Giriş
1979 İslam Devrimi öncesindeki Şahlık döneminde Amerika Birleşik Devletleri (kısaca ABD) ve İsrail’in bölgedeki en yakın müttefiki olan ve hatta stratejik iş birliği ve istihbarat paylaşımını öngören 1958 tarihli Çevresel Pakt veya Hayalet Paktı’nın Türkiye, Etiyopya ve Sudan’ın Hıristiyan bölgeleri ile birlikte aktif bir üyesi durumunda olan İran, Şii İslam doktrinine dayalı yeni rejimini 1980’lerden itibaren kurumsallaştırmaya başlamasının ardından, İsrail’in varlığına yönelik ideolojik husumetini daha belirgin hale getirmiştir. 1980-1988 döneminde Irak’la uzun bir savaşa itilen İran, 1990’lardan itibaren ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında Şii nüfus üzerinde etkili olabildiği yeni dış politikasını oluşturmaya ve başarılı bir şekilde icra etmeye başlamış ve bu sayede “Şii hilali” adı verilen Lübnan, Suriye ve Irak’ı kapsayan birçok ülke/bölgede çok etkili bir aktör haline gelmiştir. İran, bu doğrultuda ABD ve bilhassa da İsrail (Siyonizm) karşıtlığını, ekonomik sorunlar, siyasal dışlanmışlık ve Filistin Sorunu nedeniyle bölgedeki rejimlere ve Batı dünyasına yabancılaşan Şii nüfusa ve hatta genel olarak Müslüman nüfusa yönelik etkili bir ideolojik silah haline de getirmiştir. Geçtiğimiz yıllar içerisinde zengin doğal kaynaklarına karşın etkili bir ekonomik düzen oluşturamayan İran, buna karşın askeri/teknolojik/stratejik alanda kayda değer ilerleme sağlamış; örneğin, balistik füze sistemleri, vekil (proxy) güçlerine dayalı gölge savaşı stratejisi ve son olarak da nükleer programı konusunda ciddi atılım yapmıştır. Bu yazıda, İran’ın günümüzdeki durumu değerlendirilerek, son yaşanan İran-İsrail krizi mercek altına alınacaktır.
Rakamlarla Günümüz İran’ı
Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Pakistan, Afganistan ve Türkmenistan ile kara sınırına sahip olan İran (İslam Cumhuriyeti), başkenti nüfusu 10 milyona yaklaşan Tahran kenti olan ve yüzlerce yıllık Pers (Fars) medeniyetinin devamı niteliğindeki önemli bir devlettir.
İran haritası
Günümüzde 87,5 milyonluk yüksek bir nüfusa sahip olan İran, dünyanın en kalabalık 17. ülkesi durumundadır.[1] Buna karşın, 0,93’lük düşük nüfus artış hızı, İran’ın nüfusunun gelecekte azalacağını ortaya koymaktadır.[2] 1.648.195 kilometrekarelik yüzölçümüyle büyük de bir ülke olan İran, bu yönüyle de dünyada üst (19.) sıralardadır.[3] Dini açıdan oldukça homojen bir ülke olan İran’da nüfusun yüzde 98,5’lik çok büyük kesimi -neredeyse tamamı- Müslüman, yüzde 0,7’lik bölüm Hıristiyan (İsevi), yüzde 0,3’lük bölüm Bahai, kalan kısmı da diğer dinlere mensuptur.[4] İran’daki Müslüman nüfusun ise yüzde 90-95’inin Şii ve kalan kesiminin Sünni olduğu bilinmektedir.[5] İran nüfusu etnik açıdan ise oldukça heterojen olup; nüfusun yaklaşık yüzde 40’lık kesimi Azerilerden, yüzde 14 civarında bir bölümü de Kürtlerden oluşmaktadır.[6] Ülkede, ayrıca, Farslar dışında Beluçlar, Lurlar, Türkmenler ve Araplar gibi farklı etnik unsurlar da bulunmaktadır. Bu bağlamda, etnik açıdan dağınık durumdaki İran için Şii İslam, merkezi yönetim ve ulusal birlik açısından da faydalı bir faktör gibi görülmekte ve algılanmaktadır.
Dünyanın en yoğun doğalgaz kaynaklarına sahip ikinci (Katar’dan sonra)[7] ve petrol rezervlerine sahip dördüncü (Venezuela, Suudi Arabistan ve Kanada’dan sonra)[8] ülkesi olduğu düşünülen İran, 400 milyar doların altında kaldığı öngörülen ekonomik büyüklüğü (GDP) ile ise ancak 41. sırada yer alabilen bir devlettir.[9] Bu anlamda, İran, Batı yaptırımları nedeniyle doğal zenginliklerini kullanamayan verimsiz bir devlet durumundadır. Batılı ülkelerin sert ekonomik yaptırımlarına maruz kalan İran’ın en önemli ticaret ortakları ise Çin Halk Cumhuriyeti, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Türkiye, Hindistan ve Pakistan’dır.[10] Kişi başına düşen yıllık gelir düzeyinde de, İran, 4.420 dolar civarındaki performansıyla dünyada ancak 120. sıradadır.[11] Nitekim İran’ın Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi’ndeki yeri de 78.liktir.[12] Bütün bunlar, İran’ın tamamen stratejik hedefler (nükleer silahlara erişim, bölgesel etki vs.) hedefinde devletçi bir yapı içerisinde yönetilen ve halkının ihtiyaçlarını yeterince gözetmeyen bir devlet olduğunu ortaya koymaktadır. Zaten bu nedenlerle, İran, yurt dışına çok göç veren ve sürekli beyin göçüne uğrayan bir ülke durumundadır.
İran, dış politikasında ise Batı dünyasına alternatif siyasal oluşumlara üye olarak, Üçüncü Dünyacı bir dış politika geliştirmeyi amaçlamaktadır. Birleşmiş Milletler’in saygın bir üyesi olan İran, ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı, Bağlantısızlar Hareketi, G-19 Grubu, G-77 Grubu, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve son olarak da BRICS+ gibi platformlara üye olarak dış politikasını kurumsal bir düzeye taşımıştır.[13]
İran’ın siyasi sistemi de ideal bir demokrasi olmaktan oldukça uzaktır. Freedom House’un 2023 yılı raporuna göre, İran, 12/100 puanla siyasi haklar ve kişisel özgürlüklerin son derece kısıtlanmış olduğu “özgür olmayan” (not free) statüsünde otoriter bir devlettir.[14] Dini Lider (Ayetullah) adı verilen bir din görevlisinin sistemin en tepesinde olduğu İran İslam Cumhuriyeti, Platon (Eflatun) felsefesi esaslarına göre kurulu teokratik (Şii Şeriatına dayalı) bir devlettir. Nitekim anayasaya göre devletin başı halk oyuyla seçilen Cumhurbaşkanı olsa da, iç ve dış politika önceliklerinin belirlenmesi ya da silahlı kuvvetlerin ve emniyet güçlerinin sevk ve idaresi yetkileri daha çok Dini Lider’in uhdesinde toplanmıştır.[15] Ülkede bugüne kadar iki Dini Lider görev yapmış olup, İslam Cumhuriyeti’nin kurucusu Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin (1979-1989) ardından, bu görevi Ali Hamaney (1989-) üstlenmiştir. İran’da, Cumhurbaşkanı, Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin onayını almış adaylar arasından, 4 yıl süreyle ve en fazla üst üste iki dönem için halk tarafından seçilir. İlk turda adaylardan herhangi biri yüzde 50’nin üzerinde oy alamazsa, en fazla oy alan iki aday ikinci turda yarışırlar. Ülkedeki en son Cumhurbaşkanlığı seçimleri 18 Haziran 2021 tarihinde yapılmış olup, bu seçimde mevcut Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi, oyların yüzde 62’sini alarak ilk turda Cumhurbaşkanı seçilmiştir.[16] İran’ın tüm Cumhurbaşkanları ise şöyledir:
- Ebu’l-Hasan Beni Sadr (1980-1981),
- Muhammed Ali Recai (1981-1981),
- Ali Hamaney (1981-1989),
- Haşimi Rafsancani (1989-1997),
- Muhammed Hatemi (1997-2005),
- Mahmud Ahmedinejad (2005-2013),
- Hasan Ruhani (2013-2021),
- Seyyid İbrahim Reisi (2021-).
İbrahim Reisi
Son yıllarda oluşan siyasi düzene bakıldığında, İran’da iki dönem ılımlı/reformist kanattan (Hatemi, Ruhani), iki dönem ise muhafazakâr kanattan gelen (Ahmedinejad, Reisi) Cumhurbaşkanı’nın görev yaptığı/seçildiği ve molla rejiminin bu şekilde zaman zaman daha ılımlı ve Batı ile ilişkileri geliştirmeyi öngören, zaman zaman ise Batı karşıtlığının dozunu yükselten ve daha İslami/muhafazakâr isimlere yöneldiği görülmektedir. Mevcut Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, son dönemdeki alışılageldik sistem devam ederse, 2025 yılında bir kez daha Cumhurbaşkanı seçilmesi beklenmektedir.
İran İslam Cumhuriyeti’nin temel yasama organı olan İslami Danışma Meclisi ise, seçimle işbaşına gelen 290 üyeden oluşmaktadır.[17] Milletvekillerinin görev süresi 4 yıldır. Meclis, kanunların oluşturulması ve uluslararası belgelerin onaylanması gibi görevlere sahiptir. Kabul edilen yasa tasarıları onay için Anayasayı Koruyucular Konseyi’ne sunulur ve onay alındıktan sonra yasalaşır. Son İslami Danışma Meclisi seçimleri Mart 2024 tarihinde yapılmıştır. Katılımın düşük kaldığı (yüzde 41) 2024 İran parlamento seçimleri, genel anlamda sönük kalmıştır.[18]
13 Nisan 2024 İran’ın İsrail Saldırısı: Tarihi Bir Eşik Mi Aşıldı, Yoksa Göstermelik Bir Hamle Mi?
Yıllardır İsrail ve ABD’nin İranlı bilim adamları ve askerlere yönelik saldırılarına maruz kalan ve buna karşılık bölge ülkelerindeki Şii nüfusun oluşturduğu Suriye ve Lübnan’daki Hizbullah, Irak’taki Haşdi Şabi, Yemen’deki Husiler gibi vekil güçleri aracılığıyla İsrail ve Amerikan hedeflerine çeşitli saldırılar düzenleyen İran, 1 Nisan 2024 tarihinde İsrail’in Şam’daki İran Konsolosluğuna yönelik saldırısıyla sarsılmıştır. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları ordusundan ikisi General rütbesinde olan toplam 7 kişi öldürülmüş ve İran da bu olaya misillemede bulunacağını ilan etmiştir.[19]
Nitekim 1 Nisan saldırısının üzerinden 12 gün geçince, İran, 13 Nisan 2024 tarihi gece geç saatlerde İsrail’e tarihi bir saldırı düzenlemiş ve ilk kez kendisi doğrudan İsrail’e saldırı düzenleyerek önemli bir kırmızı çizgiyi aşmıştır. “Va’de-ye sādeq” (Dürüst Vaat) adı verilen operasyonda, İran, İsrail’e yönelik olarak entegre bir saldırı gerçekleştirmiş ve 170 kadar silahlı insansız hava aracı (SİHAlar), 30 kadar seyir füzesi ve 120 civarında balistik füzeyle İsrail’i vurmuştur. Saldırıların, İsrail’in F-35 savaş uçaklarını konuşlandırdığı Nevatim Hava Üssü ve Filistin’in Suriye sınırındaki Cebel el-Şeyh tepeleri başta olmak üzere[20] birçok stratejik noktayı hedef aldığı belirtilirken, ABD ve İngiltere’nin de desteklediği İsrail’in bu saldırıların yüzde 99’unu başarıyla önlediği iddia edilmiştir.[21]
Saldırının ardından ABD yönetimi İsrail’e destek açıklarken, Başkan Joe Biden, “Amerika’nın İsrail’in güvenliğine bağlılığının sarsılmaz” olduğunu belirtmiştir.[22] Avrupa Birliği (AB) ve birçok Avrupa ülkesi de (Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya, Yunanistan, Polonya, Belçika ve Hollanda) İsrail’e destek açıklamış ve İran saldırısını kınamışlardır.[23] İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bagheri ise, 5 saat süren operasyonun başarıyla gerçekleştirildiğini ve Nevatim Hava Üssü’nün kullanılamaz hale getirildiğini iddia etmiştir.[24] Bagheri, İsrail’in kendilerine bir misilleme yapması durumunda ise sonraki tepkilerinin daha da sert olacağını sözlerine eklemiştir.[25]
13 Nisan 2024 tarihli İran saldırısına dair uluslararası basın ve Türkiye medyasında konuşulanlar dikkate alındığında, iki temel görüşün öne çıktığı söylenebilir. Birinci görüş, İsrail ile İran’ın hasım ideolojileri ve dini fanatizm temelinde örgütlenen halk yığınlarıyla Ortadoğu siyasetinde ve güvenlik sektörünün işlerliğinde birbirlerinin durumlarını güçlendiren iki siyasal entite olması nedeniyle, aslında birbirleriyle savaş istemedikleri ve bu saldırının İsrail’e büyük zarar vermeyecek şekilde yapıldığı yönündedir. Bu görüşü savunan ve İsrail ile İran arasında sıcak bir savaşın başlamasının olasılıklı olmadığını düşünenler arasında Coşkun Başbuğ[26] -ki o da Netenyahu’nun provokatif hamlelerine vurgu yapmakta ve daha çok ABD ve İran’ın savaş istemediklerini vurgulamaktadır- ve Sedat Laçiner[27] gibi akademisyen ve güvenlik uzmanları bulunmaktadır. Ortadoğu uzmanı Mete Çubukçu da bu ihtimali tartışmıştır.[28] İkinci görüş ise, İran’ın İsrail’e yönelik saldırısının gayet ciddi planlanmış kapsamlı bir misilleme harekâtı olduğu ve İsrail’in Gazze’deki krizin yol açtığı uluslararası baskıdan kurtulmak için bölgesel bir savaşı başlatma eğiliminde olduğu yönündedir. Amerikalı emekli Albay Douglas Macgregor gibi birçok kişinin savunduğu bu görüşe göre[29], ülke içerisinde iktidarını kaybetme riski taşıyan İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu, sürekli olarak İran’a yönelik provokatif saldırılar düzenlemekte ve bir bölgesel savaşı tetikleyerek ABD’yi de bu savaşa çekmeye çalışmaktadır. Bu görüşe göre, İran’ın saldırısı da gayet başarılı olmuş ve İsrail’e ciddi zarar vermiştir. Nitekim Katar merkezli Al Jazeera kanalının yayınladığı son haberler ve görüntüler, saldırının yol açtığı zararı ortaya koymaktadır.[30]
Benim görüşüme göre ise, yeterli nükleer kapasiteye ulaşmadan olası bir bölgesel bir savaş riskini yaşamak istemeyen İran yönetimi, tarihinde ilk kez İsrail’i kendi topraklarında ve doğrudan kendisinden kaynaklanan füze ve dronelarla vurarak tarihi bir eşiği aşmış ve tabuyu yıkmış olsa da, misilleme saldırısında ölçülü davranmış ve birçok Generalini Konsolosluk saldırısında -ki normalde bir ülkenin toprağı sayılan Konsolosluk binasına saldırı savaş sebebi (casus belli) sayılmaktadır- kaybetmenin acısını İsrail’in askeri hedeflerine saldırarak almak istemiştir. Bu anlamda, ilk görüş aslında daha akla yatkın bir ihtimal ise de, savaş mekanizmasını tetikleyecek bu tarz hamlelerin sonrasında nelere yol açabileceği bütünüyle bilinmediği için, bundan sonra ikinci senaryonun gerçekleşmesi ve bir İsrail-İran Savaşı’nın başlaması da imkân dahilindedir. Bunun sebebi ise, her iki ülkedeki dinci-milliyetçi-sağcı hükümetlerin her seferinde misilleme yapma ihtiyacı duymaları ve el yükseltmeleri nedeniyle sonraki saldırının ardından ne olacağının önceden kestirilememesidir. Yani daha açık ifade etmek gerekirse, İsrail’in bu gece veya yakın zamanda yapacağı muhtemel misillemesinin İran’da yaratacağı tepkiler nedeniyle, İran’ın bundan sonraki atağı İsrail’i hedef alacak büyük bir saldırı olabileceği için, iki ülke arasında savaşın başlaması ciddi bir ihtimal haline gelebilir. Bu anlamda, ABD’nin veya her iki ülkeyle de diplomasi yürütebilecek kapasiteye haiz bir devletin devreye girip tansiyonu düşürememesi durumunda, kolaylıkla bir İran-İsrail Savaşı gerçeğiyle yüzleşme ihtimalimiz bulunmaktadır. Clausewitz’in “savaşın sisi” (Nebel des Krieges) adını verdiği bu durum, askeri operasyonlarda neyin gelişebileceğinin önceden bilinememesi ve anlık durumların ortaya çıkabilmesi riskidir. Bu nedenle, ciddi bir diplomasi atağı olmazsa, maalesef İran-İsrail gerginliği büyük bir bölgesel savaşla sonuçlanabilir.
Sonuç
Sonuç olarak, dini ve milliyetçi fanatizm tuzağına çekilen ülkelerin halklarını asla refah, barış ve istikrara ulaştıramayacakları gerçeği, İsrail-İran gerginliğinde bir kez daha görülmektedir. Dini esaslara göre yönetilen bu iki devlet de, büyük potansiyellerine karşın, sürekli kriz ve olağanüstü hal ortamında yaşamaya adeta mahkum edilmişlerdir. Bu ise, kuşkusuz, bu ülke halkları üzerinde olumsuz bir etki yaratmakta ve dünyada da bu ülke ve halklarının sevilmemelerine yol açmaktadır. Bu anlamda, tüm eleştirilere rağmen Türkiye’deki muhafazakâr/İslami hareketin ölçülü tepkileri ve sağduyulu yapısı bu iki ülkeye örnek olmalı ve Türk yönetiminin barış yönündeki çabaları desteklenmelidir. Neticede şu bir gerçektir ki, Batılı siyaset bilimcilerin “otokrasi” olarak değerlendirdikleri (!) Türkiye’de, daha birkaç gün önce yapılan yerel seçimlerde muhalefet büyük bir zafer kazanmış ve iktidar da yenilgisini kabullenmiştir. İşte bu olgun demokratik tavır ve barış ve istikrar arayışı, bölgedeki tüm ülke halkları ve yönetimlerine örnek olmalıdır.
Sonsöz, dileğimiz bu krizde her iki tarafta da sağduyunun hâkim olması, İsrail’deki demokratik kültür ve birikim, İran’daki de engin İslam medeniyeti ve köklü Fars devlet geleneğinin ağır basarak bölge ve dünya adına büyük bir felakete yol açılmamasıdır. Bu ortamda intikam yeminleri ve milliyetçi/dinci popülist retoriklere başvurmamak da son derece elzemdir. Türkiye, barış için her türlü çabaya hazırdır ve barıştan en çok istifade edecek olan ülke de Türkiye’dir.
Kapak fotoğrafı: https://nairametrics.com/2024/04/14/iran-israel-conflict-what-russia-china-are-saying/
Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] The World Factbook, “Iran”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.cia.gov/the-world-factbook/countries/iran/#people-and-society.
[2] The World Factbook, “Iran”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.cia.gov/the-world-factbook/countries/iran/#people-and-society.
[3] The World Factbook, “Iran”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.cia.gov/the-world-factbook/countries/iran/#geography.
[4] The World Factbook, “Iran”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.cia.gov/the-world-factbook/countries/iran/#people-and-society.
[5] U.S. Department of State (2022), “2022 Report on International Religious Freedom: Iran”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.state.gov/reports/2022-report-on-international-religious-freedom/iran/#:~:text=Religious%20Demography,to%2010%20percent%20are%20Sunni..
[6] Ali M. Koknar (2006), “Iranian Azeris: A Giant Minority”, The Washington Institute for Near East Policy, 06.06.2006, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.washingtoninstitute.org/policy-analysis/iranian-azeris-giant-minority.
[7] Worldometers, “Natural Gas Reserves by Country”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.worldometers.info/gas/gas-reserves-by-country/.
[8] Worldometers, “Oil Reserves by Country”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.worldometers.info/oil/oil-reserves-by-country/.
[9] International Monetary Fund (2024), “World Economic Outlook Database”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.imf.org/en/Publications/WEO/weo-database/2023/October/weo-report?c=512,914,612,171,614,311,213,911,314,193,122,912,313,419,513,316,913,124,339,638,514,218,963,616,223,516,918,748,618,624,522,622,156,626,628,228,924,233,632,636,634,238,662,960,423,935,128,611,321,243,248,469,253,642,643,939,734,644,819,172,132,646,648,915,134,652,174,328,258,656,654,336,263,268,532,944,176,534,536,429,433,178,436,136,343,158,439,916,664,826,542,967,443,917,544,941,446,666,668,672,946,137,546,674,676,548,556,678,181,867,682,684,273,868,921,948,943,686,688,518,728,836,558,138,196,278,692,694,962,142,449,564,565,283,853,288,293,566,964,182,359,453,968,922,714,862,135,716,456,722,942,718,724,576,936,961,813,726,199,733,184,524,361,362,364,732,366,144,146,463,528,923,738,578,537,742,866,369,744,186,925,869,746,926,466,112,111,298,927,846,299,582,487,474,754,698,&s=NGDPD,&sy=2021&ey=2028&ssm=0&scsm=1&scc=0&ssd=1&ssc=0&sic=0&sort=country&ds=.&br=1.
[10] Dalga Khatinoglu (2024), “Iran Faces Trade Imbalance as Major Partners Reduce Imports”, Iran International, 02.02.2024, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.iranintl.com/en/202402024900; OEC, “Iran”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://oec.world/en/profile/country/irn.
[11] International Monetary Fund (2024), “GDP per capita, current prices”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.imf.org/external/datamapper/NGDPDPC@WEO/OEMDC/ADVEC/WEOWORLD.
[12] Human Development Reports, “Human Development Insights”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://hdr.undp.org/data-center/country-insights#/ranks.
[13] Pars Times, “Membership in International Organizations”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.parstimes.com/int_organizations.html.
[14] Freedom House (2023), “Iran”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://freedomhouse.org/country/iran/freedom-world/2023.
[15] Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, “İran’ın Siyasi Görünümü”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.mfa.gov.tr/iran-siyasi-gorunumu.tr.mfa.
[16] Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, “İran’ın Siyasi Görünümü”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.mfa.gov.tr/iran-siyasi-gorunumu.tr.mfa.
[17] Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, “İran’ın Siyasi Görünümü”, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.mfa.gov.tr/iran-siyasi-gorunumu.tr.mfa.
[18] Ghadir Golkarian (2024), “İran’da 2024 Parlamento Seçimleri Sönük Kaldı…”, Uluslararası Politika Akademisi, 05.03.2024, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://politikaakademisi.org/2024/03/05/iranda-2024-parlamento-secimleri-sonuk-kaldi/.
[19] Dünya (2024), “ABD’li yetkili açıkladı: Biden’dan Netanyahu’ya uyarı”, 15.04.2024, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.dunya.com/dunya/abdli-yetkili-acikladi-bidendan-netanyahuya-uyari-haberi-723005#:~:text=%C4%B0srail%2C%20%C4%B0ran’%C4%B1n%20%C5%9Eam’,geldi%C4%9Fini%20ve%20misillemede%20bulunacaklar%C4%B1n%C4%B1%20duyurmu%C5%9Ftu..
[20] Bakınız; https://twitter.com/SavunmaSanayiST/status/1779748164418908520.
[21] Independent Türkçe (2024), “4 soruda İran’ın İsrail saldırısı”, 14.04.2024, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.indyturk.com/node/715071/d%C3%BCnya/4-soruda-i%CC%87ran%C4%B1n-i%CC%87srail-sald%C4%B1r%C4%B1s%C4%B1.
[22] BBC News Türkçe (2024), “İran’dan İsrail’e ‘pervasız misillemede bulunmama’ uyarısı”, 13.04.2024, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/turkce/articles/c51n567gnx5o.
[23] Independent Türkçe (2024), “4 soruda İran’ın İsrail saldırısı”, 14.04.2024, Erişim Tarihi: 15.04.2024, Erişim Adresi: https://www.indyturk.com/node/715071/d%C3%BCnya/4-soruda-i%CC%87ran%C4%B1n-i%CC%87srail-sald%C4%B1r%C4%B1s%C4%B1.
[24] Bakınız; https://www.khabaronline.ir/news/1895043/%D8%B9%D9%85%D9%84%DB%8C%D8%A7%D8%AA-%D8%AA%D8%B1%DA%A9%DB%8C%D8%A8%DB%8C-%D8%B3%D9%BE%D8%A7%D9%87-%D9%BE%D8%A7%D8%B3%D8%AF%D8%A7%D8%B1%D8%A7%D9%86-%D8%B9%D9%84%DB%8C%D9%87-%D8%A7%D8%B3%D8%B1%D8%A7%D8%A6%DB%8C%D9%84-%D8%AF%DB%8C%D8%B1%D9%88%D8%B2-%D8%B7%D9%88%D9%81%D8%A7%D9%86-%D8%A7%D9%84%D8%A7%D9%82%D8%B5%DB%8C.
[25] https://www.khabaronline.ir/news/1895043/%D8%B9%D9%85%D9%84%DB%8C%D8%A7%D8%AA-%D8%AA%D8%B1%DA%A9%DB%8C%D8%A8%DB%8C-%D8%B3%D9%BE%D8%A7%D9%87-%D9%BE%D8%A7%D8%B3%D8%AF%D8%A7%D8%B1%D8%A7%D9%86-%D8%B9%D9%84%DB%8C%D9%87-%D8%A7%D8%B3%D8%B1%D8%A7%D8%A6%DB%8C%D9%84-%D8%AF%DB%8C%D8%B1%D9%88%D8%B2-%D8%B7%D9%88%D9%81%D8%A7%D9%86-%D8%A7%D9%84%D8%A7%D9%82%D8%B5%DB%8C.
[26] Bakınız; https://www.youtube.com/watch?v=D9GOs6_UXBc.
[27] Bakınız; https://www.youtube.com/watch?v=LQWlLlYACD4.
[28] Bakınız; https://www.youtube.com/watch?v=QtP9XZOeaJA.