Türkiye, Suriye ve İran ile sınır komşusu olan Kuzey Irak’ta otuzdan fazla uluslararası petrol ve gaz firması onlarca zengin yatakların olduğu sahalarda başta arama, çıkarma, üretim, dağıtım, ve pazarlama faaliyetlerini Irak’ın güneyinde ve Basra’da faal dünya devleri firmalara rağmen dünya pazarlarına arz etmek için yoğun şekilde devam ettirmektedir. En önemli ve büyük şehirleri başkent Erbil (Hewler), Süleymaniye, Dohuk, Musul ve Kerkük’tür. Kürtler, Araplar ve Türkmenler bir arada asırlardır yaşarlar. Resmi diller Kürtçe ve Arapça’dır. Ekonomik entegrasyonda en büyük rol Türkiye’ye düşmektedir. Türk özel sektörü, Kürtlerin Irak petrol satışlarından elde ettikleri petrol gelirleri dışında, o bölgedeki en hâkim ekonomik güç konumundadır.
80 yıl önce Irak, Osmanlı’nın Bağdat, Basra ve Musul vilayetlerinden meydana geliyordu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, Irak Türkleri’nin yaşadığı Musul, Kerkük, Erbil gibi Türkmen şehirleri ile Kürt nüfusunun yoğun şekilde yaşadığı Süleymaniye, Dohuk, Zaho gibi yerleşim merkezlerinin bulunduğu Kuzey Irak bölgesini kapsayan Musul Vilayeti’nin statüsü üzerinde Lozan’da anlaşmaya varılamadı. Atatürk, Büyük Nutku’nda Musul Vilayeti’ni Misak-ı Milli sınırları içerisinde göstermiştir. Ancak, başta Şeyh Sait İsyanı olmak üzere bazı iç meseleler ve dış baskılar neticesinde, 1926’da imzalanan Ankara Antlaşması ile bu topraklar Türkiye Cumhuriyeti’nin elinden çıkmıştır.[1] Milletler Cemiyeti sürecinde 1925 yılının Eylül ayında Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Kuzey Irak’ı Türkiye’ye vermeyen Londra’ya dönük olarak Ankara’nın duyduğu kuşkuları dile getirmişti. Bugün de aynı kuşkular Türkiye’nin Kuzey Irak’a yönelik politikalarının ana çerçevesini oluşturmaya devam ediyor.[2] Dünyanın en büyük üçüncü petrol ve onuncu doğalgaz rezervlerine sahip ülkesi Irak’ın çok önemli rezervlere sahip kuzeyi, petrol gelirinin yüzde 17’sini alıyor.[3]
“Irak’ın Kuzeyi” ya da “Kuzey Irak”… Bu tabirlerin kullanılması bile çoğu zaman siyasî gerginliklere konu olabiliyordu. Bu tabirler dışında başka her hangi bir ifadenin kullanılmaması, Türkiye’nin bölgeye ilişkin “kırmızı çizgileri” arasında sayılıyordu. Kuzey Irak’ın resmi ismi artık Kürdistan Bölgesel Hükümeti oldu. Üstelik bu tabir, Irak Anayasası’nda da net bir şekilde kullanılıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’a müdahalesinden bir sene sonra bölgeye giden Mardinli iş adamı Ahmet Acar, “Dört yıl çalıştıktan sonra 2007 ile 2008’de Irak’taki işlerime biraz ara verdim. İki sene sonra tekrar geldiğimde Erbil’i tanıyamaz halde bulmuştum. Şimdi ise sadece Erbil değil, Kürtlerin yaşadığı bütün kentler inanılmaz bir hızla gelişiyor” diyor.[4] Bu ifadelerden de anlaşıldığı üzere bölgede son yıllarda yaşanan hızlı ve büyük değişimi anlıyoruz.
Şüphesiz Kuzey Irak petrollerine dünyanın ilgisi artıyor ve Türkiye dahil, ABD, İngiltere, Kanada, Norveç, BAE, Çin, Hindistan, Güney Kore, Fransa, Macaristan, Moldova, Avusturya, Kıbrıs, Avusturalya gibi ülkelerin enerji, petrol ve gaz, inşaat, taahhüt altyapı firmaları başı çekmektedir. Tüm dünyanın petrolü için göz diktiği Irak’ın kuzeyinde Türkiye başta enerji ve taahhüt alanlarında önemli avantajlara sahip. Bölge hemen hemen pek çok ihtiyacını Türkiye ile ticaretinden sağlamaktadır. Erbil, Irak genelinde diğer yerleşim yerlerine göre gece ve gündüz en güvenlisi sayılıyor. Kişi başı gelirlerinde son yıllarda önemli bir artış gözlenmektedir.
Kuzey Irak’ta Irak’ın geri kalanına örnek olarak gösterilen ve benzerine az rastlanan bir ekonomik gelişme deneyimlemektedir. Bu büyüyen ekonomide yabancı yatırımlar kilit önem taşımaktadır. Güvenli ve istikrarlı ortamı, zengin doğal kaynakları, yoğun işgücü, uluslararası havaalanları, yolları ve avantajlı Yatırım Kanunu ile IKBY yabancı yatırımcılara birçok sektörde fırsatlar sunmaktadır. IKBY Yatırım Kurulu Çalışma ve Bilgilendirme Bölümü Başkanı Haydar Mustafa Said “Türk Şirketlerinin Yaptıkları İşlerin Kalitesinden Çok Memnunuz” demektedir. Yurtdışı Doğrudan Yatırımlar bakımından % 14’lük toplam içinde % 4 ile başı Türkiye çekmektedir. Türkiye’yi % 2 ile İngiltere takip etmektedir.[5] Makyol & Cengiz İnşaat işbirliği ile Erbil Uluslararası Havaalanı 30.08.2008’de tamamlandı.
Oysa, Kuzey Irak yakın dünya savaşları, körfez savaşı ve son olarak Saddam iktidarının son bulması sürecinde paraleller arasında yaşama sıkışmış bir bölgeydi. Tercüman Gazetesi’nde 10 Nisan 1970 tarihinden itibaren bir ay boyunca “Barzani anlatıyor” başlığıyla yayınlanan yazı dizilerini gerçekleştiren gazeteci Lütfi Akdoğan’ın Kuzey Irak’ta Molla Mustafa Barzani ile yüz yüze gerçekleştirdiği bir röportajında Barzani “Birinci Dünya Harbi başlamış ve bütün hızı ile devam ediyordu. Yiyecek bir avuç yemek, bir lokma ekmek zor bulunuyordu” şeklinde açıklamaktadır.[6]
Bir zamanlar Akdeniz, Basra ve Uzak Asya’ya uzanan ticaret yollarının kavşak noktasında bulunan ve bölgenin en büyük ticaret merkezlerinden biri sayılan Kuzey Irak’taki “Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil, yüzyıllardır süren savaş ve yoksulluk cenderesinden petrol ile çıkmayı umuyor. 90’lardan önce yoksulluk, kitlesel katliamlar ve Bağdat yönetimine başkaldıran savaşçıları ile dünya gündemine gelen Erbil, şimdi tüm dünyaya “Yeni Dubai” olarak lanse ediliyor. Yeraltı zenginliklerini dünya pazarlarına açan Kürtler ve bölgeye yatırım yağdıran uluslararası şirketler, Erbil’i ve kendilerini ihya etmek için kolları sıvamış gözüküyor. Kentin her yanında devasa inşaatlar var. Türk firmalar, Erbil’in yeniden yapılandırılmasında önemli rol oynuyor. İnşaat sektörünün yüzde 75’ini, enerji sektörünün de yaklaşık yüzde 10’unu Türk firmalar oluşturuyor. Birinci Körfez Savaşı sonrasında özerk bir yapıya kavuşan Irak’ın kuzeyinde Musul, Kerkük, Duhok, Erbil ve Süleymaniye kentleri bulunuyor. 2005 yılında yapılan bölgesel referandum sonucunda Erbil, Duhok ve Süleymaniye’nin yönetimi uluslararası ismiyle “Kurdistan Regional Government (KRG)” yani Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bırakıldı. Kürt bölgesindeki toplam nüfusun yaklaşık 5 milyon olduğu tahmin ediliyor. Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi’nin başkenti Erbil, 90’ların başından bu yana giderek gelişen ve zenginleşen bir seyir izliyor. Kentin nüfusu 1 milyonun üzerinde. Türkiye sınırına 450 kilometre uzaklıkta bulunan kent, geçtiğimiz günlerde başlayan petrol ihracatı ile yeni bir döneme girdi. Üstelik ihraç edilecek petrolün üretim sorumluluğu bir Türk şirketi olan Genel Enerji’ye ait. Yani bölgedeki barış rüzgarları henüz tüm kesimleri serinletmese de gelişen ekonomik ilişkiler şiddet ve çatışmanın ateşini giderek düşürüyor. Kürt bölgesindeki petrol rezervinin 40-45 milyar varil olduğu tahmin ediliyor. Yani bugünkü rakamlarla bölgedeki petrolün mali değeri 3 trilyon dolar. 4 yıl içinde bölgeden 1 milyon varillik günlük üretim yapılması planlanıyor. 1 milyon varillik üretimin Irak’a getirisi 20 milyar dolar olacak ve bu sayede Bölgesel Kürt Yönetimi, dünyanın en büyük 24. petrol üreticisi konumuna yükselecek. Türkiye’den Pet Holding, Genel Enerji ve Türkerler Holding’in de bölgede ciddi yatırımları bulunuyor.[7] Şu anda Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin kontrolü altında bulunan bölgede Irak petrollerinin yüzde 20’sinin dünya enerji kaynaklarının yüzde 2’si hangi güzergâh takip edilerek Akdeniz’e ve dolayısıyla Batı’ya taşınacağı konusu önem kazanmış bulunuyor. Kuzey Irak’ın denize kıyısı olmadığına göre, bu enerji Türkiye veya Suriye üzerinden Akdeniz’e taşınmak durumundadır. Bugüne kadar da Türkiye üzerinden taşınıyor.[8]
1977 yılında yıllık 35 milyon ton taşıma kapasitesine sahip olan Kerkük-Yumurtalık, diğer adıyla Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı 1984 ve 1987 yıllarında kapasite arttırma çabaları sonucunda yıllık taşıma kapasitesi 70,9 milyon tona ulaşmıştır. BTC (Bakü-Tiflis-Ceyhan) boru hattından çok daha yüksek bir kapasiteye sahip olan Kerkük-Yumurtalık boru hattı Irak petrolünün dünya pazarlarına ulaştırılmasında önemli bir yere sahip. BOTAŞ verilerine göre Kerkük-Yumurtalık boru hattıyla 2001 yılında 231 milyon varil ham petrol 2002 yılında ise 176 milyon varil ham petrol taşınmıştır. Fakat daha sonra ABD’nin Irak’a 2003 yılında girmesiyle birlikte hat işletime kapatılmış ve o tarihten sonra petrol sevkıyatı çok kısıtlı olarak yapılmaya başlanmıştır. Savaş sonrasında ilk sevkiyatı Şubat 2004’te gerçekleştirilen boru hattıyla sırasıyla, 2004 yılında yaklaşık 38 milyon varil, 2005 yılında 13 milyon varil, 2006 yılında yine 13 milyon varil ve 2007 yılı ilk dokuz ayında ise 10 milyon varil ham petrol taşınmıştır. Dünya petrol piyasası açısından Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı sahip olduğu kapasiteyle küçümsenmeyecek bir öneme sahip. Fakat hattın sürekli saldırı ve sabotajlara maruz kalmasıyla petrolde yaşanan kesintiler küresel petrol piyasasına olumsuz yansımakta ve bu da fiyatların dalgalanmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla, hattın güvenliğinin sağlanması ve tam kapasiteyle çalışması dünya petrol piyasalarındaki ham petrolün fiyatını düşürecek özellikle de ham petrole bağlı ekonomilerde önemli bir maliyet indirimine katkı sağlayacaktır. Transit ülke konumunda bulunan Türkiye keza bu kesintilerden kendine düşen payı almaktadır. Örneğin, Körfez Krizi sonrasında hattan 6 yıl boyunca petrol akmaması Türkiye’nin yaklaşık 2 milyar dolarlık gelir kaybına sebep olmuştur. Irak kendi petrolünü pazarlayabileceği alternatif güzergâhlara yönelebilir. Fakat ülkede devam eden kaos ortamı bu tür yatırımların önüne set çekebilir. Siyasi istikrar sağlanmadan büyük yatırımlara girmek çok akıllıca olmaz. Hattın tam kapasite ile çalışması durumunda ve paraleline inşa edilmesi düşünülen Irak-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı ile Türkiye, Irak petrol ve doğalgazını sadece kendi talebine cevap vermesi için değil aynı zamanda bu kaynakların Akdeniz’den Batı pazarına taşınmasını sağlayacaktır. Böylece, Irak petrol ve doğalgazı Türkiye toprakları üzerinden Avrupa’ya ulaştırılabilecek ve Türkiye enerji jeopolitiğinde önemli bir kazanım elde edecektir. Bu da hem Türkiye’nin hem de AB’nin petrol ve doğalgaz arz güvenliğine önemli bir katkı sağlayacaktır. Öte taraftan, Türkiye, Irak petrol ve doğalgazını İsrail değil kendi toprakları üzerinden Batı’ya ulaştıracak bu hatlarla hem Orta Doğu’da eli güçlenecek hem de Irak’ta egemen güç konumunda olan ABD ve İsrail ikilisi karşısında avantajlı duruma geçecektir. Türkiye, BTC hattıyla Ceyhan terminaline kazandırdığı avantajı Kerkük-Yumurtalık boru hattıyla birleştirdiğinde buranın önemli bir enerji üssü olabileceğini ve bunun da Türkiye’nin bölgesel “enerji hub’ı” olmasındaki kilit rolünü güçlendirecektir. Yılda 10 milyar metre küp doğalgaz taşınması hedeflenen hattın Türkiye topraklarından geçecek kısmına ait fizibilite çalışmaları BOTAŞ tarafından başlatılmıştır.[9] ABD Avrasya Enerji Özel Temsilcisi Richard Morningstar, “Irak’ta kuzey tarafından petrol ihraç edilmesiyle ilgili anlaşmaların başarılı olacağını umuyoruz, her iki taraf da bunu umuyor. Irak’ın çok başarılı bir enerji politikası geliştirmesi yönünde umutlarımız var. Irak’ta hidrokarbon yasası ile gelir paylaşımı yasasının geçirilmesi çok önemli” dedi.[10]
The Times “Asya’nın devleri, Irak’ın büyük ölçüde el dokunulmamış Kürt petrol alanları için yarışa katılıyor” başlığıyla yayımladığı yazıda, Çin’in Sinopec ve Güney Kore’nin ulusal petrol şirketi KNOC’un Irak’ın kuzeyinde petrol çıkarma çalışmalarında bulunan Addax Petroleum isimli şirketi muhtemelen 4.8 milyar dolara satın alma girişimleri üzerine, sözkonusu şirketin Londra borsasındaki hisselerinin dün yüzde 10 oranında arttığını açıkladı. The Times gazetesinin haberinde, Kuzey Irak petrolü için yarışın, Kuzey Irak bölgesel yönetiminin üç yeni petrol arama lisansı için çalışmalara başlamasıyla hız kazandığını yazdı. Ancak, bölgesel yönetimle Bağdat’taki merkezi yönetim arasında bu konudaki anlaşmazlıklara dikkat çekti. Fakat, Bağdat ve Erbil’in petrol konusunda işbirliğini giderek arttırdıkları da hatırlatıldı. Kuzey Irak’ta petrol arama ve çıkarma çalışmaları yapan Heritage Oil isimli İngiliz şirketin Genel Energy’ye ortak olmasıyla (Süleymaniye Miran sahasında % 25 pay ile) bölgede faaliyetin arttığını, Kanada’nın Talisman firmasından Norveç’in DNO, bir diğer İngiliz şirketi Sterling Energy’den Fransa’nın Perenco şirketine kadar birçok enerji firmasının Kuzey Irak’taki petrolle yakından ilgili olduklarını ve bazılarının halihazırda bölgede çalıştıklarını yazan The Times, Kuzey Irak bölgesel yönetiminin üç yeni petrol arama ve çıkarma alanlarına ilişkin lisans verme sonuçlarını yakında açıklayacağını bildirdi. The Times, dünyanın en büyük üçüncü petrol rezervlerine sahip Irak’ın, ülkenin kuzeyindeki geniş biçimde el değmemiş petrolüne ilgiyi artıran oldukça önemli nedenin kuzey Irak petrolünün, 1 Haziran tarihinden itibaren Türkiye üzerinden dünya piyasalarına ihracının başlamış olduğunu da vurguladı.[11]
1 Haziran 2009’da Kuzey Irak ilk ham petrol ihracatının Oslo, Norveç merkezli DNO International firması ile BKY anlaşması sonrası Tawke sahasından petrol boru hatlarıyla Türkiye’de Ceyhan üzerinden dünya pazarlarına akışı Kuzey Irak’ta Bölgesel Kürt Yönetimi (KRG) Lideri Mesut Barzani ve Irak Merkezi Yönetimi Cumhurbaşkanı Celal Talabani tarafından vana çevirme töreniyle start verdi. Programda konuşma yapan Çukurova Grubu firmalarından Genel Enerji CEO’su ve Taq Taq Operating Company (TTOPCO) Ortağı Mehmet Sepil, yeni bir başlangıç diyerek bu güne nasıl gelindiğinin asla unutulmaması gerektiğini, Bölgesel Kürt Yönetimi Doğal Kaynaklar Bakanı Dr. Ashti Hawrami ve çalışma arkadaşlarının hem bölgesel petrol kanunu ve örnek kontrat hazırlayarak hem de önceki Saddam rejimi dönemi kapalı kapılarından batı petrol endüstrisi konseptleri için bir mucize yarattıklarını ifade etmiştir.[12] Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (KRG) Başbakanı Neçirvan Barzani Kuzey Irak bölgesinin çok iyi bir lokasyon olduğunu, köprü ve koridor olabileceklerini belirterek Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istediklerini ifade etmiştir.[13] Katılımcı Demokrasi Partisi adlı yeni bir parti kuran tecrübeli Kürt kökenli politikacı Şerafettin Elçi’nin oğlu Renas Elçi, bölgesel hükümetin, ihalelerde Türkiye’den gelen işadamlarına çok sıcak davrandığını, Türk işadamlarının özellikle tercih edildiğini söylüyor.[14]
ABD Dışişleri Bakanlığı Eski Müsteşar Yardımcısı Matthew J. Bryza (Şu sıralar ABD Bakü Büyükelçisi), Washington’un Irak ve Azeri petrollerinin Avrupa’ya ulaşmasında Türkiye’nin transit geçiş noktası olmasını desteklediğini belirterek böyle bir durumun Rus enerji devi Gazprom’un hakimiyetini kırabileceğini söyledi. Bryza, Irak ile Azerbaycan ve Kazakistan gibi eski Sovyet ülkelerinin petrol konusunda yapacağı bir ortaklığın Avrupa enerji haritasını değiştirebileceğini, fakat bunun yatırımcılara iyi anlatılması gerektiğini sözlerine ekledi.[15]
Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Aydın Selcan bölgedeki fırsatları “Bu tren bir daha durmaz” diye anlatıyor. Neredeyse herkes Türkçe biliyor ve Türkiye’yi çok seviyorlar. Türk markaları onlar için kalite ve güvenin simgesi. Bölgede yerleşik Türk sayısı da 15 bin civarında. Hergün bin 500 kamyon ve 600 özel araç Türkiye-Kuzey Irak arasında karşılıklı gidip geliyor. Daha önce kişi başına 400-500 dolar olan gelir seviyesinin artık 5 bin dolarlara çıktığı bölgede refah seviyesi petrol ve gaz üretimiyle hızla artıyor. Kuzey Irak’ta şu an için üretim yapılan sahalar, Taq Taq ve Tawke. İkisinde de Türk şirketi Genel Enerji var. İşadamları Mehmet Sepil ve Mehmet Emin Karamehmet’in kurduğu Genel Enerji, 90 bin varil Taq Taq, 75 bin varil de Tawke sahasında olmak üzere, günde toplam 165 bin varil petrol üretiyor. Türkiye’de toplam üretilen petrol ise bin 300 sahadan 39 bin varil. Genel Enerji CEO’su Mehmet Sepil “Bana Talabani ‘petrolle ilgilenir misin’ diye ilk sorduğunda, sadece arabayı doldururken demiştim” diye konuşuyor.[16] 2011’de Kuzey Irak Bölgesi’nden yaklaşık 7 milyar dolarlık yatırımla yapılacak olan 6 bin megavatlık elektrik santralı için Türk şirketlere bir çağrı yapıldı.
Stratejik Teknik Araştırmalar Merkezi’nin (SETAM) İstanbul’da düzenlenen Enerji Arenası’da konuşan Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Enerji Danışmanı Ashti Hawrami Türkiye’yi yaklaşık 6 bin megavatlık elektrik santralı ihalesine de davet etti. Kuzey Irak Başbakan Danışmanı Ahmet Mufti de Irak ile Türkiye arasındaki ilişkileri ağaca ve suya benzeterek, “Biz birbirimize bağlı ve ‘kazan kazan’ içinde çalışabilecek bir ülkeyiz. Bizim gazımız çok, Türkiye’nin zengin ve teknolojik şirketleri var” değerlendirmesinde bulundu.[17]
Genel Enerji’nin de sponsorları arasında bulunduğu ve Kürdistan & Irak, Uluslararası Petrol ve Gaz Konferansı’nın ilk gününde “Petrol ve Gaz Kaynakları Potansiyeli” başlıklı oturumun ardından Erbil Rotana Otel’de, Genel Energy CEO’su Tony Hayward ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Sepil, bölgedeki faaliyetleriyle ilgili olarak inşa edilecek boru hattıyla ilgili bilgi verdi. 2012’de 400 milyon dolar yatırım yapılacağı açıklanan boru hattı, Erbil’den (Taq Taq petrol sahasından) Türkiye sınırı yakınlarındaki Fişhabur (Fishkhabour) köyüne kadar uzanacak. Boru hattı Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin kontrol ettiği topraklar içinde kalacak. Boru hattının daha sona Kerkük-Yumurtalık boru hattına bağlanması planlanıyor. Mehmet Sepil boru hattının, toplam pazarının günlük 120 bin varil olacağını açıkladı. Boru hattının mühendislik çalışmasının bittiği bilgisini veren Tony Hayward ise “Pazar araştırması yapılıyor. 2013’ün ikinci yarısına kadar çalışmaların netlik kazanacağını söyleyebilirim. Hattın günlük kapasitesi 400 bin varil olacak” dedi. Boru hattının devreye girmesi ile birlikte Genel Enerji’nin Erbil Taq Taq bölgesindeki tanker dolum istasyonu işlevini yitirecek. Boru hattının uzunluğunun ise yaklaşık olarak 250 km olacağı bildirildi. Fişhabur Türkiye’nin Irak sınırında Şırnak’ın ilçesi Silopi’ye 30 km kadar yakın bir mesafede yer alıyor. Boru hattının bitiş noktası olarak düşünülen Fişhabur, Türkiye’nin Habur’dan sonra Irak’ta yeni sınırı kapısı olarak planlanan Ovaköy’e de çok yakın bir mesafede bulunuyor. [18]
Genel Enerji Genel Müdürü Orhan Duran, sahaları için “Taq Taq sahası, geçmişte Kürt bölgesinde petrol keşfi yapılmış tek saha. Dolayısıyla petrol olduğu belliydi. Ancak bizim özellikle 2005 yılından sonraki yoğun sondaj çalışmalarımız sonrasında, sahanın oldukça yüksek petrol varlığı içerdiği ve petrolün oldukça yüksek kalitede olduğu ortaya çıktı. Petrolün gravitesi 4648 API civarında. Bu da dünyanın en kaliteli petrolünü üretebileceğimiz anlamına geliyor. Yani, buradan çıkartılan petrol, sınırlı bir prosesten sonra ürün haline dönüştürülebilir nitelikte” dedi.[19] Kuzey Iraklılar adeta Türkiye’ye mesaj vermek istiyorlar. En üst düzey yetkilileri “İşte petrolümüz yer altında yatıyor. Türk kardeşlerimiz de gelsin, çıkarsınlar” diyorlar. Sepil, Irak’ta rezerv tespit edilen ama henüz yatırım yapılmayan çok sayıda petrol sahası bulunduğunu söylüyor. Uzun savaşlar yüzünden Saddam döneminde gerekli araştırmalar yapılmamış. Sepil, “Diğer Türk şirketlerinin de burayı keşfetmesi lazım. Genel Enerji olarak biz kendimizi kanıtlamak istiyoruz. Çünkü burada işler biraz daha düzelince yabancı petrol devleri zaten buraya gelecek” diyor. Irak, kaotik ortamdan kurtulmaya çalışıyor. Türkiye burada ince bir diplomasi uyguluyor. Amerika bu çerçevede çıkış yolu arıyor. Bu, denge politikasıyla mümkün olacak. Türkiye, doğal kaynakların tüm Irak tarafından paylaşılmasını destekliyor, birleşik bir Irak istiyor. Süleymaniye başta olmak üzere Kuzey Irak’ta her yerde Türk şirketleri görülüyor. Global güç oyununda son 10 yılın ürettiği bir kavram var: Soft Power, yani yumuşak güç. Artık askeri güç ve ekonomik gücün yanında, yumuşak güç gerçeği ile karşı karşıyayız. Yumuşak güç, istediğini zor kullanmak veya para vermek yerine, kendine çekme yoluyla elde etme becerisidir. Bir ülkenin kültürünün, siyasi ideallerinin ve politikalarının cazibesinden gelir. Politikalarımız başkalarına meşru göründüğü zaman yumuşak gücümüz artar. Eğer sizin, benim istediklerimi istemenizi sağlarsam, size bunu yaptırmak için sopa ya da ödül kullanmama gerek kalmaz. İşte Türkiye, tarihinden aldığı güçle bunu yapmalı.[20] Genel Energy, Kuzey Irak’ta yer alan Chia Surkh arama sahasındaki hissesini 94 milyon dolar karşılığında yüzde 20’den yüzde 80’e çıkarttı. Chia Surkh arama sahasında Longford Energy’nin (F&M) elinde olan yüzde 40 payı 68 milyon dolar karşılığında, Türk firması Pet Holding’e bağlı Petoil Petroleum’da bulunan yüzde 20 payı ise 26 milyon dolar karşılığında alan Genel Energy, aynı zamanda sahanın da operatörü konumuna geldi. Genel Energy CEO’su Tony Hayward, “Bunlar bizim için mükemmel anlaşmalar. Çok uygun bir fiyat karşılığında bölgede uluslararası yatırımcılara açık son büyük hidrokarbon sahalarından birinde yüzde 80 pay sahibi olduk. Operatör konumuna geçmemiz de arama ve değerleme programımızı devam ettirebilmemiz için önemli bir adım” dedi. Morgan Stanley tarafından düzenlenen bir konferansta ayrıca Genel’in Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren ortaklarından DNO (% 55 Takwe, % 40 Dohuk sahalarında) veya Gulf Keystone (% 40 Ber Bahr sahasında) şirketlerini satın almayı, yüksek fiyatlardan dolayı düşünmediği belirtildi. Chia Surkh’ta 305 milyon varil ham petrol ve doğalgaz bulunduğu tahmin ediliyor. Bu satın alma işlemi, Genel Energy’nin 2 milyar dolara yakın özkaynağından karşılanacak.[21] Kuzey Irak’ta 6 bölgede petrol arama lisansı olan Genel Enerji, şu anda bölgenin en büyük petrol üreticisi konumunda. Genel Enerji CEO’su Mehmet Sepil, şirket satın almalarda ellerini çabuk tutmaları gerektiğini belirtti. Sepil, petrol dünyasında büyük yankı uyandıran Exxon Mobil’in Kuzey Irak’taki 6 bölgenin lisansını alması ile ilgili olarak, “Exxon Mobil’in gelmesi hem iyi hem de kötü. İyi çünkü bölge için bu istikrarın tartışma konusu olmaktan çıktığının göstergesi. Kötü, çünkü biz konsolidasyon düşünürken bu hamlenin şu an değil 6-8 ay sonra gerçekleşmesini isterdik. Bölgedeki tüm şirketlerin, biz dahil değeri artmış oldu. Gerçi onların hemen bölgede satın almalara gireceğini sanmıyorum. Çünkü sahaya yatırım yapacaklardır. Bir süre Kuzey Irak ile Irak hükümeti arasındaki sorunlarla uğraşacaklar. O nedenle bizim yaptıklarımızı etkilemeyecekler ” dedi. Sepil, Exxon Mobil’in Kuzey Irak’ta lisans almasının esas öneminin bölgedeki şirketlerin Irak’ın güneyine de inebilmesine olanak tanıyacak olması olduğunu belirtti. Kuzey Irak’ta lisansı olanlar güneyde, güneyde lisansı olanlar ise kuzey de lisans alamıyorlardı. Konuyla ilgili merkezi hükümet ile bölgesel hükümet arasında görüşmeler devam ediyor. Şu an için Kuzey Irak’ta önemli olan şeyin nakit olduğunu ifade eden Vallares’in CEO’su Tony Hayward ise, “Yeterli nakitle burada çok güzel işler yapılabilir. Bizim de 2 milyar dolarımız var. Onu bu bölgede de kullanabiliriz, başka yerlerde de. Sahip olduğumuz petrol sahası çok kuvvetli. Kapasitesini çok zorlayabiliriz” diyerek elinde nakdi olanın güçlü olacağının altını çizdi. Hayward, “Kuzey Irak dünya üzerinde kalmış son büyük rezerv. Şu an Genel Energy’nin kesin olarak ispatlanmış rezervi 750 milyon varilden fazla. Türk şirketi olarak Irak’ta olmak bir risk değil” şeklinde konuştu. Genel Enerji’nin üretim yaptığı sahalardan Taq Taq’ta günde 120 bin varil petrol üretiliyor. Kalite olarak da Türkiye’de çıkan petrole göre kat kat iyi durumda olan petrol, Türkiye’de yaklaşık 45 kuyuda çıkan petrolden iki kat daha fazla. 2013 yılı içerisinde kapasiteyi günlük 200 bin varile çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Mehmet Sepil, “Planladığımız boru hattının tamamlanması ve diğer sahalarımızdaki ticari keşiflerin gerçekleşmesi ile Türkiye ’nin petrol ihtiyacının yüzde 50’sini karşılayacak ve boru hattına direkt bağlı bir günlük üretim kapasitesine ulaşmış olacağız” dedi.[22]
Bloomberg Businessweek Türkiye muhabiri Güneş Kömürcüler’in derginin nisan 2012 ilk hafta sayısı için yapmış olduğu bir röportajında, BP Eski CEO’su ve İngiliz Vallares – Çukurova Grubu’na bağlı Ankara merkezli Genel Enerji ortaklı ve İngiltere’de Borsa’da işlem gören Genel Energy PLC adlı firmanın CEO’su olan Tony Hayward’a sorduğu “Büyük petrol şirketleri daha önce Kuzey Irak’a giremiyordu. Ancak son altı aydır Exxon Mobil ve İtalyan ENI gibi petrol devlerinin bölgeye girmeyi planladıklarını görüyoruz. Bu durum sizi nasıl etkiliyor?” şeklinde bir sorusuna Hayward “Bu durum Kuzey Irak’ta rekabetçiliği arttırıyor. Ancak biz rekabet avantajımızı koruyoruz, çünkü bölgeyi tanıyoruz. Çok ciddi operasyon avantajımız var. 2002’den beri orada Genel. Kuzey Irak’ın taşını toprağını bizim kadar tanıyan başka enerji şirketi yok.” şeklinde cevaplıyor ve “Üç ana faaliyet alanlarımız ve hedeflerimiz var Kuzey Irak’ta. Bunların başında Tq Taq Sahası geliyor. 2012’de günde 90 bin varil petrol çıkardığımız bu sahada Genel’in payı yüzde 44. Öncelikle, buradaki kapasiteyi günde 100 bin varilin üzerine çıkarmak için yatırımlarımız olacak. İkinci faaliyet alanımız Tawke Sahası. Burayı Norveçli DNO ile işletiyoruz. 2012’de günde 60 bin ila 80 bin varil arasında petrol çıkaran bu sahada, Genel’in payı yüzde 25. Buranın kapasitesini de 100 bin varilin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Üçüncü hedefimiz ise Kuzey Irak’ta petrol arama çalışmalarına hız vermek. Muazzam bir potansiyele sahip yedi kuyu üzerinde çalışıyoruz” ekliyor.[23] Erbil ve Bağdat arasında yükselen tansiyonun sebebi 2011 Kasım ayında, KBY’nin ABD’nin önde gelen petrol şirketi Exxon Mobile ile imzaladığı anlaşmaya, Irak Başbakanı Maliki’nin direnç göstermesi ve Petrol Bakanı Hüseyin Şehristani’nin anlaşmanın yok hükmünde olacağını duyurması idi.[24] Petrol devi Exxon Mobil’in Kuzey Irak’ta petrol aramak üzere yaptığı anlaşmalar, Bağdat’taki yöneticiler arasında rahatsızlık yarattı. İngiliz Independent gazetesinin haberine göre, Bağdat yönetimi misillemeye yönelerek şirketi Irak’ın güneyinde işlettiği sahalardan çıkarma fikrini değerlendiriyor. Yapılan anlaşma, Bağdat’taki merkezi yönetimin ülkenin kuzeyinde Bağdat’a danışılmadan anlaşmalara girişilmemesi isteğini gözardı ediyordu. Erbil, Süleymaniye, Musul ve Kerkük yakınlarında bulunan altı sahadan üçü Bağdat yönetimi ile Kürt yönetimi arasında yetki ihtilafı yaşanan bölgelerde bulunuyor. Bağdat’taki siyasi liderler, dünyanın en büyük enerji şirketi olan Exxon Mobil’i bu şekilde ülkenin bütünlüğünü riske atmakla suçluyor. Enerjiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Hüseyin Şehristani, Irak’taki tüm petrol ve doğalgaz anlaşmalarının federal hükümetin onayını alması gerektiğini söylüyor. Şehristani kendilerine danışılmadan yapılan anlaşmaların meşru olmadığını ifade ediyor. Kuzey Irak’taki Kürdistan Özerk Yönetimi’nin lideri Mesud Barzani ise anlaşmadan Başbakan Nuri Maliki’yi önceden haberdar ettiğini ve böyle bir anlaşma yapılmasına muhalefet etmediğini söylemişti. Barzani, Irak hükümetini ise petrol ve doğal gaz kaynaklarının paylaşımına yönelik 140. maddenin uygulamaya konmasında ayak sürümekle suçladı.[25] Türkler, Kuzey Irak’ta üniversiteler, saraylar, köprüler, havalimanı ve birçok alt yapı projelerine imzalarını attılar.[26] 29 Mart 2011’de Başbakan Erdoğan’ın Irak gezisi kapsamında Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’e tarihi olarak nitelendirilen bir ziyarette bulundu. Kürt Bölgesel Yönetimi’nde ziyaretten günler önce hararetle tartışılan ziyaretin yarattığı başlıca beklenti, bir süredir gelişen ekonomik ilişkilerin sağlamlaşması ve bölgenin kalkınmasını hızlandırmasıydı. Zira Türk şirketlerinin yaptığı ve yapacağı yeni havaalanları, Türk bankalarının yeni şubeleri ve Türk firmalarının oluşturduğu yeni istihdam alanları bölge insanının refahını artırıcı etkiler doğurduğu için oldukça önemseniyor. Gerek bölge insanı gerek siyasiler aslında her açıdan Türkiye’ye yakın olmak istediklerini sık sık dile getiriyor.[27] 2012 yılında ekonomisi en çok büyüyen ülkeler arasında GSYİH % 10,9 büyüme oran ile Irak dördüncü sıradadır.[28]
Tarkan DENİZ
[1] Hasan Celal Güzel, “Kuzey Irak”, Timaş Yay., Temmuz 2007, s. 7.
[2] E. Büyükelçi Sönmez Köksal, “Irak’ın Kuzeyindeki Gelişmelerin Türkiye’ye Etkileri”, Bilgesam Yay., Rapor No: 6, s. 7.
[3] Metin Under & Melis Özpınar, Newsweek Türkiye Ekonomi, “Türk-Kürt Ortak Pazarı mı?”, 2.8.2009, Sayı 40, s. 59.
[4] Haber Ajanda, “Kürt Dubai’sini Türkler inşa ediyor”, http://www.haberajanda.com.tr/haber_yazdir.php?id=756.
[5] Selen Tonkuş Kareem, “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin 2011’inden 2012’ye Yansımaları” Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Ortadoğu Analiz Dergisi, Mart 2012, Cilt 4, Sayı 39, s. 22, 24 http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/201238_oanalizmart2012ebook.pdf.
[6] Lütfi Akdoğan, Lütfi Akdoğan ile Molla Mustafa Barzani’nin Kerkük, Kuzey Irak’ta Tercüman Gazetesi’nde 10 Nisan 1970 tarihinden itibaren bir ay boyunca “Barzani anlatıyor” başlığıyla yayınlanan röportajlarına ait yazı dizisini içeren “Molla Mustafa Barzani Anlatıyor” kitabı, Arka Plan Yay., Mar 2007, Bölüm 18, s. 73.
[7] Referans Gazetesi, “3 trilyon $’lık petrol Erbil’i ihya ediyor”, http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=123718.
[8] Ali Bulaç, Haber Ayna, “Enerji geçiş ülkesi olurken”, 19.10.2009, http://www.haberayna.com/haberdetay.asp?tarih=30.01.2010&Newsid=17875&Categoryid=4.
[9] Arzu Yorkan, “Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı ve Geleceği”, BİLGESAM Yay., 14.03.2008,
[10] Akşam Gazetesi ve EnerjiEnergy, “K.Irak’tan petrol ihracına ABD’den destek, 20.02.2011, http://www.enerjienergy.com/haber.php?haber_id=593.
[11] London Perspectivs (Londra Vizyon), “Kuzey Irak petrolüne dünya enerji devlerinin ilgisi artıyor”, 16.06.2009, http://londonperspectives.com/node/2192.
[12] The Oil and Gas Year (TO&GY) The Who’s Who of the global energy industry, Kurdistan Regional of Iraq 2009, Wildcat Publishing, s.10 ve daha fazla kaynak için:
TO&GY Kurdistan Regional of Iraq 2009, http://www.theoilandgasyear.com/book/issues3_demo.php ve
TO&GY Kurdistan Regional of Iraq 2011, http://www.theoilandgasyear.com/book/issues13_demo.php.
[13] The Oil and Gas Year (TO&GY) The Who’s Who of the global energy industry, Kurdistan Regional of Iraq 2009, s. 12.
[14] Kumru Başer, BBC Türkçe Servisi, “Öteki Irak yazı dizisi, Bölüm III. Türk şirket ve işadamlarının Kuzey Irak’taki rolü”, http://www.bbc.co.uk/turkish/specials/955_other_iraq/page5.shtml.
[15] Reuters, 10 Mart 2007 & Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği araştırma merkezi yayını Ekopolitik, “Türk Firmaları Kuzey Irak’ta Shell İle Ortaklık Yapacak”, http://www.ekopolitik.org/public/news.aspx?id=182&pid=29.
[16] Yener Yalçın, Star Gazete Ekonomi “Kuzey Irak’ta petrol dahil her işte Türk imzası var”, 16.11.2011, http://www.stargazete.com/ekonomi/kuzey-irak-ta-petrol-dahil-her-iste-turk-imzasi-var-haber-397522.htm.
[17] Ünsal Ereke, Habertürk Ekonomi, “Kuzey Iirak’tan 7 milyar’lık davet”, 11.09.2011, http://ekonomi.haberturk.com/makro-ekonomi/haber/668312-kuzey-iraktan-7milyar-lik-davet ve Enerji Enstitüsü,http://enerjienstitusu.com/2011/09/11/kuzey-iraktan-7-milyar-dolarlik-6000mw-termik-yatirim-daveti/#more-13444.
[18] Erhan Bilgin, Dünya Gazetesi, “Genel Enerji’den petrol boru hattına 400 milyon dolar”, 16.11.2011, http://www.dunya.com/news_detail.php?id=137679.
[19] Global Enerji Dergisi, “PETROL”, Sayı 38, http://www.globalenerji.com.tr/hab-23000204-113,38@2300.html.
[20] İsmail Küçükkaya, “Türkiye’nin ‘soft power’ı”, Akşam Gazetesi köşe yazısı, 15.05. 2006, http://arsiv.aksam.com.tr/yazar.asp?a=39891,10,19&tarih=15.05.2006.
[21] Akşam Gazetesi Ekonomi, “Genel Energy, Chia Surkh’taki hissesini yüzde 80’e çıkardı, gözünü Libya’ya dikti”, 17.01.2011, http://www.aksam.com.tr/genel-energy,-chia-surkhtaki-hissesini-yuzde-80e-cikardi,-gozunu-libyaya-dikti–93002h.html.
[22] DHA & Haberler, “Genel Enerji, Kuzey Irak Petrolü İçin Atakta”, 15.11.2011, http://www.haberler.com/genel-enerji-kuzey-irak-petrolu-icin-atakta-3124862-haberi/.
[23] Güneş Kömürcüler, Bloomberg Businessweek Türkiye, Kapak Konusu “İlk Türk Petrol Devi Doğuyor, Genel Energy PLC, Irak’ta Bir (İngiliz) Türk Petrol Şirketi”, 1-7 Nisan 2012 Haftası Sayısı, s. 55.
[24] Selen Tonkuş Kareem, “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin 2011’inden 2012’ye Yansımaları”, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Ortadogu Analiz Dergisi, Mart 2012, Cilt 4, Sayı 39, s. 12, http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/201238_oanalizmart2012ebook.pdf.
[25] BBC/Enerji Enstitüsü, “Exxon-Mobil’in Kuzey Irak hamlesi Bağdat’ı kızdırdı”, 9.12.2011, http://enerjienstitusu.com/2011/12/09/exxon-mobilin-kuzey-irak-hamlesi-bagdati-kizdirdi/.
[26] Gökhan Türk, “Irak’ın Kuzeyi’nin bölgesel entegrasyonu”, BİLGESAM Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi, 12.04.2010, http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=635:irakn-kuzeyinin-boelgesel-entegrasyonu&catid=77:ortadogu-analizler&Itemid=150, ve yazı ana kaynağı M.K. Bhadrakumar, Iraqi Kurds play with Turkish fire, Asia Times Online, Middle East, 15.04.2007, www.atimes.com/atimes/Middle_East/ID14Ak02.html www.atimes.com/atimes/Middle_East/ID14Ak02.html.
[27] Selen Tonkuş Kareem, “Başbakan Erdoğan’ın Ziyaretinin Ardından Erbil’den İzlenimler”, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM), 31.03.2011, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=1692.
[28] The Economist & Tempo, “2012’de Dünya” özel sayısı, s. 82.
One Comment »