyle serbest ticaret anlaşmaları imzalamış ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve AB ile iyi ilişkilerini geliştirerek sürdürmeyi başarmıştır.

Boris Johnson sonrasında, Muhafazakâr Parti liderliği ve Başbakanlık için iddialı olan isimler ise[6]; Johnson’ı istifaya götüren sürecin mimarlarından olan Maliye Bakanı Rishi Sunak, Sağlık Bakanı Sajid Javid ve Bölgelerarası Kalkınma Bakanı Michael Gove, Başbakan Johnson’a sadık kalan Dışişleri Bakanı Liz Truss, sadık Johnson destekçilerinden olan İngiltere ve Galler Başsavcısı Suella Braverman, Johnson tarafından birkaç gün önce yeni Maliye Bakanı olarak atanan Iraklı Kürt asıllı siyasetçi Nadhim Zahawi, daha önce parti liderliğini Johnson’a kaybeden eski Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, ilk kadın Savunma Bakanı olarak adını duyuran Penny Mordaunt, Brexit’e karşı çıkarak adını duyuran Tom Tugendhat, Savunma Bakanı Ben Wallace ve Brexit sürecinin önemli isimlerinden Steve Baker olarak sayılabilir.

Johnson’ın Siyaset Tarzı

Boris Johnson’ın siyaset yapma tarzına dair en dikkat çekici özellik, onun da diğer popülist sağ liderlerle aynı kefeye konulmasına neden olan çılgın/renkli kişiliğidir. Öyle ki, ana akım fikirleri savunmamasına karşın, Johnson, halkla olan yakın diyaloğu, bir politikacıdan beklenmeyen komik açıklamalar veya hareketler yapması gibi sebeplerle ilgi odağı olmakta ve insanlarda sempati yaratabilmektedir. Bu şekilde, Johnson, savunduğu fikirlerden bağımsız olarak kişiliği ve halkta sempati yaratması sayesinde siyasi davasına destek sağlayabilmektedir. ABD’de de Donald Trump’ın kısmen başarabildiği bu durum, Johnson’ı siyasette sivrilten temel unsur olmuştur. Zira elit bir siyasetçi olmasına karşın, BoJo, gittiği ortamlarda halkla hep iyi diyalog kurmayı başarabilmiştir. Ayrıca, Johnson, tartışmalı ve belirsiz konularda köşeli tavırlar alması sayesinde de geniş bir kitlenin sözcülüğünü üstlenmeyi başarmıştır. Bu noktada Johnson’ı zirveye taşıyan husus ise Brexit konusunda son derece kararlı durması olmuştur. Johnson’ın geleneksel ataerkil değerler ve Britanya geleneklerine yaslanması da Muhafazakâr bir siyasetçi olarak onun yükselmesinde etkili olmuştur.

Johnson Dönemi Dış Politikası

Boris Johnson dönemi, Brexit sonrasında büyük bir belirsizlik ortamının su yüzüne çıktığı ve bu süreçte ABD ile Birleşik Krallık arasındaki “özel ilişkiler”in (special relationship) hatırlandığı bir süreç olmuştur. Nitekim daha birkaç yıl öncesine kadar (David Cameron’ın Başbakanlığı) Çin’le ilişkilerinde “altın çağ” dönemini yaşayan Britanya, Johnson döneminde AUKUS paktına katılarak ABD ve Avustralya ile birlikte Çin karşıtı bir yapılanmaya yönelmiş ve Fransa’ya da bir çalım atarak, Avustralya’nın yeni denizaltılarını ABD ile birlikte üretme hakkı kazanmıştır. Johnson hükümeti, ayrıca birçok ülkeyle serbest ticaret anlaşmaları imzalayarak ticareti hızlandırmayı amaçlamış; ancak pandemi süreci ve korumacı eğilimlerin artmaya başlaması istenen sonuçları elde etmelerini engellemiştir. Johnson döneminde Birleşik Krallık eski Commonwealth geleneğini canlandırmak yönünde de bazı adımlar atmış; örneğin, eski Fransız sömürgeleri Gabon ve Togo’nun Commonwealth’e katılımları sağlanmıştır.[7]

Sonuç

Birleşik Krallık’ta, 2022 yılı Temmuz ayında, Başbakanlıktaki üçüncü yılını doldurmaya hazırlanan Boris Johnson istifa kararı almıştır. Bu şekilde, ikinci bir Margaret Thatcher olması ve uzun süre görevde kalması beklenen Johnson, Theresa May gibi 3 yıllık bir Başbakanlık süreciyle yetinmek zorunda kalmış ve büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. Ancak şurası kesindir ki; BBC’nin de bir haberinde belirttiği gibi, Johnson, çok yoğun belirsizliklerin olduğu bir dönemde (Brexit süreci) “ülkesine yön vermiş bir Başbakan” olarak hatırlanacaktır. Johnson’ın istifası ise, Britanya’da halkın siyaset kurumundan yüksek etik ve profesyonellik beklentisinin olduğunun ve özellikle yalan söylemenin Britanya halklarınca asla kabul edilmediğinin tescil edilmesi anlamında öğretici bir deneyim olmuştur. Daha önce son dönemin en başarılı Başbakanlarından Tony Blair’in de Irak’ın elindeki kitle imha silahları yalanı nedeniyle ülkesinde iç siyasette yaşadığı sorunlar düşünülürse, bu konuda Britlerin oldukça tutarlı ve titiz olduğu söylenebilir. Buna karşın, en yüksek beklentilerin ve umutların olduğu siyasi liderlerin bile Batı demokrasilerinde yalnızca birkaç yıl iktidarda kalabilmeleri (İtalya’da Matteo Renzi 2,5 yıl, Birleşik Krallık’ta Theresa May ve Boris Johnson 3 yıl), demokrasinin çok zor ve zaman zaman istikrarsız bir rejim olabileceğini de gösterir niteliktedir.

Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

[1] Johnson’ın hayat hikâyesi için bakınız; BBC News Türkçe (2022), “Boris Johnson: Kökeni Çankırı’ya uzanan İngiltere’nin kural tanımaz başbakanı”, 08.07.2022, Erişim Tarihi: 11.07.2022, Erişim Adresi: https://www.youtube.com/watch?v=ik2tBszaeTU.

[2] Eren Alper Yılmaz (2022), “İngiltere’de Sular Durulmuyor: Boris Johnson’ın İstifası”, Uluslararası Politika Akademisi, 09.07.2022, Erişim Tarihi: 11.07.2022, Erişim Adresi: http://politikaakademisi.org/2022/07/09/ingilterede-sular-durulmuyor-boris-johnsonun-istifasi/.

[3] The Telegraph (2022), “Watch Boris Johnson’s resignation speech in full”, 07.07.2022, Erişim Tarihi: 11.07.2022, Erişim Adresi: https://www.youtube.com/watch?v=SeLlT8Vt7RA.

[4] The Sun (2022), “Boris Johnson being lined up as special envoy to Ukraine after he leaves Downing Street”, 09.07.2022, Erişim Tarihi: 11.07.2022, Erişim Adresi: https://www.thesun.co.uk/news/19148348/boris-johnson-special-envoy-ukraine/.

[5] BBC News Türkçe (2022), “İngiltere’de enflasyon 40 yılın zirvesinde”, 22.06.2022, Erişim Tarihi: 11.07.2022, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-61893862#:~:text=%C4%B0ngiltere’de%20y%C4%B1ll%C4%B1k%20enflasyon%20y%C3%BCzde,ve%20et%20fiyatlar%C4%B1n%C4%B1n%20artt%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1%20a%C3%A7%C4%B1klad%C4%B1.

[6] BBC News Türkçe (2022), “Boris Johnson istifa etti: Muhafazakar Parti’de potansiyel lider adayları kimler?”, 07.07.2022, Erişim Tarihi: 11.07.2022, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-62077994.

[7] The Commonwealth (2022), “Gabon and Togo join the Commonwealth”, 25.06.2022, Erişim Tarihi: 11.07.2022, Erişim Adresi: https://thecommonwealth.org/news/gabon-and-togo-join-commonwealth.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.