GİRESUN ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. CENK ÖZGEN’LE MÜLAKAT: TÜRKİYE’NİN OLASI EUROFIGHTER TEDARİKİ

upa-admin 22 Ocak 2024 456 Okunma 0
GİRESUN ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. CENK ÖZGEN’LE MÜLAKAT: TÜRKİYE’NİN OLASI EUROFIGHTER TEDARİKİ

Doç. Dr. Eren Alper YILMAZ: Merhaba değerli Uluslararası Politika Akademisi/UPA okurları. Bugün askeri savunma teknolojileri alanında Türkiye’nin ileri gelen isimlerinden, Giresun Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü öğretim üyesi Sayın Doç. Dr. Cenk Özgen ile birlikteyiz. Hocam, ilk soru ile hemen mülakatımıza başlayalım isterseniz. Son zamanlarda Türkiye’nin Eurofighter tedarik etme niyetinde olduğu Milli Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler tarafından açıklandı. ABD’nin F-16 satışı konusunda takındığı muğlak tutumu da göz önünde bulundurarak bu açıklamayı nasıl yorumluyorsunuz?

Doç. Dr. Cenk ÖZGEN: Aslında Türkiye’nin Eurofighter ile birlikte anılması nereden baksak 20 yılı buluyor. Farklı dönemlerde bu uçak Türkiye’nin gündemine girdi. Hatta geçmişte Türk pilotlarının Eurofighterlar ile test uçuşları yaptıklarını da biliyoruz. Yunanistan’ın Fransa’dan Rafale uçaklarını satın alması ve ABD’nin Türkiye’nin F-16 tedarik ve modernizasyon taleplerini sürüncemede bırakması Eurofighter’ı bir kez daha gündeme getirmiş gibi görünüyor.

Bence Türkiye’nin önceliği Milli Muharip Uçak KAAN’ın geliştirilmesinde olmalı. Lakin en iyimser tahminle KAAN’ın Türk Hava Kuvvetleri’ne teslimatlarına başlanıp, ilk filonun Başlangıç Harbe Hazırlık Seviyesine ulaşması 2030’ları bulacaktır. Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterine en son Peace Onyx IV Programı kapsamında 2011-2012 yıllarında 30 adet yeni F-16C/D Block 50+ girdi.  O günden bugüne ise sadece Yunanistan değil, bölgedeki pek çok devlet yeni savaş uçağı alımları gerçekleştirdi ki, bunların içerisinde hem 4+ hem de 5. nesil kategorisinde son derece gelişmiş platformların olduğunu söylemeliyiz. Bu gelişmelere, S-400’lerin gerekçe gösterilerek F-35 programından çıkarılmamız ve bilhassa envanterdeki F-4E 2020’lerin hizmet ömürlerinin sonuna yaklaşmaları da eklendiğinde, Türk Hava Kuvvetleri’nin hem yeni savaş uçağı tedarikine, hem de envanterdekilerin modernizasyonuna ihtiyaç duyduğu bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz.

Aslında Türk Hava Kuvvetleri’nin lojistik ve eğitim faktörlerini dikkate alarak ilk tercihinin F-16 Block 70’ler olduğunu değerlendiriyorum. Ancak ABD’nin menfi tutumu Türkiye’yi farklı arayışlara yönlendiriyor. Bu bağlamda, Rusya ya da Çin’den uçak tedarikinin gerçekleşmesini siyasi nedenlerle pek mümkün görmüyorum. Bilhassa sosyal medyada alternatifler arasında gösterilen Pakistan’ın JF-17’sine ise hem kabiliyetlerini hem de HÜRJET’in potansiyelini düşünerek mesafeli yaklaşıyorum. Batı menşeli alternatifleri ise Fransa’nın Rafale, İsveç’in Gripen ve Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve İspanya ortaklığının Eurofighter çözümü oluşturuyor. Rafale’in siyasi, Gripen’in ise hem siyasi, hem de teknik nedenlerden ötürü liste dışı kaldığını mütalaa ediyorum. Mevcut denklemde yurt dışından yeni savaş uçağı tedarik edilecekse Eurofighter’a yönelinmesi en doğru hareket tarzı olarak görünüyor.

Doç. Dr. Eren Alper YILMAZ: Peki Türk Hava Kuvvetleri’nin harekât ihtiyaçları doğrultusunda olası Eurofighter tedarikini nasıl değerlendirirsiniz?

Doç. Dr. Cenk ÖZGEN: Çok rollü bir savaş uçağına evirilmiş olmakla beraber, Eurofighter asıl olarak hava-hava görevlerinde yüksek başarıma sahip bir platform olarak karşımıza çıkıyor. Ben envanterdeki insanlı ve insansız platformların özellikleri dikkate alındığında, Türk Hava Kuvvetleri’nin de hava-yer görevlerinden ziyade hava-hava görevleri özelinde bir kabiliyet artışı arayışında olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan Eurofighter doğru bir adres gibi duruyor.

Türk Hava Kuvvetleri’nin Tranche 4 olarak adlandırılan en son ve gelişmiş konfigürasyonu isteyeceğini tahmin edebiliriz. Bu konfigürasyondaki uçakların başta AESA radarı olmak üzere, birçok modern aviyonik ve silah sistemini bünyesinde barındırdığı anlaşılıyor. Ancak bugün sipariş verilse dahi ilk uçakların hizmete girip harbe hazır seviyeye gelmesi yıllar alacaktır. Bu nedenle, ilk etapta Tranch 1 kategorinde ikinci el uçakların alınması mutlaka düşünülmelidir. Birleşik Krallık, elindeki Tranch 1’leri hizmet dışına çıkarma kararı aldı ki, bu uçakların gövde ömürlerinin yarısına dahi ulaşmadığı ifade ediliyor. Tranch 1’ler pilotların ve bakım personelinin eğitiminde rahatlıkla kullanılabilir. İlaveten, E-7T HİK uçaklarıyla birlikte hava-hava görevlerinde de etkin rol alabilir.

Öte yandan, Eurofighter tedarik edilse dahi envanterdeki F-16’ların modernize edilmesinin gerekeceği unutulmamalıdır. Block 70 kitlerinin satışı konusunda ABD’nin nasıl bir tutum takınacağını kestirmek maalesef mümkün değil. Olumsuz senaryoda uçakların TUSAŞ tarafından modenizasyonu gerçekleştirilebilir. Nitekim TUSAŞ, F-16C/D Block 30’ların modernizasyonuna yönelik hayata geçirilen Özgür Projesi ile bu alanda zaten belli bir tecrübeye sahip oldu. Pekâlâ bunun üzerinden gidilebilir. Yine de, ABD ilgili kitlerin satışına onay verirse, mutlaka bir miktar alınması taraftarıyım. Bunu hem kendi modernizasyonumuzun artı ve eksilerini görmemiz, hem de Yunan Hava Kuvvetleri’ndeki muadil uçakların kabiliyetlerini öğrenmemiz açısından gerekli görüyorum.

Doç. Dr. Eren Alper YILMAZ: Son olarak Almanya, Eurofighter ihracatı konusunda Suudi Arabistan’a uyguladığı ambargoyu kaldırdı. Benzer bir adımın Türkiye için de gelmesini bekleyebilir miyiz?

Doç. Dr. Cenk ÖZGEN: Almanya’nın Suudi Arabistan’a Eurofighter satışına yeşil ışık yakmasını olumlu görüyorum. Konunun siyasi olduğu kadar ekonomik boyutu olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Bir süredir Alman savunma sanayii çevrelerinde söz konusu ihracat kısıtlamasına yönelik tepkiler dile getirilmekteydi. Bu çevrelerden hükümete baskı yapıldığı kanaatindeyim. Kaldı ki, Almanya’nın tutumu başta Birleşik Krallık olmak üzere, konsorsiyuma üye diğer devletlerde de rahatsızlık yaratmaktaydı. Bu minvalde, son dönemde Alman vetosunu bypass edecek adımların atılabileceği dahi yüksek sesle dillendirilmeye başlanmıştı. Yalnız bu konuda en ilginç tepkinin Eurofighter konsorsiyumunda yer almayan Fransız Dassault Aviation firmasından geldiğini söylemeliyim. Halen Fransa, Almanya ve İspanya 6. jenerasyon savaş uçağı geliştirme projesi olan FCAS’ta birlikte çalışmakta. Dassault Aviation CEO’sunun, Almanya’nın Eurofighter konusundaki tutumunun gelecek için kendilerini kaygılandırdığını ifade etmesi dikkat çekiciydi.

Tüm bu gelişmeleri göz önünde bulundurduğumuzda, önümüzdeki dönemde Türkiye’ye yönelik olarak da benzer bir hamlenin gelmesi kesinlikle sürpriz olmayacaktır. Almanya, Türkiye’ye Eurofighter satışını geciktirebilir. Ancak satışa mani olmasını makul bir gerekçeye dayandıramayacağı için, konsorsiyuma üye diğer devletlerin girişimleriyle son kertede geri adım atmak durumunda kalacaktır. Sonuç olarak, Türkiye, Eurofighter konusunda kararlı bir duruş ortaya koyarsa, Almanya engelinin bir şekilde aşılabileceği görüşündeyim.

Doç. Dr. Eren Alper YILMAZ: Cenk hocam, böylesine önemli bir alanda UPA için yapmış olduğunuz katkılar için teşekkür eder ve size akademik alandaki başarılarınızın devamını dilerim.

Doç. Dr. Cenk ÖZGEN: Davet ettiğiniz için ben de size teşekkür ederim, bundan sonraki yayın hayatınızda da başarılar dilerim.

Röportaj: Eren Alper YILMAZ

Tarih: 22.01.2024

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.