ABD BAŞKANLIK YARIŞI HIZ KAZANIYOR

upa-admin 23 Ekim 2012 2.458 Okunma 0
ABD BAŞKANLIK YARIŞI HIZ KAZANIYOR

ABD’de Başkanlık seçimine sayılı günler kala Demokratların adayı Barack Hüseyin Obama ile Cumhuriyetçilerin adayı Mitt Romney arasındaki çekişme gitgide kızışmaktadır. Tüm dünya kamuoyunun odaklandığı başkanlık seçiminde iki farklı cephede yer alan adayların göreve gelmesi halinde, bunun Amerika’nın iç ve dış politikasını hangi yönde etkileyeceği sorusu gündemde yer almaktadır. Ya Amerika’nın ilk siyahi başkanı ve müzakereci yüzü Obama bir dönem daha görevde kalacak, ya da ABD’nin “şahinler” kanadını temsil eden Romney koltuğu devralarak ülkenin politik vizyonunu daha kuvvete ve yaptırıma dayanan hale getirecektir.

Türkiye’de Obama’nın destekçileri % 94’e ulaşmış durumda

Başkan Obama ve Romney’in karşı karşıya geldiği oturumlarda adeta kılıçlar çekilerek adaylar birbirlerinin zayıf yönlerini ön plana tutarak acımasızca eleştirmektedir. Söz konusu oturumlarda başkan adayı Romney’in daha baskın çıkışları ve Obama’yı köşeye sıkıştıran ithamlarına karşılık, Obama soğukkanlı tavırlarıyla Romney’in gaflarından faydalanmaya çalışmaktadır.

Dünya genelinde yapılan “ABD başkanı kim olsun?” adlı anketlerde Obama’nın ismi ön plana çıkarken, Türkiye’de Obama’ya olan desteğin % 94 seviyelerine geldiği görülmektedir.

ABD seçimleri öncesi veya sonrası İran’a müdahale düşünülemez.

Amerikalı uluslararası ilişkiler uzmanı ve aynı zamanda Foreign Policy dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapan David Rothkoph’a göre, başkanlık seçimleri yaklaşırken Obama, İran’ın nükleer başlık üretmesine çok az süre kala İran’a operasyon yapabileceğini iddia etmiştir. Elbette Rothkoph’un bu öngörüsü son derece ütopiktir. Aksine ABD halkı genelinde savaş karşıtlığının arttığı bir dönemde Obama’nın Irak ve Afganistan’dan sonra ülkeyi İran bataklığına saplaması Obama’nın Amerikan halkı gözündeki prestijine oldukça zarar verecektir.

Bunun yanı sıra Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Romney’in düzenlenen bir toplantıda başkanlık görevine gelmesi halinde Suriye’deki muhaliflerin silahlandırılabileceğini, bununda Türkiye ve Suudi Arabistan eliyle yapılabileceğini belirtmiştir. Demek oluyor ki Romney ekini tarafından, Türkiye’yi Esad güçleri ile karşı karşıya bırakmanın ve savaşın içine birebir çekmenin planları yapılmaktadır.

Romney için Yahudi Lobisi çok önemli

Dikkat dilmesi gereken bir başka önemli husus, başkan adayı Romney’in konuşmalarında İsrail üzerinde sürekli vurgu yapmasıdır. Bilhassa, başkan olması halinde İsrail’e kayıtsız şartsız destek mesajları vermesi, seçim zamanı yaklaştıkça ABD’nin en güçlü baskı grubu olan Yahudi Lobisinin desteğini almaya yönelik olduğunu ortaya koymaktadır.

Başkan adayı Romney’in seçimden galibiyetle ayrılması durumunda “Neo-con’lar” olarak tabir edilen şahinlerden bayrağı devralmış olacaktır. Nitekim Obama’nın Irak’tan Amerikan askerlerini çekmesini eleştiren Romney, George W. Bush zamanında bölgede edinilen kazanımların, Obama’nın yanlış politik aklı sonucu zarar gördüğünü iddia etmiştir.

ABD’nin dış politikasını sert bir zemine oturtma niyetinde olan Romney için İran’a yaptırımlar çok daha sertleşmeliyken, İsrail ile bağlar da bir o kadar güçlenmeliydi. Ayrıca ABD’de düzenlenen gizli bir toplantıdan medyaya düşen ses kaydında Romney, İsrail ile Filistin arasında iki devletli çözümün mümkün olmadığını ve Filistinlilerin kendilerini İsrail’in yıkımına odakladığını belirtmiştir.

“Değişim” adı Barack Hüseyin Obama’ydı.

2008 yılında “değişim” sloganıyla ABD’nin 44. Başkanı olarak göreve gelen Barak Hüseyin Obama, ilk dönemi boyunca çoğunlukla Amerikan ekonomisini düzlüğe çıkartabilmekle meşgul oldu. İkinci isminin Hüseyin olması ve ABD’deki ilk siyahi başkan olarak koltuğa oturması, George W. Bush döneminde yerle bir olan Amerikan imajının yeniden tesis edilmesi yolunda önem teşkil ediyordu.

Dış politikaya olduğu kadar iç meselelere de önem veren Obama sağlık sektöründe önemli reformlara imza atmıştır. Ayrıca yaklaşık 800 milyar dolan ekonomi paketiyle ABD’nin önde gelen otomotiv şirketlerini kurtardı. Başkan Obama Türkiye için büyük önem arz eden ermeni soykırım iddialarının alevlendiği her 24 Nisan’da yaptığı ilk konuşmasında “Büyük Felaket” anlamına gelen “Meds Yeghern” terimini kullanması ve iki taraf için de ortak tatmin edici tabiri bulmaya çalışması, kendisinin hem ABD’deki, hem de Türkiye’deki prestiji açısından önemliydi.

Obama’nın ilk göreve geldiği hafta yazmış olduğum gibi, devlet başkanları göreve geldiklerinde, ülkesinin devlet politikasını kendileri belirlemezler. Ülke politikaları konjonktüre göre şekillenmesinin ardından, bu politikaya uygun aday belirlenir ve iktidara getirilmektedir.

Haftanın Sözü:  “Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.” – Blaise PASCAL

 

Furkan KAYA

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.