KATALUNYA’NIN BAĞIMSIZLIK RÜYASI

upa-admin 30 Ekim 2014 5.288 Okunma 2
KATALUNYA’NIN BAĞIMSIZLIK RÜYASI

Anayasal Çıkmaz

1978’de kabul edilen İspanyol anayasasının en temel yasalarından birisi olan 2. maddesi “İspanyol milletinin ayrılmaz birliğini, tüm İspanyalıların ortak ve bölünmez vatanı” olmasını garanti altına almaktadır. (İ. A, 1978, T. M.) Özerk bölgelerin bağımsızlıklarının önündeki en büyük engel olan anayasanın bu temel maddelerinin değiştirilmesi ise oldukça zor bir sürecin işlemesini gerektirmektedir.

İspanyol anayasanın 168. maddesi; anayasanın temel maddelerinde herhangi bir değişiklik önerildiğinde, bu değişiklik teklifi çift meclisli (bicameral) yönetilen İspanya’nın hem Kongre, hem de Senato üyelerinin her ikisinin de en az 3’te 2 çoğunluğunun onayını aldıktan sonra kendilerini fes edip yeni bir seçime gidilmesini öngörmektedir. Yeni seçilen meclis üyelerinin de 3’te 2 çoğunluğu bu değişikliği onayladıktan sonra, İspanya’nın en üst yasama mercii olan “Cortes Generales” de ilgili değişikliği kabul ederse bu karar onaylanmak üzere referanduma götürülür. (İ. A, 1978, 10 B.)

Bağımlılık Sorunu

Kendilerini anayasanın biçtiği İspanyol kimliği dışındaki farklı ulusal kimliklerle tanımlayan özerk bölgeler, “kendi geleceklerini tayin hakkının” önündeki en büyük engel olan bu merkeze bağımlılık sorununu aşabilmek için 1978’den bu yana çeşitli arayışlar içerisinde olmuşlardır. Bu arayışlar (referandumda reddettikleri bir anayasanın hükümlerinin kendilerini bağlamadığına inanan) Bask örneğinde olduğu gibi ETA’nın ortaya çıkmasıyla zaman zaman acı sonuçlar doğurmasına neden olurken, Katalan örneğinde ise merkezi yönetime karşı sivil ve yerel itaatsizlik şeklinde gerçekleşmiştir.

Katalanların “bağımsızlık referandumu” çabalarıyla son günlerde uluslararası kamuoyunda yeniden gündem olan, Madrid merkezli siyasi ve ekonomik problemlerin yaşanmasıyla etkisini gittikçe artıran bağımsızlık mücadelelerini birçok açıdan ele almak mümkün. Özellikle İspanyol anayasasının milli kimlik çıkmazı ve merkezi idareye ödenen yüksek vergiler Katalanların (özerkliği bölgelere asimetrik olarak veren) merkezi yönetimle olan en önemli sorunlardır. Nitekim Baskların tam bağımsızlık idealinden, Katalanların öncelikle ekonomik bağımsızlık taleplerine kadar, özerk bölgelerin farklı beklentilerini içeren ve temelinde çeşitli hak gaspları olduğuna inanılan bu sancılı durum (bazen şiddetini azaltsa da) mevcut Anayasa’nın kabul edildiği 1978’den beridir devam etmektedir. (Ö. Öğüt, 2012, UPA)

Katalanların Ulusal Kimlikle Var Olabilme Çabası

2003 Katalunya’nın bölgesel parlamento seçimleri ve 2004 İspanya genel seçimleri öncesinde, Sosyalist lider José Luis Rodríguez Zapatero, Katalanlara daha fazla otonomi hakkı tanınacağını vadetti. Nitekim Şubat 2006’da zamanın başbakanı Zapatero’nun da desteğini alan bölgesel Katalunya Parlamentosu yerel anayasa taslağına “Katalunya bir ulustur” ibaresini ekledi ve “Katalanca’yı Katalunya’nın öncelikli dili” olarak tanımladı. Toplamda 233 maddelik bu köklü anayasal değişiklikler Bölgesel Katalunya meclisinin ardından, (o zaman sosyalistlerin etkin olduğu) İspanyol meclisinde de geçtikten sonra Katalunya genelinde referanduma sunularak kabul edildi.

Fakat şu anda iktidarda olan (o zamanki ana muhalefet) İspanyol muhafazakârlarının temsilcisi “Halk Partisi” (PP) bu değişikliği, İspanyol anayasasının en temel yasalarından biri olan 2. maddenin “İspanyol milletinin ayrılmaz birliğini, tüm İspanyalıların ortak ve bölünmez vatanı” ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla anayasa mahkemesine götürdü. İspanya Anayasa Mahkemesi 4 yıl süren uzun süreli bir tartışmanın ardından bu itirazı haklı buldu. Böylece Katalanlara dil, ekonomik ve hukuki açıdan ciddi kazanımlar içeren en önemli 14 maddeyi “Katalanları ulus olarak tanımlamak için hukuki bir dayanak yoktur” ve “Katalanca İspanyolca’dan daha önemli bir dil olarak kabul edilemez” gerekçeli kararlarıyla aykırı bulup, 27 maddeye ise çekince koydu. (C. C. J, 2010)

Katalanlar için ciddi bir hayal kırıklığı olan bu kararın hemen ardından 10 Temmuz 2010’da Barcelona’da toplanan 1 milyonun üzerinde Katalan tarihinin en kalabalık protesto gösterisini gerçekleştirdi. (Rico, j. & Martinez, M. 2010) İspanya anayasa mahkemesinin, salt İspanyol milletine ve diline layık gördüğü mutlak anayasal üstünlük gerekçeleriyle iptal ettiği bu karar Katalan kamuoyunda çok ciddi bir yankı uyandırdı. Öncelikle İspanya’daki ekonomik krizin tetiklemesiyle açığa çıkan ve anayasa mahkemesi tarafından yok sayılan ulusal kimliklerinin de incinmesiyle pekişen bağımsızlık talepleri artık Katalan halkının önemli bir kısmı tarafından kabul görmeye başladı. Katalanların milli günü (La Diada) 11 Eylül anmalarına katılım 2010’dan itibaren artık her sene çok daha yoğun miktarlarda gerçekleşip, tamamen bağımsızlık taleplerinin dile getirildiği gösterilere sahne oldu.

Yerel Bağımsızlık Referandumları

2009-2011 yılları arasında (Barcelona, Girona, Sabadell, Esparraguera, Lleida gibi Katalunya’nın büyük kentleri dahil) 554 yerleşim bölgesinde, çeşitli sivil toplum örgütlerinin halkın kendi inisiyatifiyle gerçekleştirdiği gayrı resmi bağımsızlık referandumları düzenlendi. (Data 3, 2014) Katılımın düşük oranlarda gerçekleştiği bu yerel referandumların tamamında Katalunya’nın bağımsızlığını destekleyen sonuçlar çıktı. Bu referandumların gerçekleştiği Katalan belediyelerin çoğu ve bazı bölgesel konseyler (Comarques) yerel halkın bu kararını resmen tanıdıklarını ilan ettiler. (J. Muñoz & M. Guinjoan, 2013)

Bağımsız Katalan Toprakları

3 Eylül 2012’de Sant Pere de Torelló belediye meclisi “Bağımsız Katalan Toprağı” olduğunu ve merkezi otoriteyi açıkça tanımadığını ilan eden kararıyla bir ilke imza attı. Sant Pere de Torelló belediyesinin aldığı bu kararın ardından, toplamda Katalunya nüfusunun yaklaşık % 9’unu ve toprakların % 20 civarını elinde bulunduran 197 Katalan belediye ve 5 bölgesel konsey “Bağımsız Katalan Toprağı” olduklarına dair meclislerine sundukları bağımsızlık deklarasyonunu onayladılar. (J. Argelaguet, J. 2014)

Yerel İtaatsizlik Kararları

Sant Pere de Torelló örneğinde olduğu gibi meclislerinde bu kararı alan belediyeler, İspanyol merkezi otoritesi altında olduklarını gösteren başta İspanyol bayrağı olmak üzere belediyelerindeki benzeri tüm simgeleri kaldırıp, merkezden belirlenen yasal zorunlulukların hiç birini tanımayarak yerel itaatsizliklerini ilan ettiler. Buna göre normalde her sene resmi törenlerle kutlanıp, tatil ilan edilen İspanya’nın “milli günü” mesai saati içerisindeki sıradan bir gün gibi geçti. Ayrıca bir çeşit protesto yöntemi olarak, vergiler İspanyol merkezi yönetimi yerine sadece bölgesel Katalan yönetimine verildi. (The Local, 2013)

Katalan Egemenlik Deklarasyonu

23 Haziran 2013’de Katalunya Meclisi “Katalan Egemenlik Deklarasyonunu” 41 “Hayır” oyuna karşılık 85 ‘Evet” oyuyla kabul etti. Katalanların “kendi geleceklerine kendilerinin karar verebileceğini” içeren bu egemenlik deklarasyonu İspanyol hükümetinin itirazı üzerine Anayasa mahkemesine götürüldü. İspanya Anayasa Mahkemesi Bölgesel Katalunya meclisinin bu kararını İspanyol Anayasasının temel maddelerine aykırı bularak “egemenlik deklarasyonunu” oy birliğiyle iptal etti. (i. A. M, 3/2014)

Bağımsızlık Taleplerinin Kitlesel Boyutlara Ulaşması

25 Kasım 2012’deki Bölgesel Katalan Parlamento seçimlerinde bağımsızlık referandumu isteyen partiler ilk kez meclis çoğunluğuna ulaştı. Bu seçimde oylarını ciddi oranda artıran Cumhuriyetçi Sol Parti (ERC) “2014’de bir bağımsızlık referandumu gerçekleştirilmesi şartıyla” Katalunya’nın mevcut başbakanı Artur Mas’ın lideri olduğu Yönelim ve Demokrasi Partisi (CDC) ile Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (UDC) ittifakından oluşan “Yönelim ve Birlik” koalisyonunun hükümeti kurmasına dışarıdan destek verdi.

11 Eylül 2013’deki milli gün “La Diada” anmasında (SSCB’den bağımsızlığını talep eden Baltık ülkeleri Estonya, Letonya ve Litvanya’nın 1989 yılında oluşturduğu 600 kilometre uzunluğundaki yaklaşık 1 buçuk milyon kişinin katıldığı insan zincirinden esinlenen Katalanlar) “Bağımsızlık İçin Katalan Yolu” sloganıyla 1 buçuk milyonun üzerindeki oldukça yüksek bir katılımla kuzeyden güneye Katalunya’nun tüm kıyı şeridini kapsayan 400 kilometrelik bir alanda benzeri bir eylem gerçekleştirdiler. (Diada, 2013)

Referandum Krizi

Bölgesel Katalunya Parlamentosunda 9 Kasım 2014’de bağımsızlık referandumuna gidilmesini 28 “Hayır” oyuna karşın 106 “Evet” oyuyla kabul etti. Buna göre Katalunya halkına referandumda yöneltilecek iki şıklı sorunun ilkinde “Katalunya’nın bir devlet olmasını istiyor musun?” sorusu sorulup, buna “evet” cevabı verenler için “Bu devletin bağımsız olmasını istiyor musun?” sorusu yöneltilecekti. (Parlament, 2014)

Katalunya Başbakanı Artur Mas da bu kararı onaylayıp bir sonraki aşama için İspanyol Meclisine gönderdi. Bu referandum kararı İspanyol Meclisinde 47 “Evet” oyuna karşın 299 “Hayır” oyuyla beklendiği gibi reddedildi. Fakat Katalunya Başkanı Artur Mas İspanyol meclisinden geçmemesine rağmen 9 Kasım 2014’de referandum düzenlemeye kararlı olduklarını söyledi.

İspanyol meclisinin referandum kararını reddetmesinin ardından başkent Barcelona’da gerçekleşen son milli gün anması yine bağımsızlık yanlısı yaratıcı eylemlere sahne oldu. 11 Eylül 2014’deki “La Diada” anmasına katılan yüzbinlerce Katalan bağımsızlık referandumu taleplerini, “oy” (votar), “irade” (voluntad) ve “zafer” (victoria) kelimelerinin baş harfini simgeleyen “V” harfinde 11 kilometre uzunluğunda kocaman bir insan mozaiği oluşturarak gösterdiler. (CHA, 2014)

İspanyol Meclisinden geçmemesine rağmen Katalanların referandum sürecini işletmesinin önüne geçmek için, İspanyol Hükümeti bu referandum kararını Anayasa Mahkemesine götürdü. Bunun üzerine İspanyol Anayasa mahkemesi bu durumu görüşüp kesin bir sonuca varıncaya kadar 9 Kasım 2014’deki referandumun durdurulmasına karar verdi. (İ. A. M, 9/2014)

Anayasa Mahkemesi’nin bu durdurma kararı üzerine Katalunya başbakanı Artur Mas referandumdan geri adım atıp, bunun herhangi bir bağlayıcılığı olmayan bir “kamuoyu yoklaması” niteliğinde olacağını duyurdu. Bu karar İspanyol merkezi yönetimde memnuniyet yaratırken, Katalunya’da iktidardaki Yönelim ve Birlik koalisyonuna 2014’de bağımsızlık referandumu yapma şartıyla dışarıdan destek veren Cumhuriyetçi Sol Parti (ERC) bölgesel hükümetin bu oylamayı “kamuoyu yoklamasına” dönüştürme kararını tanımadıklarını açıklayarak referandumdan geri adım atılmasını büyük bir tepkiyle karşıladı.

Bağımsızlık Tartışmalarının Gündeme Yansımaları

Bölgesel Katalan Meclisi ile İspanyol Meclisi ve İspanya Anayasa Mahkemesi arasında adeta bir pinpon topu gibi gidip gelen bu restleşme süreçlerinde son sözü söyleyen hep İspanya Anayasa Mahkemesi olsa da, bu ulusallıklarını tartışmalı hale getiren durum ciddi anlamda Katalanların ulusal bilincinin tetiklenmesine neden olmuştur. Öyle ki; eskiden sadece bir grup marjinalden ibaret olduğu sanılan Katalan solcularının dillendirdiği bağımsızlık söylemleri, artık liberal ve sağ seçmen nezdinde de ciddi bir taban bulmaktadır.

Nitekim iktidardaki sağ muhafazakar Yönelim ve Birlik koalisyonunun İspanyol anayasası ile Katalan halkın bağımsızlık talepleri arasında iki arada bir derede kalan durumu, bağımsızlık taleplerinden asla ödün vermeyen ve bir sonraki seçimden birinci parti olarak çıkması beklenen (yerel siyasi konjonktür açısından) en fazla Cumhuriyetçi Sol Parti’nin (ERC) işine yaramıştır.

Öte yandan “Bağımsızlık referandumu” tartışmalarının bir diğer tarafındaki merkezi yönetimin çok farklı hesaplar içinde olduğu anlaşılmaktadır. İktidardaki Halkçı Parti’nin (PP) lideri başbakan Marino Rajoy; “İspanya’yı Katalunyasız, Katalunya’yı Avrupa dışında hayal edemem” sözleriyle bir “Bağımsızlık referandumu” kararının asla İspanyol meclisinden geçemeyeceğini göstermiştir. Kültürel ve ekonomik açıdan Avrupalı kimliğine oldukça bağlı ve küresel ekonomiyle çok sıkı ilişkiler içerisindeki Katalanların hassas noktalarını gayet iyi bilen Rajoy, “İspanyasız bir Katalunya’nın Avrupa’dan (dolayısıyla Avrupa Birliğinden) dışlanacağı” sözüyle uluslararası boyutta tanınmayacak bir Katalunya’nın mevcut refah düzeyinin sarsılacağını ima ederek Katalan halkına önemli bir mesaj göndermektedir.

Nitekim “Metroscopia” araştırma şirketinin gündeme yansıyan verileri, İspanyol Başbakan Marino Rajoy’un Katalanların bu tecrit edilme korkusunu neden koz olarak kullandığını açıklar niteliktedir. Buna göre Katalunya halkının % 43’ü bağımsızlık isterken, % 42’si ise İspanya’da kalmayı tercih ediyor. Fakat Avrupa Birliği dışında kalma riski olursa bağımsızlık isteyenlerin oranı % 38’e düşüp, % 53’ü İspanya’da kalalım diyor. En dikkat çekici sonuç ise; üçüncü bir yol olarak özerklik statülerini iyileştirici anayasal bir değişiklik sunulması halinde halkın % 44’ü destekleyeceğini söylüyor ve böyle bir durumda bağımsızlık isteyenlerin oranı % 23’e düşüyor. (BBC, 2014)

Katalanların kendileri için Avrupa’da bir emsal olmasını umarak büyük bir heyecanla bekledikleri İskoçya’daki bağımsızlık referandumundan “Hayır” çıkması, ayrıca olası bir bağımsızlık halinde ekonominin nasıl etkileneceği ve hangi para birimine dahil olacağının belirsizliği, AB ve NATO gibi uluslararası kurumlarda var olamama ihtimali, Katalan halkının mevcut şartlar değiştiğinde bağımsızlık motivasyonunu olumsuz etkileyen en önemli faktörler olduğu söylenebilir.

Tüm olası senaryoları uzun vadeli düşündüğünüzde, Katalanların bağımsızlık veya mevcut durumun devamından yana yapacakları tercih, tabiri caizse vicdan ile cüzdan arasında tercih yapmaya benzer bir durumdur. Öyle ki; Katalunya’da bir yandan tanınmayan ulusal kimliklerini var edebilme ve kendi gelecekleri hakkında söz söyleyebilme çabası, bir yandan da ekonomik olarak İspanya ortalamasından daha yüksek düzeyde olan milli gelirlerinin sömürülmemesini isterken, bağımsızlık sonrası uluslararası boyutta tanınmayarak var olanı da yitirme ihtimalinin endişesi söz konusudur.

Sonuç olarak merkezi yönetimle yaşanan anayasal krizler ve ekonomik problemlerin etkisiyle Katalanların Bağımsızlık eğilimi her geçen gün biraz daha artsa da,  “kayıtsız şartsız bağımsızlık” isteyenlerin halen tam anlamıyla çoğunlukta olduğu söylenemez. Fakat merkezi yönetime karşı kendi ulusal varlıklarını ve haklarını tanıyacak bir duruşun sergilenmesi açısından, Katalan halkın çoğunun bir müzakere aralığı açacak anayasal çıkmazlardan kurtulmak istediğini gözlemlemek mümkün. Bu anlamda 9 Kasım’daki kamuoyu yoklamasından çıkacak olası bir “Bağımsızlık” eğilimi, halkın iradesini arkalarına aldıklarının ilanı açısından Katalan hükümetinin ellerini güçlendirecek sembolik bir önem taşımaktadır. Tabi bunun tam aksi bir sonuç çıkacak olursa, Katalanların elindeki en önemli kozun (halk iradesinin) boşa çıkmasıyla İspanyol merkezi yönetiminin derin bir oh çekeceği aşikârdır.

 Özcan ÖĞÜT

 

KAYNAKÇA

– Argelaguet, J. 2014, From Autonomism to Independentism: The Growth of Secessionism in Catalonia (2010–2013).

– Muñoz, J. & Guinjoan, M. 2013, Nations and Nationalism, Accounting for internal variation in nationalist mobilization: unofficial referendums for independence in Catalonia (2009–11).

– “İspanya Anayasa Mahkemesinin (İ. A. M) egemenlik deklarasyonunu iptal etme kararı”, 3/2014, http://www.abc.es/espana/20140325/abci-declaracion-soberanista-201403251818.html, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– “İspanya Anayasa Mahkemesinin (İ. A. M) referandumu durdurma kararı”, 9/2014, http://www.aljazeera.com/news/europe/2014/09/spain-files-challenge-catalonia-referendum-2014929131040786306.html, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– Rico, J. & Martinez, M. 2010, El Periodico, http://www.elperiodico.cat/ca/noticias/politica/20100710/1100000-persones-assisteixen-marxa-protesta-per-sentencia/379832.shtml, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– “Constitutional Court Judgment (C. C. J.) No. 31/2010”, of June 28, http://www.tribunalconstitucional.es/es/jurisprudencia/restrad/Paginas/JCC2862010en.aspxhttp://www.tribunalconstitucional.es/en/resolucionesrecientes/Documents/SENTENCIA_RI_8045-2006.pdf, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– “The Local, 2013, Rebel Catalan town leads Spanish break-up fight”, http://www.thelocal.es/20130910/rebel-catalan-town-battles-for-spanish-break-up, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– “Bağımsız Katalan Toprakları”, 2012, http://www.elpuntavui.cat/noticia/article/3-politica/17-politica/582542-660000-catalans-lliures.html, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– “Diada 2013”, http://www.huffingtonpost.es/2013/09/11/directo-diada-2013-cataluna_n_3904902.html, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– “La Constitución Española de 1978, Titulo Preliminar”,  (1978 İspanyol Anayasası, Temel Maddeler), http://www.congreso.es/consti/constitucion/indice/titulos/articulos.jsp?ini=1&fin=9&tipo=2, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– “La Constitución Española de 1978, Titulo X”,  (1978 İspanyol Anayasası, 10. Bölüm), http://www.congreso.es/consti/constitucion/indice/titulos/articulos.jsp?ini=166&fin=169&tipo=2, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– Öğüt, Ö. 2012, Uluslararası Politika Akademisi, “Catalonia is not Spain”, 2012 http://politikaakademisi.org/catalonia-is-not-spain, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

Cihan Haber Ajansı (CHA), 2014, http://www.bugun.com.tr/son-dakika/katalanlardan-11-kilometrelik–haberi/1252659, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

BBC, “Metroscopia Araştırma Sonuçları”,  2014, http://www.bbc.com/news/world-europe-29154331, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– “Why a vote?”, (Data 3, 2014), http://www.cataloniavotes.eu/why-a-referendum/#data3, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

– “Parlament, 2014”, http://www.parlament.cat/web/actualitat/noticies?p_id=157690862, (Erişim Tarihi: 30.10.2014).

2 Comments »

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.